Zor yıl önerileri

Piyasanın üç önemli yöneticisi Bülent Altınel, Oğuz Büktel ve Ömer Yenidoğan’la analiz ettik. Piyasa beklentilerini ve yatırım tavsiyelerini aldık.

25.03.2014 17:10:120
Paylaş Tweet Paylaş
Zor yıl önerileri
Piyasalar, 2013’te iki farklı dönem geçirdi. 22 Mayıs’a kadar olan süreçte global bol likidite ve not artışı rüzgarıyla borsada 93.000’le tarihi zirveyi, gösterge faizde yüzde 4,60’ı, dolar kurunda 1,75’in altını gördük. FED Başkanı Bernanke’nin parasal genişlemede sona gelindiğini sinyalini vermesiyle başlayan ikinci dönemde, Gezi eylemleri ve hükümeti sarsan rüşvet skandalı yaşandı.

Bunların sonucunda dolar kuru 2,17 ile rekora koştu. Gösterge faiz çift haneleri test etti. Borsa yıllık bazda yüzde 20’ye varan kayıp yaşadı. 2014’te yatırımcıları zorlu, belirsizliklerin arttığı bir dönem bekliyor. İşte bu dönemi, piyasanın üç önemli yöneticisi Bülent Altınel, Oğuz Büktel ve Ömer Yenidoğan’la analiz ettik. Piyasa beklentilerini ve yatırım tavsiyelerini aldık.

YENİDOĞAN’IN İKİNCİ YARI TAHMİNİ
TEB Portföy Genel Müdürü Ömer Yenidoğan, 2014 yılına yönelik beklentilerini şöyle paylaşıyor: “FED’in tahvil alım programını azaltmayı 2013 sonunda başlatmasının ardından 2014 sonundan itibaren bilanço genişlemesi son bulur. Buna karşılık sıkılaştırma politikalarına geçiş, ABD ekonomisinde işsizlik ve enflasyon verilerine bağlı olarak 2015’e sarkar.

Bu noktada 2014’te de finansal piyasalar, ekonomik veri akışına bağlı olarak volatil bir seyir izler. Esasen dünya genelindeki ekonomik toparlanmadan uzun vadeli endişe duymuyoruz. Özellikle Avrupa ekonomisinin daha sağlıklı hale gelmesi, Türkiye açısından olabilecek iyi senaryolardan biri.

BİST 100’ün dolar bazında geldiği 33.000 seviyelerinin kurda aşırı bir değer kaybı olmaması halinde alım için elverişli olduğunu düşünüyoruz. Politik belirsizlikler nedeniyle değer yitiren BİST 100 Endeksi’nin yılın özellikle ikinci yarısında, bankacılık sektörü öncülüğünde daha olumlu bir seyir izleyebileceği kanaatindeyiz. ~
Bunun nedenleri, Merkez Bankası politikalarının daha çok öngörülebilirlik içerecek olması, FED’in uzun süredir beklenen tahvil alımında yavaşlama hareketine başlaması ve cari açık ve enflasyon gibi dengelerde olumlu adımlar görülmesi olacak.

FAİZ NEREYE GİDEBİLİR?
Gelişmekte olan ülke piyasaları, ABD verilerini, özellikle kısa vadeli faizlerin seyrini izlemeye devam edecek. 2013’ten farklı olarak 2014’te gelişmekte olan ülke piyasaları birbirinden ayrışabilir. Nitekim aralıktaki FED kararından sonra Hindistan’da faizler fazla değişmezken Brezilya ve Türkiye’de yukarı hareket oldu.

Makro dengelerinde düzeltme yapan ve rasyonel ekonomik politika benimseyen ülkeler, yatırımcılar tarafından ödüllendirilecektir. Türkiye özelinde 2013’te yabancı yatırımcı açısından çok gündemde olan cari açık konusunda politika yapıcıları, yüksek bir bilinçle doğru kararlar aldı ve almaya devam ediyorlar.

Bunların etkilerini, 2014 içinde görmeyi bekliyoruz. Merkez Bankası’nın şu anki çalkantıyı daha fazla hasar vermeden atlatmayı başarması halinde Türkiye’de faiz ortamının iyiye gitmesi beklenebilir.

DOLARDA NE OLUR?
Bir taraftan ABD’de de likiditenin göreceli olarak azalmasını beklerken AB Merkez Bankası tarafında ise enflasyonun düşük olması nedeniyle büyümeyi destekleyen daha
gevşek bir para politikası izlenebilir. Bank of Japan’dan da aynı tarzda gevşek bir para politikası bekleniyor. Bu aynı zamanda global piyasalarda ABD dolarının Euro lehine güçlenmesini ve emtia fiyatlarının global büyümeye rağmen baskı altında kalmasını sağlayabilir.~
Halihazırda REER (reel efektif kur), 2003 başından beri olan ortalamasının bir standart aşağısında. Yani TL aşırı satım bölgesinde. Bu nedenle Merkez Bankası’nın görece sıkı duruşu ve piyasa müdahalelerinin karşılık bulması halinde 2014 sonunda şu anki kur seviyesinin altında bir seviye (daha doğrusu reel değerlenme) görmemiz muhtemel.
ALTINDA BEKLENTİ NE YÖNDE?
İVME
Altında yukarıya doğru kalıcı bir ivmelenme sağlayabilecek 3 ana faktör var. Bunlar yükselen global enflasyon, merkez bankalarının para likiditesini artırması ve jeopolitik riskler nedeniyle güvenli liman arayışı.
SEYİR Önümüzdeki dönemde bu faktörlerin eskisi kadar etkili olmayacağını düşünüyoruz. Bu nedenle altın fiyatlarında daha yatay bir seyir bekliyoruz.

BÜKTEL’İN TEMKİN YILI
Burgan Portföy Genel Müdürü Oğuz Büktel, “Borsada temkinli olun” önerisiyle başladığı değerlendirmesine, 2014 için şu analizleri yaparak devam ediyor: “En önemli gündem maddemiz siyaset oldu. Gerginlik uzadıkça, gelişen piyasalara göre olumsuz ayrışıyoruz. FED kararları sonrasında gelişmiş ülke piyasalarının tercih edilmesi nedeniyle sermaye girişlerinin azalması ve artan politik riskler, BİST’in orta vadeli performansı açısından soru işaretleri yaratıyor.

Yaşanan sert geri çekilmenin ardından zaman zaman sınırlı tepki alımları gelebilir. Teknik göstergelerdeki zayıflığın devam etmesi de aşağı yönlü hareketler için açık kapı bırakıyor. Yurtiçinde yürütülen operasyon, hükümet-yargı gerginliği ve 2014 yılındaki seçim takvimi, BİST üzerinde bir risk unsuru olarak çalışacaktır. Bu kapsamda yatırımcılar, temkinli olmaya devam etmeli.

CAZİP GETİRİ YOK
TCMB’nin müdahaleleri ile TL’nin kayıplarını telafi etme çabası veya ABD tahvil faizlerinin mevcut seviyelerde denge bulmasıyla TL faizlerde, aşağı yönlü denemeler olabilir.
Ancak aşağıda hareket alanı limitli. ~

Kaldı ki 2014 yılında da ABD tahvil faizlerinde önemli bir geri çekilme olasılığı düşük. Dolayısıyla mevcut koşullar altında tahvil bono piyasası, alternatif sabit getirili yatırım araçlarına kıyasla cazip bir getiri potansiyeli sunmuyor.
Daha uzun vadeli baktığımızda ise TL’deki zayıflık ve enflasyondaki görünümü göz önünde bulundurarak, TÜFE’ye endeksli ve değişken faizli tahviller daha uygun yatırım aracı.

ALTIN RİSKLİ
Altında 1.200 doların altına hızlı düşüşün ardından zaman zaman tepki alımları gelebilir. Ancak bu durum altındaki genel zayıflığı değiştirecek boyutta değil. Fiziki talebin de düşük olması, altının destek bulmasını zorlaştırıyor. Teknik olarak aşağı yönlü hareket devam edebilir.

Tahvil alımlarını azaltmaya başlayan FED’in 2014’te, ABD’de ekonomik görünümün yeniden bozulması durumunda bu azaltımı belki de arka arkaya birkaç ay ötelemesi altın fiyatlarını destekler. Ancak mevcut koşullar altında ABD’de görünüm toparlanmaya işaret ediyor. Bu kapsamda altında pozisyon taşımak yüksek risk içeriyor.

RÜZGAR DOLARDAN YANA
NEGATİF AYRIŞMA

TL’nin dolar karşısındaki görünümü hiç de iç açıcı değil. FED kararı sonrasında sermaye girişlerine ilişkin soru işaretleri, TL’deki zayıflıkta pay sahibi. Ancak negatif ayrışma daha çok yurtiçi gelişmelerin yarattığı baskıdan kaynaklanıyor. ~
TL’nin sert kayıplarına Merkez Bankası’nın giderek daha fazla tepki verdiğini görüyoruz. Ancak hem satılan dövizin aşırı boyutlarda olmaması hem de likidite sıkışıklığının limitli boyutta olması, TL’ye karşı alınan pozisyonların çözülmesi için yeterli olmayabilir.

GÜÇLÜ KONUM
Dolayısıyla yurtiçindeki kırılganlıkları ve yurtdışı koşulları göz önünde bulundurarak TL’nin kalıcı bir değer kazanma trendine girmesini beklemiyoruz. ABD ekonomisindeki toparlanma ve FED’in adımlarını da göz önünde bulundurarak doların, 2014 yılında özellikle gelişmekte olan ülke para birimlerine karşı güçlü görünümünü koruyacağını düşünüyoruz. Euro/dolar paritesi de dolardan yana.

ALTINEL’E GÖRE FED ETKİLİ OLACAK
ING Yatırım Genel Müdürü Bülent Altınel, “2014 yılında belirleyici iki temel gelişmenin olacağının” altını çiziyor ve şu tahminleri yapıyor: “2014 yılına alışık olduğumuz gibi hareketli giriyoruz. Sıkça gündemde olan FED’in politikası, AB Bölgesi’nin zayıf ekonomik duruşu ve dolar karşısında Euro’nun değeri takip edilecek başlıca konular olacak.

Komşu ülkelerdeki çatışmalar ve politik gelişmeler, geçen yıldan kalan ve devam eden konular. Önümüzde iki seçim var ve gündemdeki gerginlikler piyasalar üzerinde etkili olacak. FED parasal genişlemeyi yavaşlatacağını açıkladı.

Ancak para politikasında kısa vadeli faizleri düşük tutmaya niyetli olduğu görülüyor. Bu politikanın sonuçları ne olabilir? Son yılardaki bol para döneminin sona erdiğine ilişkin beklenti arttı. Bu gelişmekte olan ülkelere sermaye akımının eski hızda olmayacağı anlamına geliyor. Türkiye büyümesini dış finansmanla sağladığı için FED politikalarının piyasalara etkisi çok daha kritik bir konu olacak.~

RİSKLER FİYATLARDA VAR
ABD para politikasında kısa vadeli faizler düşük kalmaya devam ediyor. AB ekonomisi zayıf olmasına rağmen bir süre daha Euro, dolar karşısında kuvvetli durabilir. Global hisse piyasalarında ise pozitif hava devam edebilir. Türkiye ekonomisi cari açık ve dış finansmana bağlı büyüme sürecinde.

Son aylardaki sermaye akımları ise gelişmiş piyasaların lehine, gelişmekte olan piyasaların ve dolayısıyla Türkiye’nin aleyhine esiyor. Bu durum, Borsa İstanbul’u olumsuz etkiledi. Özellikle siyasi gelişmelerle birlikte gelişmekte olan ülkeler arasında negatif ayrışma yaşandı.

2013 konsensüs büyüme rakamlarının yüzde 3,5-4 seviyelerinde olduğunu göz önüne alırsak 70.000’li seviyelerin altı, borsanın ortalama değerinin altını işaret ediyor. Yani borsa endeksinin kayıplarının derinleşmesi, daha çok kendi içsel gelişmelere bağlı olur. Haricinde mevcut negatif beklentilerin az çok fiyatlara yansıdığını düşünüyorum.

Borsa İstanbul’da F/K oranları, benzer ülke borsalarının çarpanlarına göre makul seviyelere gelmiş durumda. Yabancı yatırımcılar, dönem dönem risk almaya gelebilir, ama seçimler
varken orta uzun vadeli yatırımlar için değil trade amaçlı işlemler artabilir.

MERKEZİN ETKİSİ İZLENECEK
Türkiye’nin cari açık ve büyümedeki hızı, sermaye akımlarına bağlı. Bu nedenle 2014 yılında çok daha dengeli hareket edilmesi gerekiyor. TL’nin değer kaybı ve buna bağlı yeniden dengeye gelmesi takip edilecek. Merkez Bankası, 2014 yılı para politikası stratejisini açıkladı. Faizlerde değişikliğe gitmeksizin, kredi büyümesinin tüketici kredilerinden ticari kredilere doğru yönlendirilmesini sağlayacak yöntemler uygulayacaklar. ~

MB’nin kısa vadeli faizleri değiştirmeden likidite stratejisi ile TL’yi sıkılaştırarak TL’nin değer kaybını engellemeye çalışma stratejisi, piyasada denge sağlarsa benchmark getirileri, beklenen enflasyonla karşılaştırıldığında şu an cazip seviyelerde.

TL İÇİN UYGUN DÖNEM

ABD para politikalarına bağlı olarak doların bir süre daha Euro’ya karşı zayıf kalacağı tahmin ediliyor. Bu varsayımla paritenin bu seviyelerde, hatta artan risk iştahına bağlı olarak bir miktar daha Euro lehine kuvvetlenebileceğim söyleyebiliriz. Döviz taşıyan yatırımcıların TL’ye geçmek için uygun bir döneme denk geldiğini düşünüyorum.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz