İş kazası tazminatı, kazayı geçiren kişiye işveren tarafından ödenmek durumunda olan maddi ödenektir.
İş kazası, çalışanların sıklıkla karşılaştığı problemlerden biri olarak çalışma hayatında yer almaktadır. İş kazası tazminatı, kazayı geçiren kişiye işveren tarafından ödenmek durumunda olan maddi ödenektir.
Türk Borçlar Kanunu tarafından düzenlenen maddi tazminat hakkı, iş kazası geçirerek fiziksel ya da psikolojik olarak hasar alan kişiye uygulanan bir prosedürdür.
Çalışanların iş güvenliğini sağlamak, işveren tarafından sağlanması gereken en temel işçi hakkıdır. Tüm güvenlik önlemleri kusursuz bir şekilde alınmış olsa dahi; dikkatsizlik, arıza, ihmal, gözden kaçırma gibi bazı sebepler nedeniyle iş kazaları meydana gelebilmektedir.
İş kazası geçiren kişinin yasal olarak en temel hakkı, işveren tarafından verilecek olan maddi tazminattır. İş kazası tazminatı; çalışma ortamında gerçekleşen ve işçinin çalışmasında engel oluşturacak bir durum oluşması durumunda, işveren tarafından çalışana verilen iş göremezlik ödeneğidir.
Maddi tazminat kapsamında işveren, kaza geçiren işçinin hastane masrafları da dahil olmak üzere, kaybettiği tüm iş gücünü maddi olarak karşılamakla yükümlüdür. Kaza geçiren işçinin hayatını kaybetmesi durumunda bu hak, çalışan kişinin yakınlarına işveren tarafından, destekten yoksun kalma tazminatı olarak ödenmektedir.
İş kazası tazminat ödeneği
Bir işletmede veya şirkette, yönetici tarafından çalışan alımı yapılmadan önce dikkate alınması gereken en önemli husus iş güvenliğini sağlamaktır. İş yerinde çalışacak olan işçilerin güvenliği ve sağlığa dair tüm ihtiyaçları işveren tarafından karşılanmaktadır. İşverenin; işçi sağlığını ve çalışma güvenliğini göz ardı ettiği durumlarda, işletme ve işletmecide dahil olmak üzere yöneticisi ile tüm işyeri ceza almaktadır.
İş kazaları, her türlü önlemin alınması ve tüm güvenlik şartlarının sağlanmasına rağmen gerçekleşebilen bir durumdur. Bu bazen işçinin yoğun mesaisinden kaynaklı dikkat dağınıklığından ya da işverenin dayattığı ağır iş yükünden kaynaklanabildiği gibi, ilk etapta alınan önlemlerin daha sonrasında takip edilmemesinden kaynaklı gerçekleşebilmektedir.
Çalışan kişinin, bağlı olduğu iş yerinde ya da fabrikada geçirmiş olduğu iş kazası sonucu, işveren çalışan kişiye maddi tazminat ödemekle mükelleftir. Kadın erkek fark etmeksizin, iş kazası meydana geldiğinde işveren öncelikle bunu gerekli kurumlara izhar etmeli, sonrasında kazayı geçiren işçiye ve ailesine gereken maddi tazminatın oranını öğrenerek vakit kaybetmeden ödemeyi gerçekleştirmelidir.
İş kazası tazminatı emsal karar
İşkazaları konusunda verilecek olan tazminat ile işveren ve işçi hukukunu korumak adına Yargıtay karar vermekle yükümlüdür. Yargıtay 21. Hukuk Dairesi’nin vermiş olduğu emsal niteliğindeki 2013/20611 E. 2014/1769 kararı uyarınca, iş kazalarının bakıldığı dava dosyalarına SGK’nın da dahil olması gerektiği bildirildi.
Bahsi geçen kanun uyarınca iş kazalarının;
Bu karar doğrultusunda iş kazasını gerçekleştiren davacı taraf, işvereninden hakkı olan tazminatı alamaz, dava işvereni haksız olarak nitelendirirse; davacı olan mağdur işçi, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığını davaya nail etme konusunda talepte bulunabilir ve işçinin temyiz talebi kabul edilerek karar bozulur.
İş kazası, zaman aşımı, Yargıtay kararları
İş kazalarında hak tazmini hususunda başvuru yapmak için kişilere, Yargıtay tarafından tanınan belli bir müddet bulunmaktadır. Türk Borçlar Kanunu’nun düzenlemesine tabi tutulan iş kazası tazminatı, işverenin işçi güvenliğini sağlamadığı, ihmal ettiği durumlarda gerçekleşen kazalarda, sigortalının fiziksel, ruhsal ve mental sağlığı açısından zarar gördüğü durumlarda hak sahibi olduğu bir ödenektir.
İş güvenliği adına her türlü adımı atmak için sorumlu olan tek kişi işverendir. İşverenin güvenliğini sağlayamadığı ve zarar görmesine sebep olduğu kişiye maddi tazminat ödemesi gerekmektedir.
İş kazası sonrasında yaralanan veya bedeninin bir kısmını kullanamaz duruma gelen kişinin maddi tazminat hakkını talep etmesi için Yargıtay’ın düzenlediği Türk Borçlar Kanunu kapsamındaki 16. Madde gereğince 10 yıllık bir zamanaşımı süresi belirlenmiştir. Bu süreç, aynı kanunun 149. Maddesi uyarınca çalışanın iş kazasını gerçekleştirdiği tarih baz alınarak uygulanmaktadır.
İş kazasında tazminat sorumluluğu
Yargıtay’ın iş kanunu kapsamında verdiği kararla birlikte; her işveren, çalışanının güvenliğini ve sağlığını gözetmek zorundadır. Bu hususta işverenin üstüne düşen sorumluluk yükü fazla olmakla birlikte işveren güvenliği ihmal ettiği, gözden kaçırdığı durumlarda gerçekleşecek olası iş kazalarının tazminatından sorumlu kılınmaktadır. İşçiyi koruması gereken kişi olarak işverenin;
İşverenin bu hususta gerekli önlemleri alması ve olası kazaların riskinden kaçınması, teknolojik gelişmelere ayak uydurması şiddetle tavsiye edilmektedir. Bu konular dikkate alınarak, güvenlik önlemleri tam teşekkülü alınsa da işverenin işçi üzerindeki sorumluluğu devam etmektedir.
İş kazası geçiren biri tazminat alabilir mi?
İş kazası geçiren kişi; mevzu bahis kaza çalışan sebebi ile gerçekleşmemişse ve işverenin ihmali söz konusu ise tazminat hakkına sahip olmaktadır. Çalışan kişiden mesul olan kişinin Yargıtay’da belirtilen hükmü işverendir. Bu da işverenin çalışanın güvenliğinden ve sağlığından, her türlü yaşamsal hakkından sorumlu olduğu anlamına gelmektedir.
İş kazasının çalışan hatası sebebi ile gerçekleştiği tutanak olarak tutulduğu ve bu tutanağın ispatlandığı durumlarda çalışan kişinin Türk Borçlar Kanunu kapsamında söz konusu iş yerinden ve iş verenden tazminat talep etme hakkı söz konusu değildir.
Tazminat almayı hak edecek şekilde iş kazası geçirmiş olan sigortalı çalışanın, kazanın geçirildiği tarih ele alınarak 10 sene içerisinde tazminat davasını kazanması gerekir. Bu dava kapsamında işveren hatasız olarak değerlendirilirse, sigortalı çalışan herhangi bir hak tazminatında bulunamaz.
İş kazası, hafif yaralanma, tazminat
Türk Borçlar Kanunu kapsamında işçinin iş kazası sebebiyle hak ettiği tazminat, küçük, büyük, ağır, hafif yaralanma gibi kıstaslardan bağımsız olarak her türlü iş kazasında talep edilebilmektedir. İş kazası geçiren kişinin hayatını kaybetmesi durumunda, hak talebini yakınları ve ailesi gerçekleştirmek durumundadır. Manevi tazminat kapsamında ödenecek olan miktar Yargıtay’ın emsal niteliğinde kararı uyarınca SGK tarafından karşılanmaktadır.
İş kazası geçiren ve sonrasında kaza raporu alarak iş göremez olarak kayıt altına alınan işçi, raporlu olduğu süre boyunca Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ödeme almaktadır. Bu durumda, kişinin Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan alacağı ücret ile iş verenden maaş alması durumunda alacağı ücret bir aylık asgari ücretinin üzerine çıkıyorsa, iş veren işçiye ödeme yapmak durumunda değildir.
İş kazası, maddi tazminat, belirsiz alacak davası
Fiziksel, zihinsel ve ruhsal olarak kişinin hayatının gidişatını değiştirebilen etkilere sahip iş kazalarının, güvenlik ihmali ya da göz ardı edilmesi durumlarında oldukça sarsıcı etkileri bulunur ve sigortalı işçi ile ailesini son derece yıpratmaktadır. İş kazası geçiren kişi aldığı hasara bağlı olarak, tazminatın oranını belirleyemiyorsa ve hukuki süreçte bazı aşamaları atlattıysa, belirsiz alacak davası açabilmektedir.
İlgili kanun uyarınca; iş kazasından fiziksel, ruhsal ya da zihinsel olarak hafif ya da ağır yara alan sigortalı çalışan asgari düzeyde ya da bedeli belirsiz olmak üzere iki tip tazminat davası açma hakkına sahiptir. Yanı sıra manevi tazminat olarak adlandırılan ve söz konusu çalışanın hayatını kaybettiği ya da yüzde seksenden yüksek engel oranına sahip olduğu durumlarda kişinin hakkının, hukuken en yakını olan ailesine geçmesidir.
Bu durumda hukuki takibi sürdürecek olan da süreci başlatacak olan da söz konusu işçinin yakın çevresi ya da ailesi olarak kabul görmektedir. Manevi tazminat davası açacak olan işçi yakınları, hukuken iş kazası belirsiz tazminat alacak davası açamamaktadır. Asgari miktar, sigortalı çalışanın yakınına SGK tarafından ödenmektedir.
İş kazası, Rücuen tazminat
İş kazasında asıl işveren ve alt işveren bulunan iş yerlerinde Rücuen tazminat söz konusu olabilmektedir. Bu durumda, iş kazası geçiren çalışanın sigortası asıl işveren tarafından karşılanmaz ancak daha sonrasında asıl işverenden geri alınmak üzere ikinci bir taraf aracılığı ile karşılanır. Bu ikinci taraf, sigorta şirketi ya da taşeron firma olabilir.
Rücuen tazminat kapsamında borcu ödeyen kişi mahkemeye başvurmasına ve dava açmasına gerek kalmaksızın parasını talep edebilir. Ödemenin yapılmaması durumunda hukuki süreci başlatma hakkına da sahip bulunmaktadır. Bu sayede mağdur olan çalışan davanın içerisinden hakkını alarak çıkar ve olay iki ortak arasında devam eder.
İş kazası, tali kusur tazminat
İş güvenliği kapsamında önlem almamış ve bu sebeple bir çalışanının hayatına mal olmuş kazalarda işveren tali kusurlu olarak adlandırılmaktadır. Ölüme sebebiyet veren iş kazaları kapsamında yüzde 100 hatalı olarak karar kılınan kişiler yaşanan kazaya bağlı olarak alt limitte cezalandırılabileceği gibi kazanın ölçeğine bağlı olarak üst limitte de cezalandırılabilmektedir.
Hukuk dilinde taksirle ölüme sebebiyet verme olarak adlandırılan tali kusur, iş kazalarında sıklıkla rastlanan işveren hatalarından kaynaklanmaktadır. Bu tür kazalarda dava artık iş sağlığı güvenliği kanunu kapsamından çıkar ve ceza hukuku ile devam eder. Bir işçinin hayatına mal olmak ve taksirle ölüme sebebiyet verme suçu 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaktadır.
İş kazası, tazminatta arabuluculuk zorunlu mu?
İş kazasının gerçekleşmesinin üzerinden uzun bir zaman geçmeden müracaat edilen mahkemelerde gerçekleşen davalarda taraflar arasında gerçekleştirilecek olan arabuluculuk işlemleri zorunlu tutulmamıştır ancak süreci hızlandırması açısından tarafların arabuluculuğa gitmesi ve ortak bir karar vermesi tavsiye edilmektedir. Özellikle belirsiz iş kazası davalarında söz konusu olan arabuluculuk hizmetleri tarafların avukatları ile gerçekleştirilmeli ve ilgili mahkemenin arabuluculuk hizmetlerinden yararlanılabilmektedir.
İş kazası, tazminat, zaman aşımı
İş kazası geçiren kişi, aldığı hasar oranına bağlı olmaksızın tazminat hakkı almış olsa da bu tazminat için hukuka başvurabilmesi için tanınan yasal bir süre bulunmaktadır. Bu yasal süre içerisinde tazminat hakkı için müracaat etmemiş olan sigortalı çalışan ya da yakını tazminat hakkının zaman aşımına uğraması sebebi ile haklarından menedileceklerdir. İş kazasının gerçekleştirildiği tarih esas alınarak belirlenen azami süre 10 sene ile sınırlı tutulmuş olup, kişiye ek süre tanınmayacaktır.
İş kazasında tazminat davası nasıl açılır?
İş kazası geçiren kişinin tazminat hakkını savunabilmesi ve talep edebilmesi için ilk olarak bir iş mahkemesine başvurması gerekmektedir. İş mahkemesi ile bireysel olarak iletişim kurmak ve istenilenleri uygulamak mağdur kişi tarafından zor bir süreç olacağından bu konuda yetkili, işinde profesyonel bir İş Hukuku avukatı ile çalışılması tavsiye edilmektedir.
İşçiye verilen tazminat hakkının onaylanması için; bahsedilen olayın bir iş kazası olduğunu ve işverenin kusurlu olduğunu belirtmek amacı ile iş kazası tespit davası açılması gerekmektedir. Bu karar Yargıtay tarafından Sosyal Güvenlik Kurumu uyarınca verilmiş bir karar olup, iş kazasının tespiti bildirimi yapılması ile başlatılan bir süreçtir.
İşçi ve işverenin kusur oranları ilgili kurum ve mahkeme tarafından kesinleştiği sırada işveren hatalı kararı verilirse, mağdur durumdaki sigortalı işçi avukatı ile tazminat davası açma yolunda ilerleyebilir. Aksi halde, çalışana tazminat hakkı tanınmayacaktır.
İş kazası tazminat davası ne kadar sürer?
İş kazası tazminat davaları, dava aleyhine belirtilen delillere bağlı olarak değişim gösterirken; ölüme sebebiyet veren kazalar 2 ila 3 sene içerisinde sonuçlanabildiği, yaralanmalar ve fiziksel kabiliyet kaybında 2 ila 8 sene içerisinde tamamlanabileceği bilinmektedir.
İş kazası tazminat davasının gidişatını değiştiren unsurlar arasında;
İş kazası, tazminat, görevli mahkeme
İş kazası tazminatı alacak kişilerin müracaat etmeleri gereken mahkeme elbette ki İş Hukuku Mahkemeleri olacaktır. Davanın yürütüleceği iş mahkemesinin belirlenmesinde rol oynayan etkenler;
İş kazasının tespiti davası ile başlayan tazminat davalarının süresi tam olarak net ifade edilemese de davanın gidişatına, delillerin yeterliliğine ve kaza raporları ile tutanaklara bakılarak belirlenmektedir. İş kazası tazminat davaları tahmini ve davanın gelişmelerine bağlı olarak 2 ila 8 yıl arasında değiştiği söylenebilmektedir.
İş kazası, tazminat, müteselsil sorumluluk
İş kazalarında müteselsil sorumluluğun ne olduğundan bahsetmek gerekirse; bir kazada birden çok sayıda kişinin zarar görmesi durumunda, kazanın sorumlularının zararın tazminatını karşılayana kadar durumdan sorumlu tutulmaları anlamına gelmektedir. Açıkça izah etmek gerekirse; alt işveren ve asıl işveren tarafından yürütülen iş sözleşmelerinde gerçekleşen kazalarda, işverenlerden birinin sorumlu tutulması halinde diğerinin de hatalı bulunması anlamına gelen ve yaptırımın iki iş veren tarafından da paylaşılacağını bildiren iş hukuku kavramıdır.
Müteselsil sorumluluk ile işverenlerden birinin zarar gören kişilere yapmış olduğu ödeme sonucu, söz konusu işveren alacaklı konumuna düşer ve rücu tazminatı hakkını ödememiş sorumlu işverenden talep etme hakkına sahip bulunur. İş kazası tazminat davasında rücu davası açmak, tarafların anlaşabilmesi durumunda gerekli görülmemektedir.
KAYNAK: https://mehmetalihelvaci.av.tr/is-kazasi-tazminat.html
* Bu bir ilandır
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?