Borsa rakiplerine göre iskontolu

Yıla hızlı giri. ve piyasalarda gelinen seviyeler stratejilerin yeniden belirlenmesi sonucunu doğuruyor. Borsanın rakip ülkelere göre iskontosunun devam ettiğini söyleyen İş Portföy Genel Müdürü TEVF/K ERASLAN, bankaların ve temettü verimi yüksek şirketlerin hisselerini öneriyor. TL’nin dolar ve Euro sepetine karşı reel olarak değerlenme olasılığını yüksek gören Eraslan, yılın ilk yarısı için uzun vadeli bono yatırımı tavsiye ediyor. Son dönemin yükselen değeri altın içinse yükseliş potansiyelini sınırlı görüyor.

9.03.2015 15:17:320
Paylaş Tweet Paylaş
Borsa rakiplerine göre iskontolu
Türk finansal piyasaları 2015 yılına olumlu bir giriş yaptı. Dünya piyasalarında hızla gerileyen petrol fiyatlarının olumlu etkileri ve 2014’te yüksek seyreden tarım fiyatlarının, 2015 yılı içinde tarihsel ortalamalara döneceğine yönelik öngörüler, enflasyonun özellikle yılın ilk yarısında yüzde 5-6 aralığına gerileyeceği beklentisini de beraberinde getirdi. Para Politikası Kurulu’nun (PPK) enflasyon beklentilerinin hedefle uyumlu olana dek, sıkı para politikasına devam edeceği vurgusu da enflasyon beklentilerini olumlu etkileyen bir diğer unsur oldu. Öte yandan, gerileyen petrol fiyatlarının Türkiye’nin enerji ithalatını azaltacağı ve cari işlemler açığının milli gelire oranının yüzde 5’li seviyelerin altına gerileyeceği düşüncesi, TL cinsi varlıkların fiyatlarına olumlu yansıdı. Yurtdışında ise Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) devam eden düşük büyüme ve durgunluk riskine karşı geniş çaplı bir parasal genişleme programı açıklaması da tüm riskli varlıkları olduğu gibi gelişmekte olan ülke kategorisinde yer alan Türk varlıklarını da olumlu yönde etkiledi. Gelinen seviyeler itibarıyla hesaplar yeniden yapılıyor, önerilerde değişikliğe gidiliyor. Biz de gelinen yeni seviyelerde piyasa tahminlerini ve yatırım stratejilerini 17,2 milyar TL’yi yöneten GH Portföy’ün genel müdürü Tevfik Eraslan ile konuştuk. 
* 2015’te piyasaları etkileyecek temel iç ve dış faktörler neler olacak? 
* Yurtdışında büyüme ve enflasyon oranlarının seyri ile gelişmiş ülke merkez bankalarının buna karşılık geliştireceği parasal politikalar önemli olacak. 2008 yılının son çeyreğinde yaşanan küresel kriz sonrası dünya ekonomik büyümesi ciddi oranda geriledi. Uygulanan politikalar, ülkeleri yeniden büyüme patikasına yönlendirse de önceki seviyelerle kıyaslandığında büyüme oranları düşük seviyelerde seyrediyor. Yurtiçinde ise tarım ve petrol fiyatlarında düşüşe bağlı olarak enflasyonun inecek olması nedeniyle cari işlemler açığında düşme beklentisi ön plana çıkıyor. 
~
* FED’de beklentiniz nedir? ECB’nin geçen ay aldığı kararı değerlendirir misiniz? 
* Kriz sonrası geniş çaplı parasal büyüme politikası uygulayan ABD özelinde ekonominin büyüme hızı hedeflenen seviyelere yaklaşıyor. Bu durum ise ABD Merkez Bankası’nın (FED), faizleri artırmaya başlayacağı beklentisini beraberinde getiriyor. Ancak gerek ABD verilerinin çok kuvvetli olmaması, gerekse küresel durgunluk nedeniyle faiz artırımlarının öngörülen takvimden daha ileriye öteleneceği tahminleri yapılıyor. Öte yandan ECB, Kıta Avrupa’sındaki düşük büyüme ve eksi enflasyon riskini bertaraf etmek için açıkladığı 1 trilyon Euro’nun üzerindeki parasal genişleme programı, finansal piyasaları olumlu olarak etkiliyor. 
* Borsa İstanbul, rakiplerine göre iskontolu mu? 
* Borsa İstanbul’da işlem gören şirket pay senetlerinin defter değerlerine oranı 1,2 seviyesinde. Gelişmekte olan ülkeler için bu oran ortalama 1,6. Bu yönüyle bakıldığında ‘Pay senetleri Borsa İstanbul’da işlem gören şirketler, diğer ülkelere göre görece ucuzdur’ diyebiliriz. Ayrıca Rusya ve Brezilya gibi doğal kaynak ihraç eden ülkelerin şirketleri düşük enerji ve emtia fiyatlarından olumsuz olarak etkileniyor. Şirket kârının, şirket değerine oranı açısından ülkeleri mukayese ettiğimizde BİST Endeksi içinde yer alan şirketler için bu oran 11,1, MSCI Gelişmekte Olan Ülkeler Endeksinde yer alan şirketler için 11,2, S&P 500 Endeksi içinde yer alan şirketler için ise 16,8’dir. Bu analiz de Türk şirketlerinin iskontolu olarak işlem gördüğüne işaret ediyor. 
* Yabancı yatırımcılar, bu iskontoyu da dikkate aldığımızda nasıl hareket eder? 
* Birçok gelişmekte olan ülkede yaşanan ekonomik ve politik sıkıntılar nedeniyle portföy yöneticileri, gelişmekte olan ülkelerde değerlendirilmek üzere kendilerine teslim edilen portföyleri yönetirken zorlanıyor. Makro ekonomik koşulları mevcut küresel konjonktürden olumlu olarak etkilenen Türkiye, bu alanda göreceli olarak daha iyi konumlandığından portföy yöneticilerinin daha fazla tercih edeceği bir ülke olacaktır. 
* Endeks 93.000 zirvesini kırıp yeni zirveleri görür mü? 
* Beklentimiz hisse senedi piyasasının yıl içinde daha yüksek seviyeleri göreceği yönünde. Gerileyen faiz ortamından banka kârları olumlu etkileniyor. Geçen yıla kıyasla 2015 yılında Türkiye ekonomisi için daha yüksek bir büyüme hızı tahmin ediyoruz. Bu da şirket kârlarını olumlu etkileyecektir. Risk iştahının, FED hariç küresel merkez bankalarının genişleyici para politikaları ve düşük faiz ortamından dolayı yüksek seyredeceğini düşünüyoruz. Risk alma konusunda yatırımcıların istekli olmaları, hisse senetleri için olumlu. Öte yandan hisse senedi fiyatları doğası gereği dalgalı bir seyir izliyor. Biraz önce bahsettiğim olumlu senaryo için risk teşkil eden en önemli unsur FED’in faiz artırım zamanlamasını yılın ilk yarısında başlatması ve yüksek veya sürekli faiz artış kararı almasıdır.
~
* Döviz piyasasında beklentileriniz nedir? 
* Birçok ülkede yaşanan ekonomik durgunluk, bu ülkelerin ekonomi yönetimlerini para ve kur politikası yoluyla durgunluktan çıkmaya yöneltiyor. Bu durum ise döviz piyasasında olağan seviyenin üstünde fiyat oynaklığı yaratıyor. Avrupa Merkez Bankası’nın genişleyici para politikası ve bu politikaya karşı FED’in nasıl pozisyon alacağı önümüzdeki dönem yatırımcılar tarafından yakından takip edilecektir. ECB tarafından açıklanan 1 trilyon Euro’nun üzerindeki genişleyici politika karşısında FED’in geçmiş yönlendirmelerine bağlı kalması durumunda, doların daha fazla değerlenmesi beklenebilir. Ancak gerçekçi yaklaşımla FED’in faiz artırım politikasını uygulama tarihini ertelemesini bekliyoruz. TCMB tarafından izlenen sıkı para politikası ve düşen enerji fiyatları nedeniyle, cari işlemler açığının azalması ve TL üzerindeki baskıların hafiflemesini bekliyoruz. Yurtdışı finansman koşullarının uygun olacağını beklediğimiz önümüzdeki dönemde TL’nin dolar ve Euro sepetine karşı reel olarak değerlenme olasılığı yüksek görünüyor.
* Faiz piyasasında beklentilerinizi açar mısınız? TL enstrümanlarda hangi yatırım aracı daha cazip olur? 
* Enflasyon beklentilerindeki iyileşme ve TCMB para politikasındaki sıkı duruş, özellikle benchmark ve uzun vadeli bono faizlerinde gerilemeyi destekliyor. Önümüzdeki aylarda TCMB’nin enflasyon beklentilerindeki iyileşmeye paralel olarak referans faiz oranında 50 baz puan daha indirim yapmasını bekliyoruz. Ayrıca yılın ilk yarısında, kur tarafında herhangi bir şok olmaması durumunda, tüketici fiyatları artış hızının yüzde 5-6 aralığına gerilemesini bekliyoruz. Yılın son iki ayında gözlemlediğimiz hizmet fiyatlarının artış hızındaki kırılma da bu beklentimizi destekliyor. Bu nedenle yılın ilk yarısı için uzun vadeli bono yatırımlarının daha cazip olduğunu düşünüyoruz. 
~
“ALTINDA YÜKSELİŞ SINIRLI OLUR” 
Altın fiyatları son 1,5 ayda 1.170 dolar/ons seviyesinden 1.300 dolar/ons seviyesine doğru hızlı bir çıkış yaşadı. Bu hareket sonrasında ‘Altın güvenli liman özelliğine mi dönüyor?’ Deklinde sorular artıyor. Tevfik Eraslan’ın altınla ilgili değerlendirmesi şöyle: “Altın, faiz veya temettü getirisi sağlamayan bir ürün olduğu için finansal kriz beklentisi veya yüksek enflasyon beklentisi olan dönemlerde yatırımcısına getiri sağlıyor. Bizim baz senaryomuzda her iki duruma dair beklenti bulunmuyor. Her ne kadar yılın ilk yarısında ECB’den beklediğimiz parasal genişleme programı, altın fiyatları açısından olumlu olsa da FED’in faiz artırımına dair beklentiler yoğunlaştıkça, altın fiyatlarındaki yükselişlerin sınırlı olacağını düşünüyoruz.”

“SEKTÖRÜN ÜZERİNDE BÜYÜYECEĞİZ” 
“Portföy yönetim sektörünün 2014 yıl sonu büyüklüğü 82 milyar TL’ye yaklaştı. Yıl sonu itibarıyla, BD Portföy olarak yüzde 21’in üzerinde pazar payına sahibiz. Önümüzdeki yıl sektörün yüzde 20 büyüyerek yaklaşık 98 milyar TL olmasını öngörüyoruz. Şirket olarak sektörün üzerinde büyüme gerçekleştirmeyi ve pazar payımızı artırmayı hedefliyoruz.”

2015’İN İLK YARISINDA 3 YATIRIMCI İÇİN PORFTÖY ÖNERİSİ 
1 RİSK İŞTAHI DÜŞÜK YATIRIMCILAR Yüzde 50 Özel Sektör Borçlanma Araçları Yatırım Fonu ve yüzde 50 mevduattan oluşan portföy öneriyoruz. 
2 RİSK İŞTAHI ORTA DERECEDE YATIRIMCILAR Yüzde 25 hisse senedi fonu, yüzde 25 Özel Sektör Borçlanma Araçları Yatırım Fonu ve yüzde 50 mevduattan oluşan portföy öneriyoruz. 
3 RİSK İŞTAHI YÜKSEK YATIRIMCILAR Yüzde 50 hisse senedi fonu, yüzde 25 mevduat ve yüzde 25 Özel Sektör Borçlanma Araçları Yatırım Fonu’ndan oluşan bir portföy öneriyoruz.

HİSSE SEÇİMİ NASIL OLMALI?
BANKA HİSSELERİ 2015 yılına başlarken Merkez Bankası’nın yılın ilk yarısında 100 baz puan faiz indirimine gitmesini ve bu beklentinin bankacılık sektörünü olumlu etkilemesini öngörüyoruz. Faiz indirimlerinden bankacılık sektörünün doğrudan etkilenmesi sebebiyle banka hisselerini daha fazla tercih ediyoruz. Faiz marjı iyileşen, ihtiyatlı kredi büyümesine rağmen ödenmeyen kredilerini uluslararası oranların altında tutabilen Türk bankaları yüzde 9,6 fiyat/kazanç oranıyla da ön plana çıkıyor. 
TEMETTÜ VERİMİ YÜKSEK HİSSELER Diğer taraftan petrol fiyatlarındaki ve faizdeki düşüşe duyarlı sektörlerdeki hisselerin olumlu performans göstermeye devam etmesini bekliyoruz. Düşen faiz ortamıyla birlikte temettü verimi yüksek hisselerin de talep görmesini bekliyoruz. 

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz