Bankacılıkta ilk altı ayda net kârda yıllık yüzde 24,3 artış var. Bu oran, enflasyona ve döviz kurlarına göre reel bazda gerileme anlamına geliyor...
Elçin Cirik
Artan mevduat maliyetleri ve yavaşlayan kredi büyümesiyle oluşan faiz marjı baskısı, sektörde gelirlerin artışını sınırlandırdı. Üzerine bir de insan kaynağı, kira gibi kontrol edilemeyen maliyet artışları geldi. Yılın devamında trendi faizlerin seyri belirleyecek. Faiz indirimlerinin gerçekleşmesi durumunda 2024 sonunda bugünkünden daha yüksek kâr rakamları olası. Ancak 2025 için enflasyonun üstünde öz kaynak kârlılığı beklenmiyor.
Bankacılıkta işler zorlaşıyor. Bu yılın ilk yarısında sektörün net kârında yıllık bazda sadece yüzde 24,3 büyüme görüldü. 2022 ve 2023’te güçlü kâr artışlarına alışık olan bankacılıkta, BDDK’nin Haziran 2024 dönemi net kârı 314 milyar 28 milyon lira oldu. Parasal sıkılaşma tedbirleri ve uygulanan regülasyonlarla bu yılın ilk altı ayında kredilere olan talep azaldı ve sektörde kredi hacmi yüzde 19 artarak 13,8 trilyon TL’ye çıktı. Bu düşük büyüme ivmesi kâra da yansıdı. İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, sıkılaştırma adımlarından, düzenlemelerden sektörün en çok öz kaynak kârlılığı ve net faiz marjı açısından etkilendiğini belirtiyor. Aran, parasal sıkılaşmanın bir parçası olarak zorunlu karşılık oranlarının artırıldığını ve bu durumun net faiz marjını etkilemesinin doğal sonucu olarak bankaların kârlılığı üzerinde bir baskı oluşturduğunu söylüyor. Eylül ayı içinde görevini bırakmaya hazırlanan Garanti BBVA Genel Müdürü Recep Baştuğ da 2024’ün ilk yarısında Türkiye’nin ekonomi yönetiminin sergilediği stratejilerin etkisinin belirgin görülmeye başlandığını belirterek regülasyonların getirdiği sıkılaşma adımlarının bankacılığın kârlılığını baskılamaya devam ettiğini vurguluyor. İşte bu ortamda tüm banka yöneticileri, yılın ikinci yarısında kârı etkileyecek ana faktörleri belirlemek ve kontrol etmek için çalışıyor.
NEDEN BOZULDU?
Aslında kârlılığın düşük gelmesinde pek çok farklı etken rol oynuyor. EY Türkiye Finansal Hizmetler Sektör Lideri ve Şirket Ortağı Levent Atakan, ilk altı ayda talepte oluşan baskı, risk algısına bağlı seçici kredi politikaları ve insan kaynağı, BT, kira gibi alanlarda kontrol edilemeyen maliyet artışları nedeniyle kârlılığın enflasyon artışının gerisinde kaldığına dikkat çekiyor. Bu yılın ilk yarısında artan mevduat maliyetleri ve yavaşlayan kredi büyümesiyle faiz marjındaki baskı, gelirlerin artışını sınırlandırdı. İlk altı ayda toplam bankacılık gelirlerinde yüzde 34,8 artış göze çarpıyor. Maliyet tarafındaysa tablo öyle ki haziran ayında yıllık bazda enflasyon yüzde 71,6’yken sektörün bu dönemde operasyonel giderleri yüzde 81,4 yükseldi. Her dönemde kârlılığı etkileyen ana faktörler faiz, kur ve enflasyon oluyor. QNB Finansbank Genel Müdürü Ömür Tan, aylık bazda kredi büyümesi sınırları ve müşteri mevduatına dayalı regülasyonlar gibi faktörlerin de kârlılığı etkilediğine değiniyor. Tan, “Hem TL hem YP kredilerdeki büyüme sınırıyla kredi talebi dengelenip yavaşlarken TL vadeli mevduatın artan getirisiyle cazibesinin yükselmesi net faiz gelirlerindeki artışı sınırladı. Net faiz gelirleri görece daha az artarken faize bağlı oluşan kredi kartı ve POS gibi ödeme sistemleri komisyonları belirgin şekilde artış kaydederek kârlılığı destekledi” şeklinde konuşuyor. Bu yıl geçen yıla kıyasla mevduatın krediye dönüşme oranında düşüş gözlemlendiği, net faiz marjının da daraldığı bir dönemi geride bıraktığımızı açıklayan Aktif Bank Genel Müdürü Ayşegül Adaca, “Buna rağmen net faiz gelirlerinde enflasyonla paralel performans gerçekleştiğini gördük. Bankacılık komisyon ve hizmet gelirlerindeki artışa, ticari kâr kalemleri destek veremediği için net kârda ivme sınırlı kaldı” yorumunu yapıyor. BDDK verilerine göre de bu yılın ilk yarısında net faiz gelirleri yüzde 73 artarken faiz dışı gelirler yıllık bazda yüzde 113 büyüme gösterdi.
ÖNE ÇIKANLAR
Yılın ilk yarısında önceki yıllardan farklı olarak kârlılıkta banka bazında önemli ayrışmalar yaşandı. Örneğin Vakıfbank, DenizBank, TSKB ve Garanti BBVA gibi bankaların net kâr artışı daha yüksek oldu. Banka danışmanları, Hazine işlemlerinden oluşan ticari işlemleri (kambiyo, türev, sermaye piyasası işlemlerini) iyi yöneten bankaların net kârda öne çıktığına vurgu yapıyor. Bankalar arasında kârlılık farkının fazlalığında bu alan direkt etkili oldu. TOM Bank CEO Danışmanı Tunç Akyurt, bu bankaların özellikle Hazine departmanlarında proaktif ve iyi bir portföy yönetimi sergilediklerini ve çok ciddi oranlarda Hazine kârlılığı gerçekleştirdiklerini düşünüyor. Akyurt, “Maliyet tarafında da çok yüksek vadeli mevduat faizi vermeyerek maliyetlerini diğer bankalara göre biraz daha dengeli ve makul seviyede tutmuş olma ihtimalleri yüksek” diyor. Kamu bankalarındaki artıştaysa hem geçen yılın baz etkisi hem serbest karşılık tutarları hem de kredilerde halen ticari ve bireysel tarafta net faiz marjı yaratacak şekilde büyümeye devam etmeleri neden olarak gösteriliyor. Garanti BBVA özelinde banka TL kredi-mevduat makası yönetiminde diğer mevduat bankalarından daha olumlu ayrıştı. Bu sayede daha güçlü sonuçlar açıkladı. Garanti BBVA Genel Müdürü Recep Baştuğ bu ortamda nasıl farklılaştıklarını, “Krediye dayalı aktif büyümesi ve müşteri ilişkilerimizi derinleştirme odağımızı koruduk. Bilançoya kısa /orta vadede ciddi maliyet yükleyen irrasyonel maaş promosyonu rekabetinden ve bu yolla müşteri kazanımından uzak durduk. Operasyonel giderlerimizi kontrol altında yönettik” sözleriyle açıklıyor. İlk altı ayda solo net kârı yüzde 39 artırdıklarını aktaran TSKB Genel Müdürü Murat Bilgiç de uzun vadeli yatırım kredileri odağıyla ağırlıklı yabancı para cinsi bilanço yapıları sayesinde makro ihtiyati düzenlemelerin ve faiz artışlarının bilançolarında etkisinin sınırlı kaldığını söylüyor.
İKİNCİ YARIDA TABLO
Bankacılıkta artık en zorlu günlerin geride kaldığını düşünenlerin sayısı oldukça fazla. Yılın devamında en önemli faktör, enflasyon dolayısıyla MB faizlerinin seyri olacak. Beklenen faiz indirimlerinin gerçekleşmesi durumunda sektörde kredi-mevduat spreadlerinde düzelme görülebilir. Net faiz marjlarındaki bu toparlanmayla yıl sonu için daha yüksek kâr rakamları olası. İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, fiyat istikrarının sağlandığı, enflasyonun düşme eğilimine girdiği, aylık enflasyonda da fiyatlama davranışının değiştiğinin görülmesiyle kasımdan itibaren mevcut tablonun değişebileceğini ve bankacılığın tekrar kârlı hale gelebileceğini düşünüyor. Aran, “Zor bir dönemi geride bıraktığımızı ve artık bundan sonra bankacılıkta net faiz marjının iyileşeceği döneme gireceğimizi umut ediyorum” diyor. TSKB Genel Müdürü Murat Bilgiç, sektörün kârlılık açısından en zor dönemini ikinci çeyrekte geride bıraktığını düşünüyor ve aktif tarafındaki yeniden fiyatlamalarla marjlarda iyileşmenin üçüncü çeyrek itibarıyla başlayacağını öngörüyor. Tabii yılın devamında net ücret ve komisyon gelirlerinin temel bankacılık gelirlerini desteklemeye devam etmesi de bekleniyor. Ayrıca son dönemde çözülen kredi karşılıkları ve serbest karşılıklar da banka kârlarını destekliyor. Tunç Akyurt, banka hazineleri tarafından enflasyona endeksli yatırılmış menkul kıymetlerin halen kârlılığa pozitif etki yaptığına da dikkat çekiyor. Fibabanka Genel Müdürü Ömer Mert, bu yıl sonu için sektörde kâr büyümesinin yüzde 20-25 arasında olabileceğini tahmin ediyor. Mert, “Kârı, yılın ikinci yarısında yapılacak düzenlemeler belirleyecek. Yüzde 2 büyüme sınırları, bizim ölçekteki orta ve küçük bankaları çok etkiliyor. Enflasyon bu yıl sonunda yüzde 45-50 bandında olursa sektörün öz sermaye getirisinin yüzde 40 olacağını öngörüyorum” şeklinde konuşuyor. Aktif Bank Genel Müdürü Ayşegül Adaca, yıl sonu net kâr artışının ilk 6 aya yakın oranda gerçekleşmesini bekliyor. EY Türkiye Finansal Hizmetler Sektör Lideri Levent Atakan ise “Enflasyonun yıl sonunda yüzde 40-45 olacağını varsayarsak kârlılığın yüzde 25-35 aralığında, enflasyonun biraz gerisinde kalacağını öngörüyoruz” diyor.
2025’E YANSIMALARI
Düşük giden kâr oranlarının 2025 yılına nasıl yansımaları olacak? “Bankalar artık daha makul seviyede kârlılık elde edecek ama bu rakamların ve özkaynak kârlılığının enflasyonun altında kalması önemli soru işareti” diyen TOM Bank CEO Danışmanı Tunç Akyurt, 2025’le birlikte bankaların artık düşen enflasyon ortamına ayak uydurmak zorunda olduklarını, enflasyona endeksli yüksek getirili Hazine kârlılık döneminin bittiğini idrak etmeleri gerektiğinin altını çiziyor. Artık bankalar için müşteri bazında gerçek kâr etmeye çalışma dönemi başlayacak. “Her halükarda zaten enflasyonun altında bir kârlılık var” diyen Vakıf Katılım Genel Müdürü Mehmet Ali Akben, 2025’in en azından yaraların sarıldığı bir yıl olacağını düşünüyor. Akben, “Piyasada faizler arttıkça kârlılığın da arttığına dair bir şehir efsanesi var. Faizler arttıkça bankalar daha çok kâr etmiyor. Bankaların en çok kâr ettiği dönemler, finansal istikrarın olduğu, faizlerin çok yüksek olmadığı, böylece kredi talebinin arttığı dönemler oluyor. Gelecek yıl da ocak itibarıyla her şey birden düzelmeyecek, ancak olumlu bir seyir olacak” yorumunu yapıyor. Adını vermek istemeyen eski bir banka yöneticisi, kârlılıklarda enflasyon altında giden tablonun sermayedarların gelecekte iştahını kesebileceği görüşünde. Aslında pandemi döneminden başlayarak BDDK’nın bankalardan kâr payı dağıtmamaları yönünde görüş bildirmesine bankalar uydu ve sektörde özkaynak rakamı 2,5 trilyon TL’ye yaklaştı. Yani sektörün sermaye yeterliliğinde yakın dönem için sorun bulunmuyor. Ancak yeni sermaye artırımları ya da yeni girişler için ne kadar iştah olacağı noktasında şüpheler var. Aktif Bank Genel Müdürü Ayşegül Adaca’ya göre bu yıl politika faizinin planlanan şekilde geri çekilmesi sonucunda vade boşluğunun bankacılık net faiz gelirlerini beslemesi ve 2025’in ikinci yarısında reel net kâr artışı olarak gelir tablolarına yansıması mümkün. QNB Finansbank Genel Müdürü Ömür Tan, 2025’te de özkaynak kârlılığının enflasyonun altında kalabileceğini, ancak yeniden tek haneli enflasyon hedefinin gerçekleşmesiyle özkaynak kârlılığının 2026 yılında enflasyonun üzerinde gerçekleşebileceğini düşünüyor.
“NET FAİZ GELİRLERİNDE ARTIŞ BEKLİYORUM” ÖMÜR TAN / QNB FİNANSBANK GENEL MÜDÜRÜ AYRIŞMA NEREDE? 2024 Haziran sonu itibarıyla QNB Finansbank’ın net kârı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 25 artış kaydetti. Sektörde faiz marjının baskılandığı, giderlerin gelirden daha fazla arttığı bu dönemde özellikle net komisyon ve masraf gelirleri kalemindeki güçlü artışımız ve etkin bilanço yönetimimizle başarılı sonuçlara imza attık. Kredi büyümesinin regülasyonlar kaynaklı sınırlı kaldığı dönemde, bilanço ve kredi büyümesinde bankalar birbirinden çok fazla ayrışmasa da kârlılıkta ayrışma yaşandı. SENARYOLAR NASIL? Piyasa koşullarının ve regülasyonların yılın ikinci yarısında da benzer şekilde devam edeceğini varsayarak bir öngörüde bulunmak mümkün olabilir. Yıl sonuna kadar politika faizinin ve aylık bazda kredi büyümesi sınırının aynı kalacağı bir senaryoda nominal bazda kârlılık, yılın ilk yarısındaki gerçekleşmenin üzerinde seyredebilir. Özellikle yılın ilk çeyreğinde faiz marjı çok daralmıştı. Yılın ikinci yarısında net faiz gelirlerinin bir miktar artış kaydetmesini ve artan hacimlerle komisyon gelirlerinin ilk yarıyıla göre artmasını bekliyorum. Bu kapsamda yıl sonunda banka olarak özkaynak kârlılığımızın yüzde 36- 40 arasında gerçekleşebileceğini tahmin ediyorum. Son aylarda özellikle perakende tarafta risk göstergelerinde sınırlı da olsa bozulmalar görüyoruz. Kredi kalitesindeki potansiyel bozulmalar kârlılık üzerinde aşağı yönlü baskı oluşturabilir. ODAK NOKTALAR Kârlılıkta mevcut koşullar altında önem verdiğimiz 4 konu var. Öncelikle gelir kalemlerinin çeşitlendirilmesi, gider kalemlerininse verimli yönetilmesi gerekiyor, faiz dışı gelirlerin artırılmasına önem veriyoruz. İkincisi enflasyonun halen yüksek olduğu ortamda gider yönetimi hayati. Haziran ayında yıllık bazda enflasyon yüzde 71,6 olarak gerçekleşti, sektörün ilk 6 ayda operasyonel giderleriyse yüzde 81,4 artış gösterdi. Kârlılığı direkt etkileyen faktörlerden birisi de aktif ve kredi kalitesi; riskin doğru yönetilmesi önceliklerimizin arasında. Dördüncüsü müşteri kazanımına çok önem veriyoruz; uzaktan müşteri edinimi süreciyle müşteri kazanımının daha hızlı ve daha düşük maliyetli hale gelmesine yoğunlaştık. |
“YILIN DEVAMI DAHA İYİ OLACAK” ÇAĞLAR TOROS İNFO YATIRIM STRATEJİSTİ KAMUDA BAZ ETKİSİ Bu yılın ilk yarısında oluşan net kâr büyümesinde, özel bankalarda daralan faiz marjı ve net faiz gelirlerine karşılık ücret ve komisyon gelirleriyle al-sat getirilerinde yüksek artışlar etkili. Kamu bankalarındaysa baz etkisinin ve serbest karşılıklarda düşüşün kârı etkileyen faktörler olduğunu görüyoruz. Bankacılık tarafında politika faizinin yüzde 50’lere kadar yükselmesiyle bankaların fonlama maliyetleri yükseldi. Diğer yandan özellikle KKM’den çıkan kaynağın TL mevduatlara yönelmesiyle bankaların kredi mevduat spreadlerinde de baskı olduğunu gördük. Bankaların faiz giderleri artmasına rağmen, net ücret komisyon gelirleri ve alınan faiz/ücret/komisyon gelirlerindeki artış, giderleri dengeledi. POLİTİKALAR ÖNEMLİ Yılın ikinci yarısında kârlılıkta politikalar önemli olacak. Artan fonlama maliyetleri, faiz indirim döngüsüne girilirse geri gelebilir. Enflasyon tarafı da yakından takip edilmeli. TCMB’nin yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 38, piyasanınsa yüzde 40’lı seviyelerde. Yüksek enflasyonun geri çekilmesiyle bankaların TÜFEX’e endeksli borçlanma araçları kapsamındaki gelirleri geri gelebilir. Bankaların değerleme çarpanları ve özsermaye kârlılık beklentileri birbirlerine çok yakın olmakla birlikte al-sat getirilerindeki düşüşü telafi etme konusunda güçlü politikaları olan ve TÜFEX’e endeksli portföyü az olan bankalar kârlılıkta öne çıkabilir. 3. ve 4. çeyreklerde bankacılık tarafındaki kârlılıkların 2. çeyrekten daha iyi olacağını düşünüyoruz. |
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?