Ölçekte yeni normal

İşte sektörlerin son 10 yılda değişen ideal ölçekleri...

1.09.2013 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Ölçekte yeni normal
İş yaşamında son 10 yıl içinde her türlü hesap değişti. Verimli ve rekabetçi olabilmek için gereken ideal şirket ölçeği de çok sayıda sektörde farklılaştı. Bugün otomotivdeki bir üreticinin rekabetçi olabilmesi için ulaşması gereken minimum üretim adedi 200 bin. Halıdaki ideal rakam ise 1 milyon metrekare satış. İlaçta ulaşılması gereken ciro 50 milyon dolar... Tüm bu rakamlar farklı sektörlerdeki ideal ölçek eşiklerini gösteriyor. Rakamların 10 yıl öncesine göre ciddi biçimde değiştiği dikkat çekiyor. Ortalamada ise yüzde 100’ün üzerinde ölçek büyümesi söz konusu. Hatta bazı sektörlerde yüzde 1.000’i geçen bir artış var. İşte sektörlerin son 10 yılda değişen ideal ölçekleri. Son 10 yılda global iş dünyasında yaşananlar tüm normalleri, idealleri sarstı. Güçlenen Çin faktörü, keskinleşen rekabet ve daralan kâr marjları gibi gelişmeler her türlü rakam ve hesabı da değiştirdi. İdeal ciro ve üretim ölçekleri de değişimden nasibini alanlar arasında.

Tabloyu görmek için görsele tıklayın.
Çok değil, 10 yıl önce organize perakendedeki bir şirket için ideal ölçek 1,4 milyar dolarken, bugün bu rakamın 3,5 milyar dolara çıktığı görülüyor. Lojistikte rekabet için ise 10 yıl öncesinin 100 araçlık filosu yetmiyor, en az 300 araç gerekiyor... Leasingde yüzde 150, halıda ise yüzde 100’lük değişim var. Sadece onlarda değil, diğer birçok sektörde aynı eğilimi görmek mümkün, Tabii değişimin gözlenmediği sektörler de yok değil, Demir çelik ve salça üreticilerine bakıldığında, pazardaki büyümenin de kısıtlı olmasından dolayı ideal ölçeklerde bir değişim olmadığı gözleniyor. Asıl soru ise uzmanların “ideal ölçek” olarak tanımladıkları bu büyüklüklere kaç şirketin ulaşabildiği. Yanıt bazı sektörler için çok da iç açıcı değil, Yüzlerce, hatta binlerce oyuncunun olduğu bazı sektörlerde, ideal ölçeği yakalayanların sayısı iki elin parmaklarını geçmiyor.

DEĞİŞİMİN İTİCİ GÜÇLERİ
Peki yaşanan bu değişimin nedenleri neler? Aslında söz konusu dinamikler sektörlere göre farklılık gösteriyor, Son 10 yılda kazanılan ekonomik istikrar, artan rekabet, sektörel gelişmeler bunlardan bazıları. Örneğin mineral yağlar, plastik, kauçuk, ilaç, kozmetik, boya, gübre gibi alt sektörlerden oluşan kimyadaki ideal ölçekler birbirinden farklılık gösteriyor. İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akyüz’e göre ortalama yüzde 30 civarında olan değişimin nedenleri şöyle:~
“Ekonomik büyümeyle birlikte şirketlerin ölçekleri de 10 yıl önceye göre büyüme göstermiş durumda. Büyüme oranları her sektörde farklılık gösterse de ideal ölçeklerin 10 yıl önce bu oranların yüzde 30 altında olduğunu söyleyebiliriz.” 10 yıl öncesine göre ideal ölçeği yüzde 200 oranında büyüyen lojistikteki durumu, sektör uzmanı Atilla Yıldıztekin özetliyor:

“2003’ten bu yana lojistik pazarı çok ciddi biçimde büyüdü. Bu durum şirket ölçeklerini de büyüttü. O zamanki ilk 20 şirket için ekonomik ölçeklere baktığımızda depo büyüklüğü en az 50 bin metrekareydi. Bugün ikiye katlandı. Araç sayısı da 100’den 300’e çıktı. Sektörümüzde ideal ölçek olarak net bir kriter vermek zor. Ama başarılı ve verimli olmak için gereken minimum düzey için ilk 20 şirketin ölçekleri baz alınabilir.”

Kuyum sektöründeki değişimi ise pazarın önde gelen oyuncularından Altınbaş’ın yönetim kurulu başkanı İmam Altınbaş anlatıyor: “Bundan 10 yıl önce sektör üretim ve toptan satış ağırlıklı çalışıyordu. Son 10 yılda üretim, tasarım, markalaşma ve organize perakende alanında önemli değişimler yaşandı. Bunun sonucunda ideal ölçeklerde de değişim meydana geldi.”

SEKTÖRLERİN YENİ NORMALİ!
Şirketlerin ulaşması gereken ideal ölçekler de sektörlere göre değişiyor. Medical Park CFO’su Levent Özdemir, özel sağlıktaki en önemli kriterin mali performans olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Sektörümüzde ortalama FAVÖK’ün (Faiz, Amon-tisman ve Vergi Öncesi Kâr) yüzde 17 olması beklenir. 200-300 yatak arası idealdir. Burada önemli olan 20 bin metrekareden büyük hastane olması ve doğru zamanda doğru doktor alımının çok iyi yapılmasıdır.”

Kuyumda ise ideal ölçek rakamı perakende veyaüretim ayaklarında olup olmamaya göre değişiyor. Altınbaş YKB İmam Altınbaş, “O yüzden herkes için geçerli bir ideal ölçekten bahsetmek imkansız. Buna rağmen orta ölçekli bir imalat için yıllık 500 kg, toptan ticaret için yıllık 2-3 ton altın, zincir mağazacılık için yıllık 20 milyon dolar ciro ve bireysel mağazacılık için de mağaza başına yıllık 600 bin dolar ciro ideal ölçek olarak alınabilir” diyor, Çilek Mobilya Genel Müdürü Muzaffer Çilek ise “Herhangi bir üründe yıllık 1.000 adet rakamı aşıldığında ölçek ekonomisinden faydalanılmaya başlanabilir ama ideal seviye 3-4 bin adet seviyeleri diye düşünüyorum” şeklinde konuşuyor. yüzde 150 büyümeyle de organize perakende ve leasing izliyor.~
“Bugün küçük ölçekte mobilya üreticileri için en az 15,5 milyon TL (28 milyon dolar) ciroyu, teknolojik ve iktisadi sürdürülebilirlik bakımdan ideal ölçek kabul edebiliriz” diyen Mobilya Sanayicileri Derneği (MOS-DER) Başkanı Ahmet Güleç, bu rakamın orta ölçekte bir şirket için yıllık 50 milyon TL olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Sektör bilanço verilerini göz önünde bulundurduğumuzda bu ölçek 10 yıl önce yaklaşık 3,8 milyon TL (o yılın ortalama dolar kuruyla 2,5 milyon dolar) idi. Ciddi bir artış söz konusu. Nedeni ise öncelikle Türkiye ekonomisinde yaşanan gelişim. Ayrıca iç Otomotivdeki kriterler ise biraz daha farklı. KPMG Otomotiv Sektör Lideri Ergün Kış, rekabetçilik için gereken minimum ölçeğin 200 bin adet olduğunu, bunu da 3 oyuncunun karşıladığını söylüyor.

Kış’ın değerlendirmesi şöyle: “200 bin adet üretim olması gereken minimumdur. Tabii ki ideali üzerine çıkmak. Ama pazardaki tüm oyuncuları topyekûn kıyaslamak da çok sağlıklı olmayabilir. Çünkü toplam 15 oyuncunun hepsi farklı araçlar üretiyor. Mesela yılda 20 bin otobüs üretimi ciddi bir rakamdır ama binek araç için çok küçüktür. Böyle bakınca 200 binin altında olsa da 15 oyuncunun 10’unun kendi istedikleri noktada olduğunu söyleyebilirim.”

EN HIZLI BÜYÜYENLER
Son 10 yıllık verilere bakıldığında ideal ölçek eşiği en fazla artan sektörün, dolar bazında yüzde 1.020, TL bazında ise yüzde 1.216 büyüme gösteren mobilya olduğu gözleniyor. Onu, yüzde 200 büyümeyle lojistik,
ve dış mobilya pazarındaki büyüme, keskinleşen rekabet, sektörün nitelik yönünden gelişimi, AR-GE ve teknoloji yatırımları bu büyümeyi getirdi.” Siemens Leasing Genel Müdürü Bülent Taşar, finansta ideal ölçek tanımlamasının çok zor olduğunu, ancak rekabetçi olabilmek için gerekli minimum yıllık iş hacminden söz edilebileceğini söylüyor:

“BDDK, bir leasing şirketi kurmak için asgari 20 milyon TL ödenmiş sermaye istiyor. Finans kesiminde kaldıraç oranları yüksektir. Sermayenin 8-10 katı borçlanma yapılır ve iş hacmi yaratılır. 150-200 milyon TL iş hacmine ulaşan şirketler için ortalama bir ölçek diyebiliriz. Ben yıllık iş hacmi 100 milyon doların altında iş yapanların kârlılık sıkıntısı yaşayacağını düşünüyorum. Bu rakam 10 yıl önce 40-50 milyon dolardı.”~
İDEALİ YAKALAMAK KOLAY MI?
Peki uzmanların rekabette söz sahibi olabilmek için gerekli gördüğü bu rakamları kaç şirket yakalıyor? Ba-
zı sektörler var ki pazardaki tüm oyuncular, güçlü ve rekabetçi şekilde ilerliyor ve “ideal ölçekte” var oluyorlar. Ama bazılarında durum hiç de öyle değil, Örneğin çimento ve demir çelikte pazarın yüzde 50’den fazlası ideal sınırlarda ilerliyor. Türkiye Demir Çelik Üreticileri Derneği Genel Sekreteri Veysel Yayan, şunları söylüyor:

“Sektörümüzdeki ideal ölçek 10 yıl önce yaklaşık 800 bin ton ila 1 milyon ton aralığında değişiyordu, Bugün 1-1,2 milyon tona çıkmış durumda. Bugün pazarda ham çelik üretimi yapan 30 şirket faaliyet gösteriyor. 15’i ideal ölçek ve üzerinde üretim gerçekleştiriyor. 2000 yılında, o günün şartlarına göre ideal ölçekte üretim yapan şirket sayısı 9 idi.” Mobilya, özel hastane, organize perakende sektörlerindeki durum ise tam aksi. Yüzlerce oyuncunun faaliyet gösterdiği bu sektörlerde ölçeği yakalama oranı yüzde 1’in altında.

Pazarda 450 civarında özel hastanenin hizmet verdiğini söyleyen Medical Park CFO’su Levent Özdemir, “Sektörde ideal ölçek yakalamış oyuncuların sayısı 3’ü geçmez. Bu ölçeği yakalayanların tamamı İstanbul bölgesinde faaliyette olanlardır” diyor. Salçada da ideal büyüklüğü yakalayan şirket sayısı düşük. Deneks Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Murat Savaşkan’ın yorumu şöyle:

“İdeal ölçek kavramı üretici şirketin pazar payı ve satış durumuna göre değişir. Pazarda irili ufaklı yaklaşık 75 üretici var. Türkiye ortalama 250 bin ton salça üretiyor. 10 yıl önce de bugünkü üretimden farklı bir durum yoktu. Kaç üretici ideal ölçeği yakalamıştır diye sorarsanız, bu soruya cevap vermek zor. Ancak sayısı 5’i geçmez.”

İDEAL OLMANIN AVANTAJLARI
Peki ideal ölçeği yakalamak şirketlere ne kazandırıyor? Tabii ki ilk faydası rekabette bir adım önde olmak. İK-MİB Başkanı Murat Akyüz, “Belli bir büyüklüğe sahipseniz pazardaki gücünüz ve hareket kabiliyetiniz artıyor. Bir diğer konu ise markalaşma eğiliminin yükselmesi. Böylece markaya yapılan yatırımlar da artıyor. İdeal ölçeğe ulaşmış şirketler ayrıca devlet teşviklerinden ve AR-GE merkezlerinden de daha fazla faydalanabiliyor. Ayrıca yabancı yatırım çekme potansiyelleri de artıyor” diyor.~
Çilek Mobilya Genel Müdürü Muzaffer Çilek, “Öncelikle ideal ölçek sektörde daha düşük maliyetli üretim fırsatı sunar. Bu da önemli bir rekabet avantajıdır” derken, Atlas Halı Genel Müdürü Meriç Bebitoğlu şöyle konuşuyor: “Bence ideal ölçekte olan şirketler ölçek ekonomisi kavramının getirdiği avantajlardan yararlanabilirler. Belirli bir metrekareye kadar bazı maliyetlere katlanmanız gerekiyor ancak o eşik aşıldığında cironuz ve dolayısıyla kârlılığınızın daha hızlı artması mümkün oluyor.”

Karakaş Kuyumculuk YKB Kamil Karakaş da rekabet avantajına vurgu yapanlardan. Karakaş, “İdeal ölçekteki işletmelerin ürün ve hizmet çeşitliliği bakımından müşteri beklentilerini karşılama oranı daha fazla olur. Stoku fazla olduğundan, müşterisine daha hızlı servis verir. Ayrıca sermaye gücü işletmenin her konuda daha rahat hareket etmesine olanak tanır. Sermayenin olduğu yerde de yatırım gücü esnekliği bir o kadar kuvvetlidir” diyor. Siemens Leasing Genel Müdürü Bülent Taşar da diğer yöneticilerle aynı fikirde. Taşar’ın yorumu şöyle: “İdeal ölçekte olmak hem pazar payını, hem maliyetleri, hem kârlılığı kontrol etmek açısından önemli bir avantaj. Ancak dikkat edilmesi gereken nokta kârlı büyüme olmalı. Yoksa büyük iş hacimlerine rağmen kâr oluşmaz ve hatta riskli portföylerle kötü kredi olasılıkları artar. ”

SERVET TOPALOĞLU / AMPD DANIŞMA KURULU BAŞKANI
PERAKENDEDE KİMLER YAKALADI?
İDEAL ÖLÇEK 3,5 MİLYAR DOLAR

Perakende konusunda uzman ve deneyimli bir danışman olan Servet Topaloğlu’na göre organize perakendedeki bir oyuncu için ideal ölçeğin en az 3,5 milyar dolar olması gerekiyor. Retail News ve Maptriks işbirliğiyle hazırlanan “Türkiye Ulusal Market Zincirleri” haritasına göre ise Türkiye’de yerel ve ulusal toplam 462 zincir bulunuyor. Ancak Topaloğlu’nun bahsettiği 3,5 milyar dolarlık ideal ölçeğe ulaşan sayısı sadece 2. Onlar da 2012 yılsonu cirosu yaklaşık 5,5 milyar dolar olan BİM ile 3,6 milyar dolar olan Migros.
BÜYÜMEK ŞART
Servet Topaloğlu, şöyle konuşuyor: “Ülkemizdeki bir organize perakendeci, uzun vadede kalıcı olmak ve pazarı yönlendirmek istiyorsa, ister tek ister multi-formatta olsun, mutlaka bu ölçeğe çıkabilmeli. Veya bu ölçeğe ulaşmak isteyen diğer perakende kuruluşlarıyla organik birleşmeye gitmelidir.~
AVANTAJLARI NELER?
İdeal ölçeğe ulaşırsanız pazarı yönlendiren şirketlerden biri olursunuz. Pazarda beğenilen konseptinizi ve dolayısıyla markanızı geniş müşteri kitlelerine sunabilir, operasyonel verimliliği daha rahat yakalayabilirsiniz. Ayrıca gerek tedarik, gerek insan kaynakları, gerek mali piyasalardan en mükemmel hizmeti daha düşük bedellerle alabilirsiniz. Tercih edilen birinci adres olma şansını yakalarsınız."

FİNANSTA DURUM NASIL?
FAKTORİNGDE İDEAL NE?

Finans sektöründe ideal ölçekten bahsetmek çok zor. Bu durum, faktoring sektörü için de geçerli. Faktoring Derneği Yönetim Kurulu Başkanı ZAFER ATAMAN şunları söylüyor: “Halihazırda yüzde 5,7 olan GSMH’dan aldığımız payı orta vadede yüzde 10’a çıkartmayı hedeflediğimiz bu noktada, sektörün özkaynaklarına göre borçlanma oranının da yüzde 4,5-5’lere yükselmesinin ideal olduğunu düşünüyorum. Bu durumda şirketlerin özkaynaklarının 30-50 milyon TL bandında olması ve aldıkları kredilerin özkaynaklarına oranlarının, kısaca mali kaldıraç oranlarının, sadece yurtiçi işlem yapanlarda yüzde 4,5-5, hem yurtiçi hem uluslararası işlem yapan şirketlerde ise yüzde 7-8’ler olması idealdir. Bugün yüzde 3-3,5 olan sektördeki mali kaldıraç ortalaması, 10 yıl önce yüzde 2 seviyelerindeydi."
ÖLÇEK DEĞİL PORTFÖY
Işık Sigorta Genel Müdürü RECEP KOÇAK, finans sektöründe ideal ölçek kavramlarının tartışmalı olduğunu belirtiyor ve şu bilgileri veriyor: “Örneğin, dünyada bankacılık sektöründe optimal büyüklüğün var olup olmadığı konusu hala açıklanabilmiş değil. Günümüzde aynı ölçekteki iki sigorta şirketinden birinin kâr, diğerinin zarar ettiği göz önüne alındığında, ideal ölçeğin şirketlerin portföy özelliğine göre farklılık gösterdiğini söylemek yanlış olmaz. Burada vurgulanması gereken, sigortacılıkta ideal ölçeğin, şirketin prim üretiminin hasar, komisyon ve genel giderleri karşıladığı ölçek olduğu, bunun da prim büyüklüğüyle doğrudan bir ölçüsünün bulunmadığı hususudur. Özetle sektörümüzde ideal ölçek belli bir büyüklükle değil, dengeli portföy yapısı ve olumlu teknik sonuçlarla bir bütün olarak değerlendirilmeli."
BES’TE SON DURUM
Geçmişi çok eski olmayan bireysel emeklilik sistemindeki 10 yıllık değişimi ise pazarın önde gelen oyuncularından AvivaSA’nın CEO’su MERAL EREDENK değerlendiriyor: “Bireysel emeklilik sektöründe faaliyet gösteren bir şirket için ideal ölçeği bulabilmede kâra geçiş sürecine bakmamız gerekir. Ancak 10 yıl önce şirketler henüz kâra geçmeye başlamadıkları için ideal bir ölçekten söz etmek ve ölçek kıyaslaması yapmak çok zor. Yine de sistem başladığında yapılan projeksiyonlara göre bir şirketin ortalama kâra geçiş süresi 7 yıldı. Bugün ise yılbaşında yapılan fiyat düzenlemeleriyle 8-9 yıla ulaştı diyebiliriz.”~
BURHAN KARAÇAM / BK PARTNERSHIP YÖNETİM KURULU BAŞKANI
10 YILDA COK SEY DEĞİŞTİ
HER ŞEY FARKLI

 Son 10 yılda bankacılık sektörü İçin çok büyük değişimler oldu. Bankacılıktaki İş yapış biçimleri, gelir kalemleri, kâr kaynakları değişti. O yüzden sanayi veya üretimde olduğu gibi bankacılık sektöründe 10 yıl öncesinin değerleriyle bugünü kıyaslamak çok sağlıklı olmayacaktır. İdeal ölçek açısından da... O yıllarda yüksek bir enflasyon vardı. Ciddi şekilde faiz gelirleri elde ediliyordu. Yüksek enflasyon döneminde kâr eden bankalar, düşük enflasyon döneminde etmez oldu.
İDEALİ, HİZMET GELİRİ
Bugün en sağlıklı banka, en ideal banka, işletme ve personel giderlerini, hizmet ve komisyon gelirleriyle en fazla karşılayan bankadır. İdeal olan bunun başarılmasıdır. Oysa 10 yıl önce gelirlerin çok büyük kısmı faizden sağlanıyordu. Şunu çok net söyleyebilirim: Bugün bir banka 10 yıl önceki net faiz gelirini temin etmek için 10 kat daha büyük olmak zorunda.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz