Devlerin organik tutkusu!

Sektör, son 10 yıldır çift haneli büyümesiyle dikkat çekiyor.

1.10.2009 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Devlerin organik tutkusu!
Dünya organik ürün pazarının toplam hacmi 46 milyar dolar. Sektör, son ekonomik krize kadar her yıl çift haneli büyüme gösterdi. Organik ürünlere olan talep ise yıllık 5 milyar dolar artışla istikrarlı bir şekilde büyümesini sürdürüyor.
Bu rüzgarı hisseden perakendeciler de hızlı ilerliyor. 2002’de cirosu 2,69 milyar dolar olan Whole Foods, 2008’de 8 milyar dolar büyüklüğe ulaştı. Bu büyümede, perakende zincirinin organik gıdalara verdiği özel önem ve bu sayede tüketicilerin gözünde oluşturduğu imaj çok büyük rol oynadı.
Türkiye ise organik ürünler alanında henüz emekleme aşamasında. Sadece organik gıdada 40 milyon dolarlık bir büyüklük söz konusu. İhracat ve iç piyasa olarak değerlendirildiğinde ise hacmin 100 milyon dolarlara ulaştığı tahmin ediliyor. Son dönemde organik ürün pazarında en gözde ürünlerden olan organik pamukta ise büyüklüğün 780 milyon dolar olması dikkat çekici. Yine de dünya rakamlarına ulaşmak için daha çok yol var. Bu nedenle uzmanlar, pazarda önümüzdeki 5 yılda her yıl çift haneli büyüme bekliyor.
Ege İhracatçılar Birliği’nin yaptığı çalışma ışığında ise Türkiye organik ürün pazarının 3 yılda 500 milyon dolar, 5 yılda 1 milyar dolarlık dış satış büyüklüğüne ulaşacağı tahmin ediliyor.

POTANSİYEL YÜKSEK
Türkiye’de organik tarımın geçmişi 80’li yıllara dayanıyor. Tamamen yurtdışından gelen taleple gerçekleştirilen organik üretim, ilk olarak kuru meyve ve fındık arzıyla başlamış durumda. Şu anda ise pazarda 200’e yakın ürün çeşidi mevcut. Lokomotif ürünler ise incir, üzüm, kayısı gibi kuru meyveler, fındık ve bakliyat olarak ön plana çıkıyor.
Türkiye’de organik pazarına üretim yapan irili ufaklı yaklaşık 325 şirket mevcut. Organik Ürün Üreticileri ve Sanayicileri Derneği (ORGÜDER) Genel Sekreteri Melahat Özkan, son dönemde Türkiye’de ve dünyadaki gıda şirketlerinin çoğunun organik tarım konusunda Ar-Ge çalışmalarına hız verdiğini söylüyor.
Gerçekten de Doğan Holding, Yaşar Holding, Esas Holding, Ülker gibi dev gruplar, farklı markalar ve şirketlerle bu alana yoğunlaşmış durumda. Yaşar Holding Pınar markasıyla organik süt üretiminde, Doğan Holding Doğan Organik Ürünler şirketiyle yine süt kategorisinde, Esas Holding City Farm ile sebze, meyve, baharat, et, kuruyemiş gibi kategorilerde, Ülker ise Ülker Hero Baby markasıyla organik bebek mamalarında bu pazara yönelik faaliyet gösteriyor.
Migros ve Carrefoursa gibi büyük perakende devleri de raflarındaki organik ürün sayısını artırmak için kolları sıvamış durumda. Carrefour Genel Müdürü Guillaume Vicaire, Türkiye’deki mağazalarında şu anda 13 olan doğal ürün sayısını önümüzdeki yıl 20’ye, 2013 yılına kadar 50’ye çıkarmayı hedeflediklerini söylüyor.
Melahat Özkan ise önümüzdeki dönemde sektörün daha da hareketleneceğini söylüyor ve ekliyor: “Ürün çeşitliliğinin ve ürünlerin sürekliliğinin sağlanması için yatırımların artacağı düşünülüyor. Türk tüketicisinin tüketim alışkanlıkları dikkate alındığında ise taze ürünlere ve hayvansal gıdalara olan talebin artacağı tahmin ediliyor.”

PAZARIN DÜNYADAKİ DURUMU
Dünyada organik ürün sunumunda perakendeciler arasında kıyasıya bir rekabet söz konusu. Dünya organik gıda pazarının yüzde 47,2’sini elinde bulunduran ABD’de~
sadece organik ürün pazarına yönelik faaliyeti olan Whole Foods Market, dünya liderliğini de elinde bulunduruyor. Wal-Mart ise yine organik ürün pazarında ABD’nin önde gelen perakendecilerinden. İngiltere’de ise Tesco, Sainsbury, Waitrose, Marks&Spencer gibi perakendeciler, raflarındaki organik ürün sayısını her geçen gün artırıyor.
Datamonitor verilerine göre ABD’de organik gıda pazarı yüzde 15’lik bir büyümeyle 2008 yılı sonunda 23 milyar dolara ulaşmış durumda. Pazar, ABD’de 2013 yılında yüzde 65,9’luk büyümeyle 38,2 milyar dolara ulaşacak.
Dünyada organik üründe bir başka önemli pazar olan Almanya’da ise organik gıda pazarı geçen yıl yüzde 12,3’lük büyümeyle 8,2 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaşmış durumda. 2013 yılına dek pazarın yüzde 55,6’lık bir büyüme ile 12,7 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Almanya, bu büyüklüğüyle şu anda Avrupa organik ürün pazarının yüzde 33’ünü elinde bulunduruyor.
Avrupa organik ürün pazarının yüzde 17,2’sini elinde bulunduran İngiltere’de ise organik gıda pazarının büyüklüğü, 2008 yılında bir önceki yıla göre yüzde 12 büyüyerek 4,3 milyar dolara ulaşmış durumda. 2013 yılında ise pazarın 6,7 milyar dolara ulaşacağı öngörülüyor.  

10 MİLYAR DOLARLIK PAZAR
Türkiye henüz organik üründe emekleme aşamasında olsa da özellikle tekstilde pek çok ülkeyi geçtiği görülüyor. Organik pamuk üretiminde, 2006-2007 verilerine göre yüzde 41’lik payla ilk sırada yer alıyor. Hindistan yüzde 25’le Türkiye’yi izlerken Amerika yüzde 7,7, Çin ise yüzde 7,3 ile Hindistan’ı takip ediyor.
Tekstil Ara��tırma Geliştirme Derneği (TADER) verilerine göre de pazar her yıl yüzde 30-40 oranında büyüyor ve bu trend önümüzdeki 5 yıl da süreceğe benziyor.

Dünyada organik tekstile olan ilgi, 90’lı yıllarda başlamış durumda. Bu yıllarda Nike, Coop, Otto ve Patagonia gibi tekstil şirketleri, bu alanda ön plana çıktı. Bu dönemde, global ölçekte nispeten bakir sayılabilecek sektör, 2005-2007 döneminde toplam 1 milyar dolarlık bir hacme ulaştı. 2012-2013 yıllarında ise 10 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaşması bekleniyor. Bu büyüklükle de 5 yıl gibi kısa bir zamanda 10 katlık bir artış yaşanacağı tahmin ediliyor. Bu projeksiyona göre Türkiye’nin payının ise 3 milyar dolarlara yaklaşacağı öngörülüyor.
Türkiye’de organik tekstil alanında iddialı şirketlerden Yeşim Tekstil’in CEO’su Şenol Şankaya, şirket olarak 2001 yılından bu yana organik tekstille ilgilendiklerini söylüyor. Küresel ısınmaya ve değişen çevre koşullarına bağlı olarak “doğa dostu” kumaşların trend olacağını yaklaşık 10 yıl önce öngördüklerini belirtiyor. ~
“Tüketicinin de bu tarz ürünlere ilgisinin arttığını tespit ederek bu alana yatırımlarımıza hız verdik” diyen Şankaya, ilk olarak Nike için kısmi organik pamuktan elde edilen bir iplikle kumaş ürettiklerini belirtiyor ve ekliyor: “Müşterilerimizin talepleri doğrultusunda bu yönde çalışmalarımızı hızlandırdık. Bugün yüzde 100 organik iplikten kumaş üretir ve bu kumaşlardan da koleksiyon hazırlar hale geldik.”

SEKTÖR DIŞA BAĞIMLI
Esas Holding ise organik ürün pazarına ilgi gösteren bir başka dev grup. Organik üretim faaliyetlerini City Farm şirketiyle yürütüyor. City Farm Genel Müdürü Eşref Durace, organik sektörünün şu anda tamamen dışa bağımlı bir yapısı olduğunu söylüyor. Durace, sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Günlük tüketime yönelik ürünlerde ciddi eksiklikler mevcut. Meyve, sebze büyük tonaja sahip görünse bile bu ürünler taze tüketilen ürünler olmayıp ağırlıklı olarak hammadde olarak kullanılıyor. Meyve suyu üretimi 20 bin ton civarında olmasına rağmen iç piyasada bu büyüklüğün 100 tonu bile tüketilmiyor. Keza organik yumurtada, yıllık 10 milyon adetlik bir üretim mevcut, ancak bu sayı büyük bir üreticinin 10 günlük normal yumurta üretimine denk gelmiyor.” Durace, büyümenin normal ürünlerle organik ürünler arasındaki fiyat farkına bağlı olduğuna dikkat çekiyor.

Mevcut fiyat farkının kapatılmasının ise üretici ve satış noktalarının yanlış değerlendirmeleri nedeniyle olası görülmediğini belirtiyor ve “Örneğin bir zincir market, normal pirinci yaklaşık yüzde 25 kâr marjıyla satarken organik ürünü yüzde 45 marjla satarsa bu sektörün hızlı büyümesi çok zordur” diye konuşuyor.  
Carrefour ile yaptığı anlaşma sonucu dev perakende zinciriyle işbirliğine giden Alara Tarım’ın genel müdürü Kerim Taner ise özellikle organik meyve-sebze satışının krizle birlikte yavaşladığına dikkat çekiyor.  

KRİZE RAĞMEN BÜYÜYOR
Organik süt pazarı ise şu an için hacmi küçük olsa da potansiyeli yüksek olan alanlardan biri. Türkiye’nin ilk uzun ömürlü organik sütünü 2005 yılında üreten Pınar Süt’ün genel müdürü Ergun Akyol, Türkiye’de organik süt pazarının 2008 yılında bir önceki yıla göre yüzde 26 oranında büyüyerek, 1.414 gibi bir tonaja ulaştığını söylüyor. Ona göre pazar, bundan 5 yıl sonra 5 bin ton seviyelerine ulaşacak bir kapasiteye sahip.   
Türkiye’de toplam UHT süt pazarı, 2008 verilerine göre 621 bin 798 ton civarında bir büyüklüğe sahip. Organik sütün bu büyüklük içinden aldığı pay ise şu anda sadece binde 2,3 düzeyinde.
Doğan Organik Ürünler Genel Müdürü İlhan Başaran, “Organik sütlerin 5 yıl içinde daha da çeşitlenerek toplam ambalajlı içme sütü pazarından yüzde 2, özel süt pazarından da yüzde 40 pay alabileceğini öngörüyoruz” diye konuşuyor ve ekliyor:
“Özellikle Avrupa Birliği ülkelerinde organik süt ve organik süt ürünleri, toplam pazardan ülkelere göre değişmekle birlikte yüzde 3 ila 7 arasında pay alıyor. ~
Özellikle AB ülkelerinde organik pazarın payı her yıl yüzde 10 civarında büyüyor.”

GELECEK VADEDENLER
Organik ürün pazarından henüz oldukça küçük bir pay almasına rağmen potansiyeli nedeniyle pek çok oyuncunun ilgi duyduğu alanlar da var. Bebek mamaları kategorisi de bu alanlardan biri. Pazarda şu anda Ülker, Hero Baby markasıyla ön planda. Şirket, 12 ayrı çeşit organik mamayı tüketicisine sunuyor. Yıldız Holding yetkilileri, gıda dahil pek çok farklı sektörde organik ürünlere büyük bir talep olduğunu söylüyor. Birçok ürün grubuna yayılan bu eğilimin de şirketlerin organik ürünleri değerlendirmesine neden olduğunu belirtiyorlar.
2008 yılı sonu verilerine göre bebek maması pazarının  hacmi 9 milyon 332 bin kilogram. Organik bebek mamasının hacmi ise 872 bin 391 kilogram civarında. Pazar, tonaj bazında ise her yıl ortalama yüzde 8-9 seviyesinde büyüme gösteriyor. Türkiye’de organik pazarında henüz emekleme aşamasında olan bir başka kategori ise reçel. Reçel, tahin ve pekmez ürünlerine yönelik organik üretim gerçekleştiren Koska’nın genel müdürü Nevzat Dindar, pazarın henüz oldukça küçük olduğunu söylüyor. Bu alanda sağlıklı bir veriye ulaşmanın oldukça zor olduğunu belirtiyor. Organik reçel pazarının, normal reçelden aldığı payın kendi ürünlerinden gözlemledikleri kadarıyla yüzde 1-2 civarında olduğuna dikkat çekiyor ve ekliyor: “Biz Koska olarak önümüzdeki 5 yıllık hedeflerimizde, bu sektörde en az yüzde 200 büyümeyi öngörüyoruz. Bu hedef, ilk bakışta çok abartılı gelebilir ancak bu hedefi yüksek tutmamızın birkaç önemli nedeni var.

 Dünyada son 8–10 yılda organik ürün tüketimi tam 5 kat arttı. Bunun için sektör, kendi içinde büyüme potansiyeline sahip diye düşünüyoruz.”    
Bir başka emekleme aşamasında olan pazar ise organik kozmetik. Bu alanda tam olarak rakamlara ulaşmak mümkün değil. Ancak Avrupa’daki sayılar genel de olsa doğal kozmetiğin potansiyeli hakkında bilgi veriyor. Avrupa’da sertifikalı doğal kozmetiğin genel kozmetik pazarındaki payı yüzde 2. Çevre bilincinin daha önce ortaya çıktığı ve daha hızlı geliştiği Almanya’da ise bu oran yüzde 6 civarında. Bu oranların 2012 yılında Avrupa’da yüzde 6, Almanya’da ise yüzde 10 oranlarına ulaşılacağı tahmin ediliyor.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz