Tarım bankacılığı hızla büyüyor

2011 itibariyle 30.9 milyar TL’lik bir tarım kredisi büyüklüğü söz konusu.

1.06.2012 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Tarım bankacılığı hızla büyüyor
2000li yılara girerken, çiftçilerin banka ihtiyaçları sadece Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri aracılığıyla karşılanıyordu. Üretim ve tüketim trendlerinde meydana gelen değişiklikler, talepler, tarım bankacılığı konusunda da değişimleri ve büyüme trendini beraberinde getirdi. 2011 itibariyle 30.9 milyar TL’lik bir tarım kredisi büyüklüğü söz konusu. 2012’de rakamın 38 milyar Tl olması bekleniyor. Dünyada ve Türkiye’de gelen gelişmeler sonucunda, geleneksel tarım işletmesi kavramında farklılıklar meydana geldi. Daha önceleri tarımsal üretim için gerekli olan girdileri kullanarak çiftlik ortamında hayvansal veya bitkisel üretim faaliyetinde bulunan işletmeler, çiftlik (tarım) işletmesi olarak kabul ediliyordu. Yine tarımsal bankacılık denildiğinde ise sadece hayvansal ve bitkisel üretimin finansmanına yönelik işletme ve yatırım kredileri tesis edilmesi akla geliyordu. Ancak, gıdada çok çeşitliliğe olan talebin artması, tarımda katma değeri yüksek ürünler üretme fırsatlarını doğurdu ve bu durum toprağın yapısından ve üretim sistemlerine kadar bir dizi değişimi de beraberinde getirdi. Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Nafiz Karadere’nin söylemiyle topraktan tüketiciye doğru olan arzın, talebi karşılaması önceliği, tüketiciden toprağa doğru olan talebin arzı biçimlendirmesi denklemine dönüştü.

İLGİ ALANI GENİŞLİYOR
Üretim ve tüketim trendlerinde meydana gelen değişiklikler, tüketicilerin daha kaliteli ve hijyenik ürünlere olan talebinin artması, tarım işletmesi kavramında da bir değişiklik yapılmasına neden oldu. Günümüzde tarım işletmesi kavramı çok geniş bir yelpazeyi içine alıyor. Tarlada tarımsal üretimin belirli kalite ve standartlarda gerçekleştirilmesi, elde edilen hayvansal ve bitkisel ürünlerin belirli kalite ve standartlarda depolanıp saklanması, modern işleme teknikleri kullanılarak mamül elde edilmesi bunların başında geliyor. Yine gerekli tasnif ve paketleme işlemleri yapılıp pazarlama kanalları kullanılarak tüketicilere ulaştırılması aşamalarında yer alan tüm işletmeler, tarım işletmesi olarak kabul ediliyor. Buna bağlı olarak da Nafiz Karadere, gıda güvenliği yaklaşımıyla, çiftlikten sofraya kadar olan tüm aşamalarda ortaya çıkan finansman ihtiyacının tarımsal bankacılığın ilgi alanına girmeye başladığını kaydediyor.

Yapı Kredi Kredi Perakende Bankacılık Pazarlama Grup Direktörü Mehmet Cemalcılar
Tarım kredileri 2012’de yüzde 20 artar

“Yapı Kredi olarak 2011 yılsonu itibarıyla 25 bin çiftçimize 450 milyon TL tarım kredisi kullandırdık. Aynı dönem için, bir önceki yıla göre yüzde 50’nin üzerinde bir büyüme yaşadığımızı söyleyebiliriz. 2012 yılı boyunca bu büyümenin artarak devam etmesini bekliyoruz. Tarımsal üretim, seracılık, süt hayvancılığı, besicilik, traktör kredisi gibi ürünlerle tarımın her alanında varız. Sektör geneline bakıldığında ise 2011 yıl sonu verilerine göre tarım sektörüne kullandırılan kredilerin payı önemli ölçüde artarak, toplamda yaklaşık 31 milyar TL olarak gerçekleşti. 2012 yılı için tarım kredilerinde yüzde 20’lik bir büyüme ile kullandırılan toplam kredi tutarının 38 milyar TL’yi aşacağını öngörüyoruz.”~

KREDİ HACMİ HIZLA ARTIYOR
Türkiye’de tarımsal bankacılık ve bu türün toplam krediler içinden aldığı paya yine GSYIH içinden aldığı paya bakıldığında sektörün önemli bir yere sahip olduğu ifade ediliyor. 2000’li yıllara kadar çiftçilerin bankacılık ihtiyaçları, sadece Ziraat Bankası ve tarım kredi kooperatifleri tarafından sağlanıyordu. Bunun dışındaki mali olmayan kaynaklarla (eş-dost, bayi gibi) çiftçi çok pahalı koşullarda borçlanabiliyordu. Tarım sektörü kayıt altına alındıkça ve geliştikçe çiftçilerin bankacılık sektörü için muteber müşteriler haline gelmeye başladığını söyleyen Yapı Kredi Kredi Perakende Bankacılık Pazarlama Grup Direktörü Mehmet Cemalcılar, sektörün geliştiği ve dönüştüğü bu ortamda, bankaların sektörün büyümesine çok açık bir faydası olduğunu kaydediyor. Rakamsal olarak bakıldığında 2003 yılında sektöre kullandırılan toplam kredi 770 milyon TL iken, 2010 yılında bu rakam 22.8 milyar TL’ye çıktı. 2011 sonunda ise yüzde 25 büyümeyle 30.9 milyar TL rakamına ulaşıldı. Bu rakam, bankacılık sektöründe kullandırılan toplam krediler içinde yüzde 4-4.5 paya işaret ediyor. Kamu bankaları hariç tutulduğunda özel bankaların ortalaması ise yüzde 1,3’e düşüyor. Yapı Kredi’den Mehmet Cemalcılar, 2012’de tarım kredilerinin tutarının yüzde 20 büyümeyle 38 milyar TL’ye ulaşmasını bekliyor.

TARIMIN EKONOMİDEKİ YERİ
Tarım sektörünün Türkiye ekonomisi içinde önemli bir yere sahip olduğu görülüyor. Rakamlarla ifade edersek, bugün Türkiye’de tarımın millî gelir içerisindeki payının yüzde 8,4 olduğu görülüyor. Türkiye’nin millî geliri 735 milyar dolara ulaşmış olup, bunun 61,8 milyar dolarını tarım oluşturuyor. Diğer taraftan, Türkiye OECD verilerine göre 190 ülke içerisinde 61,8 milyar dolarlık tarım hasılası ile dünyanın 7’nci büyük tarımsal gücü. Fransa, Ispanya, İtalya gibi büyük Avrupa ülkeleri geride bırakıldı. Dünya Bankası’nın yayınladığı raporlarda ise Türkiye dünyanın 6’ncı büyük tarım ekonomisi olarak görülüyor. Türkiye tarımı, şiddetli kuraklığın yaşandığı 2007 yılı hariç son 8 yılda aralıksız büyüme gösterdi. 2011 yılında da tarım sektörünün yüzde 5,3 oranında büyüdüğü gözlemlendi. Ayrıca Türkiye’de çalışan nüfusun yüzde 25’i yani 5,7 milyon kişi tarım sektöründe çalışıyor.

2023 HEDEFİ 150 MİLYAR DOLAR

Türkiye’nin 2011 yılında gerçekleştirdiği ihracat hacmi rekabetçi piyasalarda satılabilmesi için gerekli olan altyapı eksikliği de ana sorunlardan birisidir. Dolayısıyla istikrarlı işleyen tarımsal piyasa mekanizması sağlanmalı.
- Uluslararası piyasalarda rekabet gücümüzün artması için tarımsal üretim sürecinde girdi maliyetleri düşürülmeli ve tarımsal üretimi teşvik edici destekleme modelleri geliştirilmeli. Havza Bazlı Destekleme Sistemi ile de tarım alanlarının daha verimli kullanımı sağlanmalı.
- Daha verimli üretim yapabilmek için tarımsal işletmelere eğitim olanağı sunulması, işletmelerin modernize edilmesi, büyüklüklerinin artırılması ve tarımda ölçek ekonomisinin oluşturulması gerekiyor.
yaklaşık 135 milyar dolar. Yalnızca tarım sektörünün aynı dönemdeki ihracat hacmi ise 18 milyar dolar. Sırf ihracat hacmi içindeki payı bile tarımın Türkiye ekonomisi içindeki önemini anlatmakta yeterli.~
T.C. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı öngörülerine göre tarımsal GSYH’in 2023 Yılı itibari ile 150 milyar dolara çıkması, aynı şekilde tarımsal ihracatın da 40 milyar dolar olarak gerçekleşmesi bekleniyor. Denizbank Genel Müdür Yardımcısı Gökhan Sun “Bu hedeflerin tarımın gelecek 10 yılda ne denli önemli bir sektör olacağını ortaya koyuyor. Daha verimli ve ekonomik üretim yapabilmek için tarımda modernizasyon ve işletme ölçeklerinin büyütülmesi gerekiyor bu da beraberinde finansman ihtiyacını getiriyor” diyor. iş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Suat ince, sektörün asıl öneminin, esas olarak temel ve yaşamsal ihtiyaçları karşılayan bir sektör olmasından kaynaklandığının da altını çiziyor.

Bankacılara göre tarım sektöründe yaşanan problemler...

Tarım, dünya ülkeleri açısından her zamankinden daha önemli duruma geldi. FAO’nun (Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü) açıklamalarına göre; 2011 - 2025 yılları arasında gıda tüketim talebinin dünya nüfusundan daha hızlı artacağı öngörülüyor. Bu verilere göre bir çok ülke, yakın zamanda açlık tehlikesi ile karşı karşıya gelebilir. Her geçen yıl dünya nüfus artışı ile gıda üretimi arasındaki fark büyüyor ve işlenen toprak yüzölçümü daralıyor. Bunun yanında sektörde bir çok önemli sorun daha var. Bu sorunların bazıları bankacılar tarafından şöyle sıralanıyor:
- Toprak reformu kapsamında yapılan arazi bütünleştirme çalışmaları, işletme ölçeklerini büyüteceği için önemli bir gelişme. Ülkemizdeki tarımsal işletmelerin kullandıkları arazi miktarı küçük ölçekte, birbirinden uzak ve çok sayıda parçalardan meydana geliyor. Bu da tarım işletmelerini, ekonomik işletme büyüklüklerinin altına düşürüyor.
- Tarım sektöründe üretim faktörlerinde sorunlar yaşanıyor. Sermaye yetersizliği, niteliksiz iş gücü ve yüksek maliyetler, tarımsal üretimin artmasına engel oluyor.
- Üretilen ürünlerin pazarlanması ve belli bir kârla bankacılık sektöründe kullandırılan toplam krediler içinde yüzde 4-4.5 paya işaret ediyor. Kamu bankaları hariç tutulduğunda özel bankaların ortalaması ise yüzde 1,3’e düşüyor. Yapı Kredi’den Mehmet Cemalcılar, 2012’de tarım kredilerinin tutarının yüzde 20 büyümeyle 38 milyar TL’ye ulaşmasını bekliyor.

Kamudan beklenen yasal düzenlemeler

Bankacılık sektörünün tarım kredileri alanında kumadan beklediği düzenlemeler de var. Hatta bu konularda kamu kurumlan tarafından bazı çalışmaların yapıldığı da ifade ediliyor. Sektör temsilcileriyle yaptığımız görüşmeler neticesinde beklenen belli başlı düzenlemeleri şu şekilde sıralayabiliriz.
SÜBVANSİYONLU KREDİLER ÖZEL BANKALARA DA AÇILMALI
Şu an sadece kamu bankaları tarafından kullandırılmakta olan sübvansiyonlu kredilerin sektöre ciddi bir şekilde finans desteği sağlayan ve kaynak ayıran özel bankalara da açılması isteniyor. Sübvansiyonlu kredilerin özel bankalar üzerinden de kullandırılmaya başlanması ve destekleme ödemelerinin de özel bankalar aracılığıyla da yapılması durumunda, rekabet ortamı oluşacak ve bu da en çok tarım sektörünün gelişimine fayda sağlayacak. Yılda yaklaşık 7 milyar TL civarında yapılan bu ödemelerin özel bankalarında dahil olacağı şekilde bir sistemle dağıtılması, özel bankaların kredi tesis ederken nakit akışının tahmin edilmesinden karşılaşılan birçok problemi de ortadan kaldıracak.~
DÜŞÜK FAİZLİ KREDİNİN KAPSAMI GENİŞLETİLMELİ
Düşük faizli kredi uygulamasının özel bankaları da içine alacak şekilde genişletilmesi isteniyor. Yapılacak düzenlemeler ile bu imkanın özel bankalara tanınması durumunda bankalar arasındaki rekabet daha adil olacağı gibi özel bankaların sektöre olan ilgisinin çok daha fazla yoğunlaşacağı kaydediliyor.
KREDİ GARANTİ FONU VE RİSK PAYLAŞIM FONU KURULMALI
Özellikle teminat probleminin asgari düzeye indirilmesi konusunda tarımsal kredi garanti fonu veya tarımsal risk paylaşım fonu benzeri bir yapının Türkiye’de kurulması mutlak bir gereklilik olarak görülüyor.


Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz