Hayat veren gelenekler

Türkiye’nin önde gelen aile şirketlerinde nesillerdir süren gelenekler...

1.08.2012 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Hayat veren gelenekler
Beğendik Ailesi, 500 yılı aşkın süredir her bayram sabahı bir araya gelerek nohut-pilav yiyor. Adres kimi zaman Paris’te lüks bir otel oluyor, kimi zaman Kayseri. Ama asırlık menü asla değişmiyor... Türkiye’nin önde gelen bir başka aile şirketi ise her yıl çoluk-çocuk toplanıp köye gidiyor. Tüm kuşaklar hep birlikte 3 gün köyde kalıyorlar. Bazı şirketlerde bayram sabahları, bazılarında ise 29 Ekim haftası “büyük aile buluşması” için tercih ediliyor. Uzmanlara göre “manevi bir harç” olan bu değerler, sadece aileleri değil, şirketleri de ayakta tutuyor. Bir süpermarket düşünün. Açılan her yeni mağazada, ilk ürün rafa mutlaka yönetim kurulu başkanı tarafından yerleştiriliyor. İlk alışverişi ise genel müdür yapıyor. Beğendik Mağazaları’nın kumcusu Nuri Beğendik tarafından başlatılan bu gelenek, uzun yıllardır sürüyor ve bereket getirdiğine inanılıyor. Başka bir aile şirketinde, kurucu başkanın başlattığı “yazın yelkenli, kışın kayak” geleneği hiç aksamadan sürüyor. Bu gelenek, Eker Süt Ürünleri’nin sahibi olan Bursalı Eker Ailesi’nde öyle bir hal almış ki artık şirket çalışanlarıyla birlikte turnuvalar düzenleniyor. Bir diğer aile şirketinde ise her yönetim kurulu toplantısı, kurucunun ve aile geçmişlerinin ruhlarına dua edilmesiyle başlıyor. Tüm bu örneklerin doğuş hikayesi farklı ama amaçları aynı: Aile üyeleri ve dolayısıyla hissedarlar arasındaki bağları güçlü tutmak. Manevi değerleri korumak ve şirketin uzun ömürlü olmasını sağlamak da hedefler arasında... Bu tarz geleneklere bakıldığında büyük kısmının kurucunun veya onursal başkanının özel ilgi ve istekleriyle doğduğu görülüyor. Ama bununla sınırlı değiller. İnançlar ve yerel kültür de bu geleneklerin oluşmasında son derece etkili. Uzmanlara göre aile şirketlerinin birçoğunda birbirine benzer ortak gelenekleri görmek mümkün. Örneğin, bayram sabahları ailenin en büyüğünün veya yönetim kurulu başkanının evinde toplanmak ve bayram kahvaltısı yapmak, neredeyse tüm aile şirketlerinin en fazla önem verdiği geleneklerden. İşte Türkiye’nin önde gelen aile şirketlerinde nesillerdir süren gelenekler...

Tabloyu görmek için görsele tıklayın.
İNCİ'NİN BÜYÜK AİLE YEMEĞİ
İnci Holding, İzmir’in önde gelen gruplarından. 5 kız kardeşten oluşan ikinci kuşak tarafından yönetilen holding, 1952’de Cevdet İnci tarafından kuruldu. Bugün, çocuklar ve torunlarla birlikte giderek kalabalıklaşan bir aile var. İzmirli İnci Ailesi, birbirilerine ve geleneklerine son derece bağlı. Zaten İnci Ailesi Meclis ve Konsey Başkanı Hakan Önal’a göre başarının sırlarından biri de bu bağlılık. Önal, kendilerine has geleneklerini şöyle anlatıyor: “Tüm İnci Ailesi üyeleri yılda iki kez toplanırız. Bunlardan biri yıl başında diğeri haziran ayında gerçekleşir. Ayrıca her iki haftada bir de aile yemeği organize ederiz. Aile üyeleri bu yemeklere katılmaya özen gösterir. Meclis toplantılarımızın ana amacı, aile üyelerinin bir arada vakit geçireceği ortamlar yaratarak aile içindeki iletişimi artırmak. Bu sebeple bir araya geldiğimizde genelde, güncel konular hakkında uzman kişilerden bilgilenme, gönüllü paylaşımlar, sohbet ortamları, eğlenceli aktiviteler gibi gündemler yaratıyoruz. İnci Ailesi yemekleri, ilk olarak kurucumuz merhum Cevdet İnci’nin önderliğinde başladı.~
Cevdet İnci, ailenin bir arada vakit geçirmesine çok büyük önem verirdi. Meclis toplantıları ise 1998’den beri devam ediyor. Bu toplantılar, özellikle İnci Ailesi’nin kurumsallaşması sürecinde büyük katkı sağladı. İnci Holding’deki kurumsallaşma süreci özellikle 2006’dan itibaren hız kazandı. Aile anayasasının tamamlanmasıyla aile meclisi ve konseyi tanımlandı. Bu organlar, ailenin iletişimini kuvvetlendirerek aile değerlerimiz etrafında geleneklerimizi korumak ve iyileştirmek için sürekli çalışıyor.”

KESKİNOĞLU'NDA ÖĞLEN BULUŞMASI
Keskinoğlu Şirketler Grubu’nun yönetim kurulu başkanı Fevzi Keskinoğlu, ikinci kuşak bir patron. Şirketi üçüncü kuşakla birlikte yönetiyor. Çocuklar, kardeşler, kardeş çocukları derken kalabalık bir aile olduklarını söylüyor. Yönetim kurulu başkanı Fevzi Keskinoğlu, iş yapış biçimlerine de yansıyan aile geleneklerini şöyle özetliyor:
“Ben finanstan sorumluyum ve şirketin başkanıyım. Benden 9 yaş küçük olan kardeşim Mehmet Bey, başkan yardımcısı. Yatırımlar ve inşaatla ilgileniyor. Oğlum Keskin pazarlamanın başında, kızım Esin insan kaynaklarıyla ilgileniyor. Kardeşim Mehmet’in büyük oğlu İsmail üretimle, küçük oğlu Hamit ise Türkiye’deki bölge müdürlüklerimizle ilgileniyor. Evlatlarımız veliaht olarak yetişiyor. Hepsi Türkiye’nin ve dünyanın en iyi üniversitelerinde okudular. Birçok şirket gibi bizim de aile meclisimiz ve titizlikle uyguladığımız kurallarımız var. Düzenli toplantılarımız olur. Her gün öğle yemeğinde buluşuyoruz. Kendimizi bildik bileli öğlen yemeklerinde bir araya geliyoruz. Herkes yapacağı işleri anlatıyor. üzel ufak bir restoranımız var, her pazartesi akşamı aileden kim varsa orada buluşuyoruz. Pazartesi yemekleri 4 yıl önce başladı. Gençler işe başlayınca çoluk çocuk hep bir arada olmak istediler. Böyle bir karar aldık. Bizlerden biri mutlaka her zaman işin baş��nda durur. Herkes kendi alanından sorumlu. Kimse kendi iş alanının dışına çıkmıyor. Herkes büyüğe son derece saygılı. Alman kararlarda bir büyüğün fikri mutlaka alınır. Toplantılarda da herkes kendi alanıyla ilgili gelişmeleri anlatır. Her ayın 15’inde yönetim kurulu olarak toplanırız."

BEĞENDİKTE İLK ÜRÜN BAŞKANDAN
Ankara’yı merkez alarak büyüyen Beğendik Mağazaları’nın yönetiminde ise üçüncü kuşaktan Hacı Duran Beğendik var. İcra kurulu başkanı olan yönetici, birbirlerine çok bağlı bir aile olduklarını ve şirket yönetimine de yansıyan birçok gelenekleri bulunduğunu vurguluyor. Öne çıkanları ise şöyle anlatıyor: “Pek çok geleneğimiz var. Örneğin yeni açacağımız süpermarketlerimizin rafları ve reyonları yerleştikten sonra ilk ürünü şirket içi bir merasimle yönetim kurulu başkanımız Mehmet Beğendik Bey yerleştirir. Bu gelenek rahmetli dedem Nuri Beğendik’in ailemize vasiyeti. Mağaza büyüklüğü ister 300 metrekare ister 3 bin metrekare iki kuşaktır devam ettirdiğimiz bir gelenek. Bu adetin işimize bereket kattığına inanırız. Ayrıca bayramlar bizim için çok önemlidir. Aile fertleri dünyanın neresinde olursa olsun bir araya gelmek zorundadır. Buluşma noktası ister Bodrum olsun, ister Londra, isterse Kayseri, bayramın ilk sabahı tüm ailenin bir arada olduğu büyük bir masada nohut yemeği ve pilav yenir. Bu geleneğin yaklaşık 500 yıldır sürdüğünü tahmin ediyoruz. Yaklaşık üç nesildir perakende mesleğiyle uğraşan ailemin en büyük ve en önemli geleneklerinden biri de evde kesinlikle, ne olursa olsun iş konuşulmamasıdır. ~
Başka bir örnek de Benim tarafımdan başlatıldı. Son 7 mağazadır uygulanıyor. Mağaza müşteriye hazır olduğunda mağazaya atanan müdür, ilk alışverişi yaptırmak için genel müdürü ve bütçe müdürünü davet eder. Genel müdür fizibilite raporunu dikkate alarak mağazadan beklenti cirosu için ilk alışverişi yapar. Nakit yapılmak zorundadır ki mağaza müdürü kasaya giren ilk parayı çerçeveletip odasına asabilsin.”

GÜRAL AİLESİ SIK SIK BİR ARADA
Kütahya Porselen Yönetim Kurulu Başkanı Nafi Güral da aile birliğinin hem iş hem sosyal hayatta son derece önemli olduğuna inananlardan. İş hayatı ile aile hayatını birbirine karıştırmadıklarını söyleyen Güral, kendilerine has geleneklerini ve bunları uygularken nelere özen gösterdiklerini şöyle anlatıyor: “Baba, anne, hepsi eğitimlerini tamamlamış bir erkek üç kız evlat olmak üzere altı kişi beraber çalışıyoruz.
Ben yönetim kurulu başkanı, eş ve evlatlar yönetim kurulu üyesi olarak her ayın ikinci pazartesi günü NG Hotels&Resort yönetim kurulu toplantısı, dördüncü pazartesi günü ise sanayi grubu yönetim kurulu toplantısı yaparız. Toplam 16 kişiyiz. Doğum günü, evlenme yıl dönümü, özel günler, bayram seyran derken her ay birkaç defa tüm aile bir araya geliyoruz. Hepimizin bir branşta sorumluluğu var ve yönetim kurulu toplantılarında bilgi paylaşırız. Herkesin maaşı ve kâr payı ayrıdır. Harcama konusunda kimse kimseye karışmaz. Yönetim kurulu ve iş ortamında ciddiyet ve profesyonellik hakimdir. Aile olduğumuz gerçeği bir tarafa bırakılır, ciddiyetle çalışma ortamı içinde olunur. Bizim ailemiz ana erkildir. Ama şimdi torun erkil’ aileye dönüştük. Tonınlann olmadığı yerde hanımlann hakimiyeti vardır. Aileyi bir arada tutan en büyük gücümüz eşim Gülsüm Hanım’dır. Evin diğer kadın fertleri onun en yakın yardımcısıdır. Ailenin yönetimi anlamında erkeklere hiç yük bırakmadıklaıı için biz de var gücümüzle çalışma ortamında olmanın rahatlığı içindeyiz. Evinde mutlu olan insanın işinde başaıılı olmaması için hiçbir sebep olmuyor. Zaten insan evinde mutlu, işinde başarılı olmaktan başka ne ister ki?”

YAZLARI YELKEN, KIŞLARI KAYAK

Bursalı Eker Ailesi’nin geleneklerinde en dikkat çekeni yazın yelkenliyle denize açılmak, kışın ise Uludağ’da kayak yapmak. Eker Süt Ürünleri Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Nevra Eker, “Bu geleneklerimize çocukluğumuzdan beri devam ediyoruz” diyor ve ekliyor. “3 yaşından beri eski ahşap teknemizle denize açılırdık. Her yaz babamın kaptanlığında açıldığımız teknede ağabeyim ikinci kaptan olurdu. Ben ise miço görevini yapardım. Babamın vefatından sonra kaptanlığı ağabeyim devraldı ve bu geleneği devam ettirip bugünlere kadar taşıdı. Artık eskisi gibi küçük bir aile değiliz. İş yaşantısının yoğunluğu ve zaman sıkıntısı nedeniyle ailemize ayıramadığımız vakti bu aktivitelerle telafi etmeye çalışıyoruz ve böylelikle hepimiz daha çok paylaşım içine giriyoruz. Bu da aile bağlarımızı kuvvetlendiriyor ve bizi birbirimize bağlıyor. Küçük yaşlardan beri gelen yelken ve kayak tutkumuzu, çocuklarımıza ve eşlerimize de aşıladık. Hatta yelken hobimiz sadece bizim yaptığımız bir spor olmakla kalmayıp şirketimizin de hobisi haline geldi. Ağabeyimin şirket çalışanlarından kurduğu yelken takımının birçok yarışta derece alması, ekibimizin bu geleneğimizi çok iyi benimsediğinin bir göstergesi. Bu gelenekler sayesinde ailemizi bir araya toplayarak dayanışmamızı artırıyoruz. Ayrıca kurulan yelken takımıyla şirket çalışanlarımızın aidiyet duygusu ve ekip çalışması gelişiyor."~

BABADAN GELEN GELENEKLER

Çelebi Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Canan Çelebioğlu Tokgöz ise babalarının şirket içinde başlattığı birçok geleneği halen sürdürdüklerini anlatıyor: “Çelebi Hava Servisi, babamız tarafından 1958’de kuruldu. Babam, sanırım asker kökenli olduğu için çok disiplinliydi ama çalışanlarına da yakın duran biriydi. Çalışanların çocuklarının, sünnet düğünlerinin bir arada yapılması, bir başarının mütevazı bir yemekle de olsa bir arada kutlanması, dini bayramlarda ufak hediyeler verilmesi gibi uygulamaları başlatmıştı. Biz iki kardeş de 1215 yaşlarından itibaren okul tatillerimizde Ankara Esen-boğa Havaalanı’nda çalışırdık ve babamızın bu uygulamalarını yakından gözlemleme olanağı bulduk. Hepsi zaman içinde artarak gelenekselleşti. Bugün yılda bir kez veya en az 2 yılda bir, tüm personelin katıldığı personel yemekleri düzenleriz. Artık fiilen işin içinde olmayan annemiz de dahil olmak üzere, tüm aile mutlaka katılırız. Mesela günün sevilen bazı şarkılarını sözlerini Çelebi’ye uyarlar, Çelebi korosu oluşturur ve bu şarkıları hep birlikte söyleriz. Kısaca hep birlikte eğleniriz. Ayrıca çalışanlarımızın çocuklarının da yapımızda çalışmalarını çok özendiririz. Bunun hem çalışanlarımız hem bizim için doğru bir uygulama olduğunu düşünüyoruz. Çünkü iş yerine ve işe bağlılık, günümüzün en önemli kavramlarından."

NAKSAN'DA TOPLU BAYRAMLAŞMALAR

Gaziantepli Nakıboğlu ailesi de geleneklerini uzun yıllardır devam ettirenlerden. Naksan Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Osman Nakıboğlu, saygı ve sevgiyi pekiştiren bu gelenekleri babaları Mehmet Nakıboğlu’ndan devraldıklarını söylüyor ve ekliyor: “Hem bayram bir aile geleneği olarak toplu bayramlaşma yaparız. Düzenli toplantılarımız olur. Belirli aralıklarla kahvaltı ve yemekler organize ederiz. Her ramazan iftarlarda bir araya geliriz. Bu gelenek babamızdan gelen bir durum. Babam kardeşleriyle bir araya gelirdi. Bizler de ondan gördüğümüzü yapıyoruz. Büyüklerimize saygıyı ve sevgiyi bu tür görüşmeler sayesinde öğrendik. Nakıboğlu ailesi büyük bir aile. Böyle gelenekler aileler arasındaki bağlarımızı daha da güçlendiriyor. Bir aile şirketiyiz. Çocuklarımız da bizden gördüklerini uygulayacaktır. Yoksa araya mesafeler girer ve kopmalar başlar. Allah’a şükürler olsun şu ana kadar böyle bir şey olmadı. Gelenekler geniş anlamıyla bir kuşaktan ötekine geçirilebilen bilgi, yaşantı biçimi, daha geniş anlamıyla maddi olmayan kültürdür. Öncelikle yapmış olduğumuz bu etkinliklere tüm aile bireyleri olarak katılmaya çalışıyoruz. Ayrıca Nakıboğlu ailesi olarak sosyal sorumluluk bilinciyle okul, yurt, cami, etüt merkezleri yaptırıyoruz. Bu da babamızda gelen bir şeydir." ~

BULUŞMALAR NEDEN ÖNEMLİ?
İLETİŞİM GÜÇLENİYOR
İnci Ailesi Meclis ve Konsey Başkanı Hakan Önal, bu geleneklerin özellikle kuşaklar arası iletişimi güçlendirdiğini söylüyor ve ekliyor: “Ailede elde edilen iletişim platformu ve kurumsallık işe de yansır. Çatışmaların yaşandığı aileler, iş yerindeki huzuru sağlamakta zorlanabilir. Oysa huzurlu bir şirket ortamı, çalışanların aileye duyduğu sadakati ve işindeki çabası, yapılan işin kalitesini artıracak, bu da sonunda müşteriye yansıyacaktır.”

ETİK DEĞERLERE KATKI
Aydınlı Grup Yürütme Kurulu Başkanı Ahmet Said Kavurmacı, geleneklerin, şirketteki etik değerlerin korunmasına katkı sağladığını düşünüyor: “Ailemizde ve şirketimizde şekli birtakım alışkanlıklardan ziyade genel olarak düşünce, ahlaki ve etik değerlere bağlılık, misafirperverlik, alçakgönüllü ve hoşgörülülük, dedikoduyu önleme, şefkat ve sevgi ortamı oluşturma gibi temel değerlerimiz var. Düşünce planında zihne yerleştirilmiş temel değerler, ancak herkes tarafından paylaşıldığında işletmeniz nice nesiller devam edebilir.”

BAĞLILIK ARTIYOR
Eker Süt Ürünleri Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Nevra Eker de bağlılık ve manevi değerlere dikkat çekiyor ve ekliyor: “Ağabeyim Ahmet Eker ve ben, bu geleneklerle büyüyerek sağlam güçlü bir iletişim içinde olduk. Aramızda oluşan bu sinerjiyi çocuklarımıza da aktararak geleneklerimizin istikrarlı bir şekilde sürmesini sağlıyoruz. Ekibimizin de bu geleneklere dahil olması için onları teşvik ediyoruz. Böylece ailemizin geleneğini, şirketimizin hobisiyle özdeşleştirmiş oluyoruz.”

DR. İLHAMİ FINDIKÇI / DEĞER DANIŞMANLIK
"ŞİRKETLERİN AYAKTA KALMASINDA ETKİLİ"
NE SAĞLIYOR?
“Bu geleneklerin ortak amacı, aile üyelerinin etkileşim ve iletişimlerini daha yoğun, daha doğrudan hale getirmek. Maalesef belirli bir ekonomik seviyede olan insanlar için insani değerlerdeki aşınma daha bariz biçimde ortaya çıkıyor. Diğer yandan aile şirketlerindeki dağılmaların önemli bir nedenini temeldeki iletişim sorunları oluşturuyor.
SADECE MADDİYAT YETMEZ Aile geleneklerinin şirkete çok büyük faydaları var. Çeşitli vesilelerle aile üyelerinin birlikte olmalarına yönelik organizasyonlar, gelenekler, ortak bir sevgi, saygı ve ahlak anlayışının yerleşmesi bakımından önemli. Sadece maddi değerlerle ayakta kalan, yürümeye çalışan şirketler uzun ömürlü olamıyor. Yıkılan şirketlerin önce geleneklerini, sonra kültürlerini, daha sonra sevgi ve saygıyı yitirdiklerini görüyoruz.~
İLGİNÇ ÖRNEKLER Örneğin bir aile şirketimiz, yönetim kurulu toplantısına kurucunun ve aile geçmişlerinin ruhlarına dua ederek başlıyordu. Bir başka aile, yılda iki kez mutlaka bir araya geliyor, organizasyonlar, piknikler yapılıyor. Bir diğerinde, her yıl tüm aile üyeleri köye gidip en az 3 gün kalıyor. Köyde tüm çocuklar doğayla iç içe, köy evinde yaşıyor ve iç iletişimleri artıyor. Başka bir örnekte ise her yıl 29 Ekim haftasında tüm aile bireyleri bir araya toplanıyordu.
LİDER NE YAPMALI? Asıl olan birlik, beraberlik, sürdürülebilirlik, süreklilik olduğuna göre tüm bunlar koyu otoriteyle olmaz. Ailenin lideri, bu geleneklerin nedenini, faydasını ve sonuçlarını yaşamıyla aktarabilmelidir. Aşırı ve zorlayıcı olmamalıdır. Kısaca lider, işe gösterdiği önemi ve hassasiyeti, aile üyelerine de göstermelidir. Böylece aile üyeleri gelecekte aileye ve ailenin işine sahip çıkabilir.”

DAVUT DOĞAN / DOĞTAS YKB
"HER BAYRAM ANNEMDEYİZ"
21 KİŞİLİK AİLE
“Biz tüm aile üyeleri olarak mutlaka her bayramda aile büyüğünün evinde toplanırız. Annemde eksiksiz 21 kişilik aile meclisi arife gününde bir araya gelir. Birlikte bayram yapılır. Konvoy halinde akrabalar ziyaret edilir.
1.000 KİŞİLİK AŞEVİ Her yıl eylül ayında kurucu başkanımız olan rahmetli babamız Hacı Ali Doğan adına dua okuturuz. Yaklaşık 4-5 bin kişi yani tüm Biga halkı davetli olduğundan katılır. Buraya katılan tüm çocuklara hediyeler verilir. Ayrıca her yıl Ramazan ayında babamız adına aş evi oluşturularak, 1.000 kişiye yemek dağıtılır.
MECLİS TOPLANTILARI İşle ilgili olarak sürdürdüğümüz geleneklerde ise aile meclisi üyeleri 6 ayda bir toplanır. Aile meclisinin geleceği değerlendirilir ve aile anayasamız gözden geçirilir. Ben, şu anda toplam 8 kişi olan ikinci kuşak aile üyeleriyle düzenli toplantılar yaparım. Onların gelişmesi, eğitimiyle ilgili görüş alışverişinde bulunuruz.”

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz