Kötü liderden ne öğrendim?

Bugün binlerce çalışanı yöneten CEO’lar, kariyerlerinin daha önceki aşamalarında “yönetilen” konumundaydı…

14.06.2016 15:04:580
Paylaş Tweet Paylaş
Kötü liderden ne öğrendim?
Ailem dışında benim hayatımı etkileyen insanların başında bir vali yer alıyor. Daha memuriyet hayatımın ilk döneminde işime son veren bu vali, bütün hayatımın akışını değiştirdi. O dönem 26 yaşındaydım ve mühendis olarak devlette çalışıyordum. Dönemin Bitlis Valisi ideolojik olarak ters düştüğü Milli Eğitim müdürünü görevden almak isteyince beni ispiyonculuk yapmaya zorladı. Bu benim için kabul edilecek bir şey değildi. Karşı çıktım, yapamayacağımı belirttim. Bu olay sonrasında açığa alındım ve hayatımın  yönü değişti. Beni iş hayatına yönlendiren insan, işime son veren vali oldu. Dolayısıyla ona teşekkür etmek istiyorum.” İbrahim Çeçen, hayatının akışını değiştiren valiyle ilgili anısını bu sözlerle aktarıyor. Çeçen, kendisini girişimci yapan, bugünlere taşıyan etkenlerin başına “kötü deneyim” yaşadığı bir Vali’yi koyuyor. Ancak, iş dünyasında İbrahim Çeçen yalnız değil. Onun gibi çok sayıda liderin iş hayatında, kariyer dünyasında benzer deneyimler var. Pek çok iş insanı “kötü yöneticilerle” mücadele ederken, o anlardan aldıkları derslerle başarıya yürüdüler.Aslında hayatımızın her anında davranışlarını beğenmediğimiz insanlarla karşılaşıyoruz, ancak bu insanlar yöneticilerimiz olduğunda işler biraz değişiyor… Kötü bir yönetici, en iyi çalışanı bile demotive edip performansını düşürebiliyor. Ancak bu durumları bir gelişim fırsatına dönüştüren CEO’lar, yaşadıkları tecrübeler sonrasında bugün kendi çalışanlarına nasıl davranacaklarını çok daha iyi biliyor. Türkiye’nin önde gelen şirketlerinde binlerce çalışanı yöneten liderler, karşılaştıkları kötü yöneticilerle ilgili anılarını Capital’le paylaştı:
“YÖNETİCİ OLAMAZSIN TAVRI”
Mudo’nun CEO’su Barış Karakullukçu, yaklaşık 20 yıldır iş hayatının içinde. Kariyerinin önemli bir kısmını danışmanlık sektöründe, 25’ten fazla ülkede yaklaşık 200 projede çalışarak geçirdi. Bu süreçte farklı iş ahlakına sahip yöneticilerle çalışma fırsatı bulan Karakullukçu, farklı sektörlerde karşılaştığı kötü yöneticilerdeki ortak özelliğin iletişim problemi olduğunu belirtiyor. Yaşadığı tecrübelerden, empati yapmanın, değerli hissettirmenin ve geliştirme odaklı verilen geri dönüşlerin insanlar için çok önemli olduğunu öğrendiğini söylüyor. Birlikte çalıştığı ekibin kendilerini geliştirmeleri ve iş hayatında daha başarılı olmaları için tüm tecrübesini onlara aktarıyor ve bunun karşılığını kat be kat geri aldığını ifade ediyor. “Çalışanların motive edilmediği ve hak ettiklerini almadığını düşündüğü ortamlarda işine odaklanmadığını ve yöneticilerine saygı duyamadıklarını deneyimledim” diyen iş insanı, kötü yöneticisiyle yaşadığı bir anıyı şöyle anlatıyor: “Danışmanlık sektöründeki ilk yıllarımda, bağlı bulunduğumuz gruptaki en üst düzey yöneticiyle performans değerlendirmesi yapmamız gerekiyordu. Bu görüşmede yönetici, yapıcı bir durum sergileyerek gelişim noktalarımı anlatmak yerine, 2 yıl boyunca gece gündüz çalıştığım projenin teslim tarihinin müşterimizin tercihi sebebiyle ertelenmesine çok üzüldüğüm için beni azarladı. Profesyonel olmadığımı, duygusal davrandığımı iletti. Hiçbir zaman yönetici olamayacağımı belirterek beni demotive etti. Bu olay üzerinden kısa bir süre sonra performansı sebebiyle işten çıkarılan bu yöneticim sayesinde daha çok hırslandım ve çalışarak danışmanlık şirketinin en genç ortaklarından biri oldum.”~ “PROJEMİ SUNMAMI ENGELLEDİ”
Saica Ülke Müdürü Kaan Özkan’a göre, iletişimden uzak duran, yaratıcılığı desteklemeyen, kendi yanlışlarında başkalarını suçlayan, çalışanlarının fikirlerini kendi fikriymiş gibi sunan, kendi çıkarlarını şirket çıkarlarından önde tutan, dinlemesini ve değer vermesini bilmeyen, insanı sevmeyen yöneticiler “kötü yönetici” tanımına giriyor. İki kez kötü müdüre denk geldiğini söyleyen Özkan, bu yöneticilerin yaptığı hatalara düşmemek için arada bir, takım arkadaşlarının tarafına geçip onların gözünden kendine baktığını belirtiyor. “Her şeyin başı insanı sevmektir” diyen Özkan, konuyla ilgili anısını şöyle aktarıyor: “Karşılaştığım iki kötü müdürümden biri, çok uluslu bir şirkette, ben de ara kademe yönetici pozisyonunda çalışırken rapor verdiğim ve kariyer gelişimimden sorumlu olan bir müdürdü. Kendisi pozisyona belirli bir süre için getirilmişti. Bu yüzden de uzun vadeli sonuçları görülebilecek hiçbir projeyi desteklemiyordu. Gitmesine bir sene kala şirket için hazırladığım geri dönüşü 3 yıl ve getirisi çok yüksek olan projenin sunumunu bile engellemişti. Bizim ekibin projesi yerine, kendi çözümünde ısrar ettiği için şirketi milyon doların üzerinde bir zarara soktu. Üstelik kayıplar için başkalarını suçladı. Odasına kapandığı için iletişime açık değildi ve herkesi kendinden uzak tutuyordu. Hem şirketin iyiliği hem kendi kariyerim için onunla iletişim kurmayı denedim. Benden alıp kendi fikriymiş gibi sunduğu fikirlerim olduğu için beni dinliyordu. Bu fikir hırsızlıklarına özellikle izin veriyordum. Proje dönemlerinde, sunum yapacağı zamanlarda beni dinlemesini sağlıyordu. En azından kendi motivasyonumu koruyordum ve görevimin gereklerini yerine getiriyordum.”
“YETKİLERİNİ KÖTÜYE KULLANDI”
Kötü yöneticilerinin hatalarından ders çıkardığını ve bu sayede bazı hataları şahsen deneyimlemek zorunda kalmadığını belirten Generali Sigorta Genel Müdürü Mine Ayhan, karşılaştığı kötü yöneticinin yetkilerini kötüye kullanan biri olduğunu söylüyor. Yöneticilikte adil olmanın ve empati kurabilmenin çok önemli olduğunun altını çizen Ayhan, “Bir keresinde bir arkadaşımızın müşterilerimizden biriyle olumsuz diyaloğa girmesini, bu arkadaşımızın evliliğinin de benzer negatif tutumlarından bitmiş olmasına bağlaması büyük bir gaftı” diyerek yaşadığı anıyı paylaşıyor. Ayhan, şunları söylüyor: “İş hayatımda kötü bir yöneticim oldu. Bu yönetici, bence bir çalışandan istenilen verimi alabilmenin en önemli gereklerinden biri olan iş tanımlarını bizlere vermezdi. Konulara objektif bakamaması büyük bir problemdi. Geri bildirim yapacağı zaman profesyonel özellikler ile kişilikleri birbirine karıştırıyordu. Yetkilerini kötüye kullanma eğilimi vardı. Ben de ilişkimizi dengede tutabilmek için kendisiyle her zaman mesafeli oldum. Hayatta yaşanan her iyi ve kötü olaydan öğrenilecek şeyler olduğu gibi ben de bu yöneticimden çok şey öğrendim. Yöneticilikte adil olmanın, empati kurabilmenin, çalışanların ihtiyaçlarına, beklentilerine ilgili olurken diğer yandan da özel hayatlarına müdahale etmemenin ve yol gösterici olmanın ne kadar önemli olduğunu gördüm.”
“SORUMLULUKTAN KAÇMAK KÖTÜ YÖNETİCİLİKTİR”
Girişimcilik Vakfı’nın yönetim kurulu başkanı Sina Afra’ya göre kötü yöneticilerle iş hayatının her döneminde karşılaşmamız mümkün. Çoğunun değişen durumlara ayak uyduramadığı için kötü yöneticiye dönüştüğünü düşünen Afra, bu konuda yaşadığı olayları şöyle aktarıyor: “Benim iş hayatımda, ‘kötü yönetici’ olarak tabir edebileceğim 3 kişi oldu. Yaşadığım tecrübelerden sonra bir daha aynı hatalarımı tekrarlamayacağımı umuyorum. Örneğin, şirketin teknolojisinden sorumlusunuz ve şirketin tarihindeki en büyük bilgi sistemlerindeki değişiklik olacağı gün uzak bir ülkede tatile çıkıyorsunuz. Sorumluluktan kaçmak ve sorunları başkalarına yüklemek bir kötü yöneticilik örneğidir. Başka bir örnek, kendinize odaklı süreçler kuruyor, yani şirketin yararından çok kendinizin nasıl güçleneceğinize dikkat ediyorsanız yine kötü yöneticisiniz. Öncelikle ‘ikinci şansı’ tek bir sefere mahsus vermem gerektiğini anladım. Verdiğim örneklerde çok fazla iyi niyetli davrandığımı düşünüyorum. Bu kimseye bir şey kazandırmadı, hatta ‘kötü yöneticinin’ daha da kötüleşmesine neden oldu. Ayrıca kuralları çok daha kuvvetli uygulamam gerektiğini anladım.”~“YÖNETİCİLİK HAYATIMA IŞIK TUTTU”
HAYRETTİN ÇAYCI / SARKUYSAN YKB
KÖTÜ YÖNETİCİ KİMDİR?

Yöneticinin iyi veya kötü olduğuna ilişkin değerlendirme kişisel bir görüşü ifade ediyor. Yöneticinin iyiliği veya kötülüğü, gösterdiği performansla ölçülür. Çalıştığı kuruma heyecan ve coşku katabilen, kişileri belirlenen amaca yöneltebilen yöneticilerin performansları da yüksek olacaktır.
CİMRİ DAVRANDILAR
Kişisel açıdan baktığım zaman iş hayatımda birlikte çalıştığım yöneticiler içinde beklentilerimi yeterince karşılamayan kişiler oldu şüphesiz... Örneğin sorumluluk vermede, yaratıcı yanımı geliştirmede, başarılarımı takdirde cimri davrananlar gibi.
ADİL DAVRANIYORUM
Ancak bu yaşadıklarım, birer deneyim olarak benim yöneticilik hayatıma katkı sağladı, ışık tuttu. Bir yönetici olarak personele güven vermeye, adil davranmaya, gelişmeleri için motive etmeye, bir aile sıcaklığı ve aidiyetini hissettirmeye hep öncelik verdim ve veriyorum.

“TEVAZUNUN DEĞERİNİ ÖĞRENDİM”
MURAT AKGİRAY / BİMEKS YKB
EGOLARINI ÖNE ÇIKARDILAR

Beraber iş yaptığım veya aynı şirkette ortak olduğum insanlar arasında, bende tatsız hatıralar bırakanlar oldu. Bunlar genelde egolarını ilişkilerinde öne çıkaran, birlikte iş yapmanın aynı zamanda asgari müşterekte buluşmak olduğunu idrak edemeyen insanlardı.
SABIRLI OLMAYI ÖĞRENDİM
Beraber çalıştığım, iş yaptığım, ortaklık kurduğum insanların bencil davranışları bana paylaşımcı olmanın faziletlerini öğretti. Kibirli ve egolarını öne çıkararak davranan insanlar, tevazunun değerini hatırlattı. Hırslarını öne koyarak davranan insanlar ise sabrın ve şükrün hayatımdaki yerini pekiştirdi.
ADİL VE VEFALI DAVRANIYORUM
Birlikte çalıştığım insanların haklarını gözetmeyi, kalplerini incitmemeyi hayatımın önceliği olarak görüyorum. İş hayatının getirdiği sıkıntılara karşı sabırlı oluyor, sıkıntılı dönemlerin acısını çalışanlarımdan çıkarmamaya özen gösteriyorum. Çalışanlarımdan sadakat beklemek için öncelikle onlara karşı adil ve vefalı olmak gerektiğini biliyor ve buna göre davranıyorum. ~İKİ FARKLI CEO’NUN GÖZÜNDEN KÖTÜ YÖNETİCİ TANIMI
ALİ GÜVEN / D-SMART CEO

“Neyi yönetiriz? Şirketleri mi? Hayır. İnsanları yönetiriz. Yani kötü yönetici, insanları yönetemeyen yöneticidir. Onların empatileri yoktur. Sizin dertlerinizle ilgilenmezler. Kendilerine güvenmezler. Adam kayırırlar. Yanlarında çalışanları potansiyel rakip görür, o nedenle gelişmelerine izin vermezler. İyi fikirlerin hep kendilerinden gelmesi gerektiğini düşünürler. Maske takarlar. İçlerini açamazlar. Halbuki iyi yöneticiliğin bir numaralı yolu kişisel ilişkidir. Kariyerim boyunca birden fazla kötü yöneticiyle karşılaştım. Birçok anı yaşadım ancak anlatırsam bu biraz özele girer ve karşı tarafı kırabilir. Çeyrek yüzyılı aşkın yöneticilik hayatımda dürüst ve mert olan herkese son derece hakkaniyetli davrandığımı düşünüyorum. Birlikte çalıştığım arkadaşlarımı hep bir üst seviyeye taşıdım. Yaşadığım tecrübelerin bunları anlamama katkısı olduğunu söyleyebilirim.”

MURAT KOLBAŞI / ARZUM YKB
“Kötü yöneticiden ziyade şirkete uygun olmayan yönetici olduğu inancındayım. Her şirketin kendine özgü bir kurumsal anlayışı ve kültürü vardır. Bu kurumsal anlayış yöneticileri de etkiler. Yöneticiler, farklı bir şirkete transfer olduklarında eski şirketlerindeki alışkanlıklarını, yeni şirketin kültürüne adapte etmeden olduğu gibi uygulamak istediklerinde, çalışan ekipleri ve şirket içinde huzursuzluk yarabilirler. İşte bu da bahsi geçen yöneticinin, şirket içinde ‘kötü bir yönetici olduğu’ algısını yaratabilir. Bu tür geçişlere ve yeniliklere karşı olan biri değilim. Ancak şirketlerde bu tip değişimlerin zamana yayılması taraftarıyım. Çünkü bir kişinin biraz esnemesinin tüm şirketin esnemesinden daha kolay olduğunu düşünüyorum. Zeki bir yöneticinin değişime hızla adapte olabileceğini ve istediği yönetim şeklini, çalışanları ikna ederek zaman içinde uygulamaya geçirebileceğini düşündüğümü de belirtmek istiyorum.”

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz