CEO'nun ikna turu

15 Temmuz darbe girişiminin ardından yurtiçinde büyük bir kenetlenme yaşandı...

11.11.2016 16:17:150
Paylaş Tweet Paylaş
CEO'nun ikna turu
Yurtdışında ortakları, müşterileri, stratejik işbirlikleri olan pek çok şirket var. İşte bu şirketler 15 Temmuz darbe girişiminin ardından oluşan bilgi kirliliği ve güvensizlik ortamında güven inşa etmek için yeni bir ajanda yaratarak ortaklarını ikna turuna çıktılar. Orka Grubu yurtdışından çok sayıda müşterisini Türkiye’de ağırlayarak güven telkin etmeye çalıştı. Yıldız Holding’in darbe girişiminden tam bir hafta sonra global ortaklarıyla yaptığı toplantıyı Ali Ülker, Twitter hesabından “Global ortaklarımızla toplandık. Ekonomimize, işlerimize dair verdikleri olumlu mesajlarla yolumuza devam ediyoruz” sözleriyle duyurdu. Akfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın ise “‘Bir ülke halkı demokrasi ve istikrar talebi için daha fazla ne yapabilir ki...” cümlesiyle başlayan mektubunda iletişim halinde olduğu yabancı şirketlerin üst düzey yöneticilerinden oluşan 400 yabancı yatırımcıyı Türkiye’ye güvenmeye devam etmeleri çağrısında bulundu. Yine Akfen Holding bağlı ortaklıkları, iştirakleri ve yabancı ortaklarıyla birlikte uluslararası Financial Times gazetesinde bir hafta içinde ikişer kez ilanlar yayınlattı. Sabancı Holding ise Türkiye’nin Sabancı’sı imzasıyla hazırlanan ilanda “Türkiye’nin geleceğine olan inancımız, halkımızın demokrasiye olan bağlılığı sayesinde bir kez daha teyit edildi” mesajı verdi. Bu mesaj Financial Times, New York Times ve International New York Times gazetelerinde yayımlandı. Bu dev gruplar ortaklarıyla birlikte Türkiye’ye duydukları güveni tüm dünyaya haykırdı.
DÜNYAYA KRİTİK MESAJ
Yurtdışıyla bağlantısı olan pek çok şirket güven tesisi için “demokrasiye güven”in altını çizdi. Pegasus Hava Yolları Genel Müdürü Mehmet Nane, darbeye karşı tutumlarını hem yurtiçinde hem yurtdışındaki kamuoyuyla paylaşmak üzere filolarına yeni katılan Airbus A320NEO uçağına “Demokrasi” adını verdiklerini söylüyor. Nane, şöyle devam ediyor: “Bu isim, ülkemizin yaşadığı olağanüstü durum sonrasında demokrasiye olan inancımızı ifade etmeyi ve bu duruşumuzu tüm dünyaya mesaj olarak iletmeyi amaçlıyordu. 18 Temmuz’da A320Neo uçağımızın Almanya’da düzenlenen teslim töreninde, Airbus Başkanı ve CEO’su Fabrice Brégier ve motor üreticisi CFM’in CEO’su Jean-Paul Ebanga gibi sektörümüzün önde gelen yöneticilerinin olduğu bir gruba da ülkemize ve demokrasimize olan inancımızı yineledik.” GlobalTürk Capital CEO’su Barış Öney, mevcut yabancı ortaklarına ve yabancı ortak adaylarına 15 Temmuz ve sonrasında yaşananları anlattıklarını belirtiyor. Yönettiği yatırımlar 1 trilyon doların üzerinde olan özel sermaye fonlarının en büyük birliği olan Emerging Markets Private Equity Association (EMPEA) ile ilk andan itibaren görüştüklerini belirtiyor ve ekliyor: “Ayrıca şu an Türkiye’ye yatırım hazırlığı içinde olan büyük çok uluslu şirketlerin ve fonların CEO’ları ile uzun toplantı ve yemekler yaptık. Ancak süratle OHAL’in kalkması ve hayatın tam anlamıyla normale dönmesi çok önemli. Bu işin uzaması durumunda tedirginlikler artabilir. Şu anda ikna sürecimiz devam ediyor.” Messe Frankfurt Genel Müdürü Tayfun Yardım, ikna için tüm dünyadaki temaslarına güncel ve yoruma kapalı rakam ve kesin bilgi içeren açıklamalar yaptıklarını söylüyor.
YÜZ YÜZE BİLGİLENDİRDİLER
Darbe girişiminin ardından yurtdışındaki ortaklarına güven tesis etmek isteyen pek çok şirket yüz yüze bilgilendirme yapmayı tercih etti ve global ortaklarıyla bir araya geldiler. Yıldız Holding Perakende Grup Başkanı Mustafa Yaşar Serdengeçti, bu süreci şöyle anlatıyor: “Kellogg, Cargill, Nissin Foods, UNO, SCA ve Gumlink/Bagger- Sorensen Group şirketlerinin yöneticileriyle bir değerlendirme toplantısı yaptık. Yabancı ortaklarımızla güven tazeledik.” Doğtaş Mobilya Yönetim Kurulu Başkanı Davut Doğan, yurtdışındaki ortaklarından bazılarını yerlerinde ziyaret ederek, bazılarıyla ise Türkiye’de toplantı yaparak güven tesis etmeye çalıştıklarını söylüyor.3M Türkiye Genel Müdürü Mert Büyükyazgan da hem iç hem dış muhataplarıyla iletişim frekanslarını artırdıklarını belirtiyor ve ekliyor: “İlk günlerde yönetim kurulu olarak birkaç kez bir araya gelerek ve gelişmeleri yorumlayarak güven ortamını hızla oluşturduk.” Ermaksan Makine Genel Müdürü Ahmet Özkayan, güven tesis etmek için yurtdışındaki iş ortaklarını ziyaret ederek yüz yüze konuştuklarını ve iknada başarılı olduklarını belirtiyor. Bereket Döner CEO’su Nezif Emek, yurtdışı iş ortaklarıyla kurdukları iletişimle güveni tesis ettiklerini belirtiyor. Cevahir Holding Yönetim Kurulu Üyesi Eser Cevahir ise faaliyet gösterdikleri ülkelerin ekonomi ve ticaret odaları, diplomatik temsilcilikler ve devlet kurumlarıyla görüşerek güven tesis etmeye çalıştıklarını belirtiyor. Mars Logistics Yönetim Kurulu Başkanı Garip Sahillioğlu da yüz yüze görüşmelerle olayların iç yüzünü anlattıklarını ve iknada sorun yaşamadıklarını söylüyor.~MERKEZLE SIKI İLETİŞİM
Türkiye’deki yabancı sermayeli şirketler için de zor bir dönem. Onlar da şirketlerin genel merkezleriyle daha ilk geceden sıkı iletişim halindeydi. Arcelor Mittal Türkiye CEO’su Adnan Öztürk, özellikle yabancı şirketlerin Türkiye’deki CEO’larına bu tür kriz durumlarında büyük görev düştüğünü söylüyor. Öztürk, “Bilgi kirliliği, komplo teorileri ve Türkiye hakkında yapılan algı operasyonlarını önleyecek mantıklı ve kendine güvenli açıklamaları yapmak çok önemli. Herhangi bir soru işaretine sebebiyet vermemek, şirketlere hakim olduğunu gösterebilmek gerekiyor. Yurtdışındaki yetkililerin kendi görüşleri doğrultusunda kriz yönetim haritasını çıkarmalarına fırsat vermeden Türkiye şartlarına uygun ve yapıcı bir kriz yönetim senaryosunu baştan koymak çok önemli” diyor. Öztürk, bu süreçte yaptıklarını şöyle anlatıyor: “Merkeze Türkiye’de bir askeri darbe olabileceğini ancak tüm çalışanların ve tesislerin güvende olduğunu, gerekli önlemleri aldığımı ilettim. Pazartesi sabahı merkezin de onayını alarak kriz önlemleri listesi yayınladım. Hiçbir konuşmamda veya yazışmamda askeri darbe” tanımlamasını kullanmadım. Her türlü iletişim kanalını açık tutarak güven duygusunu sağlamlaştırmak da çok önemli.” TEB Genel Müdürü Ümit Leblebici, stratejik ortakları BNP Paribas’la olayların hemen ardından yaptıkları görüşmelerde ortaklarının Türkiye’ye olan inançlarını ve desteklerini ilettiğini belirtiyor. Herkese, Türkiye’nin gösterdiği olağanüstü mücadeleyi ve demokrasiye olan tutkusunu anlattıklarını ifade ediyor. Leblebici, “Önemli olan, sorunlar karşısında efektif aksiyonlar alınıp alınmadığı. Olumsuzlukların hızlı bir şekilde atlatılabilmesi için birlik ve beraberlik içinde çalışmak şart” diyor.
DIŞ BASINA İLAN ATAĞI
İş dünyası Türkiye’ye olan yabancı güvenini geri kazanmak için reklamları keşfetti. Akfen, Sabancı, Nef gibi pek çok şirket Financial Times, NewYork Times, USA Today gibi uluslararası medyaya Türkiye’de yaşananları anlatan ilanlar verdi. Nef İcra Kurulu Başkanı Erden Timur, buna nasıl karar verdiklerini şöyle anlatıyor: “15 Temmuz’dan sonra yurtdışında bir kamuoyu oluşturulduğunun farkına vardık. İnsanlar demokrasi için canlarını verirken, bu yurtdışında tam tersi anti-demokratik bir hareket gibi algılandı. Öncelikle tüm Avrupa’da yayınlanan Financial Times ile ABD’de yayınlanan New York Times ve USA Today’a ilan verdik. İlanda yaşananları, insanların gözünü kırpmadan sokağa inip canları pahasına tankların önünde durduğunu anlattık.” Bu dönemde özellikle yurtdışındaki tüm paydaşlarıyla görüşme sıklıklarını artırdıklarını belirten Timur, tüm iletişim kanallarını açık tuttuklarını söylüyor. Timur, “Fransız devriminde siz ne yaşadıysanız, 15 Temmuz’da biz bunun benzerini yaşadık” dediklerini de aktarıyor. Yabancılardan aldıkları geri dönüşleri ise şöyle açıklıyor: “Özellikle ABD’deki iş ortaklarımız ilk oluşturulan negatif kamuoyuyla pek çok şeyi yanlış yorumladılar. Bizim ilk saatlerde yaşadığımız hissiyat, onlarda birkaç gün sürdü. Bizi arayıp neler olup bittiğini soranlar oldu. Biz de ABD’ye bir ekip göndererek onları yerinde ziyaret ettik ve durumu anlattık. Onlardan aldığımız tepki ise ‘Yaşananların böyle olduğunu bilmiyorduk’ oldu. Net mesajlarımızın etkisiyle tüm ortaklarımızla işbirliklerimiz devam ediyor.”
BİLGİ AKIŞI ÖNEMLİYDİ
Pek çok şirket CEO’su olaydan hemen sonra yurtdışıyla iletişime geçti ve doğru bilgilendirmeyi sağladı. Kastamonu Entegre CEO’su Haluk Yıldız, darbe girişiminin münferit bir olay olduğunu ve Türkiye ekonomisinin istikrarı açısından herhangi bir risk unsuru bulunmadığını İngilizce bir mektupla tüm muhataplarına anlattıklarını belirtiyor. Novartis Ülke Başkanı Dr. Peter Catalino, global merkezlerinin durumla ilgili en az kendileri kadar endişelendiğini söylüyor ve şöyle anlatıyor: “Türkiye’ye olan güvenimiz darbe girişimiyle değişmedi. Novartis, Türkiye’deki yatırımlarını artırma konusunda her zaman pozitifti ve hala öyle. Bunu her fırsatta yurtdışındaki arkadaşlarıma, meslektaşlarıma anlatıyorum. Türkiye’de yaşayan bir yabancı olarak söylediklerimi dinliyor ve ikna oluyorlar.” Akzirve CEO’su İbrahim Maasfeh, yurtdışındaki dostlarının kendilerinden daha endişeli olduğunu gördüklerini ve bunun üzerine aldıkları aksiyonları şöyle ifade ediyor: “Tüm paydaşlara, özellikle Avrupa basınında yer alan Türkiye hakkındaki yanlış bilgilendirmelerden dolayı, doğru bilgi akışını sağlamaya çalıştık.” Escort Mobile Genel Müdürü Halil Öztürk, bu dönemde bağı koparmamak ve ilişkileri sürdürebilmenin önemine dikkat çekiyor ve “Yurtdışı kontaklarımızla gerekli görüşmeleri yaparak pozitif noktalara vurgu yapıyoruz” diyor. Yataş Grup CEO’su Nuri Öztaşkın, yabancı ortaklarına darbe girişiminin yarattığı belirsizliklerin ortadan kalkmasının ardından ekonomide güvenin sağlanmasıyla her şeyin eskisi gibi olacağı mesajını verdiklerini belirtiyor. ~YANITI ARANAN SORULAR
Peki, yurtdışındaki yabancılar en çok hangi soruları sordu? Polat Holding CEO’su ve Yönetim Kurulu Üyesi Baran Demir, bu dönemde yabancıların önce sağlık ve güvenlik durumlarını sorduklarını ardından işlerin olaydan sonraki gidişatı hakkında bilgi istediklerini belirtiyor. Demir, “Sağlık ve huzurumuzun yerinde olduğunu olayların sadece birkaç ilde olduğunu ve saatler sürdüğünü açıklayıp gerektiğinde fotoğraflarımızı gönderip durum hakkında bilgi verdik” diye anlatıyor. Ariş Yönetim Kurulu Başkanı Kerim Güzeliş, yurtdışındaki iş ortakları ve müşterileriyle sürekli iletişim halinde olarak süreci yönettiklerini aktarıyor. Güzeliş, en çok merak edilenleri şöyle açıklıyor: “Genellikle güvenlikle ilgili endişeli bir durum olup olmadığı gibi sorularla karşılaştık. Buna cevaben hiçbir sıkıntının olmadığını vurguladık. Yaşananlardan sonra normale süratle dönülmesi ve ekonominin istikrarlı bir şekilde devamı için tüm önlemlerin alındığını ve ülkemizde günlük hayatın devam etmekte olduğunu anlattık.” Daikin Türkiye CEO’su Hasan Önder, milletin ve devletin demokrasiye sahip çıkan kararlı duruşunun Japon hissedarlarını çok etkilediğini belirtiyor. Önder, “Bu süreçte duydukları tek endişe buradaki çalışanlarımızın sağlığı ve güvende olup olmadıkları yönünde oldu. Sadece prosedür gereği, mevcut durumla ilgili değerlendirmemizi bir rapor halinde sunduk” diye anlatıyor.
OHAL ENDİŞESİ VAR MI?
AE Arma-Elektropanç Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Kızılhan, darbe girişiminin ardından en çok OHAL’e ilişkin soru aldıklarını söylüyor. Kızılhan, yaptıkları açıklamayı şöyle anlatıyor: “Türkiye’nin güçlü bir ülke olduğunu, bu süreçten güçlenerek çıkacağını ve kısa vadede gelişmiş ülkeler ligindeki iddiasını sürdürmeye devam edeceğine duyduğumuz güveni aktarıyoruz.” Cathay Group Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mehmet Yılmaz, Dubaili ve Suudi Arabistanlı ortaklarının kısa vadeli de olsa çekince yaşadıklarını belirtiyor ve “Bundan sonra neler olacağını ve ekonomide istikrarın sağlanıp sağlanmayacağını merak ettiler” diyor. Ziylan CEO’su Burak Övünç, bilgilendirmeyi gece gündüz ve ilk ağızdan yaparak hiçbir müşterilerinin aklında soru işareti kalmaması konusunda önemli gayret gösterdiklerini söylüyor. Övünç, ikna etmek için izledikleri süreci şöyle anlatıyor: “Onlara hükümetimizin OHAL kararının ardından izleyeceği mali süreçlerin herhangi bir olumsuzluğa neden olmayacağını anlatmaya devam ediyoruz. Yabancı basın ne yazık ki çoğu zaman süreci objektif bir şekilde değerlendirmedi ve gerçeği yansıtamadı. İlk günlerde bizden duydukları açıklamalarla kendi yayın organlarında izledikleri ve okudukları haberlerin tutarlı olmaması nedeniyle olumsuz düşüncelere sahip oldular. Ancak iş dünyasının konuya yaklaşımı, gerek demeçler, gerek ilanlarla biraz daha rahatladılar. Ama asıl rahatlamanın Cumhurbaşkanımız ve hükümet yetkilileri tarafından yapılan açıklamalarla sağlandığını ifade edebiliriz.”
TELEFONLARI SUSMADI
Yaşanan darbe girişiminin ardından yurtdışındaki bazı yatırımcılarsa erken davranıp Türkiye’deki iş ortaklarını arayıp bilgi aldı. Bu şirketlerden biri de Aviva. Aviva- SA Emeklilik ve Hayat CEO’su Meral Eredenk Kurdaş, Aviva CEO’su Mark Wilson’un kendisini bizzat arayarak yaşanan olaylarla ilgili duyduğu üzüntüyü paylaştığını söylüyor. Kurdaş, “Hepimizin iyi olup olmadığını sordu ve en azından AvivaSA ailesinin sağlıklı olduğunu bildirdiğimde memnuniyetini belirtti. Tüm samimiyetiyle bundan sonra her şartta yanımızda olmaya daha da özen göstereceğini söyledi” diye anlatıyor. Danone Grup Türkiye Entegrasyonu Genel Müdürü Gamze Çuhadaroğlu’nun da ilk saatlerden itibaren telefonları susmadı. Çuhadaroğlu, “Türkiye gibi güçlü bir ülkenin bir girişimle karşı karşıya kalmasını anlamak yurtdışındaki ekipler için oldukça zor oldu” diyor. Çuhadaroğlu, güvenin nasıl tesis edildiğini şöyle açıklıyor: “Devlet ve toplumun el ele vererek darbenin önüne geçmesi yabancı çalışma arkadaşlarımız tarafından iyi karşılandı.” GE Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Canan Özsoy, Türkiye’nin içinde bulunduğu durumun yurtdışında net ve doğru bir şekilde anlaşılması için çalışmalar yürüttüklerini söylüyor. Özsoy, “Örneğin, GE’nin yönetim kurulu üyesi olduğu Amerikan Şirketleri Derneği (ABFT) altında da etkin iletişim çalışmaları gerçekleştirdik” diyor. Index Grup CEO’su Erol Bilecik, normal şartlarda yabancı ortaklarıyla 3 ayda bir toplantı yaptıklarına, telefonla durum değerlendirme görüşmelerininse ayda bir olduğuna dikkat çekiyor. Bilecik, bu dönemde yoğun bir telefon trafiği yaşadıklarını söylüyor ve “Neredeyse 2 günde bir bu görüşmeleri tekrarladık. Gelişmeleri ortaklarımıza sıcağı sıcağına aktardık” diyor.~HAMDİ AKIN / AKFEN HOLDİNG YÖNETİM KURULU BAŞKANI
AKIN’DAN YABANCI YATIRIMCILARA MEKTUP
BİR ÜLKE HALKI DAHA NE YAPABİLİR

“Bir ülke halkı demokrasi ve istikrar talebi için daha fazla ne yapabilir ki... Tehlike, halk ve tüm siyasi partilerimizin ittifakı ile bir daha geri gelmeyecek şekilde atlatıldı. Umuyorum ki terör eylemleri de bu olayla birlikte yok olacaktır. Ufak tefek arızi durumlar dışında, terörün biteceği, siyasi istikrarsızlığın hiç olmayacağı bir döneme girildiğini, Türkiye’de artık hızlı bir ekonomik çıkışın yaşanacağını görmek gerektiğini ifade etmek isterim.
GETİRİ YÜKSEK OLUR
Bugün yapılacak yatırımlar 2-3 yıllık bir periyod içinde beklenenin çok üzerinde bir getiri sağlayacaktır. Demokratik olarak seçimlerin sistematik bir şekilde yapıldığı Türkiye’de, AB iştahı da aynen devam ediyor. 80 milyonluk Türkiye, bu duraklama devrini bitirdi ve tüm altyapısıyla müthiş bir ralliye hazırlanıyor. Bu dev potansiyelin ekonomik pastasından mutlaka pay almak için girişimlerde bulunun. Kurumsal niteliklere haiz, yönetimleri başarılı iş sahipleri veya profesyonellerce yapılan ilgilendiğiniz sektördeki blue chip’leri bulup yatırımlarınızı yapmalısınız.
ALMA ZAMANI
Önümüzdeki 2-3 yıl içinde Türk ekonomisinde ciddi bir yükselişin başlayacağını, 7-10 yıllık getirilerinizin ise beklentilerinizin çok üzerinde olacağını umut ediyorum. Benim hislerim bunu söylüyor. Zira Türkiye’de fiyatların en alt seviyede olduğunu ve alım zamanının geldiğini düşünüyorum. Samimiyetle ifade etmek isterim ki “Bugün satmak değil, almak zamanıdır.” Türk iş adamları da sizlerden gelecek yeni sermayelerle yatırımlar yaparak yeni varlıklar üretmeye devam edecektir. Bu da Türkiye’nin büyümesini yeniden yüksek seviyelere taşıyacaktır.”

ÜMİT BOYNER / BOYNER GRUP YÖNETİM KURULU ÜYESİ
“SORULARI VE TEDİRGİNLİKLERİ VARDI”
YOĞUN TRAFİK

15 Temmuz sonrasında Boyner Grup olarak yabancı ortağımız, yurtdışı tedarikçilerimiz ve çalıştığımız yabancı banka ve finans kurumlarıyla yoğun bir toplantı ve telekonferans trafiğine girdik. Darbe girişimine, halkımızın, devletimizin ve sivil toplumun gösterdiği direncin Türkiye’nin huzuru, demokrasisi ve hukuk devleti için büyük bir kazanım olduğunu anlattık. Türkiye’nin bu zorlukları atlatacağını belirttik.
TEDİRGİNDİLER
Katar merkezli ortağımız Mayhoola for Investments zaten Türkiye’yi çok iyi tanıyor ve gelişmeleri yakından takip ediyor. Yaşananları aktarıp sektöre ve hedeflerimize olası etkilerini birlikte değerlendirdik. Yoğun çalıştığımız yurtdışı tedarikçi ve iş ortaklarımızla yabancı banka ve finans kuruluşlarının da olaylar ve etkileriyle ilgili soruları ve tedirginlikleri vardı.
RAHATLADILAR
Çalışma esaslarında, günlük iş akışlarında bir değişiklik olmadığını, OHAL ve alınan tedbirlerin günlük hayatı ve ticareti etkilemediğini, ayrıca daha önceden planladığımız yatırımlarımıza aynen devam ettiğimizi anlattığımızda rahatladılar. Uluslararası yönetim kurulu üyeliğini yaptığım dünyanın en büyük ticaret sigorta şirketi Euler Hermes için de bir bilgilendirme çalışması yaptık. Ayrıca Bilim Kurulu Eş Başkanlığı rolünü yürüttüğüm Institute Bosphore kanalıyla özellikle Fransa kamuoyu özelinde benzer çalışmalarımız oldu.

AGAH UĞUR / BORUSAN HOLDİNG CEO’SU
“TÜRKİYE’DE OLANLARI ANLAMAKTA ZORLANDILAR”
AKIL ALMAZ

Yaşananlar bize bile akıl almaz gelirken, bu kadar bilgi karmaşasının olduğu bir ortamda yurtdışındaki paydaşlarımız için doğal olarak Türkiye’de olanları anlamak zor oldu. Arcelor Mittal, Caterpillar, BMW, Salzgitter Mannesman, Manheim ve EnBW gibi yurtdışı iş ortaklarımızın CEO veya tepe yöneticilerini teker teker arayarak onlara olanları anlattım. Her şeyin kontrol altında olduğunu belirttim.
ENDİŞELERİ DİNLEDİM
Tüm yurtdışı iş ortaklarımızın CEO veya üst yöneticileriyle tek tek görüştüm. Varsa endişelerini dinledim. Sosyal ve ekonomik istikrarın kısa sürede düzeleceği konusunda güven ve umut aşıladım. Aynı şekilde yurtdışındaki 10 ülkede, 2 binin üzerinde çalışanımıza da Türkiye’de olanları izah ettik. Her şeyin kısa sürede normale döneceğini anlattık.
OLUMLU KARŞILANDI
Ülkemizin ekonomik potansiyelinin sürdüğünün ve yatırım yapılmaya değer bir ülke olmaya devam ettiğinin altını çiziyorum. Bizi sevindiren yabancı ortaklarımızdan ve dostlarımızdan olumlu karşılıklar almamız oldu. Hepsi Türkiye’nin geleceğine ve potansiyellerine olan inançlarını koruyorlar.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz