Piyasalar kırılgan

Ashmore Portföy CEO'su Didem Gordon ile piyasanın son durumunu, beklentileri ve yatırım stratejilerini konuştuk...

3.11.2015 14:28:290
Paylaş Tweet Paylaş
Piyasalar kırılgan
Yıl başından bu yana bakıldığında dünya piyasaları açısından FED’in ne zaman ve hangi oranda faiz artırımı yapacağı en önemli konu. Bu konu dünya piyasalarını ve dolayısıyla Türkiye’yi etkilemeye devam ediyor. Son dönemde küresel bazda büyüme hızının düşmesi kritik bir gündem maddesi olmaya başladı. Özellikle gelişen piyasalarda Çin başta olmak üzere büyümeler yavaşlıyor. Bazı gelişen piyasalarda emtia fiyatlarındaki düşüşün de etkisi görülüyor. Önümüzdeki dönemde büyümeye yönelik veriler, dünya piyasalarını en çok etkileyecek faktörler arasında yer alıyor. Dolayısıyla FED ve büyüme kritik önemli gündem maddelerinden olacak. Diğer yandan Türkiye piyasalarında siyasi belirsizliklerin de etkisiyle yaşanan kırılganlık daha da artıyor. Dolar/TL 3,00 seviyelerini test ederken gösterge faiz çift hanelerde. Borsada gelen satışların etkisiyle değerlemeler çok düştü. Gelinen seviyelerde değerlemeler cazip hale gelmeye başlamış olmasına rağmen kırılgan bir piyasada olduğumuzu söyleyen Ashmore Portföy CEO’su Didem Gordon ile piyasanın son durumunu, beklentileri ve yatırım stratejilerini konuştuk: l Piyasada önemli riskler ve fırsatlar nelerdir?
*Hangi gelişmeleri takip edeceğiz?
Dünyada büyümeye yönelik endişeler ve FED’in faiz artırım süreciyle ilgili beklenti en önemli risk unsuru. Türkiye piyasalarında ise 7 Haziran seçimlerinin ardından hükümet kurulamaması ve seçimlerin yenilenecek olması, en temel risk. Bunun yanında jeopolitik riskler ve terör riskinin artması, piyasalarca takip ediliyor. Bu gelişmelerin ekonomiye mevcut ve olası etkileri, yatırım kararlarına etki ediyor. Türkiye, potansiyelinin çok daha altında büyüdüğü ve yapısal reformları da ertelediği bir yıl geçiriyor. Türkiye’nin lehine olabilecek Avrupa’da artması beklenen toparlanma, ciddi bir şekilde düşmüş petrol fiyatları ve hatta İran piyasası ile ilgili olumlu gelişmeler, maalesef politik belirsizlik nedeniyle olumlu beklentileri gölgeliyor.
* Yenilenecek seçimlere kadar iç piyasayı nasıl görüyorsunuz?
Haziran genel seçiminin ardından yaşadığımız erken seçim ortamı, maalesef belirsizlikler
yarattı. Önümüzdeki birkaç ay içinde hem küresel bazda hem Türk piyasalarında oynaklığın devam etmesi bekleniyor. Erken seçim sonrasında kurulacak hükümetin, ülkenin ihtiyacı olan yapısal reformları önceliklendirerek uygulamaya koyması gerekecek. Bu nedenle de kısa vadede Türkiye, diğer bazı gelişen piyasalardan daha dezavantajlı konumda olabilir. Belirsizlikler yeni yatırım kararlarını etkiliyor, erteliyor.
* Türkiye’nin riskli hali daha ne kadar devam eder?
Kısa vadede, küresel piyasalarda oynaklık devam edecek. Çin’de devalüasyon ve büyümenin yavaşlamasının dünya ekonomisine olası etkileri başta olmak üzere riskler arttı. Biraz daha orta vadeye baktığımızda değerlemeler çok önemli olacak. Borsa İstanbul tarafında değerlemeler, geçmiş değerlemelere göre daha aşağıda, ucuz seviyelerde. Aynı zamanda, TL’de ciddi değer kayıpları var. Bunun ekonomiye etkilerine odaklanılacak. Küresel olarak risk iştahının düşük olduğu bir ortamda, gelişmekte olan piyasalarda büyümenin de yavaşlamasıyla birlikte, yatırımcılar daha riskli ülkelere fon kaydırmayı tercih etmiyor. Öte yandan Türkiye büyük ve önemli bir pazar. 2008 krizinden sonra sağlam mali yapısı ve bankacılık sektörüyle dinamik reel sektörü ve iş dünyasıyla önemli bir sınav verdi ve yatırım yapılabilir ülke düzeyine geldi. Politik belirsizlik aşıldığında sürdürülebilir büyümeyi destekleyen reformlarla Türkiye ön plana çıkma potansiyeline sahip.~* Türkiye hisse senedi piyasasında ucuz değerlemelerden söz ediyorsunuz? Bu seviyelerden hisse alımı tavsiye ediyor musunuz?
Borsada değerlemeler cazip düzeylere geliyor. Bununla birlikte, “Borsa çok ucuz, alın” diye yönlendirmek kısa vadede dalgalanmaların devamını beklediğimden yanlış olur. Her yatırımcının farklı risk iştahı, getiri beklentisi, hatta farklı zarar toleransı var. Kısa vadeli yatırım için riskli bir zamandayız. Türkiye orta-uzun vadede potansiyeli yüksek bir ülke. Borsa da orta-uzun vadede riskleriyle birlikte iyi performans gösterir. Ancak önümüzdeki kısa dönemde küresel etkiler ve Türkiye’de seçim gündemiyle risk faktörleri artıyor.
* Yatırımcıya ne tavsiye ediyorsunuz? Yatırım tercihi nasıl yapılmalı?
FED faiz artırımı beklenirken Çin gibi büyük bir ekonomide sıkıntılar, içeride de seçim belirsizliği varken, önümüzdeki üç ay içinde döviz, faiz ve borsada kırılganlıklar olması doğal. Yatırımcılara bu dönemde ani portföy değişikliklerinden kaçınmalarını öneririm. Orta-uzun vadede ise riski daha fazla enstrüman arasında dağıtarak dengeli bir portföy oluşturabilirler. Bireysel küçük yatırımcı için önerim, riski dağıtan profesyonellerce yönetilen yatırım fonlarını inceleyerek kendilerine uygun olanları tercih etmeleri olacak.
* Portföy dağılımı nasıl olmalı?
Yatırımcılar riski çok iyi yönetilen ürünlere ağırlık vermeli. Riskin etkin yönetimi getirilerde çok önemli bir etki yaratacak. Esas işi yatırım yönetmek olan aktif yatırımcılar haricindeki bireysel yatırımcılar için en mantıklı ürünler yatırım fonları. Çünkü kendi içlerinde riski dağıtıyorlar. Her yatırımcının hedeflediği getiri oranı, vadesi farklı… Ancak uzun vadeli ve risk alabilen yatırımcıların içinde hisse senedi olan fonları incelemelerini öneririm. Çok tutucu yatırımcıların hisse senetlerine ilgi göstermelerini beklememek lazım… Mevduat, risk istemeyen yatırımcılar için her zaman tercih sebebi. Öte yandan, günümüzde yatırım araçları çeşitleniyor. Özel sektör tahvilleri (ÖST), son 5 yılda ciddi ilgi görüyor. ÖST içeren fonlardan temel analiz ve değerleme süreciyle yatırım yapan fonlar seçilebilir. Sonuçta her şartta yatırım riskinin yönetimi çok önemli.
* Türk Lirası (TL), gelişmekte olan ülke para birimlerine karşı daha fazla değer kaybetmeye başladı. Bu durum daha ne kadar devam eder?
 Son 1 yılda yüzde 30’a yakın değer kaybı gerçekleşti ki bunun enflasyon ve ekonomi dengeleri üzerinde olumsuz etkileri var. Son dönemde görüyoruz ki toplam mevduat içinde döviz mevduat oranı yüzde 44’ler seviyesine geldi. Türk yatırımcıları, bu tarz belirsizlik dönemlerinde dolara yöneliyor. Ancak volatilitenin sert olduğu dönemlerde kısa dönemli kararlar, olumsuz da sonuçlanabilir.
* Merkez Bankası’nın (MB) politikalarını değerlendirir misiniz? Bir faiz artırımı kararı bekliyor musunuz?
Piyasalar, TL’nin ani ve büyük değer kaybına karşı hassas. Bu bağlamda, MB politikalarının daha kolay anlaşılabilir yapılmasının açıklanmasını yerinde bir adım olarak değerlendiriyorum, fakat yeterli olmadı. Ana olarak, belirsizlik ortamının sona ermesiyle dengeler yerine oturmaya başlayacaktır. Bu dengeler yerine oturana dek TL’deki oynaklık devam edebilir. MB, küresel piyasalardaki gelişmeleri ve FED’in politikalarını değerlendirerek gerekli kararları alacaktır.
* Faizler gelinen seviyeler itibarıyla çift hanelere geldi. Bu trend devam edecek mi?
* Dünya çapında faizlerin yüksek seyredeceği bir döneme giriyoruz. Türkiye de bu trendin içinde olan bir ülke. Reel faiz olmayan bir dönemden, reel faiz istenen bir döneme geçiyoruz. Faiz piyasalarında dünyada yeni dengeler kuruluyor.
~ASHMORE PORTFÖY'ÜN HEDEFLERİ
237 MİLYON TL BÜYÜKLÜKLÜK

Ashmore Portföy olarak, Türkiye’de 7 yılı aşkın bir süredir faaliyet gösteriyoruz. 2 emeklilik fonu, 4 yatırım fonu ile Lüksemburg’da kurulu ve Türk hisse senetleri ve borçlanma araçlarına yatırım yapan iki fon yönetiyoruz. Toplam yönettiğimiz portföy büyüklüğü 237 milyon TL civarında. Türk sermaye piyasalarında, yenilikçi ürünler ve yatırım yönetimi tarzımızla fayda yaratmaya ve yatırımcılarla birlikte büyümeye odaklandık.
TÜRKİYE AVANTAJLI DEĞİL
Ashmore, dünya çapında sadece gelişmekte olan ülkelere yatırım yapan bir portföy yönetimi şirketi. Bizim için Türkiye gelişen piyasalar arasında her zaman önemli. Türkiye pazarına yönelik yatırımın artmasını etkileyecek faktörlerin başında sağlıklı ve sürdürülebilir büyümeyi destekleyecek reformlar geliyor. Türkiye’ye kısa vadeli bir yaklaşımla bakmıyoruz. Şu aşamada Türkiye rakiplerine göre çok avantajlı bir konumda değil.
ODAK NEREDE?
Bu yıl, TEFAS’ın (fon platformu) devreye girmesiyle birlikte yatırımcılar artık Türkiye’deki her fona banka veya aracı kurumlardaki hesaplarından ulaşabiliyor. Bu yenilik, yatırımcılar için büyük bir kolaylık ve avantaj. TEFAS’la birlikte Ashmore olarak çok daha geniş bir yatırımcı kitlesine ulaşabileceğiz. Yine emeklilik fonlarında tercih edilen fon yöneticileri arasına girmek için gerekli özelliklere ve altyapıya sahibiz. Ashmore Grubu’nun yönettiği 61 milyar dolar civarındaki portföy büyüklüğünün üçte biri emeklilik yatırımları.

DÜNYANIN GÜNDEMİNDE NE VAR?
Dünya çapında büyüme hızını, gündemin en başında yer alan başlık olarak değerlendiren Didem Gordon, küresel gündemi oluşturan önemli maddeleri 4 ana başlıkta sıralıyor: 
1 FED’in faiz artırımı beklentisi
2 Düşen petrol fiyatları
3 Çin’de büyümenin yavaşlaması, genel olarak büyüme hızında orta vadede de yavaşlama beklentileri
4 Jeopolitik riskler, yatırım ortamını riskli hale getiriyor.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz