Dünyada “daha düz” ve yatay yapılanmaları öne çıkaran trend giderek yaygınlaşıyor. Bu trendin başını Amazon, Meta, Microsoft gibi devler çekiyor. Her yöneticiye daha fazla çalışanın düştüğü, orta kademe yönetici sayısının sınırlandığı bu yapılarda, çalışanların daha fazla sorumluluk alması, karar alma süreçlerinin hızlanması hedefleniyor. Türkiye’de de organizasyonel sadeleşme, dijitalleşme ve çeviklik ekseninde yaygınlaşıyor. Ancak her sektör kendi dinamiklerine göre bu modeli yeniden kurguluyor; kimi şirket yatay yapıya geçerken kimi daha küçük ama etkili ekiplerle liderliğe odaklanıyor.
Yeni dönemde yöneticiler sadece işleri değil işleri yavaşlatan yapıları da yönetmek zorunda. Stanford’lı Prof. Robert Sutton ve Prof. Huggy Rao, The Friction Project (Direnç Projesi) isimli kitaplarında tam da bu soruna odaklanıyor. Uzun toplantı takıntısı, sonsuz onay zinciri, kültürel hantallık gibi kurumsal hayattaki görünmez yükleri ortaya koyuyorlar. Onlara göre karmaşadan kurtulmak yeni dönemin en önemli avantajı. Yazarların bu sorunları çözmek için mesajı ise net: “Sadeleşmeyen kurum kaybeder.”
Pandemi ve Rusya Ukrayna savaşı, küresel ticaret üzerinde derin etkiler yarattı. Ülkeler arası menfaatler karar süreçlerine damga vurdu...
“Biz bir aileyiz, “sinerji”, “beyin fırtınası”, “farkındalık yaratmak”… Kurumsal hayattaki bu ifadelerin çoğu, artık pek çok lider için rahatsız edici klişelerden fazlası değil…
Artık müşteriler pek çok kanaldan şirketlere ulaşıyor. Şirketler adeta temas rekoru kırıyor...
Sadece robotların çalıştığı “karanlık” fabrikalar, 5G sistemlerinin makinelere entegre edilmesi gibi pek çok yenilik söz konusu…
İşte Türkiye’nin önde gelen CEO’larından kendini yenileme ve güncel kalma sırları…
İşte şirketlerin ürün bazında sürdürülebilirlik karnesi…
Pandemiyle müşterilerin marka algısı ve tüketim alışkanlıkları dönüşüme uğradı. Hemen her sektörde tüketici talebinde önemli değişimler yaşanıyor...
Pandemi sonrasında pek çok şirket yetenek havuzlarını yeni becerilerle geliştirmeye odaklanıyor. Geleceğin yetenekleri için yarışan şirketlerin beceri geliştirme yatırımları da artıyor...
İK departmanları COVID-19 sonrasının yeni çalışma modelleri için kolları sıvamış durumda...
Amacımız, misafirlerimize daha güven ve huzur içinde hareket edebilecekleri bir yaşam alanı sunmak...
Kimi şirket, ilk COVID-19 vakası daha Türkiye’de görülmeden aylar önce hareket planını hazırladı. Kimisi ise mart ayında aksiyon almaya başladı...