Hisse fiyatları cazip fırsatlar sunuyor

Yapı Kredi Portföy Genel Müdürü Emir Alpay ile piyasa beklentilerini ve yatırım stratejilerini konuştuk...

25.04.2017 13:59:090
Paylaş Tweet Paylaş
Hisse fiyatları cazip fırsatlar sunuyor
Talip Yılmaz
[email protected]

Yılın ilk aylarında gelişmekteki piyasalara olan ilgiden Türkiye’de nasibini aldı. Not düşüşüne rağmen para girişiyle birlikte TL değer kazanırken, borsa 90.000’i zorladı. ABD’den başlamak üzere borsaların fırsatlar sunduğunu söyleyen Yapı Kredi Portföy Genel Müdürü EMİR ALPAY, “Borsa İstanbul, hisse bazında fiyatlama olarak hala iyi. Otomotiv, finans, çimento gibi sektörler 2017 yılında cazip getiriler sunacak” diyor.

Yılın ilk iki ayında yüksek volümde hareket eden piyasalarla karşılaştık. Gelişmekte olan para piyasalarına girişle birlikte bankalar önderliğinde Borsa İstanbul da 90.000 seviyelerini zorladı. Merkez Bankası’nın likidite adımları ve gelişmekte olan ülkelere fon akışıyla birlikte ocak ayında gördüğü 3,9422 tarihi zirvesinden gerileyen dolar/TL, 3,60 seviyelerini zorluyor. Enflasyon oranındaki yükselme eğilimi paralelinde gösterge bono faizi ise genel piyasalardaki rahatlama eğilimine eşlik edemedi. Göstergede yüzde 11 seviyelerinde bir hareket gözleniyor. Altın ons/dolar bazında güçlü seyirle birlikte 1.200 dolar seviyesinin üzerinde hareket etmeye başladı. Piyasalar, dışarıda ABD’den gelen veriler, içeride ise referandum sürecini takip ederek gelinen seviyelerde yön arayışında. İşte bu süreçte Yapı Kredi Portföy Genel Müdürü Emir Alpay ile piyasa beklentilerini ve yatırım stratejilerini konuştuk:
* Yılın ilk iki ayını değerlendirir misiniz? Piyasalar yıla nasıl girdi? Hangi faktörler, para ve sermaye piyasalarını etkiledi?
 2017 yılına girdiğimizde gelişmekte olan piyasalar, gelişmiş piyasalara oranla 2015 yılından bu yana bir miktar da olsa geri kalmıştı. 2016 yılında ise ABD seçimlerine kadar gelişmekte olan piyasaların daha iyi bir performans gösterdiği görüldü. Seçim sonrasında ise ABD başta olmak üzere yıl sonuna kadar devam eden gelişmiş piyasa rallisi yaşandı. 2017 yılına geldiğimizde gelişmekte olan piyasalara tekrar bir ilgi olduğunu gördük. Gelinen noktada ABD’den başlamak üzere hisse piyasalarının önemli fırsatlar sunduğunu söyleyebiliriz.
 BİST-100 dolar bazında rakip borsalara göre ne kadar iskontolu?
 Dolar bazında TR MSCI Endeksi 2015 yılındaki yaklaşık yüzde 19’luk kaybın ardından, 2016 yılında da yüzde 5’e yakın kayıp yaşadı. Diğer yükselen piyasalar endeksi ise 2015 yılında TR Endeksi’ne benzer şekilde düşüş gösterirken 2016 yılında yaklaşık yüzde 8 artış kaydetti. Dolayısıyla 2017’ye girerken fiyatlama anlamında avantajlı durumdaydık. Bu nedenle 2017 yılı başından itibaren yaşanan global ralliye de katılmış olduk. Fiyatlama anlamında halen avantajımız bulunuyor.
* Türkiye hisse senedi piyasasında, yılın ilk yarısında nasıl hareket bekliyorsunuz?
 Faiz tarafında yatay bir seyir izlenebilir. Daha fazla düşüş için elbette enflasyonun daha makul seviyelere gerilemesi gerekir. Ancak hisse tarafı fiyatlama yönünden halen cazip fırsatlar sunuyor. 2017 genelinde bu durumun devam edeceğini düşünüyoruz.
 Hisse senedi yatırımcısına ne tavsiye ediyorsunuz?
 Volatilite ihtimali olmakla birlikte otomotiv, finans, çimento gibi sektörlerin 2017 yılı içinde cazip getiriler sunacağını düşünüyoruz. Volatilitenin devam etmesi olasılığına karşı yatırımcılar mutlaka belirli bir “zarar durdurma” disipliniyle ve hedge anlayışıyla hareket etmeli. Zaten borsa endeksinde 70.000 seviyelerinden gelen hareket, belli bir getiriye işaret ediyor. O nedenle yukarı yönlü hareketlerden faydalanırken volatilite seviyeleri mutlaka izlenmeli.
* Dolar/TL’de yaşanan yüksek volatilite sonrası, gevşeme var. Kur ne olur?
 Kur cephesinde gerek yurt dışı piyasalarda yükselen ekonomilere olan ilgi, gerekse Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) aldığı tedbirlerle sakin bir seyir izleniyor. Zira makroekonomik açıdan baktığımızda TL’nin aslında değer kazanma potansiyeli olan bir noktada olduğu ortaya çıkıyor.
* FED, bu yıl ne yapar?
 ABD Merkez Bankası’nın (FED) faiz politikasına dikkat etmek gerekiyor. Genel olarak tüm beklentiler, FED’in önümüzdeki dönemde 5-6 kez faiz artırabileceği yönünde. Ancak bu artırımların 3-4 adedinin 2018 yılına kalabileceği yönünde bir beklenti de mevcut. Bu yıl, artışların hazirandan sonra gerçekleşmesi durumunda TL açısından risk azalacaktır. Ancak tersi bir senaryoda TL baskı altında kalabilir. 2017 yılının ilk yarısında enflasyonun yüksek seyretmesi zaten beklentiler dahilinde. İkinci yarıda bu durum tersine dönebilir ve bu da TL’yi rahatlatabilir.
* Euro/TL ve Euro/dolar paritesi için beklentiniz nedir?
 İngiltere’nin AB’den ayrılma kararının ardından, diğer ülkelerin de bunu takip edebileceği beklentisi, AB’nin ortak para birimi olan Euro’nun arkasındaki siyasi birliği zayıflatıyor. Bu doğrultuda Euro/dolar paritesinin de orta vadede 1,0 seviyelerine doğru gelmesi olası. Ayrıca ABD’nin ekonomi politikalarının global piyasalarda doların anavatanına dönmesiyle sonuçlanacak olması da dolara değer kazandıracak bir başka gelişme.
*Altın gram/TL bazında yükseliş eğiliminde. Ons/dolar ve gram/TL bazında beklentiniz nedir? Yatırımcı ne yapmalı?
 Altın genel olarak belirsizlik dönemlerinin favori enstrümanı. FED’in bilançosunu büyüttüğü dönemde para birimleri açısından oluşan belirsizlikler, altına yukarı yön vermişti. Şu anda bu belirsizliklerin azaldığı söylenebilir. Bu doğrultuda altın da eski gücünde olmayacak. Ancak yatay yönlü bir seyir izlenebilir. Altın ayrıca belli bir nakit akımı da içermeyen bir enstrüman. Bu doğrultuda altın eski cazibesinde olmayabilir.
* Gösterge faizde beklentiniz nedir? Merkez Bankası, nasıl hareket eder? TL faiz tarafında hangi yatırım aracı öne çıkar?
 İki yıllık gösterge faiz seviyesi ocak ayı ortalarından itibaren 5 yıllık ve 10 yıllık faiz seviyesinin üzerine çıkmış durumda. Doğal olarak kısa vadeli enflasyon beklentilerinin yukarı yönlü revize edilmiş olması, verim eğrisinin kısa tarafında yükselişe yol açtı. Zira TCMB’nin aldığı tedbirlerle fonlama maliyeti de arttı. Ancak bu durum, döviz üzerindeki baskıyı da azaltmış durumda. Yılın ikinci yarısında enflasyon verilerinin iyileşmesiyle birlikte verim eğrisinin de pozitif eğime dönmesi beklenmeli.~FON SEPETİ FONU İYİ ALTERNATİF
İKİ ÖNEMLİ TAVSİYE

Aralık 2016 itibarıyla 16,1 milyar TL büyüklüğü yönetiyoruz. 2017 yılında hedefimiz, pazardaki konumumuzu ve elde ettiğimiz başarıları daha ileriye taşımak. Müşterilerimizin ihtiyaçlarını anlayarak en uygun ürün ve çözümlerle cevap verebilmek. Her fırsatta yatırımcılarla paylaştığımız iki önemli tavsiyemiz bulunuyor. Bunlar, yatırımların farklı varlık sınıflarında çeşitlendirilerek riskin dağıtılması ve uzun dönemli yatırım anlayışıyla hareket edilmesi. Mevcut yatırım fonlarımız birbirinden farklı strateji ve varlık dağılımlarıyla yatırımcılara geniş yelpazede seçenek sunuyor. Ancak yatırımcıların bu imkanı kullanarak çeşitlendirmeyi kendi inisiyatifleriyle yaygın şekilde gerçekleştiremediklerini görüyoruz.
VARLIK ÇEŞİTLEMESİ İHTİYACI
Bu noktada yatırımcıların tek yatırım aracıyla varlık çeşitlendirmesini yapabilmeye ihtiyacı olduğunu tespit ettik. Yeni fon sepeti fonumuz “Yapı Kredi Portföy Birinci Fon Sepeti Fonu” çeşitli varlık sınıflarında riski dağıtarak tek bir fonla yatırımcıların bu ihtiyacına cevap veriyor. Fona yatırım yapılacak 1 TL ile farklı piyasalarda yatırım yaparken fon içerisindeki varlık alakasyonuyla risklerini dengelemiş oluyorlar. Ayrıca, TEFAS aracılığıyla fonumuza tüm banka ve aracı kurumların şubelerinden yatırım yapılabiliyor. Böylece müşterimiz olsun ya da olmasın tüm yatırımcılar kendi kurumlarından bu fona yatırım yapabilir.

DÜNYADA RÜZGAR DOLARDAN YANA
AB’DE ÇIKIŞLAR İZLENECEK

Avrupa’da seçimler ve AB’den olası yeni çıkışlar daha büyük risk yaratacak faktörler olarak dikkat çekiyor. Bu kapsamda Fransa, Hollanda ve Avusturya yakından takip edilmeli.
ABD’DE GÜMRÜK VERGİSİ ETKİSİ

ABD’nin iki önemli gündem maddesi var. Birincisi, ABD dışından ithal edilecek olan mallara getirilmesi planlanan gümrük vergisi. Bu verginin gümrük vergisi şeklinde değil de şirketlerin yaptığı toplam ithalat üzerinden alınan yüzde 20’lik bir iç vergi şeklinde alınması söz konusu. Bu şekilde Dünya Ticaret Örgütü kurallarından muaf olunması planlanıyor. Diğer ülkeler de benzer tedbirler alabilirler ancak bu önlemlerin sonucunun ne olacağını kestirmek oldukça zor. Ancak her durumda üretimin ABD içine kayması planlanıyor.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz