Büyemenin 8 yeni yolu

Lojistik, ekonominin nabzını tutan sektörlerden biri. İçeride seçim havası, dışarıda hassas bir konjonktür olsa da yeni dönemde sektörün büyümesini sağlayacak önemli fırsatlar var. İran’a ambargonun kalkacak olması, ihracattaki yeni pazar arayışları, Türkiye’nin üs olma şansı ve demiryoluna dönük yatırım beklentisi öne çıkan fırsatlar arasında gösteriliyor. Teknolojik gelişmeler ve e-ticaretin artması ise sektörü heyecanlandıran diğer başlıklar.

22.07.2015 11:46:030
Paylaş Tweet Paylaş
Büyemenin 8 yeni yolu
1. ÜS OLMA ŞANSI Türkiye, coğrafi konumu nedeniyle doğal bir aktarma merkezi. Bu özellik, lojistik sektörünün önündeki en önemli fırsat olmaya devam edecek. Lojistik devlerinin CEO’ları da bu konuda hem fikir. Omsan Genel Müdürü Osman Küçükertan, onlardan biri. “Türkiye, bölgenin lojistik üssü olma potansiyeline sahip” diyen Küçükertan, son yıllarda bu potansiyelin değerlendirildiğini söylüyor ve ekliyor: “Türkiye, Asya ve Avrupa arasında stratejik bir köprü konumunda olması nedeniyle lojistik hizmetler açısından bölgenin lojistik üssü olma potansiyeline sahip. Sektör son yıllarda bu potansiyeli değerlendirme yoluna girdi. Türk şirketler Afrika, Ortadoğu ve Orta Asya ülkelerine yönelmiş durumda. Özellikle global lojistik şirketleri, hem büyüyen Türkiye pazarında faaliyet göstermek hem Türkiye’nin coğrafi konumu nedeniyle ülkemizde yatırım yapıyor. Bu yatırımların sektöre temel faydası, fiyat odaklı rekabet yerine bilgi, deneyim ve teknolojiye dayalı yeni bir rekabet şeklini ortaya çıkarmasıdır. Biz de Omsan olarak sektörde oluşan yeni fırsatlara paralel denizyolu ve demiryolu taşımalarının portföyündeki ağırlığını artırmayı, gemi, lokomotif ve müşterilerine özel vagon yatırımlarıyla intermodal taşımacılığın avantajlarını kullanarak Anadolu’nun her köşesindeki müşterilerimizi Avrupa’nın tamamına en rekabetçi koşullarda ulaştırmayı hedefliyoruz. Odaklandığımız stratejik temalardan biri de operasyonel mükemmelliğe ulaşmak. Bu strateji tüm operasyonel süreçlerin müşteriye değer yaratacak şekilde yalınlaştırılmasını esas alıyor.” 
2. İRAN AMBARGOSU İran’a dönük ambargonun gevşetilmesi, sektör uzmanlarına göre önemli fırsatlardan bir diğeri. Bölgeye dönük ihracatın canlanmasıyla lojistik sektörünün de olumlu etkileneceğini belirten Reysaş Yönetim Kurulu Üyesi Egemen Döven, “Önümüzdeki birkaç ay için İran ambargosunun kalkmasını dikkatlice izleyeceğiz” diyor. Eğer olumlu yönde bir gelişme olursa bölgeye odaklı ayrı bir birim hayata geçireceklerini söyleyen Döven, sözlerini şöyle sürdürüyor: “AB pazarının kısa vadede çok canlanmasını beklemiyoruz ama burada da 9 yıldır hiç kesintiye uğratmadan yaptığımız demiryolu taşımalarını büyüteceğiz. Reysaş olarak önümüzdeki dönemde nakit akışı stabil olan işlere odaklanmaya devam edeceğiz. Mevcutta Türkiye genelinde 22 adet inşaatımız devam ediyor. Bunların 19 adeti depo, ikisi otel ve bir adet de ofis yatırımımız var. Bilindiği üzere 1 yıl içindeki hedefimiz 1 milyon metrekare alana ulaşmış olmak. Depoculuk sektöründeki lider pozisyonumuzu bu yeni depo yatırımlarıyla daha da pekiştireceğiz. Bu depolara yaklaşık olarak 315 milyon TL yatırım yapılıyor olacak. Diğer yatırımları da ekleyince önümüzdeki bir yıldaki yatırım tutarımız 400 milyon TL’yi geçmiş olacak.” 
~
3. BÜTÜNLEŞİK HİZMETLER Sektörün önemli fırsatlarından biri de bütünleşik ve entegre çözümlerdeki gelişmeler. Pazarın önemli oyuncularından Horoz Lojistik de bu alandaki yeni açılımları dikkatle izliyor. Şirketin 2015 büyüme hedefleri arasında, yeni ürünler ve yeni coğrafyalar da öne çıkıyor. Pazardaki fırsatlar doğrultusunda büyüyeceklerini söyleyen Horoz Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Taner Horoz, planlarını şöyle özetliyor: “Her yıl Türkiye’nin büyüme hızının 2-3 katı kadar büyüme hedefliyoruz. 2015 yılında da bunu destekleyeceğiz. Şirketimiz adına 2015’te yüzde 10-12 büyümeyle 670 milyon TL ciro hedefimiz bulunuyor. Büyüme hedefimizin yanı sıra 2015 yılında konsantre olacağımız yeni ürünlerimiz ve coğrafyalar olacak. Entegre veya bütünleşik lojistik çözümler kapsamında tüketiciye daha direkt olarak ulaştığımız B2C (business to consumer) uygulamalara ağırlık vereceğiz. Avrupa’ya yapılan kara yolu taşımasını büyük ölçüde multimodal çözümlerle desteklemeye başladık. Önümüzdeki yıl bu konulara da ağırlık vermeye devam edip multimodal çözümlerle hizmet verdiğimiz bölgeyi genişletmeye çalışacağız. Ayrıca coğrafi bölge olarak Afrika bizim için hızla geliştirilecek bir destinasyon olmaya devam edecek. 2015 yılındaki bir diğer hedefimiz de yeni destinasyonlarda birtakım partnerlerle iş geliştirmek. Tüm bunların yanı sıra daha fazla katma değer üretebileceğimiz projelere yoğunlaşacağız. 2015, belirsizliklerini koruyan bir yıl olmasına rağmen yeni sektör yatırımlarına da gebe olacak.” 
4. ALTERNATİF PAZARLAR “Dünyada lojistik sektörünün 2015 yılında 10-12 trilyon dolarlık bir hacme ulaşması bekleniyor. Uzmanlara göre Türkiye de bu pazardan önemli bir pay alabilir.” Bu sözler Arkas Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Arkas Lojistik Grup Başkanı Diane Arcas Aktaş’a ait. Aslında birçok sektör uzmanı onunla hemfikir. Çünkü Türkiye özellikle bulunduğu coğrafi konum nedeniyle pek çok avantaja sahip. Aktaş, Türkiye’nin ihracat hedefleri ve yeni pazar açılımlarına dair fırsatları şöyle anlatıyor: “Türkiye’nin 2023 yılı büyüme ve dış ticaret vizyonu da sektörün sürekli gelişmesini sağlayacak. Başta Ortadoğu, Orta Asya ve Afrika olmak üzere komşu ülkelere açılımda artış yaşanıyor. Bizim için de bu bölgeler önemli pazarlar arasında öne çıkıyor.” Aktaş, şirket olarak bu fırsatları nasıl yakalayacaklarını ise şöyle özetliyor: “Lojistik, ticaret durmadıkça cazibesini koruyan ve değişen şartlar karşısında çok çabuk pozisyon alabilen bir sektör. Potansiyelin gelişebilmesi için Türkiye’nin lokasyonu çok iyi ancak çevre ülkelerdeki gelişmelerin daha stabil olması gerekir. Aynı zamanda Türkiye’de lojistik merkezlerin kurulması için altyapının oluşturulması gerekiyor. Mersin-Yenice ve İzmit-Kartepe’deki lojistik merkezlerimizle Avrupa standartlarında lojistik merkezlerini ilk biz yapıyor olacağız. O zaman bir aktarma merkezi oluşturacağız ve yurtdışındaki ülkeler bu hub’ları bir transit merkez olarak kullanabilecek.” 
~
5. DEMİRYOLU AÇILIMI Demiryollarının serbestleşmesi de sektörün gündemindeki önemli başlıklardan. Bu alanda yatırım yapan veya yatırıma hazırlanan pek çok şirket var. Alışan Lojistik de bu fırsatı izleyenlerden… “Demiryolu tarafındaki serbestleşmenin tamam- lanması sonrasında sektör için çok önemli fırsatların var olacağını düşünüyoruz” diyen Alışan Lojistik Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Damla Alışan, “Lojistik, özellikle son yıllarda Türkiye’de büyüyen bir pazar. Dolayısıyla birçok yabancı şirketin yatırım ve dış kaynak kullanımı açısından da ilgisini çekiyor. Temel beklentimiz büyümenin sürdürülebilir olması yönünde” şeklinde konuşuyor. Alışan, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Lojistik sektöründe güvenli, ucuz ve hızlı hizmet sağlayan demiryolunu daha yoğun kullanan bir yapılanma geliştiriliyor. Önemli üretim ve tüketim bölgelerinde bölgesel ve küresel ihtiyaçlara cevap verebilecek lojistik merkezler oluşturuluyor. Demiryolu taşımacılığında birçok avantaj var. En önemli avantajlarından birisi de çevresel olarak karbon faturasını düşürmesi. Hepimizin bildiği üzere dünya intermodel taşımacılığa döndü. Çevreye karşı hepimizin bir sorumluluğu var. Dolayısıyla daha çevreci modlarla, daha sürdürülebilir bir hizmet sağlamak zorundayız. 2015 yılında demiryolu taşımacılığının da önemi artacaktır. Limanların kapasitesin artmasıyla Türkiye, sadece iç lojistik de değil, bölge lojistiğinde de etkin olacaktır.”
6. KONSOLİDASYON BEKLENTİSİ Sektörde fırsat olarak görülen başlıklardan biri de konsolidasyon beklentisi. Aslında satın alma ve birleşmeler, belli bir ivmeyle uzun zamandır sürüyor. Uzmanlara göre ileride bu alandaki fırsatlar daha da artacak. “Kısa ve orta vadede sektörün önünde önemli büyüme fırsatları var ama öncelikle ekonomik belirsizliğin ortadan kalkması önemli” diyen TLS Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Altuğ Hacıalioğlu, pazardaki fırsatlardan konsolidasyona dikkat çekiyor: “Bugün Türkiye’de ilk 10 lojistik şirketinin toplam cirosunun, lojistik harcamalarının yüzde 15’ine bile ulaşamamış olması, lojistik sektöründe konsolidasyon sürecinin hızlanarak devam edeceğinin bir göstergesi. Bu süreçte insan kaynağına, teknolojiye ve süreçlerine yatırım yapan lojistik şirketlerinin öne çıkacağına inanıyoruz. TLS Lojistik olarak, kâr edilemeden büyüme gerçekleşemeyeceğine, büyümeden de kârın sürdürülemeyeceğine inanıyoruz. Bu inancımızdan dolayı kurulduğumuz günden beri bütün kazanımlarımızı kendi sektörümüzde yatırıma çeviriyoruz. Şu an Türkiye’nin içinde bulunduğu belirsizliklere rağmen, planladığımız yatırımların tamamını uygulamaya almaya başladık. Bu yatırımların tamamı yurtdışı ofis açılışı, araç, depo ve teknolojiyle ilgili olacak. 2015 yılı için yüzde 15-18 gibi bir büyüme öngörüyoruz.” 
~
7. BİLİNÇLENMEDEKİ ARTIŞ Maxlines Maksimum Lojistik Genel Müdürü İlyas İleri’ye göre önümüzdeki dönemde lojistik kavramını “bütün” olarak ele alan şirketler bir adım önde olacak. “Lojistik sektörünün önündeki en büyük fırsat, mevcuttaki sektörü genel olarak taşımacılık olarak gören, aslında tedarik zinciri yönetimine ihtiyacı olan firmalardır” diyen İleri, bu konudaki bilinçlenmenin pazarı ileriye taşınacağını savunuyor. İleri, görüşlerini şöyle paylaşıyor: “Zaman geçtikçe şirketler tüm tedarik zincirinin yönetildiği lojistik yapılara kapılarını açtıklarında, hem kontrol-yönetim hem maliyet avantajı hem de kaliteli ve verimli bir çalışma sistemine sahip olacaklar. Lojistik bilincini müşterilerine hızlıca aşılayacak şirketler de ciddi bir başarı elde edecek. Mevcut durumda gelişen teknolojik sistemlerle zaten tek noktadan takip yapmak mümkün. Teknolojiye yatırım yapmış ve süreçleri oturmuş gerçek lojistik şirketleri, sadece isminde lojistik ibaresi bulunan diğer küçük firmaların önüne geçiyor. Bu tarz şirketler, direkt entegre sistemler kullanarak hata oranını çok düşük seviyelere çekebiliyor. Gelecekte de müşteriye göre şekillenebilen çözümler sunanlar, müşterilerin ilk tercihi olacak. Maxlines olarak gerek sistemsel olsun gerekse de standart çalışma prosedürleri olsun bu bağlamda ciddi çalışmalar yapıyoruz. Farklı sektörlerde kendimizi ve sistemimizi tanıtarak işbirliklerimizi artıracağız. Zaten hazır olan yapımızla gerektiğinde teknolojik ve operasyonel yatırımlar da yapacağız.” 
8. TEKNOLOJİK ÇÖZÜMLER Lojistik, teknolojiyle de yakından ilgili. Özellikle taşıma modlarındaki yeni çözümler, bu sayede hayata geçiriliyor. O nedenle teknolojik gelişmelerden doğru biçimde faydalanmak, rekabette öne çıkmak isteyen şirketler için önemli bir fırsat. DHL Express Türkiye CEO’su Markus Reckling de böyle düşünenlerden. “Önümüzdeki birkaç yıl içinde lojistik endüstrisinde ulaştırma, akıllı paketleme çözümleri, multi-modal (çok modlu) ulaştırma, robot ve otomasyon teknolojileri, e-ticaret ve belirli sektörlere yönelik çözümlerle karbon emisyonlarının azaltılması alanında büyük olasılıkla yaratıcı çözümler göreceğiz” diyen Reckling, bir diğer eğilimin ise esneklik ve adaptasyon olduğunu söylüyor. Reckling sözlerini şöyle sürdürüyor: “Bu alanlardaki yatırımlar, tüketicilerin belli taleplerini kapsayacak ve pazarda yeni verimlilik düzeyleri oluşturacak. Çabuk toparlanabilme ve esneklik konusunda gördüğümüz eğilimse, klasik arz itişine dayalı tedarik zincirlerinin yerini tüketicinin çekişine bağlı tedarik zincirlerine bırakacak. Türkiye’de özellikle e-ticaret alanında sürdürülebilir bir büyümenin olduğunu görüyoruz. Online mağazalara yapılan yatırımlar, son 2 yılda bir hayli fazlalaştı. Bu gelişme de kargo sektörüne oldukça katkıda bulundu. E-ticaret sektörünün büyümesine paralel olarak Anadolu’daki iş hacmi de büyüdü. Bu da var olan potansiyeli daha da ileri götürüyor. DHL Express olarak fırsatları yakalamak konusundaki ilk ve en birincil prensibimiz, müşteri odaklı yaklaşımımızı devam ettirmek olacak.” 
~

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz