Paranın 2013 yönü

2013 nasıl bir yıl olacak? Bu soruyu 4 aracı kurum genel müdürüne sorduk.

1.01.2013 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Paranın 2013 yönü
2012 özellikle hisse ve faiz yatırımcısı açısından bir ralli yılıydı. İMKB’de dolar bazında yüzde 60’a varan getiriler söz konusu oldu. Gösterge faiz yüzde 12’lerden yüzde 6’nın altına geldi. Altın ve döviz ise getiri açısından enflasyon dikkate alındığında yerinde saydı. Peki 2013 nasıl bir yıl olacak? Bu soruyu 4 aracı kurum genel müdürüne sorduk. Yine bu uzmanlardan, 2013 yatırım stratejisinin ipuçlarını aldık. Dört genel müdürün söylediklerini şöyle özetlemek mümkün: “Düşük faiz ortamı devam ettiği sürece ve ikinci bir not artırımı beklentisi varken, 2013’te hisse senedi tercih açısından önde olacak. Ancak getirilerin 2013 kadar yüksek olmasını beklemeyin.”

ALİ RIZA İNCEKARA / BGC PARTNERS GENEL MÜDÜRÜ
“DÜŞÜK FAİZ ORAKLARI HİSSEYİ ÖNE ÇIKARACAK”BANKALAR ÖNDERLİĞİNDE YÖN YUKARI

Geçen yıla damgasını vuran gelişme, Fitch’in not artırımı oldu. 2012’de İMKB hızla yeni zirvelere yükselerek rekorlar kırdı. MSCI Türkiye Endeksi’nin yılbaşından beri getirisi, dolar bazında yüzde 58 seviyelerine ulaştı, yabancı yatırımcıların borsada 2,5 milyar dolarlık net hisse senedi alışı oldu. Hisse senetleri piyasasının 2013 yılında genel anlamda pozitif bir seyir izlemesini bekliyorum. Faiz seviyeleri tarihsel olarak bu kadar düşük seviyelerde seyrederken, ekonomik büyümeden en olumlu etkilenecek finansal varlık grubu, hisse senedi olacak. Hisse senedi piyasalarının yılın ilk yarısında düşen faizlerden olumlu etkilenen bankacılık sektörünün liderliğinde yükselmeye devam etmesini bekliyoruz. İkinci yarı ve yıl sonu seyri, hisse senetleri açısından hızlanan büyüme konusunda Merkez Bankası’nın alacağı olası önlemler göz önüne alındığında, ilk yarıya göre biraz daha sıkıntılı geçebilir.

FAİZDE DÜŞÜK SEYİR
Global likidite ve Türkiye’nin artan ve yatırım yapılabilir seviyeye çıkan kredi notu ışığında hızla düşmüş TL faiz oranlarının seviyelerini genel anlamda korumasını bekliyoruz. Oranların yıl içinde yüzde 6-6,5 arası bir bantta seyredeceğini, yıl sonunda ise tekrar yüzde 6’nın altına ineceğini düşünüyoruz.

DÖVİZDE SEPET 2,08 OLUR
Global likiditenin devam ettiği, Avrupa Birliği ile ilgili risklerin nispeten göz ardı edildiği ve aynı zamanda Türkiye’nin popülaritesinin de yükseldiği bir dönemde, TL açısından da olumlu bir yıl olmasını bekleriz. Ancak düşen faiz oranları TL üzerinde risk algılamasının terse döndüğü durumlarda ve özellikle yılın ikinci yarısında baskıyı artıracaktır. 2013 yıl sonu için eşit ağırlıklı dolar +Euro sepet bazında 2,08, dolar/TL için ise1,85 seviyelerinde bir beklentimiz var.~

ALTINDA TEK HANELİ ARTIŞ
2000 yılından bu yuna özellikle 2008 krizi sonrasında sert yükselişler yaşayan altının 2012 performansı yatırımcısını çok fazla tatmin etmedi, Altın fiyatları, ABD’de Operation Twist adımının açıklandığı 2011-Eylül tarihinde tarihi zirvesi olan 1,922 dolar seviyesini görmüştü. Altın için kurum olarak bir tahmin yapmıyoruz ancak global faiz oranlarında düşük seviyelerin devam ettiği bir ortamda altında yukarı yönlü tek haneli artış rakamlarının geçerli olacağını söylemek mümkün,

2013 PORTFOYU TL AĞIRLIKLI PORTFOY HAZIRLANMALI
Risk iştahına göre değişebilmekle birlikte hisse senedi ağırlığının arttığı, mevduat ve bono ağırlığının azaldığı bir portföy yapısı olmalı. Ancak para birimi cinsinden TL, genel anlamda yüzde 50’nin üzerinde bir ağırlığa sahip olmalı. Altın ve yabancı para cinsi finansal varlıkların bir önceki yıla göre ağırlıklarını koruduğu bir portföy düşünülebilir. Yılın ilk yarısında bankaların ağırlıklı olduğu bir hisse senedi portföyü daha yüksek getiri sağlar.

ŞENİZ YARCAN / YATIRIM FİNANSMAN GENEL MÜDÜRÜ
“YILIN İKİNCİ YARISI BİRAZ SIKINTILI"
YIL SONU HEDEFİ 83.000

Dünyada bol likidite koşullarının ve hisse senedi piyasalarına olan yüksek ilginin sürmesini bekliyoruz. 2012 başından bugüne yüksek performans gösteren İMKB, 2013 başlarında bir düzeltme yaşayabilir ama ardından yön yukarı seyredecek. Bizimle aynı not kategorisindeki gelişen ülkelerle göre, daha cazip görünen GSYİH ve şirket kârlılıklarındaki büyüme beklentilerimiz, İMKB için orta/uzun vadedeki olumlu görüşümüzü destekliyor. İMKB’nin şu anki F/K oranı, son 3 yıl ortalaması olan 9,5 seviyelerinin de üzerinde. Fakat yatırım yapılabilir ülke kategorisine çıkmamız ve faiz oranlarının geldiği düşük seviyeler dikkate alındığında daha yüksek F/K oranlarıyla işlem görmeyi hak ediyoruz. 2013 yıl sonu için İMKB hedefimiz 83.000 seviyelerinde.

FAİZDE İKİNCİ YARIYA DİKKAT
Yılın ikinci yarısında yükseliş yaşanabilir. MB’nin son toplantısında makro ihtiyati sıkılaştırma eğiliminin devamına yönelik mesajlar, zorunlu karşılık artışlarının devam edebileceğinin işaretçisi. Zorunlu karşılık cephesindeki hamleler, kredi büyümesinin finansal istikrarla ilgili görünümü bozacak seviye ulaşması durumunda ise en erken ikinci çeyrekte, daha yüksek olasılıkla ise üçüncü çeyrekte devreye girebilir.~
Bu da yılın ikinci yarısında faiz hadleri üzerinde yukarı yönlü baskı yaratabilir. İlk yarıda ise yine ikinci not artırımına yönelik beklentiler ve bol likidite ile devam edebilecek yabancı alımları, faizlerde yükselişi sınırlayacak unsurlar. Tahminimiz gösterge faizin 2013’ü yükselişin önemli kısmı son çeyrekte olacak şekilde yüzde 7,5’e yakın seviyelerde bitirebileceği yönünde.

DÖVİZDE NELER BEKLENİYOR?
TCMB’nin yeniden dengelenme sürecini korumak adına TL’nin değerlenmesine karşı aldığı net duruş, 2013’ün seyri için belirleyici. MB, TL’nin reel olarak değer kazancı anlamında mevcut seviyelerin aşılmasına çok sıcak bakmıyor. Döviz sepeti, yılın ikinci yarısında yükselir ve bu yıla göre yaklaşık yüzde 3 değer kaybı ile 2013’ü 2,12 civarında tamamlar. Uluslararası veri sağlayıcı kuruluşların yaptığı geniş kapsamlı anketlerde 2013 sonu için beklentiler 1,25-1,27 bandında. Bu beklentilere göre TL’nin dolara karşı değer kaybı, bir miktar daha fazla olabilir. Tahminimiz 1,8750 ile yaklaşık yüzde 5’lik bir değer kaybına işaret ediyor.

ALTINDA SINIRLI KAZANÇ
1.700 seviyesinin hemen altında işlem gören altın, 2013 yılı için karışık bir görünüm sergileyebilir. Küresel likidite koşullarının devamına bağlı olarak cazibesini koruyan altın, her parasal genişleme adımındaki marjinal faydanın azalmasına bağlı olarak değer kazanmakta zorlanıyor. Merkez bankaları, rezerv çeşitlendirme politikaları çerçevesinde altına talep gösteriyor fakat yeni bir finansal şok yaşanmadığı sürece altında değer kazanımları sınırlı olur. Altına doğrudan yatırım yerine türev ürünler kullanarak portföylerde korunma amaçlı olarak ya da garantili fonlar üzerinden yer verilebilir.

2013 PORTFÖYÜ FAİZE DUYARLI HİSSE ALIN
Yüzde 45 hisse, yüzde 25 ÖST, yüzde 25 mevduat, yüzde 5 Altın Fonu öneriyoruz. Sektörel-hisse önerilerimiz olarak ise 2013 yılında faize duyarlı sektörlerin öne çıkacağına inanıyoruz. Bankacılık, otomotiv ve GYO sektörlerinin mercek altında olmasını tavsiye ediyoruz.

BERRA DOĞANER / TURKISH YATIRIM GENEL MÜDÜRÜ
“2013 GETİRİLERİ DAHA DÜŞÜK OLUR
SANAYİ ŞİRKETLERİ ONE ÇIKAR

Küresel büyümenin yavaşladığı, sistemik risklerin azaldığı, faiz oranlarının uzun süre düşük kalacağı bir konjonktür var. Bu konjonktür, Türkiye gibi ağırlıklı olarak iç taleple büyüyen ve dış finansmana bağımlı ülkeler için faydalı olacak. 2013 için büyüme beklentimiz yüzde 5,2’dir. Bu beklentiyle birlikte İMKB’deki sanayi şirketlerinde satış ve kâr artışları bekliyoruz. Yine düşük faiz ortamı ve risk primlerinde yaşanan gerilemelerin etkisiyle şirketlerdeki değer artışları devam eder.~
Ancak İMKB’yi 2012’deki getiride Venezuela’nın ardından dünya ikinciliğine taşıyan yaklaşık yüzde 50 oranındaki güçlü performansın, 2013’te aynı şekilde sürme olasılığı düşük. Hisse seçimi ile zamanlama doğru yapılmalı. Bankacılık sektörü içinse net faiz marjlarında kısmi gerilemeye karşılık, kredi büyümesi sonucunda artan hacmin kârlılığı desteklemesini bekliyoruz. Yılın ilk ayları, genelde yeni pozisyonların açıldığı sürecin başı olduğundan yavaş ama yukarı yönlü bir seyir olur. Ardından not artırım beklentisiyle yatay-yukarı bir bant hareketini, yılın son çeyreğinde ise olası not artırımı nedeniyle yukarı yönlü seyir takip eder. Not artımı olmadığı takdirde ise beklentilerin korunmasından dolayı yatay seyir sürer.

FAİZ ORTALAMA YÜZDE 6,2 OLUR
TCMB’nin gevşek para politikası uygulamasına devam etmesi, enflasyonun istikrar kazanması, risk primimizdeki gerileme, fonlama maliyetindeki geri çekilmenin devam etmesi ve kısa vadeli tahvil faizlerindeki gerilemenin devam etmesini bekliyoruz. Yabancıların DİBS portföyünün toplam pazar içindeki payı yüzde 28,5’le son 5 yılın zirvesinde. 2013’te bileşik faizde ortalama yüzde 6,20 seviyesi, politika faizinde yüzde 5,25 seviyesi, sermaye girişlerine bağlı faiz koridorunda yüzde 4-8 bandı beklentimiz var.

TL'YE OLAN TALEP SÜRECEK
Likidite koşullarının bolluğu ile birlikte TL’ye olan talebin devam etmesini bekliyoruz. Diğer taraftan 2013 yılı tamamında düşük faiz ortamının korunacak olması ve kısa vadeli faizlerin daha da düşeceği yönündeki beklentimiz, TL’de kısmi değer kaybı beklentimizle birleşince, dolar/TL için 2013 sonu tahminimiz 1,84 seviyesi. Bu seviye dahi dış ticaret hacmimizi desteklemek amacıyla MB’nin döviz kurunun seviyesinde gösterdiği hassasiyet ve pratikteki uygulamalarının bir sonucu.

ALTINDA ARALIK 1500-1800 DOLAR/ONS
Düşük enflasyon beklentileri, artan likidite ve dolardaki değer kaybı, reel faizlerin düşük hatta negatif seyri, Asya ülkelerindeki hızlı büyümenin yarattığı fiziksel talep, AB ülkelerinin içinde bulunduğu güven sorunu ve fonların güvenli liman tercihi, altın fiyatlarını yukarı taşıdı. Bu piyasa şartları kısmen halen geçerli. Ancak ülke ekonomilerinin büyüme odaklı hedefler belirlemesi, altında realizasyonları da beraberinde getirdi. 2013’te altında 1.500-1.800 bandında hareket olmasını bekliyoruz.~

2013 PORTFÖYÜ BORSA ONE CIKACAK
Türkiye’nin not artırım beklentisi, enflasyondaki düşüşün devamı, döviz kurunun yatay seyri ve faizlerdeki düşük seyir, borsa yatırımını öne çıkaracak. Sektör olarak havacılık, otomotiv, gıda perakendesi, bankacılık, GYO ve beyaz eşyayı öneriyoruz. Mevduat ve ÖST’ler ikinci tercihimiz. Döviz bazında 2030 ve üzeri vadedeki Eurobond alınmasını öneriyoruz.

HAKAN DEMİRBİLEK / GALATA MENKUL GENEL MÜDÜRÜ
“İKİNCİ BİR NOT ARTIŞI FİYATLANIYOR”

Fitch’ten sonra bir rating kuruluşu daha “yatırım yapılabilir ülke” notunu teyit ederse önemli yabancı fonlar Türkiye’ye yatırım yapar. Bu fonlar başta bankalar olmak üzere likiditesi ve pazar payı yüksek şirketleri tercih eder. İç talebin hızla azalan faizlerden olumlu etkilenmesi kaçınılmaz. Bankalar, ellerindeki menkul kıymetlerden yazacakları kârla ve düşen faizlerden gelen olumlu etkiyle kârlılıklarını yılın ilk çeyreğinde de sürdürecek. Ancak, zaman bankaların aleyhine işleyecek; faiz marjı daralması ve global likiditenin azalma ihtimali, zamanla artacak. Uzun vadede ortam kârlılık anlamında zorlaşacak ancak halihazırda TL varlıklara ilgi sürüyor. İMKB, TL bazında tarihi zirve seviyelerinde ama dolar bazında 2008 ve 2010 zirvelerinin altında. Bu zirve seviyeleri, TL bazında 91.000 endekse denk geliyor. Türkiye ekonomisinin 2008 ve 2010’dan çok daha iyi bir noktada olduğu da unutulmamalı. Burada hedef ilk olarak dolar bazlı zirve olan 91.000 sonrasında 110.000 endeks seviyesi olabilir.

FAİZDE AŞAĞISI ÇOK ZOR
Gösterge faiz 5,7’lerde tarihi dip seviyeleri gördü ve tekrar yılın son günlerinde yüzde 6’lara çıktı. Bu dip oranlar, dünyadaki likidite bolluğu ve düşük faiz ortamında korunur. Ancak bu seviyelerin çok altını da öngörmüyoruz. Zira enflasyon beklentileriyle, faizler tüm dünyada olduğu gibi reel anlamda negatif bölgeye geçmeye başladı. Eskisi gibi reel bazda yabancı yatırımcıyı cezbedecek bir getiri yok. Öte yandan global anlamda fazla likiditenin, alınacak tedbirlerle piyasadan yavaş yavaş çekilme ihtimali dövizde değerlenme riski yaratabilir. Bu da faizlerin 2013’te hafif yukarı bir seyir izlemesine neden olabilir. Yani merkez bankalarının ve hükümetlerin tavrı, faiz oranlarında yine belirleyici olacak.~

DÖVİZDE CİDDİ HAREKET OLMAZ
2012’de TL karşısında hemen hemen tüm yıl boyunca yatay ve sakin bir seyir izledi. 2013’te de benzer bir trend bekliyoruz. Ancak fazla likiditenin piyasalardan çekilmesi konusunda merkez bankaları aceleci davranırlarsa, dövizde değer artışı olabilir. Fakat büyüme beklentilerinden gözlemlediğimiz kadarıyla merkez bankalarının böyle bir acele içerisinde olacağını düşünmüyoruz. 2013’te döviz, TL karşısında enflasyonun hafif üzerinde bir değer artışı sağlayabilir.

ALTINDA YATAY SEYİR OLUR
2008’deki ekonomik kriz sonrası merkez bankalarının piyasalara bol likidite vermesi, emtialara genel olarak olumlu yansıdı. Özellikle doların değer kaybı, dolar ile değerlenen altın gibi emtialarda değer artışı getirdi. Ancak, bu bol likiditenin 2013’ten itibaren piyasalardan yavaş yavaş çekilebileceğini, ülkelerin artık açıklarını kapamaya çalışabileceklerini öngörüyoruz. Bu çok sert bir şekilde olmasa da altın gibi emtia araçlarda yatay ve hafif aşağı bir seyir olabilir. Ons bazında altının 2013’te 1.500 dolarları görebileceğini düşünüyoruz.

AĞIRLIK HİSSE SENEDİNDE
Yüzde 40 hisse yüzde, 30 bono, yüzde 20 döviz ve yüzde 10 repo ideal bir pozisyon. Hisse bazında Garanti, İş Bankası, Migros, Sinpaş ve Torunlar hisselerini beğeniyoruz. Yine Akfen Holding, Gübre Fabrikaları, Deva Holding, Eczacı İlaç, Türk Telekom, Tav, Çelebi, Turkcell ve Çimsa beğendiğimiz ve yükseliş potansiyeli olan hisseler.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz