Al-Sat yapan kazanacak

Piyasalardaki beklentileri ve yatırım stratejilerini İş Yatırım Genel Müdürü Erdal Aral ile konuştuk...

19.02.2016 11:04:370
Paylaş Tweet Paylaş
Al-Sat yapan kazanacak
Türkiye piyasaları açısından 2015, çok da iyi geçmedi. Gelişen ülkeleri destekleyen parasal genişleme sürecinde sona yaklaşılması, 1 Kasım seçimine kadar olan süreçte yaşanan siyasi belirsizlikler, jeopolitik riskler, Çin kaynaklı büyüme endişeleri derken halkaya Rusya krizi de eklendi. 1 Kasım seçimi sonrasında kısa vadede bir rahatlama ve ralli olmasına rağmen sonrasında ekonomi yönetimine yönelik belirsizlik ve Rus savaş uçağının sınır ihlali nedeniyle 24 Kasım tarihinde düşürülmesi, piyasalarda volatiliteyi tekrar artırdı. 16-17 Aralık ABD Merkez Bankası’nın (FED) toplantısında faiz artırım sürecinin başlaması beklentisi de ayrıca yakından izleniyor. İşte böyle kritik bir döneme girerken piyasalardaki beklentileri ve yatırım stratejilerini İş Yatırım Genel Müdürü Erdal Aral ile konuştuk:
* Aralık ayını hangi seviyelerden kapatırız? Noel Baba rallisi beklentisi rafa kalktı mı?
 Yıl sonu rallisi FED’in nasıl bir yol izleyeceğine bağlı. FED’den gelecek olası bir faiz artışı, bu ihtimali oldukça azaltıyor. Öte yandan yurtiçinde gelişmekte olan ülkeleri zorlayan bir küresel konjonktürde AK Parti hükümetinin yabancı yatırımcıları çekmek için piyasa dostu yapısal reformlara odaklanmasını bekliyoruz. Bu bağlamda gelecek yıl atılmaya başlanmasını beklediğimiz adımların öne çekilmesi durumunda piyasalarda olumlu bir hava hâkim olabilir.
* Yılın son ayında döviz ve faiz piyasalarında nasıl hareket olur?
 Yılın son ayında döviz ve faiz piyasalarındaki hareket FED, ECB, Rusya, siyaset gibi gelişmelere bağlı olacak. FED’in faiz artışına rağmen güvercin bir yaklaşıma işaret etmesi ve yurtiçinde ekonomi yönetiminden gelecek olumlu haberler, dolar/TL’yi 2,75’e, BİST100’ü ise 85.000 seviyelerine çekebilir. Öte yandan FED’den aksi yönde bir açıklama gelmesi veya diğer olası olumsuz gelişmeler, ilk etapta dolar/TL kurunu 2,94’lü seviyelere yükseltirken, BİST100’ü ise 78.00’li seviyelere geriletebilir. Faiz cephesinde ise iyimser senaryoda 10 yıllık gösterge tahvil faizinin yüzde 9,5’e kadar gerilemesi mümkün olabilir. 
* 2016, 2015’e göre nasıl bir yıl olur? Daha iyimser misiniz? 
 2016 geneline bakıldığında ABD’de faiz artışına bağlı olarak gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımlarında zayıflamanın süreceği kanısındayız. Bu nedenle Türkiye, diğer emsalleri gibi kurda ve faizde baskı altında kalabilir. Türkiye’nin diğer ülkelerden olumlu ayrışması ise yurtiçinde uygulanacak politikalara bağlı. Gelecek yılın sonunda dolar/TL’nin 3,30’lu seviyelere yaklaşacağını, 10 yıllık tahvil faizinin ise yüzde 10,5’e kadar yükseleceğini düşünüyoruz. Gelişmekte olan ülkeler kaynaklı olumsuz bir dışsal şok gelmemesi ve hükümetin reform programını uygulaması halinde BİST’in yıl içinde 95.000 seviyesine kadar yükselebileceğini düşünüyoruz. Sonuçta 2016 yılında da volatil bir süreç yaşanacaktır. Bu süreçte borsada trendleri takip edip al-sat yapan yatırımcılar daha kazançlı çıkar. 
* Piyasalar için sizce kritik gösterge nedir? En çok hangi göstergeyi takip ediyorsunuz? 
 FED’in faiz artıracağını zaten biliyoruz ve fiyatlanıyor. Gelişen piyasaların odaklanması gereken nokta risk primlerini doğrudan etkileyen ABD 10 yıllık faiz oranının hareket tarzı. Şu anda oran yüzde 2,25 seviyelerinde. FED’in kısa vadeli faiz artırımına ABD 10 yıllık faizi çok hızlı tepki verirse bu durum dünyayı olumsuz etkileyecektir. FED faiz artırımadımı daha küçük olursa, ABD 10 yıllıklarının etkilenme düzeyi sınırlı kalır. Bu da negatifliği azaltır. Beklenti FED’in küçük adım atması yönünde. 2013 Mayıs ayında FED faiz artıracağını söylemeden önce BİST100, 91.800 seviyelerinde zirve yapmışken ABD 10 yıllıkları yüzde 1’li seviyelerdeydi. Uluslararası rezerv gelişimimiz ve dış borç stoku verilerimizin de iyi takip edilmesi gerekiyor. ~* 2016 için olumlu ve olumsuz senaryonuz ne?
 Olumlu senaryoda, Çin’de daha kötü verilerin gelmemesi ve iç tüketim odaklı büyüme modeline geçiş sağlanması ve büyüme yönlü hareketini sağlanabilmesi önemli. FED, beklendiği şekilde küçük, dikkatli adımlarla faiz artırmalı. İçeride ise yeni hükümetle birlikte reformlar yapılmalı. Bu durum, Türkiye’nin risk primini düşürür. Bu durumda endeks 85.000’leri kırıp 90.000 seviyelerine gider. Daha üstünü söyleyemiyoruz. Çünkü daha üstünü gördüğümüz dönemde ABD 10 yıllıkları yüzde 1’li seviyelerdeyken, şimdi yüzde 2,25’lerde. ABD’nin faiz artıracağı bir dönemde ABD 10 yıllıklarında düşme beklentimiz yok. Olumsuz senaryoda bunun tersi düşünülmeli. Ancak bunun gerçekleşmesi ihtimali düşük. Böyle bir senaryo bizi 70.000’e taşır. Bizim baz senaryomuz ise iyimsere yakın.
* Bu piyasa şartlarında portföyler nasıl şekillenecek? Hangi yatırım araçları öne çıkacak?
 Endeks son dönemde 85.000��li seviyelerden 78.000’li seviyelere indi. Önümüzdeki dönemde de bu tarz dalgalanmalar olacak. Trade etmeyen yani al-sat yapmayan yatırımcının, 2015 yılında olduğu gibi 2016’da da borsada para kazanması zor. Alıp tutanlar için 75.000, hatta 70.000’e yakın seviyeler fırsat tanır. 85.000’in üstünden alıp tutanların, taşıma maliyeti ve enflasyonu düşündüğünüzde para kazanması zor. Borsa yerine bu seviyelerde yüzde 10 getiri sunan mevduat daha anlamlı. Hatta ÖST’lerde yüzde 14-15 getirisi olan kağıtlar var. Yine portföylerde ağırlıklı dolar öneriyoruz. Portföy dağılımında yüzde 60-65 civarında döviz ve TL faiz ürünler olmalı. Geri kalan tarafta dikkatli seçim yapılarak doğru endeks seviyelerinden hisse alınmalı. Örneğin 85.000’in üstünden çok fazla hisse önermem.

ARALIK’TAKİ 4 KRİTİK GÜNDEM 
FED:
 Aralık ayında piyasalar açısından en önemli gündem FED’in faiz artışına gitmesi olacak. Son veriler ve FED yetkililerince yapılan açıklamalar ışığında aralık ayında ilk faiz artışının yapılma ihtimali oldukça arttı. Toplantıda, 2016’da FED’in faiz artırım döngüsünü hangi hızda yapacağına yönelik vereceği sinyaller takip edilecek. Son günlerde FED’in ufak adımlarla hareket edeceği konusundaki beklentiler, dolarda bir miktar gevşemeye, gelişmekte olan ülke para birimlerinde rahatlamaya sebep oldu. 
SİYASET: Yurtiçinde gözler yeni hükümetin ekonomi yönetiminde ve izleyeceği politikalarda olacak. Yapısal ve ekonomik reformları uygulama konusunda istekli olan Ak Parti hükümetinin atabileceği olası adımlar yurtiçinde piyasaların yönünü belirlemede etkili olacak. 
ECB: Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) aralık ayında ek parasal genişlemeye gidip gitmeyeceği önemli olacak. FED’in faiz silahını çekmeye hazırlandığı bir ortamda Avrupa’dan gelecek ek gevşeme haberi Euro’nun dolar karşısında daha da güç kaybetmesine neden olacaktır. Nitekim AMB’nin enflasyonu yükseltmek amacıyla hem faizlerde bir indirime hem de varlık alımlarında artışa gideceği beklentisi hakim. 
RUSYA: Rusya ile çıkan krizde yara sıcakken durum tespiti yapmak doğru değil, ancak yapılan ilk değerlendirmeler Rusya’nın iktisadi olarak misillemede bulunacağını ve Türkmenlere yönelik askeri müdahalenin artacağını gösteriyor. Batı’nın yaptırımları ve düşük petrol fiyatları nedeniyle kan kaybetmesine rağmen Rusya, Türkiye için halen önemli bir pazar. Yılın ilk 9 ayında ihracatımızdaki yüzde 40 azalmaya rağmen Rusya 10’uncu büyük pazarımız. Gelen misafir sayısındaki yüzde 20 gerilemeye rağmen Almanya’nın ardından ikinci büyük turizm pazarımız olmayı sürdürüyor. Rusya ile gerginliğin artması durumunda ekonomiye ilave 2,5 -3 milyar dolarlık yük gelebilir.
~2016’DA DENGE NEREDE?
DOLAR

Yurtiçinde belirsizliklerin azalmasıyla birlikte 2016’da Türkiye’nin diğer gelişmekte olan ülkelerle benzer hareket edeceğini düşünüyoruz. Bu nedenle FED’in para politikasında izleyeceği yol, gelecek yıl kur cephesinde en temel belirleyici olacak. FED’in piyasa beklentileriyle uyumlu hareket ettiği, Türkiye’de enflasyonun yüzde 8’li seviyelerde olduğu bir senaryoda, dolar/TL’nin 2016 sonunda 3,30’a ulaşabileceğini düşünüyoruz.
GÖSTERGE FAİZ
Gelişmekte olan ülke varlıklarına yönelik risk iştahında azalmaya ve ABD 10 yıllık tahvil faizlerindeki yükselişe bağlı olarak gösterge faizde kısmi bir artışın olacağını düşünüyoruz. Ancak Türkiye’ye yönelik risk algısının iyileşmesi nedeniyle tahvil faizlerindeki yükselmenin sınırlı kalacağı kanısındayız. Bu nedenle yıl sonunda yeni denge yüzde 10,5 seviyesinde oluşabilir. Para politikasında ise FED’in faiz artırımlarına başlamasıyla birlikte normalleşme sürecinde TCMB de bağımsız olarak gerekli aksiyonları alır. Para piyasası faizlerinin 50 baz puan artışla yüzde 10,5 seviyesini yükselmesini bekliyoruz. En olumlu senaryoda ise yüzde 9,5 seviyeleri gözüküyor.
BORSA
Endekste 12 aylık hedef değerimiz, 97.000 seviyesinde ve BİST için ‘Biriktir’ notumuz var. Ancak makro ve şirket tahminlerimizdeki değişikliklere göre notumuzu aralık ayında aşağı yönlü güncelleyeceğiz ve defansif hisseler önereceğiz. İş Yatırım’ın model portföyünde 11 hisse var. Özellikle seçim öncesi dönemde düşüşte en fazla cezalandırılan sektör olan bankacılığa daha fazla yer vermeye başladık.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz