Genişleme imkanlarına bakıyoruz

Aygaz Genel Müdürü Yağız Eyüboğlu ile pazardaki rekabeti, geleceğe dönük hedeflerini ve 10 yıl sonra görmek istediği Aygaz’ı konuştuk.

11.11.2014 01:53:140
Paylaş Tweet Paylaş
Genişleme imkanlarına bakıyoruz
Aygaz, yüzde 40’ı aşan pazar payıyla LPG pazarının lideri. 2013’ü 6 milyar TL ciroyla kapatan şirket, konumunu korumak adına her türlü yatırım fırsatını pür dikkat takip ediyor. Uzun vadeli planlarda ise bölgede söz sahibi ve güçlü bir enerji şirketi olmak var.

Genel müdür Yağız Eyüboğlu, öncelikli hedeflerinin, içeride ve bölgede sağlıklı büyümek olduğunu söylüyor. “10 yıl sonraki Aygaz’ın portföyünde doğal gaz ve LPG’nin başı çekeceğini düşünüyorum” diye konuşuyor ekliyor: “Aygaz, şimdiye kadar belli bir ölçeğe ulaşmış ve kurumsal yapısı olan her türlü şirketle ilgilendi.

Sadece yurtiçi değil, yurtdışında da değişik pazarlara bakıyoruz.” Aygaz, Türkiye’nin en köklü sanayi kuruluşlarından. Bu yıl 53’üncü yaşını kutluyor. Faaliyette olduğu tüm alanlarda açık ara pazar lideri. Tüplü gazda yüzde 43, otogazda ise yüzde 24 pazar payıyla en güçlü oyuncu konumunda.

2013 yılını 6 milyar TL ciro ve 205 milyon TL kâr ile kapatan şirket, 2014’te de istikrarlı biçimde büyümesini sürdürüyor. Orta ve uzun vadeli hedefinde ise bölgesel bir güce dönüşmek var.

Aygaz’ın artık bir enerji şirketi olarak konumlandığını belirten Aygaz Genel Müdürü Yağız Eyüboğlu, “10 yıl sonra Aygaz’ın, sadece LPG sektöründe değil, gazla ilgili enerjinin tüm alt segmentleri de dahil, faaliyet gösterdiği tüm pazarlarda lider şekilde yoluna devam eden bir şirket olmasını istiyorum” diyor. Bu hedefe giden yolda ise her türlü yatırımın yapılacağını vurguluyor.

Sektörde orta vadede ciddi bir konsolidasyon yaşanacağını öngören Eyüboğlu, Aygaz’ın tüm satın alma fırsatlarını yakından izlediğini belirtiyor. Buna yabancılar da dahil... Hem organik hem inorganik büyüme planıyla ilerleyen şirketin radarında, özellikle kurumsallaşmış ve orta ölçeğe ulaşmış yerli oyuncular var.

“Her türlü genişleme fırsatına sıcak bakıyoruz. Ama tabii bir yandan da ölçek konusu çok önemli” diyen Eyüboğlu, ekliyor:

“Aygaz, şimdiye kadar belli bir ölçeğe ulaşmış ve kurumsal yapısı olan şirketlerle ilgilendi. Bundan sonra da ilgilenmeye devam edeceğiz. Sadece yurtiçi değil yurtdışında da değişik pazarlara bakıyoruz.”~

“Sağlıklı ve kârlı bir şirketiz. Yatırımcılarımız ve hissedarlarımız halka açık bir şirket olarak performansımızdan memnun” diyen Aygaz Genel Müdürü Yağız Eyüboğlu ile pazardaki rekabeti, geleceğe dönük hedeflerini ve 10 yıl sonra görmek istediği Aygaz’ı konuştuk:

Öncelikle 2013 LPG sektörü için nasıl geçti? Pazar büyüklüğü ne oldu?
LPG çok önemli bir sektör. Rakamlar bunu net biçimde ortaya koyuyor. Sektörümüz toplam 7,6 milyar dolarlık iş hacmi yaratıyor. 2,7 milyar dolarlık vergisel boyutu var. 150 bin aile, yaklaşık 450 bin kişi bu işten geçimini sağlıyor. Bu rakama istihdam edilen personel, onların aileleri, dönüşümcüler dahil.

Dünya LPG pazarı ise 2013 yılını 270 milyon ton civarında bir miktarla tamamladı. Büyüme hızı dünyada doğal gaz ile paralel, hatta bazen daha yüksek oluyor. Fakat dünyadaki LPG tüketiminin yüzde 44’ünü evsel kullanım oluşturuyor. Türkiye’deki pazar ise 2013’te 3,7 milyon ton seviyesinde kapandı. Bunun yüzde 23’ü evsel kullanım. Bir önceki yılla hemen hemen aynı oranda bir tüketim söz konusu.

Pazardaki segmentasyon son 10 yılda nasıl değişti?
Pazarda 3 segment var. Tüplü gaz, otogaz ve dökme gaz. Segmentler bazında baktığımızda, doğal gazın kullanımının yaygınlaşmasıyla tüplü gaz segmenti giderek küçülüyor. Öte yandan otogazda hızlı bir büyüme var. Bu anlamda ikisi birbirini dengeliyor.

Bu yıl ocak-nisan döneminde pazarda yüzde 1’lik bir büyüme söz konusu. Tüplü gazdaki daralma da geçmiş yıllardaki daralma seviyelerine yakın biçimde sürüyor. Dökme gaz ise çok küçülmüş durumda.

Aslında pazar 10 yıl öncesine göre çok farklı bir şekle büründü. 10 yıl öncesinin LPG pazar büyüklüğüyle bugünkü büyüklük birbirine yakın gözükse de kompozisyon çok farklı. Örneğin 10 yıl önce tüplü gazın payı yüzde 50 iken, bugün yüzde 23’e gerilemiş durumda.~

Ama bu daralmış haliyle bile çok önemli bir segment. Çünkü, halen nüfusun çok önemli bir kısmı tüplü gaz kullanıyor. Tüplü gaz segmenti, bugünkü daralmış haline rağmen Avrupa'nın 5. büyük pazarı.

Dökme gaz segmentinin toplamdaki payı 10 yıl öncesine kıyasla yüzde 18’den yüzde 3’e geriledi. Buna karşılık otogazın payı 10 yılda yüzde 32’den yüzde 74’e çıktı. Artık LPG pazarının dörtte üçü otogaz diyebiliriz.

Peki sizce kompozisyonu değiştiren dinamikler neler?
Öncelikle doğal gazın kullanımının yaygınlaşmasıyla tüplü gaz kullanımı daralıyor. Bu, dünyada da aynı şekilde oldu. Tüplü gaz pazarı büyük metropollerden kırsala ve nüfus yoğunluğu daha az olan bölgelere doğru kayıyor. Ama bu küçülme bir yerde duracak. Sonuçta tüplü gaz segmenti tamamen yok olmuyor, bir noktada stabil kalıyor.

Diğer ülkelerde de bu yapıyı görüyoruz. Örneğin, Avrupa'da, doğal gazın yaygınlaşmasıyla birlikte tüplü gaz giderek daralmış ama belli bir noktada durmuş. Bunun nedeni ise genelde şu: Bazı bölgeler vardır ki gerek coğrafi koşullar, gerekse nüfus yoğunluğunun az olması nedeniyle doğal gaz götürmek mantıklı değildir. Oradaki temel ihtiyaçlar tüplü gaz ile karşılanabildiği için de pazar belli bir noktada stabil kalır. Türkiye'de de böyle olacak.

10 yıl öncesine göre çok ciddi bir kompozisyon değişimi olmuş. Peki 10 yıl sonrası için nasıl bir değişim öngörüyorsunuz?
Aslında dünyanın yaşadıklarına benzer şeyler yaşıyoruz. Türkiye'de de coğrafi olarak doğal gazın gitmesinin çok mümkün olmadığı veya maliyet açısından çok avantajlı olmayacağı bir noktaya geldik sayılır.

Tüplü gazdaki bu yüksek daralma yüzdeleri önümüzdeki 10 yıl içinde giderek yavaşlayacak. Ama tüplü gazın payı hiçbir zaman tamamen sıfırlanmayacak. Dünyadaki örnekler de bu şekilde. Tabii burada tüplü gaz ile doğal gaz arasındaki fiyat farkına da değinmek lazım.

Doğal gaz aslında bir anlamda devlet tarafından destekleniyor. Kalorifik bazda, 40 kata yakın bir ÖTV yükü farkı var. Doğal gazın götürülmediği bölgelerde mecburen tüplü gaz kullanıyorsanız, üzerinizde çok daha yüksek vergi yükü oluyor. Burada adil olmayan bir durum söz konusu. Bunun da orta vadede giderileceğini düşünüyoruz. Doğal gazın daha da yaygınlaşmasıyla böyle bir sübvansiyona gerek kalmayacağına inanıyoruz.~

Peki otogazda durum nasıl? Türkiye’deki pazarın yapısı nasıl?
Türkiye’de otogaz aslında bir başarı öyküsü. Tüketim açısından Güney Kore'den sonra dünyada ikinciyiz. Araç sayısı açısından bakıldığında ise dünyada birinciyiz. Yaklaşık 4 milyon binek otomobil bugün otogazla çalışıyor.

Her 100 binek aracın 42'si otogaz kullanıyor. Bugün artık otogazlı araçlar, sadece belli bir kitlenin kullandığı marjinal araçlar değil. Artık genelin kullandığı bir segment olmuş durumda. Çok lüks araç sahipleri bile araçlarını güvenle otogaza dönüştürüyor. Otogaz en çevreci yakıt türlerinden biri. Bence bu yüzden de çok önemli.

Aygaz’a gelirsek... Pazar lideri olarak geçen yılki performans nasıldı? Bu yıl nasıl geçiyor?
Aygaz, sektöründeki tek halka açık şirket. 53’üncü yılımızdayız. Faaliyet gösterdiğimiz her seg-mentte pazar lideriyiz. Tüplü gazdaki payımız yüzde 43. Otogazda da yüzde 24 ile pazar lideriyiz.

201 yılında yurtiçi pazarda toplam 1 milyon 66 bin ton gaz sattık. Bunun 662 bin tonu otogaz, 359 bin tonu tüplü gaz, dökme gaz ise 45 bin ton. Yani toplam satışımızın yaklaşık yüzde 62'si otogazdan geliyor. Aslında büyüme oranlarımız Türkiye pazarına paralel ilerliyor. Türkiye tüplü gaz pazarında son 5 yılda yaşanan daralmadan daha az daraldık.

Türkiye otogaz pazarındaki büyüme oranından ise daha fazla büyüdük. Dolayısıyla Aygaz'ın büyüme rakamları, her zaman pazarın daha üzerinde oldu. Her yıl toplam satışımız 1 milyon tonun üzerinde olur. Bizim için kritik barem 1 milyon tonun altına düşmemektir. Bu yıl da böyle olacak.

Pazardaki rekabet nasıl ilerliyor? Kaç oyuncu var ve nasıl bir rekabet söz konusu?
Bugün LPG sektöründe 77 dağıtıcı var ve bu aslında dünyadaki örneklerle çok örtüşen bir durum değil. Pazar yapısı çok dağınık. Dünyada genelde daha konsolide pazarlar görüyoruz. Toplam dağıtıcı sayısı 15-20 civarında oluyor. Türkiye’de ise dağıtım tarafında çok fazla irili ufaklı oyuncu var. Pazar bu şekilde gelmiş ama orta vadede muhakkak bir konsolidasyon sürecine girileceğini öngörüyorum.

Özellikle hangi segmentte konsolidasyon olacak?
Tüplü segmentin yapısı çok farklı. Bugün tüplü gazdaki 4 büyük şirket pazarın yüzde 90’na yakınını elinde tutuyor. Geriye kalan 73 şirket ise yüzde 10’u paylaşmaya çalışıyor. Giderek daralan bir tüplü segmentte küçük oyuncuların işi de giderek zorlaşıyor. Dolayısıyla burada bir konsolidasyon kaçınılmaz. Küçükler ya birleşecek ya da şirketlerini satıp sektörden çıkacaklar ve başka alanlara gidecekler. Dünyadaki trendler de zaten bu yönde.~

Otogazda ise biraz daha parçalı bir dağılım var. Burada Aygaz yüzde 24 ile pazar lideri. Üç büyük oyuncunun toplam payı ise pazarın yüzde 50’si civarında. Burada genelde akaryakıt şirketleriyle paralel giden bir yapılanma var. Genelde akaryakıt dağıtımı yapan şirketler, kendi markalarıyla otogaz satışı da yapıyor. Veya akaryakıtçılar ile otogaz şirketleri arasında işbirlikleri oluyor. Örneğin biz Aygaz markamızla Opet ile Mogaz ve Lipet markamızla ise farklı akaryakıt şirketleriyle işbirlikleri yürütüyoruz.

Konsolidasyon sürecinde Aygaz’ın rolü ne olacak? Fırsatlara bakıyor musunuz?
Her zaman bakıyoruz. Bu anlamda lider şirket olarak her zaman pazarı çok yakından izleyen bir oyuncuyuz. Örneğin 2 yıl önce Totalgaz tüplü segmentten çıkınca, onun tüplü gaz işini biz satın aldık. Yüzde 4-5 arasında bir pazar payı vardı ve bu bizim için başarılı bir operasyon oldu.

Aygaz olarak her türlü genişleme fırsatına sıcak bakıyoruz. Ama tabii bir yandan da ölçek konusu çok önemli. Aygaz, şimdiye kadar belli bir ölçeğe ulaşmış ve kurumsal yapısı olan her türlü şirketle ilgilendi. Bundan sonra da ilgilenmeye devam edeceğiz. Sadece yurtiçi değil, yurtdışında da değişik pazarlara bakıyoruz.

Pazardaki kârlılıklar nasıl? Aygaz bu anlamda ne konumda?
Sektörümüzün kârlılığı makul seviyelerdedir. Sonuçta enerji sektöründe birçok halka açık şirket var. Rafinerisinden dağıtım şirketine kadar hepsine toptan bazda baktığınızda, sektörün elde ettiği kâr ortadadır. Yani zaman zaman iddia edildiği gibi aşırı yüksek kârlılıklar söz konusu değil, makul seviyede kârlılıklar var.

Ben diğer şirketler için konuşamam ama kendi şirketimizin rakamlarını verebilirim. Geçen yıl 6 milyar TL ciro ile 205 milyon TL kâr elde ettik. Kârlı bir şirketiz. Sağlıklı bir şirketiz. Yatırımcılarımız, hissedarlarımız halka açık bir şirket olarak bizim performansımızdan memnun

Pazarın geleceğinde hangi dinamikler öne çıkacak?
Bugün, “Büyüyen Türkiye’nin, ileride oluşacak ilave enerji ihtiyacını nasıl karşılarız” sorusunu tartışıyoruz. Birçok ülke daralan taleple uğraşırken, Türkiye’nin bu sorunun yanıtını araması çok iyi bir gelişme. 2020’nin enerji ihtiyacına baktığımızda asgari 9 milyar metreküplük ilave gaz ihtiyacı oluşacak. Dolayısıyla mutlaka ek yatırımlar yapılması gerekecek.

Bu konudaki en önemli beklenti, doğal gaz piyasasının liberalleşmesi. Nitekim, hükümetin de bu yönde yaptığı çalışmalar olduğunu biliyoruz. Özel sektörün daha aktif olmasına imkan tanıyacak biçimde bir liberalleşme politikasına gidilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Liberalleşme arttıkça piyasanın kendi dengesini oturtması daha kolaylaşacaktır diye düşünüyorum.~

Peki kısa ve orta vadede Aygaz’ın yatırım ajandasında neler var?
Aygaz ölçeğinde bir şirketin zaten her yıl 8090 milyon TL’lik bir rutin yatırımı olur. Bunlar yenileme, bakım, yeni istasyon açılımları, kapasite artırımı gibi yatırımlardır. Önümüzdeki 5 yıl bu rutin yatırımlarımızı sürdüreceğiz.

Bunların haricinde bizim çok başarılı bir gemi şirketimiz var. Filoda 4 gemimiz var ve toplam 13 bin 500 tonluk kapasitesi bulunuyor. Bu gemilerin modernizasyonu anlamında yatırımlarımız olacaktır.

Öte yandan doğal gaz konusuna önümüzdeki dönemde daha da eğileceğiz. Doğal gazla ilgili gerçekleşecek kanun değişikliği sonrasında uygulamalar da liberalleşirse, genişleme fırsatlarına bakacağız. Özetle her türlü yatırım fırsatını değerlendireceğiz.

Önümüzdeki süreçte Aygaz’ın büyüme dinamosu ne olacak?
Öncelikli hedefimiz kendi bölgemizde ve çevre ülkelerde sağlıklı büyümemizi korumak ve bunu devam ettirmek. Reel bazda baktığımızda Aygaz’ın kârlı ve sağlıklı bir şirket olduğunu ve konumunu koruduğunu gözlemliyoruz. Sağlıklı finansal sonuçlarımız var.

BİST ortalamasının üzerinde getiri sağlıyoruz. Özetle bizim için önemli olan kalıcı ve sağlıklı büyüyebilmektir. Sürdürülebilir büyümeye çok önem veriyoruz. Bu işe bakış açımız aslında çok net. Topluluk için değer yaratan, tüm hissedarlar ve paydaşlar için değer yaratan, işini en iyi şekilde yapan bir şirket olma hedefiyle ilerliyoruz. Tüm Koç Topluluğu şirketleri gibi...

10 yıl sonra Aygaz’ı nerede görmek istiyorsunuz?
10 yıl sonra Aygaz’ın, sadece LPG sektöründe değil, gazla ilgili enerjinin tüm alt segmentleri de dahil olmak üzere, faaliyet gösterdiği tüm pazarlarda lider şekilde yoluna devam eden bir şirket olmasını istiyorum. 10 yıl sonraki Aygaz’ın portföyünde doğal gaz ve LPG’nin başı çekeceğini düşünüyorum. Özellikle doğal gaz segmentinin payının bugüne kıyasla çok daha artacağını, bu alanda ilave yatırımlar yapılacağını öngörüyorum.

"BÜYÜK BİR BAYİ TEŞKİLATIYIZ"
3.800 BAYİMİZ VAR

Aygaz olarak Türkiye’nin en büyük bayilik teşkilatlarından biriyiz. Gücümüzü bu teşkilattan alıyoruz. Prensip olarak her zaman bayileriyle büyümeyi tercih eden bir şirketiz. 10 bin nüfuslu her bölgede mutlaka bir Aygaz bayisi görebilirsiniz. Zaten başarımızın ardında da bayilerimizin bu gücü çok ciddi bir etkendir.~

OPET ORTAKLIĞI
Geçen yıl Opet-Aygaz işbirliğiyle bir gayrimenkul şirketi kurduk. Ama burada önemli bir noktaya dikkat çekmek istiyorum. Öncelikle kurduğumuz gayrimenkul şirketinden dolayı “Aygaz gayrimenkul sektörüne girdi” gibi bir algı oluşmamalı. Yani konut yapmayacağız. Bu tamamen kendi alanımızla ilgili bir yatırım.

14 BAYİYİ NEDEN ALDIK?
Biz Opet ortaklığıyla 14 istasyonumuzun mülklerini satın aldık. Ama 14 istasyonun mülkünün alınmış olması, kesinlikle bir satış stratejisi değişikliği olarak değerlendirilmemeli. Bugün toplam 1.500 otogaz bayimiz var. Aldığımız 14 istasyon sadece yüzde 1 ’e denk gelir. Peki o zaman bu 14 istasyonu neden aldık? Sebebi şu: Bazı stratejik lokasyonlarda, ciddi yatırım gerektiren veya bayilik teşkilatının çok kuvvetli olmadığı bölgelerde böyle bir yatırım yöntemini tercih ediyoruz.

"TÜM FIRSATLARI İZLİYORUZ"
YURTDIŞINA BAKIYORUZ

Biz 53 yıldır dağıtım işi yapıyoruz ve bu işi iyi biliyoruz. Dolayısıyla bunu başka ülkelerde de yapabileceğimizi düşünüyoruz. Yapmamamız için hiçbir sebep yok. Dünyada hala LPG ile tanışmamış 1,5 milyar insan var. Bu çok ciddi bir rakam. Bir kısmı olanaksızlıklar nedeniyle tanışmamış. Bir kısmı ise ülkesindeki yasal düzenlemeler ve özel sektörün yatırım yapmaması nedeniyle...

AFRİKA ÖNEMLİ PAZAR
Maalesef güneyimizdeki pazarlar son dönemde çok karışık. Suriye, Irak gibi... Ama eninde sonunda tekrar yatırım fırsatları doğacaktır. Afrika ise orta vade için önemli bir potansiyel barındırıyor. Özellikle oradaki küçük ülkeler yavaş yavaş liberalleştikçe, yatırım olanakları tanındıkça, orta vadede bu ülkelerin yatırım yapılabilir statüye geleceklerini düşünüyorum. Gelişmiş pazarlara baktığınızda da bazı çok uluslu gaz şirketlerinin, LPG işlerini devrettiklerini gözlemliyoruz. Buralarda da bazı fırsatlar olabilir.

İGDAŞ’I BEKLİYORUZ
Sattığımız 1 milyar metreküplük toptan doğal gaz, özel sektörün yüzde 10’una denk geliyor. Geçmişten bu yana ihalelerle de ilgileniyoruz. Başkent Doğalgaz’ın ihalesinde en yüksek teklifi veren şirketlerden biriydik. İkincil piyasada da birtakım fırsatlar olacağını düşünüyorum. Burada önemli olan doğru fırsatı yakalamak. Gelecekte İGDAŞ ile ilgili gelişmeler olacaktır. Çok büyük bir özelleştirme olacaktır. Detayları belli olduğunda onunla da ilgileneceğiz.

"23 YILDIR KOÇ'TAYIM"
ROTASYON KÜLTÜRÜ

Koç Holding’e 1991 yılında girdim. 23 yıldır aynı topluluktayım. Ama hep farklı birimlerde ve şirketlerde çalıştım. Bence Koç Grubu’nun insan kaynağı açısından gücünü oluşturan en önemli unsurlardan biri bu rotasyon kültürü. Grubun içinde çok sayıda şirket var ve hepsi çok başarılı. Çalışanlar açısından rotasyon olanağı sağlaması, Koç Topluluğu’nu çalışanlar için de çekim merkezi yapıyor.~

AYNI DİLİ KONUŞMAK
Bu kadar uzun zaman aynı grupta olmanın birçok avantajı var. Grup bünyesinde 85 bin civarında çalışan var. Sonuçta aynı dili konuşuyorsunuz. Grubun bir ortak kültürü ve dili var. Bu sadece benim için değil, toplulukta uzun süredir çalışan tüm arkadaşlar için geçerli. Grubun temel başarı kriterlerinin ardındaki en önemli faktörlerden biri de bence bu ortak dil.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz