Finans sektörünün 2002 yılından bu yana yükselen büyüme grafiği, global krizin etkisiyle sekteye uğradı. Her ne kadar sektör, krizde sağlam durmayı başarsa da yüksek büyüme rakamları geride kaldı. ...
Finans sektörünün 2002 yılından bu yana yükselen büyüme grafiği, global krizin etkisiyle sekteye uğradı. Her ne kadar sektör, krizde sağlam durmayı başarsa da yüksek büyüme rakamları geride kaldı. Tüm dünyada, “krizden çıkış dönemi” olarak öngörülen önümüzdeki 3 yılda da geçmişteki yüksek rakamları görmek mümkün olmayacak. Ancak sektörün güçlü gelecek potansiyeli, büyümenin devam edeceğine işaret ediyor. Bankacılık hacim olarak bu büyümenin lokomotifi olurken bireysel emeklilik ve portföy yönetimi, ivmeyi yukarı taşıyacak alanların başında sayılıyor.
Türk finans sektörü, 2005 yılından 2008’in son çeyreğine kadar hızlı bir büyüme trendi sergiledi. Bu trend, global krizin baş gösterdiği 2008’in son çeyreğinden 2009’un ikinci yarısına kadar sekteye uğradı. Ancak, başta bankacılık olmak üzere finans kesiminin geneli, bu zor dönemde bile ayakta kalmayı başardı.
Önümüzdeki 3 yıl, tüm dünyada krizden çıkış dönemi olarak görülüyor. Türkiye için de tablo farklı değil. Türk finans sektöründe gelecek 3 yılda beklenen büyüme, geçtiğimiz 3 yıldaki kadar hızlı olmayacak.
2005’ten 2009 yılının kasım sonuna kadar yüzde 93 düzeyinde büyüme gösteren bankacılıkta, 2012’ye kadar yaklaşık yüzde 70 düzeyinde büyüme bekleniyor. Portföy yönetimi, geçtiğimiz 3 yılda olduğu gibi gelecek 3 yılda da yüzde 40 düzeyinde büyüme hedefliyor.
2005 sonunda 14 milyar TL aktif büyüklüğüne sahip olan sigorta, 2009 sonunda bu rakamı 31 milyar TL’ye taşıdı. 2012’ye kadar ise sektörün aktif toplamının 40 milyar TL’yi bulacağı öngörülüyor.
Faktoring sektörü gelecek 3 yılda yüzde 90’a yaklaşan büyüme hedefliyor. Bu hedefe göre 2005’te 5,3, 2009’a 10 milyar TL olan sektörün aktif büyüklüğünün, 2012 sonunda 18 milyar TL’yi bulması bekleniyor.
En Büyük Darbe Nereye?
Finans sektöründe krizden en çok darbe alan leasing oldu. Değişen KDV uygulamasının da etkisiyle sektörün aktif büyüklüğü, dolar bazında yüzde 50’ye yakın daralma gösterdi. Ancak leasing sektörü, bu yıldan başlayarak toparlanma öngörüyor. Düşük bazın da etkisiyle sektörün gelecek 3 yıl için koyduğu hedefte, yüzde 173’e yaklaşan büyüme var.
Tüketici finansmanı, 2009 sonu itibarıyla 4 milyar TL düzeyindeki aktifiyle finans sektörünün genelinden küçük bir pay alıyor. Ancak geçtiğimiz 3 yılda bu alanda da yüzde 70’e yaklaşan önemli bir büyüme yaşandı. Gelecek 3 yılda da büyümenin devam etmesi, sektörün toplam aktif büyüklüğünün 5,8 milyar TL’ye ulaşması bekleniyor.
Geçtiğimiz 1 yılda borsanın yukarı ivmesi sayesinde aracı kurumlar tarafında da önemli bir büyüme yaşandı. 2009 sonunda sektörün aktif toplamı 5,2 milyar TL’ye ulaştı. 2012’ye kadarsa bu rakamın, 6,3 milyar TL’yi bulması bekleniyor.
Finans kesiminin genelinde en büyük potansiyelin ise bireysel emeklilik tarafında olduğuna işaret ediliyor. Çünkü burada büyüklükler, kartopu gibi katlanarak artıyor. Sektörün 2005 yılında 1,2 milyar TL olan fon büyüklüğü, 2009 sonunda 9 milyar TL’ye ulaştı. Bu rakamın gelecek 3 yılda en az 2 katına çıkması öngörülüyor.
Bankaların Aktifi 1 Trilyonu Geçecek
Mevduat bankalarının 2005 yılı sonundaki aktif büyüklüğü 384 milyar TL civarındaydı. 2009 sonunda bu rakam 744 milyar TL’ye ulaştı. Garanti Bankası Genel Müdürü Ergun Özen, sektörün 2010’da yüzde 10-15 düzeyinde büyümesini bekliyor. Özen, “Sonraki yıllarda ekonomik büyüme performansına bağlı olarak daha hızlı bir büyüme olacak” diye konuşuyor.
Bankacıların tahmini, 2012 sonunda bankacılık aktifleri toplamının 1 trilyon 270 milyar TL düzeyine ulaşacağı yönünde. Bu 2009 Kasım sonuna göre yüzde 70,7 düzeyinde bir artış anlamına geliyor.
Ergun Özen, sektörün gelecek 3 yılına yönelik beklentilerini şöyle özetliyor:
“2010 yılından itibaren kredi hacminde tekrar büyüme temposu yakalanacağını, ancak bunun ilk etapta önceki yıllara kıyasla sınırlı olacağını tahmin ediyorum. Son 1 yıl içinde takipteki kredi hacminde bir artış yaşanmıştı. Son veriler artık bu artışın sonuna gelindiğini gösteriyor. Takipteki kredi oranı kademeli de olsa azalacak. Kârlılıklar da azalacak. Bu baskı rekabetin artmasına sebep olacak. Tüketici kredileri ve mortgage kredileri ön plana çıkacak. Proje finansmanı da dahil olmak üzere kurumsal ve ticari kredilerin de aktif yaratma anlamında bankalar için önemi artacak.”
Sigorta Bireyselde Büyüyecek
Yapı Kredi Sigorta Genel Müdürü Doç. Dr. Giray Velioğlu, sigorta sektörünün aktif toplamının, 2005 sonunda 14 milyar TL olduğunu söylüyor. 2009 sonunda bu hacmin 31 milyar TL’ye ulaştığına dikkat çekiyor ve ekliyor: “Önümüzdeki 3 yıllık dönemde aktif büyüklüğünün yüzde 35 artarak GSYH artış oranı üzerinde bir büyüme gerçekleştireceğini ve 2012 yılı sonunda 40 milyar TL civarına ulaşacağı tahmin ediyoruz.”
Sigorta sektörünün geleceğinin bireysel sigortalarda olduğu düşünülüyor. Axa Sigorta Genel Müdürü Cemal Ererdi, “finans sektörünün kredi verme kabiliyeti geliştikçe bireysel sigortalardaki büyüme hızlanacak” diyor. Ererdi önümüzdeki dönemde teknik kârlılığı geliştirmek yönünde atılan adımların da hız kazanacağına dikkat çekiyor ve ekliyor:
“Maliyetleri daha iyi kontrol etmek, prim üretimini artırmak gerekecek. Bunu yapamayanlar için ayakta kalmak zorlaşacak. Konsolidasyonlar olabilir.”
Sigortada önümüzdeki dönem ürün çeşitliliğinin artmasına paralel sigortalı sayısının da artacağı öngörülüyor. Giray Velioğlu, orta vadede özellikle ferdi kaza ve sorumluluk sigortaları potansiyelinin artış göstereceğini söylüyor ve ekliyor:
“Sağlık sigortalarının da sektördeki payı artacak. Ayrıca alternatif dağıtım kanalları yaygınlaşacak. Bu kapsamda banka sigortacılığı daha da ön plana çıkacak.”
BES’in Hedefinde 2 Kat Büyüme Var
2003 yılında 11 emeklilik şirketiyle kurulan bireysel emeklilik sektörünün toplam fon büyüklüğü, 2005 yılı sonunda 1 milyar 225 milyon TL’ye ulaştı. Son 4 yılda, sektöre giren ve ayrılan oyuncularla toplamda 13 şirkete ulaşan sektörde, fon büyüklüğü yıllık ortalamada yüzde 65 büyüdü. 2009 yıl sonunda 9 milyar TL’yi aştı.
Garanti Emeklilik Genel Müdürü Erhan Adalı, “Türkiye'de bireysel emeklilik sektörünün büyüklüğü, gelişmiş ülkelere oranla henüz istenilen seviyelerde değil. Bu nedenle sektörün büyük bir potansiyeli var” diyor.
Fon büyüklüğünün 2012 yılında, 2009 sonuna göre yüzde 100’ün üzerinde büyüyerek 18,5 milyar TL’ye ulaşması bekleniyor. Bu da gelecek 3 yılda, sektörün yıllık ortalama yüzde 27’lik bir büyüme göstereceği anlamına geliyor.
Adalı, önümüzdeki dönemde özellikle kriz nedeniyle askıya alınan kurumsal planlarda artış bekliyor. Vakıf ve sandıklardan gelen birikimlerin de sektörü genişleteceğine işaret ediyor.
Son 2 yılda sektöre 3 yeni oyuncu katıldı. Orta vadede yerli veya yabancı başka yeni şirketlerin de sektöre girmesi bekleniyor.
Leasing Kaybını Yerine Koyabilir mi?
Leasing sektörü krizden çok etkilendi. Ancak sektörde meydana gelen dramatik ölçekteki daralmanın önemli bir sebebi de KDV uygulaması oldu. Leasing ürününü kullananlara verilen KDV avantajı ortadan kalkınca, müşteri sayısı da ciddi biçimde düştü. Sektörün 2005’te 4,26 milyar dolar olan aktif büyüklüğü 2009’da 2,3 milyar dolara düştü. Hacim yarı yarıya daraldı.
Yapı Kredi Leasing Genel Müdürü Nurgün Eyüboğlu, 2010’da 3,5 milyar dolar hacim hedeflediklerini söylüyor. 2009’un 3’üncü çeyreğinden itibaren başlayan işlem adetleri ve hacimlerindeki artış trendinin devam edeceğine işaret eden Eyüboğlu, “Yeni dönem için en önemli belirleyici yeni yasa olacak” diye konuşuyor.
Leasing sektörü uzun zamandır bu yasayı bekliyor. Yasayla beraber hayata geçecek en önemli yeniliklerden biri operasyonel leasing olacak. Leasing şirketlerine hem yeni müşteri hem yeni hacim getirecek bu uygulama için tüm çalışmalar da hazır. Eyüboğlu operasyonel leasinge konu olan yatırımların geniş bir yelpazede olduğuna dikkat çekiyor ve ekliyor: “Türkiye'de yüzde 6'larda olan leasingin yatırım finansmanı içindeki payının Avrupa Birliği ve ABD'deki gibi yüzde 20-30'lara çıkması bekleniyor.”
Faktoringin Yeni Dönem
Faktoring sektörü 2009 yılını yaklaşık 25 milyar dolar hacimle bitirdi. Bu rakamın 2010 yılında 30 milyar dolara çıkması bekleniyor. Sektörün 2005 yılında 5,3 milyar TL, 2009 sonunda 10 milyar TL olan aktif büyüklüğünün ise 2012 sonuna kadar 12,5 milyar TL seviyesine ulaşması öngörülüyor.
TEB Factoring Genel Müdürü Çağatay Baydar, Türkiye’de faktoringin, BDDK’ya bağlandıktan sonra ivme kazandığına işaret ediyor. “Faktoring işlemleri daha geniş kitlelere ulaştı. Sektör bilançosundaki faktoring alacakları rakamı, 2006 yılından 2008 Eylül’e kadar yüzde 53 arttı” diye konuşuyor.
Son 4-5 yıllık süreçte faktoring müşterileri ağırlıklı olarak sanayi sektöründeki firmalardan oluşuyordu. Çağatay Baydar, son dönemde hizmet sektöründe faaliyet gösteren firmaların da faktoring hacimlerinin arttığına işaret ediyor. Bu trendin yeni dönemde de devam edeceğini söylüyor. Baydar, bu yıl ve sonrasında beklediği gelişimi ise şöyle özetliyor:
“2010 ile birlikte sağlık ve enerji sektörlerinin yıldızının parlayacağını düşünüyorum. Özellikle enerji sektöründe yapılan yatırımların hayata geçmesiyle faktoring sektöründe de bu sektöre yönelik ürünlerin geliştirilmesi ve uygulanması, sektör hacimlerini artırmada etkin olacak. İhracat faktoring ise vazgeçilmez bir ürün olmaya devam edecek.”
Finansmanda Şirket Sayısı Artacak
Türkiye’de tüketici finansmanı ile kredi kullanımı 2000’den bu yana gelişim gösteriyor. Geçtiğimiz 3 yılda sektördeki şirketlerin aktif büyüklükleri toplamı 2,4 milyar TL’den 4 milyar TL’ye ulaştı. Bu rakamın gelecek 3 yılda yüzde 30 büyüyerek 5,8 milyar TL’ye çıkması öngörülüyor.
Türkiye’de tüketici finansmanı ağırlıklı otomotiv pazarında hizmet veriyor. Dolayısıyla krizde otomotivde görülen büyük daralma, bu sektöre de negatif yansıdı. TEB Çetelem Genel Müdürü Nilüfer Günhan, pazarın Eylül 2008-Eylül 2009 arasında yüzde 11 daralma gösterdiğini söylüyor ve ekliyor:
“Adet olarak baktığımızda ise pazarın 76 bin adet ile bir önceki yıla oranla otomotiv kredilerinde yüzde 13 küçüldüğünü görüyoruz.”
Tüketici finansmanında yeni dönemin trendinin “captive” yaklaşımı olacağı söyleniyor.
Bu, otomotiv kredileri alanında, distribütör ve üretici firmaların kendi finansman şirketlerini kuracağı ya da banka/tüketici finansman şirketleri ile anlaşmalar yapacağı anlamına geliyor.
Nurgün Eyüboğlu, gelecek birkaç yılda sektördeki şirket sayısının da artacağına dikkat çekiyor ve beklentilerini şöyle özetliyor:
“Tüketici finansman şirketlerinin sayısı şu anda 8. Önümüzdeki dönemde bu sayı artış gösterebilir. Özellikle yabancı yatırım bekliyoruz. Bu sayede artacak rekabet, sektörün büyümesine de katkı sağlayacak.”
Ömer Aras/Finansbank
Gelecek 3 Yılda Bankacılığı Neler Bekliyor?
Banka Sayısı Azalacak
Konut kredilerinin payı göreceli olarak artacak, proje finansmanı gelişecek, risk bazlı fiyatlama ve etkili CRM teknikleri ile etkin pazarlama yöntemleri uygulanacak. Sektördeki en önemli trend, önümüzdeki dönemde göreceğimiz konsolidasyon. Önümüzdeki dönem Türkiye’de bankalar birleşme ve satın alma sonrası pazar payı kazanacak ve daha az sayıda banka göreceğiz. Başarılı ve kârlı bankalar sadece organik olarak değil, birleşme ve satın almalar ile büyüyecek.
Şube Sayısı 10 Bini Geçer
2009 sonu itibarıyla 8 bin 800 civarında olan şube sayısı, geçmiş trendler dikkate alındığında 2012’de 10 bin 200 seviyesine yükselecek. Bu büyüme diğer konularda oluşacak büyüme ile birlikte 30 bin 000 kadar yeni iş imkanı yaratacak. 2009 itibarıyla 173 bin olan toplam çalışan sayısı, 2012’de 200 bine çıkacak.
Çalışan Profili Değişecek
Tüm segmentlerde yeni ürünler sunulacak. Bankalardaki hizmet kalitesi artacak. Şu an için Avrupa’nın en önde gelen ekonomilerindeki bankalardan daha iyi hizmet veren bankalarımız var. Bu gelişim devam edecek. Bankacılık sektörü önümüzdeki dönemde de yeni mezunların tercih ettiği sektör olmaya devam edecek. Klasik ekonomi ve işletme eğitiminin yanı sıra istatistik, matematik, mühendislik gibi daha fazla kantitatif konularda eğitim görmüş gençler sektöre girecek.
3 Alana Dikkat
Türkiye’nin demografik yapısı ve artan kişi başı milli gelir ile bireysel emeklilik sektörü hızla büyüyen bir sektör olacak. Yatırım bankacılığı, halka arzlar ve özel sektör tahvil ihraçları ivme kazanacak. Global krizin etkileri ile küçülen ekonomi, doğal olarak banka bilançolarında sorunlu kredilerin artmasına yol açtı. Krizin etkileri ile oluşan bu sorunlu kredi stokları varlık yönetimi şirketlerinin hızlı ve kârlı büyümesini sağlayacak.
Gürman Tevfik / İş Portföy Genel Müdürü
Alternatif Araçlara İlgi Artıyor
2012 Projeksiyonu
2005 yılında aktif büyüklüğü 30 milyar TL olan portföy yönetimi sektörü, 2009 Kasım itibarıyla bir önceki yıla göre yüzde 34’ten fazla bir artış kaydederek 41 milyar TL’ye ulaştı. Sektörünün toplam büyüklüğünün 2012 yılında 65 milyar TL’ye ulaşması bekleniyor.
İlgi Artıyor
Sektör yıllık ortalama yüzde 8,3 oranında büyüme gösteriyor. Finansal piyasaların görece istikrarı, portföy yönetim ürünlerine olan ilgiyi artırıyor. Yatırımcıların getirilerini artırma amaçlı olarak daha riskli yatırım araçlarına yönelmeleri, profesyonel destek almalarını gerektirdiğinden önümüzdeki dönemde de yatırım fonları, emeklilik fonları ve özel portföy yönetimi ürünlerinin daha fazla tercih edilmesini bekliyoruz.
Potansiyel Büyük
2002 yılı başında sadece 14 adet portföy yönetimi şirketinden oluşan sektörde, 2009 yılı sonu itibarıyla toplam 23 adet şirket var. En yüksek pazar payları yüksek sermayeli bankaların iştiraki olduğu portföy yönetimi şirketlerine ait. Sektörün Türkiye’de GSMH’ya oranı yüzde 4-4,5 seviyelerinde. Gelişmiş ülkelerde sadece emeklilik fonlarının GSMH’ya oranı yüzde 60-65’ler seviyesinde. Bu gelişme potansiyelinden en yüksek pay alacak portföy yönetimi şirketleri, yatırımcılara yeni ürünler ve alternatif yatırım araçlarını sunabilenler olacak.
Meral Egemen/Avıvasa Ceo
Katılımcı Sayısı 3 Milyona Yaklaşacak
Hedeflenen Büyüme
Türkiye sigorta sektöründe önemli bir büyüme potansiyeli var. Düşen faiz oranları ve uzayan vadeler nedeniyle sektöre yönelik ilginin artacağını öngörüyorum. Yeni katılımcıların sisteme eklenmesi, katkı paylarının artması ve farklı ürün gamlarıyla sektör, 2010’da da yüzde 40–45 civarında büyür. 2012’de toplam fon büyüklüğünün 20 milyar, katılımcı sayısının ise 2,8 milyona yaklaşacağını tahmin ediyorum.
Potansiyel Ne Kadar?
Türkiye’nin geleceği için BES fon büyüklüğünün 100 milyarlarla ifade ediliyor olması gerekiyor. Bu büyüklüklere ulaşmak için kurumsal katılımların artması, Bakanlar Kurulu yetkisindeki vergi avantajının artırılması, kurum katkılı BES ödemelerinden alınan SSK prim ödemelerine netlik getirilmesi, yapıcı ve teşvik edici rekabet ortamının devamı gibi bir dizi karar gerekiyor. Ayrıca banka sigortacılığındaki gelişmeler ve alternatif dağıtım kanallarının gelişmesi de önümüzdeki dönem etkili olacak.
Yeni Şirketler Gelecek
Mevcut büyüme süreci devam ettiği sürece sektöre yabancı sermaye ilgisi de her geçen gün biraz daha artacak. Özellikle 2010 yılında sektöre, yabancı sermayeli birden fazla şirketin girmesini öngörüyoruz. Ancak yine de BES içerisinde anlamlı büyüklükler elde etmek için sektöre yeni girişler yeterli olmayacak. Bu nedenle önümüzdeki dönemde sektörün gündeminde birleşme ve satın almaların da yer alması beklenebilir. Sektör, uzun dönemde konsolidasyonlarla şekillenecek.
Hande D. Süzer
[email protected]
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?