Başarısızlık korkulması gereken bir şey değildir

Korkuyla başa çıkmakta atılması gereken ilk adımın, aslında neden korktuğunuzun tam olarak tanımlanması gerektiğini düşünürüm.

1.12.2013 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Başarısızlık korkulması gereken bir şey değildir
Soru: Birkaç yıl önce iş fikirlerimi sattığım bir şirket kurmuştum ve çok da başarılı oldu. Ancak : durgunluk yüzünden kapatmak zorunda kaldım. Yüksek lisans diplomamı henüz yeni elime aldığım şu günlerde ise kendi tasarım şirketimi kurmaya karar verdim ve hayatımda ilk defa kendimi korkudan felç olmuş gibi hissediyorum. Hayallerimin peşinde koşabilmem için bu içimdeki anlamsız korkuyu nasıl yenebilirim?

Cevap: (Tatiana Poblah, Montreal, Kanada) Korku, aslında hayatın karşımıza çıkardığı meydan okumalarla başa çıkabilmek için : hepimizin öğrenmek zorunda olduğu bir şeydir. Ancak bu, özellikle bir şirketin ayaklarını yerden kesip onu havalandırma sürecinde çok sayıda zor tercihle yüzleşme ihtimali olan girişimciler açısından yaşamsal bir sorundur. Yeni bir kuruluşun ilk aşamalarında, şirketinizin hayatta kalıp kalmayacağı konusunda son sözü, sıklıkla sizin karşılaştığınız baskılarla başa çıkma yönteminiz belirler.

Bu süreçte bazı zor kararlar almak zorunda kalabilirsiniz. Virgin’in ilk yıllarında, hakkında karar vermemiz gereken en çetrefilli konulardan biri de o dönemler meşhur sanatçılara imza attırmak için çaresizce nakit para arayışında olan Virgin Records’la ilgiliydi. Ortaklarım Nik Powell ile Simon Draper, ne yapılması gerektiği konusunda farklı düşünüyordu. Nick, elimizdeki kaynakları korumamızı ve perakende faaliyetlerimiz aracılığıyla yavaş yavaş para biriktirmemizi isterken Simon ise bir sonra patlayacak megastar sanatçıyı ancak bu şekilde keşfedebileceğimizi öne sürerek Virgin Records’a yoğun olarak yatırım yapmamız gerektiğini söylüyordu. Acilen hızlı bir şekilde büyümemiz gerektiğinden Nick’in yerine Simon’un peşine takılarak riskli bir kumar oynamıştım. Sonradan anlaşıldı ki doğru olan kararı vermişim. Ancak bunun için sadece benim değil ama kadromuzdaki her bir çalışanın kelle koltukta çalışması gerekmişti.

Ben şahsen daima korkuyla başa çıkmakta atılması gereken ilk adımın, aslında neden korktuğunuzun tam olarak tanımlanması gerektiğini düşünmüşümdür. Mesela sizin örneğinizde, “Endişelerinizin iş planınız hakkındaki şüphelerinizi yansıtıp yansıtmadığını” merak ediyorum. Ya da bir önceki girişiminizle ilgili deneyiminizden de kaynaklanmış olabilir diye düşünüyorum. Eğer birincisinin doğru olduğuna yani fikriniz hakkında soru işaretleri olduğuna inanıyorsanız, o halde neden endişelerinizi yakın bir arkadaşınız veya akıl hocasıyla paylaşmıyor ve iş planınızı tekrar dikkatlice gözden geçirmiyorsunuz?~
Şirketinizin benzersiz satış noktalarından, rakiplerinin arasından nasıl sıyrılacağına dair her şeyi güvenilir bir sırdaşla tartışmak, korkuların bastırılması için iyi bir yöntemdir. Bazen kendi iş planınız hakkında ufacık bir tartışma eylemi bile emin olmadığınız konuları gün ışığına çıkararak sıklıkla endişelerinizin temelinde yatan çözümlenmemiş ufak tefek sorunların halledilmesine yardımcı olabilir.

Ancak eğer bu kadar tereddütlü olmanızın temelinde bir önceki girişiminizin nasıl sonlandığı yatıyorsa, o zaman girişimcilerin çoğunun kurdukları ilk şirketi batırdıkları gerçeğini göz önüne alarak kendinizi bir parça rahatlatmaya çalışın. Başarısız olmak asla sizin kendi şirketinizi kurmak ve yönetmek için yetersiz olduğunuz anlamına gelmez. Aslında girişim sermayesi yatırımcılarının çoğu, potansiyel ortaklarını başarısız bir girişime karşı nasıl tepki verdikleri temelinde değerlendirir ve herhangi bir başarısızlıkları karşısında onlardan uzaklaşmak yerine bunu bir karakter testi olarak görürler. Kendini yeniden toparlamanın tek yolu, bu deneyimden alınabilecek ne kadar çok ders varsa hepsini almak ve bir sonraki şirket kurma girişiminde aynı hataları tekrarlamamakta yatar.

İlk şirketlerinizden birini kurmanızla ilgili deneyiminiz, bana Virgin’i tanıtmaya ve diğer şirketlerimizin adını duyurmaya çalıştığımız sıralar yüzleştiğimiz engellemeleri ve meydan okumaları hatırlattı. Rekorlar kıran, sıcak hava balonu gezilerimizde tekrar yeryüzüne inmeyi başarıp başaramayacağımı düşünerek kahrolduğum çok olmuştu. Oysa her seferinde, bir önceki gezide yaptığım yanlışlardan dersler çıkarmış ve bu yolculuklara uyum sağlamayı başarabilmiştim.

Bir başka örnek: Birkaç yıl önce Virgin America’nın San Fransisco’dan Las Vegas’a uzanan yeni güzergahının lansmanına yardımcı oluyordum ve gazino otelimize varır varmaz beni en üst kata çıkarmışlar ve otelin tepesinden zeminine kadar belimde iple sarkıtılarak ineceğimi söylemişlerdi. Hava karanlıktı ve çok rüzgar vardı, biliyordum ki yeniden otelin içine dönmeli ve bu meydan okumanın benim boyumu aştığını söylemeliydim. Ancak onun yerine kendimi, bu işi ger��ekleştirebileceğime ikna ettim. Rüzgar aşağıdan esiyordu ve birkaç saniye içinde kendimi binanın cephesinden aşağıya doğru pantolonumu çekiştirip duvara çarpa çarpa iple inerken ve sırtı zedelenmiş bir halde bulmuştum. Bu öğrenilmesi çok acı veren zor bir dersti. Ancak bugüne kadar üstünden gelebilmeyi becerdiğim her şeyi hatalardan dersler çıkarma yeteneğime (ve adrenalin ile iyi bir şansın kombinasyonuna) borçluyum!

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz