2011 yılını geride bırakırken köşemizin konusu olan piyasaları şu şekilde özetleyerek başlamak istiyoruz.
Türkiye ekonomisinde devam eden canlı büyümeye rağmen derinleşen Avrupa krizi ortamında yüksek cari açığın yarattığı risk nedeniyle piyasalar kötü bir yılı geride bıraktı. Grafikte gösterdiğimiz gibi (15 Aralık itibarıyla) borsa ortalama yüzde 21 değer kaybederken, dolar kuru yüzde 20 artış gösterdi. Faizler yıl içinde yüzde 7,5-11,0 bandında yüksek oranda dalgalandı. Bunun sonucunda tahvilin ortalama yıllık getirisi yüzde 5 olurken, bu getiri yüzde 6,6 getiren reponun gerisinde kaldı. Her iki sabit getirili ürünün getirisi de yüzde 10'a yaklaşan enflasyonun gerisinde kaldığı için reel olarak kaybettirdi. Türkiye ekonomisine genelde iyimser gözlüklerle bakan birisi olarak 2011'de neyi göremediğimizi tespit etmek gerekirse: Birincisi Avrupa'da krizin bu kadar derinleşeceğini tahmin edemedik. İkincisi, TCMB politikalarının cari açığa karşı daha etkin olacağını düşünürken pek çok ters giden etken nedeniyle bu süreç gecikti. Arap Baharı ve Avrupa krizi Türkiye'nin ihracat büyümesini olumsuz etkilerken, yüksek seyreden petrol fiyatları Türkiye'nin ithalat faturasında yeterince düşüş getirmedi. Sonuçta hesapta olmayan bu gelişmeler, 2010 Kasım'dan beri cari açığa karşı önlem almakta olan TCMB'nin çabalarını yetersiz bıraktı. Faizler ve dolar yükseldi; borsa düştü.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?