İsviçre'de bankacılıkta savcılık soruşturması

UBS ve Credit Suisse’in tarihi birleşmesi sonrası yüksek ölçekte işten çıkarmalar gündeme gelirken savcılar da birleşme anlaşmasına ilişkin soruşturma kapsamında kanıtlar toplamaya başladı.

3.04.2023 09:34:070
Paylaş Tweet Paylaş
İsviçre'de bankacılıkta savcılık soruşturması

İsviçre Federal Savcılığı, Credit Suisse'in rakibi UBS tarafından devlet desteği ile "acil" devralınmasına soruşturma açtı.

Savcılıktan yapılan açıklamada, "Credit Suisse'i çevreleyen olayların soruşturulması gereken çok sayıda yönü olduğu ve bunların savcının yetkisine girebilecek herhangi bir suçu tespit etmek için analiz edilmesi gerektiği" vurgulandı.

Savcılığın ulusal ve bölgesel makamlara "olası suçları analiz etmek ve tespit etmek" için bilgileri araştırma ve derleme talimatı verdiği belirtildi. Açıklamada, "Federal Savcılık temiz bir İsviçre finansal sistemine katkıda bulunmak için misyon ve sorumluluğunu aktif şekilde yerine getirmek istiyor ve sorumluluk alanına giren konularda derhal harekete geçmek için bir izleme sistemi kurdu." denildi. Savcılık soruşturmanın ne kadar süreceği konusunda bilgi vermedi.

Credit Suisse'teki güven krizi, küresel finans piyasalarında şok dalgaları yaratırken, UBS, 260 milyar dolara varan devlet ve merkez bankası desteğiyle 19 Mart'ta Credit Suisse'i 3 milyar franga satın alacağını duyurmuştu.

Credit Suisse'in kurtarılması, bankaların tahvil fiyatlarının baskı altında olması nedeniyle Avrupa piyasalarında oynaklığa neden olmuştu. Küresel finansal istikrarı sağlamaya yardımcı olmak için devlet yardımıyla tasarlanan anlaşma, 1,6 trilyon dolarlık varlığa sahip yeni bir bankanın büyüklüğüne ilişkin endişeleri artırmıştı.

UBS, rakibi Credit Suisse'i devlet yardımıyla "acil" satın aldıktan 1,5 hafta sonra eski Üst Yönetici (CEO) Sergio Ermotti'nin göreve geri döneceğini açıklamıştı. İsviçre kamuoyunda, Credit Suisse'i kurtarmak için İsviçre hükümeti ve merkez bankası tarafından sağlanan olağanüstü desteğe ilişkin endişeler tartışılıyordu.

UBS'in bir üst yöneticisine atıfta bulunularak İsviçre gazetesi Tages-Anzeiger'de yer alan haberde ise Credit Suisse'in UBS tarafından devlet desteğiyle "acil" bir şekilde devralınmasının on binlerce istihdama mal olacağı belirtildi. 2 bankanın 120 bin olan istihdamının yüzde 20-30 azaltılması gerektiği kaydedildi.

Birleşme sonrası UBS-Credit-Suisse'deki istihdamın yüzde 30'una kadarını ortadan kaldırma planı

İsviçre bankaları UBS ve Credit-Suisse'deki istihdamın yüzde 30'una kadarının ortadan kaldırılması gerektiği bildirildi. UBS'in bir üst yöneticisine atıfta bulunulan haberde, Credit Suisse'in UBS tarafından devlet desteğiyle "acil" bir şekilde devralınmasının on binlerce istihdama mal olacağı belirtildi. 2 bankanın 120 bin olan istihdamının yüzde 20 ila 30'unun ortadan kaldırılması gerektiği kaydedildi.

UBS ve Credit-Suisse'deki işten çıkarmaların yakın zamanda olabileceği belirtilen haberde, sadece İsviçre'de yaklaşık 11 bin kişinin işini kaybedebileceği ancak kapatılacak olan ABD yatırım bankacılığında da işten çıkarmaların olacağı bildirildi. Credit Suisse'teki güven krizi, küresel finans piyasalarında şok dalgaları yaratırken, UBS, 260 milyar dolara varan devlet ve merkez bankası desteğiyle 19 Mart'ta Credit Suisse'i 3 milyar franga satın alacağını duyurmuştu.

UBS, rakibi Credit Suisse'i devlet yardımıyla "acil" satın aldıktan 1,5 hafta sonra eski Üst Yönetici (CEO) Sergio Ermotti'nin göreve geri döneceğini açıklamıştı. Avrupa'da bankalar, UBS ile Credit Suisse arasındaki anlaşmada nominal değeri 16 milyar franklık (17,3 milyar dolar) sermaye benzeri borçlanma aracı olan AT1 tahvili silinmesinin ardından baskı altında kalmıştı.

Credit Suisse'in kurtarılması, bankaların tahvil fiyatlarının baskı altında olması nedeniyle Avrupa piyasalarında oynaklığa neden olmuştu. Küresel finansal istikrarı sağlamaya yardımcı olmak için devlet yardımıyla tasarlanan anlaşma, 1,6 trilyon dolarlık varlığa sahip yeni bir bankanın büyüklüğüne ilişkin endişeleri artırmıştı.

Analistler, Credit Suisse'in düşüşünün, "dünyanın önde gelen servet yönetimi merkezi" olarak İsviçre'nin güvenilirliğine ciddi bir darbe indirerek ülkenin düzenleme ve kurumsal yönetişim konusundaki itibarını sorgulatır hale getirdiğini belirtiyor. Deloitte'un 2021'deki araştırmasına göre, İsviçre'nin finans kurumları 2,6 trilyon dolarlık uluslararası varlığı yönetiyor ve bu da ülkeyi, İngiltere ve ABD'nin önünde dünyanın en büyük finans merkezi haline getiriyor.

Norveç Varlık Fonu, Credit Suisse yönetiminin değişmesini istiyor

Norveç Varlık Fonu'nun internet sitesinde yer alan açıklamada, Norveç Varlık Fonu'nu yöneten Norges Bank'ın Yatırım Yönetimi'nin, bankanın 4 Nisan'daki yıllık genel kurulunda, Credit Suisse Group AG Yönetim Kurulu Başkanı Alex Lehmann ve diğer 6 yöneticinin  yeniden seçilmesine karşı oy kullanacağı belirtildi.

Açıklamada, "Hissedarlar, yönetim kurulu kendi çıkarlarına en uygun şekilde hareket etmediğinde kurulda değişiklik talep etme hakkına sahip olmalıdır" denildi. Norges Bank Yatırım Yönetimi, Alex Lehmann'ın yanı sıra Credit Suisse yöneticileri Iris Bohnet, Christian Gellerstad, Shan Li, Seraina Macia, Richard Meddings ve Ana Pessoa'nın yeniden seçilmesine karşı çıkıyor.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz