Kredi Kartı İşi Zarar Mı Ediyor?

Bir yandan bankalar kredi kart işine sarılıyor, yeni ürünler çıkarıyor. Diğer yandan da tüketiciler sürekli talepte bulunuyor. 22 milyona ulaşan kart sayısı da bu tabloyu gösteriyor. Ancak, bankala...

1.06.2004 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Bir yandan bankalar kredi kart işine sarılıyor, yeni ürünler çıkarıyor. Diğer yandan da tüketiciler sürekli talepte bulunuyor. 22 milyona ulaşan kart sayısı da bu tabloyu gösteriyor. Ancak, bankaların bu kadar asıldığı ve ardı ardına ürün sunduğu kredi kartı bölümlerinin  zarar ettiği yolanda görüşler var. Zararın da “Sadakat kampanyaları”, “Ödüller”, “Uluslar arası şirketlere ödenen komisyonlar” ve diğer giderlerden kaynaklandığı söyleniyor. Bu saptama her banka için geçerli değil. Ancak, ciddi bir sorun olduğuna da dikkat çekiliyor.  
 
Türkiye, kredi kartlarıyla 1980’li yıllarda tanıştı. 1990’lı yılların ikinci yarısından sonra ise pazarda çık hızlı büyüme yaşandı. Bankalararası Kart Merkezi (BKM) verilerine göre,  2003 yıl sonu itibariyle 19 milyon 828 bin adet kredi kartı bulunuyor. 1999 yılı sonunda ise Türkiye’deki kredi kartı sayısı sadece 9 milyon 780 bin düzeyindeydi. Yani, 5 yıllık süre içinde yüzde 102’ye varan bir yükseliş yaşandı.  
 
Üstelik bu rakam sürekli büyüyor. Mayıs ayı itibariyle piyasadaki kredi kartı sayısının 22 milyon adete ulaştığı tahmin ediliyor. Pazarın bu kadar hızlı büyümesi de sektördeki rekabeti iyice artırdı. Bu da bankaların birbiri ardında kredi kartına yönelik kampanyalara imza atmasına neden oldu.  
 
Ancak, bu pazarlama stratejisi, tüm dünyada bireysel bankacılıktaki en kârlı ürünlerden biri olarak kabul edilen kredi kartlarının kârlarını büyük ölçüde tırpanladı. Çünkü, bankalar daha çok müşteriye ulaşmak için bir hayli eli açık davrandı. Yurtdışındaki uygulamalarda benzerine çok rastlanmayan puan, bonus ya da mil programlarını ardı ardına devreye aldı. Tüm bu stratejiler de kredi kartlarının kârlı olup olmadığı konusundaki tartışmaları alevlendirdi.  
 
Çünkü, yurtdışında kredi kartlarının bankalara maliyetleri, bu üründen sağlanan gelirlerden daha düşük. Ancak, Türkiye’de durum biraz farklı. Bunun temelinde de kredi kartlarına yönelik sadakat programlarının etkisi bir hayli fazla…  
 
Fonlama maliyeti yüksek  
 
Bu kadar yoğun rekabetin yaşandığı bir alanda, aslına bakılırsa bankaların maliyetleri de epey yüksek. Bunların en önemlisi de finansman maliyeti. Çünkü, bankalar, hesap kesim tarihinin ertesi günü kredi kartını kullanan bir müşteriyi 40 gün süreyle finanse etmek zorunda kalıyor. Bir başka kalem olan plastik maliyeti kartın tasarımına, sipariş adedine ve chip taşıyıp taşımamasına göre değişkenlik gösteriyor. Hizmetler için oluşturulan teknolojik altyapı, sunulan ek hizmetler ve puan uygulamaları ise yoğun rekabet ortamında giderek artan maliyet kalemleri olarak karşımıza çıkıyor.  
 
Öte yandan müşterinin başvurudan kartın basılarak teslim edilmesine kadar olan süreçte de operasyonel maliyetler oluşuyor. Ayrıca, kartın yurtdışında veya yurtiçinde kullanılabilir olmasına göre, uluslararası kart kuruluşlarına adet ve cirolar üzerinden ödenen ücretler de önemli maliyetler arasında yer alıyor. Tabii müşteriye sağlanan ek hizmetlerden kaynaklanan prim ödemeleri diğer maliyet kalemlerini oluşturuyor.  
 
Finansbank Genel Müdür Yardımcısı Bülent Özer, kredi kartlarının bireysel müşterilere sunulan en önemli ürünlerden biri olduğunu ve çapraz satış imkanı sağladığını söylüyor. Buna karşın kişi başına elde edilen kârların, kurumsal bankacılık ürünlerine göre çok daha az olduğuna dikkat çekiyor. Bülent Özer, “Bütün bunlara rağmen, geniş müşteri portföyü, kredi kartı işini bankalar için önemli hale getiriyor” diye konuşuyor.  
 
Takas komisyonu geliri önemli  
 
Bankalar, bu maliyetlerin bir kısmını, kart kullanıcılarına yansıtıyor, yani gelir elde ediyorlar. Bankaların en önemli gelir kalemlerinden birini müşterilerin bakiyelerinin tamamını dönem sonunda ödememelerinden elden edilen faiz oluşturuyor. Ayrıca, nakit çekimde kredilendirilen bakiye üzerinden işletilen faiz bankaya kâr olarak dönüyor. Geciken bakiyelere uygulanan gecikme faizi de bu gelirin artmasında etkili oluyor.  
 
Bunun yanı sıra, kredi kartlarının işleyişinde takas komisyonu gelirlerinin de önemli bir yeri var. Takas komisyonu kapsamına, ödeme aracı olarak kredi kartını kabul eden işyerlerine POS hizmeti veren bankanın her kredi kartı işlemi için aldığı ücretler giriyor. Alınan bu komisyon ücretleri bir ortak takas sistemi üzerinden işlenerek kredi kartını çıkaran bankaya ödeniyor. Bankaların aldığı bu komisyon oranı BKM tarafından belirleniyor. Edindiğimiz bilgiye göre, şu anda bu oran yüzde 2,35 düzeyinde. Takas komisyonunun önemi ise, kredilendirilmeyen bakiyenin bankaya ortalama 1 ay sonra ödenmesinden doğan fon maliyetini karşılamalarından kaynaklanıyor.  
 
Ayrıca, kart hamilinden alınan kart üyelik ücreti, nakit çekim ücreti ve limit aşımı gibi ücretler de kredi kartları bölümlerinin gelirleri arasında yer alıyor.  
 
Ek hizmetler maliyet yükseltiyor  
 
Ancak, söz konusu gelirlerin bankaların maliyetlerini tam olarak karşılamadığı, bu nedenle de kredi kartlarının sanıldığı kadar kârlı olmadığı söyleniyor. Bunun en büyük nedeni de bankaların kredi kartlarına sağladığı ek olanaklar. Bunların başında da para puan, bonus, mil programları geliyor.  
 
Yurtdışında bu tip avantajlar sadece niş ürünlere yüklenip ilgili hedef kitleye sunulurken, Türkiye’de tüm kart kullanıcıları, hediye puan, seyahat avantajı ve kazanılan puanların üye işyerlerinde harcanması gibi avantajlara tek kartla sahip olabiliyor. Bu da kredi kartı kârlılığını azaltıyor.  
 
Akbank Kredi Kartları Pazarlama Bölüm Başkanı Mine Könüman da bankaların yaşanan yoğun rekabet ortamında, bazı ek hizmetleri maliyetli olmalarına rağmen sürdürmek zorunda kaldığını söylüyor. Rekabete bağlı olarak sektörde sadakat ve aktivasyon programlarının öne çıktığını belirten Könüman, sözlerini şöyle sürdürüyor:  
 
“Bu programlar oldukça maliyetli. Buna karşın ürün sadakat programlarından bankaların vazgeçmesi beklenmiyor. Çünkü, bu programlar yeni müşteri kazanılmasını ve kartların daha fazla kullanılmasını sağlarken müşteri bağlılığını da olumlu etkiliyor. Bu da toplam da baktığınızda çapraz satış imkanıyla birlikte kârlılığı artırıyor.”  
 
Kredilendirmeden kaçınıyorlar  
 
Kullanıcıların ödemelerinde kredilendirmeden kaçınması da bankaların kredi kartı kârlılıklarını olumsuz etkileyen kalemlerden bir diğeri. Kredi kartı kullanıcıları, genel olarak ekstredeki borç tutarının tamamını ödemeyi tercih ediyorlar. Çünkü, borç tutarının tamamı ödenmediğinde, kalan bakiyeye aylık olarak kredi faizi ödemek zorunda kalıyorlar. Bu da Türkiye gibi volatil piyasalar için biraz riskli bir durum.  
 
Sektör yetkililerine göre, toplam kredi kartı pazarında kredilendirilerek yapılan ödeme tutarı, toplam ödemelerin yüzde 25-30’u civarında. Bu rakam ABD, İngiltere gibi gelişmiş ülkelerde yüzde 80-90 civarında.  Yapı ve Kredi Bankası Genel Müdür Yardımcısı Nazan Somer, kredi kartı borcunu kredilendirerek ödeyen müşteri kitlesinin portföyden portföye değiştiğini söylüyor. Ancak, Türkiye’de bu eğilimin oldukça az olduğuna dikkat çekiyor. Somer, kredilendirerek ödemenin bankalara ciddi anlamda faiz geliri yaratabileceğini söylüyor.  
 
İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Hülya Altay ise, kredilendirilerek yapılan ödemelerin bankalara olduğu kadar müşterilere de katkısı olduğunu söylüyor. Altay sözlerini şöyle sürdürüyor:  
 
“Kredi kartını borcunu kredilendirerek ödeyen kullanıcı geçici nakit sıkışıklığını karşılıyor. Bu süreçte kart kullanımına da devam ediyor. İlerleyen dönemlerde ise mali durumuna göre, kredi kartı borcunu taksitlendirmeksizin ödeyebilme şansı oluyor.”  
 
“Doğru müşteriye ulaşmak şart”  
 
Her ne kadar kredi kartlarının kârlı olup olmadığı tartışılsa da sektörde ciddi bir rekabet yaşanıyor. Bu nedenle geçmişte olduğu gibi sadece iyi bir ürünle pazarda yer almak ve kitlesel pazarlamayı başarılı bir şekilde uygulamak da kârlılığı artırmak açısından yeterli görülmüyor.  
 
Çünkü, bankacılara göre, bir kredi kartı portföyünün en önemli değeri, müşterisinin hem kâr hem de risk bakımından kalitesi. Böyle olunca da kredi kartı portföyünü kârlı hale getirmenin sırrı da doğru müşteriye ulaşmaktan geçiyor.  
 
Yapı ve Kredi Bankası Genel Müdür Yardımcısı Nazan Somer de kredi kartlarında kârlılığı artırmak için doğru müşteriye ulaşmanın şart olduğunu söylüyor. Somer’e göre, müşteriye ihtiyacı kadar kredi vermek ve sonrasında da müşteri bağlılığını sağlamak, kârlılıkta oldukça etkili faktörler arasında yer alıyor.  
 
Akbank’tan Mine Könüman ise, kârlılığı artırmak için farklı müşteri gruplarının farklı ihtiyaçlarına uygun kampanyalar, avantajlar, ürünler düzenlemek gerektiğini ifade ediyor. Könüman, “Kişiye özel uygulamaların artırılması, yapılan her türlü çalışmanın daha verimli sonuçlanmasını sağlayacak. Ayrıca, teknolojiden de azami ölçüde yararlanmak yoluyla maliyetlerin düşürülmesi mümkün” diye konuşuyor.  
 
KREDİ KARTININ MALİYET ANALİZİ  
 
Nazan Somer / Yapı Ve Kredi Bankası Genel Müdür Yardımcısı  
 
Yapı ve Kredi Bankası Genel Müdür Yardımcısı Nazan Somer, kredi kartlarının maliyet kalemleri hakkında şu bilgileri veriyor:  
 
Fonlama Maliyeti  
 
Kredilendirilen veya kredilendirilmeyen tüm bakiye üzerinden fonlama maliyeti söz konusudur. Ödemelerini kredilendirmeyen, yani harcamalarını yaptığı ay dönem borcunun tamamını ödeyen bir müşteri bile işlemlerinin bedellerini ortalama olarak bir aya yakın bir süre sonra bankaya öder. Dolayısıyla, bankanın bedelleri ilgili üye işyerlerine ödemesinden kaynaklanan fonlama maliyeti söz konusudur.    
 
Bunun dışında tabii ki bakiyesinin tamamını ödemeyerek kredilendiren veya kredi kartıyla nakit çeken müşterilerin de bakiyesi, kredilendirme süresince banka tarafından fonlanmaktadır.  
 
Bağlılık Programı Maliyetleri  
 
Ülkemizde puan sistemleri çok yaygındır ve hemen hemen tüm kredi kartı programları tarafından müşterilere sunulmaktadır. Oranları bankadan bankaya değişmekle birlikte genelde kartla yapılan alışverişlerin yüzde 0,5’i ile 1’i civarındaki pay müşteriye puan/ödül olarak verilmektedir. Bu puanlar üye işyerlerinde, kataloglarda veya seyahat programlarında ödül kazanmak için kullanılmaktadır.  
 
Genel İşletme Giderleri  
 
Kredi kartı işinin tümü için genel işletme giderleri söz konusudur. Örneğin insan kaynağı, teknoloji geliştirme, operasyon, müşteri hizmetleri, kredi tahsis, tahsilat aktiviteleri, pazarlama, satış ve reklam giderleri gibi.  
 
Alacaklar İçin Ayrılan Provizyon  
 
Kredi kartları kredilendirme imkanı sunduğundan, tüm kredi ürünleri gibi tahsil edilememe riski taşımaktadır. Tahsil edilemeyen alacaklar kredi kartları portföylerinin de maliyetleri arasındadır.  
 
“KART SAYISI ARTMALI”  
 
Bülent Özer / Finansbank Genel Müdür Yardımcısı  
 
Sabit Maliyetler Yüksek  
 
Türkiye’de kredi kartlarının banka için kârlı bir ürün haline gelmesi için kullanımdaki kart sayısının yüksek adetlere ulaşması gerekiyor. Çünkü, sabit maliyetler yüksek. Aksi takdirde gelirlerin yapılan sadakat programlarını, marka yatırımlarını, medya harcamalarını karşılaması mümkün değil.  
 
Uzun Vadede Kârlı  
 
Kredi kartları büyük müşteri portföyleriyle banka için önemli bir ürün haline geliyor. Böylelikle kredi kartı borcunu kredilendirmeyen veya kredilendiren bonus-mil puanlarını yoğun kullanan veya kullanmayan müşteriler büyük portföylerde birbirlerini dengeliyor. Türkiye’de iyi yönetilen kredi kartları uzun vadede kârlıdır.  
 
Kredilendirme Az  
 
Kredi kartı müşterilerinin çoğunluğu borcunu kredilendirmiyor. Yüzde 25-40 arasında değişen oranlarda müşteriler borçlarını kredilendirerek ödüyor. Bu tutarlar alacakların yüzde 40-60’ını oluşturuyor.  
 
Taksitlendirme İsteniyor  
 
Taksitlendirme genel olarak kart kullanıcılarının çok fazla talep ettikleri vazgeçilmez bir kart özelliğidir. İşyeri sayısı fazla olan kartlar müşterilere cazip geliyor ve müşterilerin sadık oldukları kartlar konumuna geliyor. CardFinans bini aşkın marka ve 20 bin alışveriş noktasında taksit, puan ve indirim özelliklerini müşterilerine sunuyor. Özellikle herhangi bir faiz ödemeden alışverişlerini farklı aylarda ödemek müşterilere cazip geliyor. Kartların taksitli alışveriş ciroları hızla artmaya devam ediyor.  
 
Hedef Daha Fazla Müşteri  
 
Banka olarak daha fazla müşteriye ulaşmaya, marka bağımlılığını artırmaya, müşteri segmenti olarak daha az riskli müşteri gruplarına kart vermeye çalışıyoruz. Kişilere belirlediğimiz limitlerin en uygun şekilde belirlenmesine ve en uygulanabilir sadakat programları geliştirmeye çalışıyoruz. Bütün bunların hem müşteri memnuniyetini hem de kârlılığı artıracağını düşünüyoruz. Çünkü, sadece kârlılığı artırıcı modellerin müşteri memnuniyetini düşünmeden işe yaramayacağına inanıyoruz.  
 
“KÂRLILIĞIN ARTMASI İÇİN PAZARI BÜYÜTMEK GEREKİYOR”  
 
Hülya Altay / İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı  
 
İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Hülya Altay, mayıs ayı itibariyle Türkiye kredi kartı pazarında 22 milyon civarında kredi kartı olduğunu söylüyor. Kârlılığı artırmak için pazarı daha da büyütmek gerektiğini belirten Hülya Altay, konuyla ilgili şunları söylüyor:  
 
“İstatistiklere göre, ülkemizde bir kişinin birden fazla kartı var. Dolayısıyla kullanıcı sayısının az kart sayısının fazla olduğu bir pazar söz konusu. Bu bağlamda pazarı büyütüp, farklı müşteri gruplarına ulaşılarak pazardan pay almak bankalar açısından giderek önem kazanıyor.  
 
Diğer taraftan, kredi kartı piyasasında bankalar arasında artan rekabet, müşteri odaklılık, hizmet kalitesi, ürün çeşitlemesi ve müşteri sadakati yaratılması gibi konuların giderek önem kazanmasına neden oluyor.  
 
İş Bankası olarak biz de, kartlı ödeme sisteminin gelişmesi ve genişlemesi için 2.6 milyonu aşan kredi kartı müşterilerimize ve 120 bini aşan üye iş yerlerimize en kaliteli hizmeti, en gelişmiş teknolojilerle destekli ve en uygun fiyatlarla sunmayı hedefliyoruz. Çalışmalarımıza her geçen gün yeni ürünler ve hizmetler ilave etmeye devam ediyoruz.”  
 

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz