Yurtdışında ortakları, müşterileri,
stratejik işbirlikleri olan pek
çok şirket var. İşte bu şirketler
15 Temmuz darbe girişiminin
ardından oluşan bilgi kirliliği ve
güvensizlik ortamında güven inşa
etmek için yeni bir ajanda yaratarak ortaklarını
ikna turuna çıktılar.
Orka Grubu yurtdışından çok sayıda müşterisini
Türkiye’de ağırlayarak güven telkin etmeye
çalıştı. Yıldız Holding’in darbe girişiminden
tam bir hafta sonra global ortaklarıyla yaptığı
toplantıyı Ali Ülker, Twitter hesabından “Global
ortaklarımızla toplandık. Ekonomimize, işlerimize
dair verdikleri olumlu mesajlarla yolumuza
devam ediyoruz” sözleriyle duyurdu.
Akfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı
Hamdi Akın ise “‘Bir ülke halkı demokrasi
ve istikrar talebi için daha fazla ne yapabilir
ki...” cümlesiyle başlayan mektubunda iletişim
halinde olduğu yabancı şirketlerin üst düzey yöneticilerinden oluşan 400 yabancı yatırımcıyı
Türkiye’ye güvenmeye devam etmeleri çağrısında
bulundu.
Yine Akfen Holding bağlı ortaklıkları, iştirakleri
ve yabancı ortaklarıyla birlikte uluslararası
Financial Times gazetesinde bir hafta içinde
ikişer kez ilanlar yayınlattı. Sabancı Holding ise
Türkiye’nin Sabancı’sı imzasıyla hazırlanan ilanda
“Türkiye’nin geleceğine olan inancımız, halkımızın
demokrasiye olan bağlılığı sayesinde bir kez
daha teyit edildi” mesajı verdi. Bu mesaj Financial
Times, New York Times ve International New
York Times gazetelerinde yayımlandı. Bu dev
gruplar ortaklarıyla birlikte Türkiye’ye duydukları
güveni tüm dünyaya haykırdı.
DÜNYAYA KRİTİK MESAJ
Yurtdışıyla bağlantısı olan pek çok şirket güven
tesisi için “demokrasiye güven”in altını çizdi. Pegasus
Hava Yolları Genel Müdürü Mehmet Nane,
darbeye karşı tutumlarını hem yurtiçinde hem yurtdışındaki kamuoyuyla paylaşmak üzere filolarına
yeni katılan Airbus A320NEO uçağına “Demokrasi” adını
verdiklerini söylüyor. Nane, şöyle devam ediyor:
“Bu isim, ülkemizin yaşadığı olağanüstü durum
sonrasında demokrasiye olan inancımızı ifade etmeyi
ve bu duruşumuzu tüm dünyaya mesaj olarak iletmeyi
amaçlıyordu. 18 Temmuz’da A320Neo uçağımızın
Almanya’da düzenlenen teslim töreninde, Airbus
Başkanı ve CEO’su Fabrice Brégier ve motor üreticisi
CFM’in CEO’su Jean-Paul Ebanga gibi sektörümüzün
önde gelen yöneticilerinin olduğu bir gruba da ülkemize
ve demokrasimize olan inancımızı yineledik.”
GlobalTürk Capital CEO’su Barış Öney, mevcut
yabancı ortaklarına ve yabancı ortak adaylarına 15
Temmuz ve sonrasında
yaşananları anlattıklarını
belirtiyor. Yönettiği
yatırımlar 1 trilyon
doların üzerinde olan
özel sermaye fonlarının
en büyük birliği olan
Emerging Markets Private
Equity Association
(EMPEA) ile ilk andan
itibaren görüştüklerini
belirtiyor ve ekliyor:
“Ayrıca şu an Türkiye’ye
yatırım hazırlığı içinde
olan büyük çok uluslu
şirketlerin ve fonların
CEO’ları ile uzun toplantı ve yemekler yaptık. Ancak
süratle OHAL’in kalkması ve hayatın tam anlamıyla
normale dönmesi çok önemli. Bu işin uzaması durumunda
tedirginlikler artabilir. Şu anda ikna sürecimiz
devam ediyor.”
Messe Frankfurt Genel Müdürü Tayfun Yardım,
ikna için tüm dünyadaki temaslarına güncel ve yoruma
kapalı rakam ve kesin bilgi içeren açıklamalar yaptıklarını
söylüyor.
YÜZ YÜZE BİLGİLENDİRDİLER
Darbe girişiminin ardından yurtdışındaki ortaklarına
güven tesis etmek isteyen pek çok şirket yüz yüze bilgilendirme
yapmayı tercih etti ve global ortaklarıyla bir
araya geldiler.
Yıldız Holding Perakende Grup Başkanı Mustafa
Yaşar Serdengeçti, bu süreci şöyle anlatıyor: “Kellogg,
Cargill, Nissin Foods, UNO, SCA ve Gumlink/Bagger-
Sorensen Group şirketlerinin yöneticileriyle bir değerlendirme
toplantısı yaptık. Yabancı ortaklarımızla güven
tazeledik.”
Doğtaş Mobilya Yönetim Kurulu Başkanı Davut Doğan,
yurtdışındaki ortaklarından bazılarını yerlerinde
ziyaret ederek, bazılarıyla ise Türkiye’de toplantı yaparak
güven tesis etmeye çalıştıklarını söylüyor.3M Türkiye Genel Müdürü Mert Büyükyazgan da
hem iç hem dış muhataplarıyla iletişim frekanslarını
artırdıklarını belirtiyor ve ekliyor: “İlk günlerde yönetim
kurulu olarak birkaç kez bir araya gelerek ve gelişmeleri
yorumlayarak güven ortamını hızla oluşturduk.”
Ermaksan Makine Genel Müdürü Ahmet Özkayan,
güven tesis etmek için yurtdışındaki iş ortaklarını ziyaret
ederek yüz yüze konuştuklarını ve iknada başarılı
olduklarını belirtiyor.
Bereket Döner CEO’su Nezif Emek, yurtdışı iş ortaklarıyla
kurdukları iletişimle güveni tesis ettiklerini
belirtiyor.
Cevahir Holding Yönetim Kurulu Üyesi Eser Cevahir
ise faaliyet gösterdikleri ülkelerin ekonomi ve ticaret
odaları, diplomatik temsilcilikler ve devlet kurumlarıyla görüşerek güven tesis etmeye çalıştıklarını belirtiyor.
Mars Logistics Yönetim Kurulu Başkanı Garip Sahillioğlu
da yüz yüze görüşmelerle olayların iç yüzünü
anlattıklarını ve iknada sorun yaşamadıklarını söylüyor.~MERKEZLE SIKI İLETİŞİM
Türkiye’deki yabancı sermayeli şirketler için de zor bir
dönem. Onlar da şirketlerin genel merkezleriyle daha ilk
geceden sıkı iletişim halindeydi. Arcelor Mittal Türkiye
CEO’su Adnan Öztürk, özellikle yabancı şirketlerin Türkiye’deki
CEO’larına bu tür kriz durumlarında büyük görev
düştüğünü söylüyor. Öztürk, “Bilgi kirliliği, komplo
teorileri ve Türkiye hakkında yapılan algı operasyonlarını
önleyecek mantıklı ve kendine güvenli açıklamaları
yapmak çok önemli. Herhangi bir soru işaretine sebebiyet
vermemek, şirketlere hakim olduğunu gösterebilmek
gerekiyor. Yurtdışındaki yetkililerin kendi görüşleri
doğrultusunda kriz yönetim haritasını çıkarmalarına fırsat
vermeden Türkiye şartlarına uygun ve yapıcı bir kriz
yönetim senaryosunu baştan koymak çok önemli” diyor.
Öztürk, bu süreçte yaptıklarını şöyle anlatıyor:
“Merkeze Türkiye’de bir askeri darbe olabileceğini
ancak tüm çalışanların ve tesislerin güvende olduğunu,
gerekli önlemleri aldığımı ilettim. Pazartesi sabahı
merkezin de onayını alarak kriz önlemleri listesi yayınladım.
Hiçbir konuşmamda veya yazışmamda askeri
darbe” tanımlamasını kullanmadım. Her türlü iletişim
kanalını açık tutarak güven duygusunu sağlamlaştırmak
da çok önemli.”
TEB Genel Müdürü Ümit Leblebici, stratejik ortakları
BNP Paribas’la olayların hemen ardından yaptıkları
görüşmelerde ortaklarının Türkiye’ye olan inançlarını
ve desteklerini ilettiğini belirtiyor. Herkese, Türkiye’nin
gösterdiği olağanüstü mücadeleyi ve demokrasiye olan
tutkusunu anlattıklarını ifade ediyor. Leblebici, “Önemli
olan, sorunlar karşısında efektif aksiyonlar alınıp alınmadığı.
Olumsuzlukların hızlı bir şekilde atlatılabilmesi
için birlik ve beraberlik içinde çalışmak şart” diyor.
DIŞ BASINA İLAN ATAĞI
İş dünyası Türkiye’ye olan yabancı güvenini geri kazanmak
için reklamları keşfetti. Akfen, Sabancı, Nef
gibi pek çok şirket Financial Times, NewYork Times,
USA Today gibi uluslararası medyaya Türkiye’de yaşananları
anlatan ilanlar verdi.
Nef İcra Kurulu Başkanı Erden Timur, buna nasıl
karar verdiklerini şöyle anlatıyor: “15 Temmuz’dan
sonra yurtdışında bir kamuoyu oluşturulduğunun farkına
vardık. İnsanlar demokrasi için canlarını verirken,
bu yurtdışında tam tersi anti-demokratik bir hareket
gibi algılandı. Öncelikle tüm Avrupa’da yayınlanan Financial
Times ile ABD’de yayınlanan New York Times
ve USA Today’a ilan verdik. İlanda yaşananları, insanların
gözünü kırpmadan sokağa inip canları pahasına
tankların önünde durduğunu anlattık.” Bu dönemde özellikle yurtdışındaki tüm paydaşlarıyla
görüşme sıklıklarını artırdıklarını belirten Timur,
tüm iletişim kanallarını açık tuttuklarını söylüyor.
Timur, “Fransız devriminde siz ne yaşadıysanız, 15
Temmuz’da biz bunun benzerini yaşadık” dediklerini
de aktarıyor. Yabancılardan aldıkları geri dönüşleri ise
şöyle açıklıyor: “Özellikle ABD’deki iş ortaklarımız ilk
oluşturulan negatif kamuoyuyla pek çok şeyi yanlış
yorumladılar. Bizim ilk saatlerde yaşadığımız hissiyat,
onlarda birkaç gün sürdü. Bizi arayıp neler olup bittiğini
soranlar oldu. Biz de ABD’ye bir ekip göndererek
onları yerinde ziyaret ettik ve durumu anlattık. Onlardan
aldığımız tepki ise ‘Yaşananların böyle olduğunu bilmiyorduk’ oldu. Net mesajlarımızın etkisiyle tüm ortaklarımızla
işbirliklerimiz devam ediyor.”
BİLGİ AKIŞI ÖNEMLİYDİ
Pek çok şirket CEO’su olaydan hemen sonra yurtdışıyla
iletişime geçti ve doğru bilgilendirmeyi sağladı. Kastamonu
Entegre CEO’su Haluk Yıldız, darbe girişiminin
münferit bir olay olduğunu ve Türkiye ekonomisinin
istikrarı açısından herhangi bir risk unsuru bulunmadığını
İngilizce bir mektupla tüm muhataplarına anlattıklarını
belirtiyor.
Novartis Ülke Başkanı Dr. Peter Catalino, global
merkezlerinin durumla ilgili en az kendileri kadar endişelendiğini
söylüyor ve şöyle anlatıyor: “Türkiye’ye
olan güvenimiz darbe
girişimiyle değişmedi.
Novartis, Türkiye’deki
yatırımlarını artırma konusunda
her zaman pozitifti
ve hala öyle. Bunu
her fırsatta yurtdışındaki
arkadaşlarıma, meslektaşlarıma
anlatıyorum.
Türkiye’de yaşayan bir
yabancı olarak söylediklerimi
dinliyor ve ikna
oluyorlar.”
Akzirve CEO’su İbrahim Maasfeh, yurtdışındaki
dostlarının kendilerinden daha endişeli olduğunu gördüklerini
ve bunun üzerine aldıkları aksiyonları şöyle
ifade ediyor: “Tüm paydaşlara, özellikle Avrupa basınında
yer alan Türkiye hakkındaki yanlış bilgilendirmelerden
dolayı, doğru bilgi akışını sağlamaya çalıştık.”
Escort Mobile Genel Müdürü Halil Öztürk, bu dönemde
bağı koparmamak ve ilişkileri sürdürebilmenin
önemine dikkat çekiyor ve “Yurtdışı kontaklarımızla
gerekli görüşmeleri yaparak pozitif noktalara vurgu
yapıyoruz” diyor.
Yataş Grup CEO’su Nuri Öztaşkın, yabancı ortaklarına
darbe girişiminin yarattığı belirsizliklerin ortadan
kalkmasının ardından ekonomide güvenin sağlanmasıyla
her şeyin eskisi gibi olacağı mesajını verdiklerini
belirtiyor. ~YANITI ARANAN SORULAR
Peki, yurtdışındaki yabancılar en çok hangi soruları sordu? Polat Holding CEO’su ve Yönetim Kurulu Üyesi Baran Demir, bu dönemde yabancıların önce sağlık ve güvenlik durumlarını sorduklarını ardından işlerin olaydan sonraki gidişatı hakkında bilgi istediklerini belirtiyor. Demir, “Sağlık ve huzurumuzun yerinde olduğunu olayların sadece birkaç ilde olduğunu ve saatler sürdüğünü açıklayıp gerektiğinde fotoğraflarımızı gönderip durum hakkında bilgi verdik” diye anlatıyor. Ariş Yönetim Kurulu Başkanı Kerim Güzeliş, yurtdışındaki iş ortakları ve müşterileriyle sürekli iletişim
halinde olarak süreci yönettiklerini aktarıyor. Güzeliş,
en çok merak edilenleri şöyle açıklıyor: “Genellikle
güvenlikle ilgili endişeli bir durum olup olmadığı gibi
sorularla karşılaştık. Buna cevaben hiçbir sıkıntının
olmadığını vurguladık. Yaşananlardan sonra normale süratle dönülmesi ve ekonominin istikrarlı bir şekilde
devamı için tüm önlemlerin alındığını ve ülkemizde
günlük hayatın devam etmekte olduğunu anlattık.”
Daikin Türkiye CEO’su Hasan Önder, milletin ve
devletin demokrasiye sahip çıkan kararlı duruşunun Japon
hissedarlarını çok etkilediğini belirtiyor. Önder, “Bu
süreçte duydukları tek endişe buradaki çalışanlarımızın
sağlığı ve güvende olup olmadıkları yönünde oldu. Sadece
prosedür gereği, mevcut durumla ilgili değerlendirmemizi
bir rapor halinde sunduk” diye anlatıyor.
OHAL ENDİŞESİ VAR MI?
AE Arma-Elektropanç Yönetim Kurulu Başkanı Kemal
Kızılhan, darbe girişiminin ardından en çok OHAL’e
ilişkin soru aldıklarını söylüyor. Kızılhan, yaptıkları
açıklamayı şöyle anlatıyor:
“Türkiye’nin güçlü bir ülke olduğunu, bu süreçten
güçlenerek çıkacağını ve kısa vadede gelişmiş ülkeler
ligindeki iddiasını sürdürmeye devam edeceğine duyduğumuz
güveni aktarıyoruz.”
Cathay Group Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı
Mehmet Yılmaz, Dubaili ve Suudi Arabistanlı ortaklarının
kısa vadeli de olsa çekince yaşadıklarını belirtiyor
ve “Bundan sonra neler olacağını ve ekonomide istikrarın
sağlanıp sağlanmayacağını merak ettiler” diyor.
Ziylan CEO’su Burak Övünç, bilgilendirmeyi gece
gündüz ve ilk ağızdan yaparak hiçbir müşterilerinin aklında
soru işareti kalmaması konusunda önemli gayret
gösterdiklerini söylüyor. Övünç, ikna etmek için izledikleri
süreci şöyle anlatıyor: “Onlara hükümetimizin
OHAL kararının ardından izleyeceği mali süreçlerin
herhangi bir olumsuzluğa neden olmayacağını anlatmaya
devam ediyoruz. Yabancı basın ne yazık ki çoğu
zaman süreci objektif bir şekilde değerlendirmedi ve
gerçeği yansıtamadı. İlk günlerde bizden duydukları
açıklamalarla kendi yayın organlarında izledikleri ve
okudukları haberlerin tutarlı olmaması nedeniyle olumsuz
düşüncelere sahip oldular. Ancak iş dünyasının konuya
yaklaşımı, gerek demeçler, gerek ilanlarla biraz
daha rahatladılar. Ama asıl rahatlamanın Cumhurbaşkanımız
ve hükümet yetkilileri tarafından yapılan açıklamalarla
sağlandığını ifade edebiliriz.”
TELEFONLARI SUSMADI
Yaşanan darbe girişiminin ardından yurtdışındaki bazı
yatırımcılarsa erken davranıp Türkiye’deki iş ortaklarını
arayıp bilgi aldı. Bu şirketlerden biri de Aviva. Aviva-
SA Emeklilik ve Hayat CEO’su Meral Eredenk Kurdaş,
Aviva CEO’su Mark Wilson’un kendisini bizzat arayarak
yaşanan olaylarla ilgili duyduğu üzüntüyü paylaştığını
söylüyor. Kurdaş, “Hepimizin iyi olup olmadığını sordu
ve en azından AvivaSA ailesinin sağlıklı olduğunu bildirdiğimde
memnuniyetini belirtti. Tüm samimiyetiyle
bundan sonra her şartta yanımızda olmaya daha da
özen göstereceğini söyledi” diye anlatıyor.
Danone Grup Türkiye Entegrasyonu Genel Müdürü
Gamze Çuhadaroğlu’nun da ilk saatlerden itibaren telefonları
susmadı. Çuhadaroğlu, “Türkiye gibi güçlü bir
ülkenin bir girişimle karşı karşıya kalmasını anlamak
yurtdışındaki ekipler için oldukça zor oldu” diyor. Çuhadaroğlu,
güvenin nasıl tesis edildiğini şöyle açıklıyor:
“Devlet ve toplumun el ele vererek darbenin önüne
geçmesi yabancı çalışma arkadaşlarımız tarafından iyi
karşılandı.”
GE Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel
Müdürü Canan Özsoy, Türkiye’nin içinde bulunduğu
durumun yurtdışında net ve doğru bir şekilde anlaşılması
için çalışmalar yürüttüklerini söylüyor. Özsoy,
“Örneğin, GE’nin yönetim kurulu üyesi olduğu Amerikan
Şirketleri Derneği (ABFT) altında da etkin iletişim
çalışmaları gerçekleştirdik” diyor.
Index Grup CEO’su Erol Bilecik, normal şartlarda
yabancı ortaklarıyla 3 ayda bir toplantı yaptıklarına,
telefonla durum değerlendirme görüşmelerininse ayda
bir olduğuna dikkat çekiyor. Bilecik, bu dönemde yoğun
bir telefon trafiği yaşadıklarını söylüyor ve “Neredeyse
2 günde bir bu görüşmeleri tekrarladık. Gelişmeleri
ortaklarımıza sıcağı sıcağına aktardık” diyor.~HAMDİ AKIN / AKFEN HOLDİNG YÖNETİM KURULU BAŞKANI
AKIN’DAN YABANCI YATIRIMCILARA MEKTUP
BİR ÜLKE HALKI DAHA NE YAPABİLİR
“Bir ülke halkı
demokrasi ve istikrar talebi için daha fazla ne yapabilir
ki... Tehlike, halk ve
tüm siyasi partilerimizin
ittifakı ile bir daha geri
gelmeyecek şekilde
atlatıldı. Umuyorum
ki terör eylemleri de
bu olayla birlikte yok
olacaktır. Ufak tefek
arızi durumlar dışında,
terörün biteceği,
siyasi istikrarsızlığın hiç
olmayacağı bir döneme
girildiğini, Türkiye’de artık
hızlı bir ekonomik çıkışın
yaşanacağını görmek
gerektiğini ifade etmek
isterim.
GETİRİ YÜKSEK OLUR
Bugün yapılacak yatırımlar
2-3 yıllık bir periyod içinde beklenenin çok üzerinde
bir getiri sağlayacaktır. Demokratik olarak seçimlerin
sistematik bir şekilde yapıldığı Türkiye’de, AB iştahı
da aynen devam ediyor. 80 milyonluk Türkiye, bu
duraklama devrini bitirdi ve tüm altyapısıyla müthiş
bir ralliye hazırlanıyor. Bu dev potansiyelin ekonomik
pastasından mutlaka pay almak için girişimlerde
bulunun. Kurumsal niteliklere haiz, yönetimleri başarılı
iş sahipleri veya profesyonellerce yapılan ilgilendiğiniz
sektördeki blue chip’leri bulup yatırımlarınızı
yapmalısınız.
ALMA ZAMANI
Önümüzdeki 2-3 yıl içinde Türk
ekonomisinde ciddi bir yükselişin başlayacağını, 7-10
yıllık getirilerinizin ise beklentilerinizin çok üzerinde
olacağını umut ediyorum. Benim hislerim bunu
söylüyor. Zira Türkiye’de fiyatların en alt seviyede
olduğunu ve alım zamanının geldiğini düşünüyorum.
Samimiyetle ifade etmek isterim ki “Bugün satmak
değil, almak zamanıdır.” Türk iş adamları da sizlerden
gelecek yeni sermayelerle yatırımlar yaparak yeni
varlıklar üretmeye devam edecektir. Bu da Türkiye’nin
büyümesini yeniden yüksek seviyelere taşıyacaktır.”
ÜMİT BOYNER / BOYNER GRUP YÖNETİM KURULU ÜYESİ
“SORULARI VE TEDİRGİNLİKLERİ VARDI”
YOĞUN TRAFİK
15 Temmuz sonrasında Boyner Grup
olarak yabancı ortağımız, yurtdışı tedarikçilerimiz ve
çalıştığımız yabancı banka ve finans kurumlarıyla
yoğun bir toplantı ve
telekonferans trafiğine
girdik. Darbe girişimine,
halkımızın, devletimizin ve
sivil toplumun gösterdiği
direncin Türkiye’nin
huzuru, demokrasisi ve
hukuk devleti için büyük
bir kazanım olduğunu
anlattık. Türkiye’nin bu
zorlukları atlatacağını
belirttik.
TEDİRGİNDİLER
Katar
merkezli ortağımız
Mayhoola for Investments
zaten Türkiye’yi çok iyi
tanıyor ve gelişmeleri yakından takip ediyor. Yaşananları
aktarıp sektöre ve hedeflerimize olası etkilerini birlikte
değerlendirdik. Yoğun çalıştığımız yurtdışı tedarikçi ve iş
ortaklarımızla yabancı banka ve finans kuruluşlarının da
olaylar ve etkileriyle ilgili soruları ve tedirginlikleri vardı.
RAHATLADILAR
Çalışma esaslarında, günlük iş
akışlarında bir değişiklik olmadığını, OHAL ve alınan
tedbirlerin günlük hayatı ve ticareti etkilemediğini, ayrıca
daha önceden planladığımız yatırımlarımıza aynen
devam ettiğimizi anlattığımızda rahatladılar. Uluslararası
yönetim kurulu üyeliğini yaptığım dünyanın en büyük
ticaret sigorta şirketi Euler Hermes için de bir bilgilendirme
çalışması yaptık. Ayrıca Bilim Kurulu Eş Başkanlığı rolünü
yürüttüğüm Institute Bosphore kanalıyla özellikle Fransa
kamuoyu özelinde benzer çalışmalarımız oldu.
AGAH UĞUR / BORUSAN HOLDİNG CEO’SU
“TÜRKİYE’DE OLANLARI
ANLAMAKTA ZORLANDILAR”
AKIL ALMAZ
Yaşananlar bize bile akıl almaz gelirken,
bu kadar bilgi karmaşasının olduğu bir ortamda
yurtdışındaki paydaşlarımız için doğal olarak Türkiye’de
olanları anlamak zor oldu. Arcelor Mittal, Caterpillar,
BMW, Salzgitter
Mannesman, Manheim
ve EnBW gibi yurtdışı iş
ortaklarımızın CEO veya
tepe yöneticilerini teker
teker arayarak onlara
olanları anlattım. Her şeyin
kontrol altında olduğunu
belirttim.
ENDİŞELERİ DİNLEDİM
Tüm yurtdışı iş
ortaklarımızın CEO veya
üst yöneticileriyle tek
tek görüştüm. Varsa
endişelerini dinledim.
Sosyal ve ekonomik
istikrarın kısa sürede
düzeleceği konusunda güven ve umut aşıladım.
Aynı şekilde yurtdışındaki 10 ülkede, 2 binin üzerinde
çalışanımıza da Türkiye’de olanları izah ettik. Her şeyin
kısa sürede normale döneceğini anlattık.
OLUMLU KARŞILANDI
Ülkemizin ekonomik
potansiyelinin sürdüğünün ve yatırım yapılmaya değer
bir ülke olmaya devam ettiğinin altını çiziyorum. Bizi
sevindiren yabancı ortaklarımızdan ve dostlarımızdan
olumlu karşılıklar almamız oldu. Hepsi Türkiye’nin
geleceğine ve potansiyellerine olan inançlarını
koruyorlar.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?