En büyük 25 arasında kalmak

En büyük 25 arasında kalmak giderek zorlaşıyor.

1.01.2010 11:50:000
Paylaş Tweet Paylaş
Deutsche Bank’ın yayınladığı bir rapor var. O rapordaki grafiklerden birine bu sayfada da yer verdim. Grafikten iki mesaj öne çıkıyor:
1. 1800’lerin sonunda 500 büyük listesine girenlerden, bugüne kalanların sayısı 5’i buluyor. Bu kötü haber sayılabilir.
2. İyi haber ise şu: 500 büyük şirket içinde yer alan şirketlerden 100’ü, 1970 sonrasında kurulmuş. Yani, ABD’de yeni ve büyük şirket kuruluşu devam ediyor. Doğal olarak bu yeni kurulan 100 büyük şirketin girdiği listeden, 100 başka şirket çıktı. Bunlardan bazıları yok oldu, bazıları da daha aşağı sıralara indi, diğerleri büyürken yerinde saydığı için küçüldü.
Şirketler dünyasındaki değişim hızlanarak devam ediyor. Adrian Slowotzky’nin “Geçiş riski” diye nitelendirdiği gerçek nedeniyle, şirketlerin bazıları bir sonraki 10 yıla, 100 yıla geçemiyorlar.
Benzer bir gelişmeyi son 10 yılda da gözlüyoruz. Yeni teknoloji, yeni iş modeli ve yeni iş yapma biçimlerinin ortaya çıktığı 2000’lerde, çok sayıda şirket doğduğu gibi, belki onlardan daha fazlası da battı. Özellikle de 2001’deki ve son yaşadığımız krizlerin etkisi de bu batışları hızlandırdı.
Yaşanan büyük değişim ve “geçiş riskinin” etkisini en iyi 1999 yılı ile 2009 yılı büyük şirketler kıyaslaması ile görebiliyoruz.
Bu sayfada 1999 yılı ile 2009 yılında, piyasa değerine göre en büyük 15 şirket sıralamasını görüyorsunuz. Bu kıyaslamayı 25 büyük şirke için de yapmak mümkün… Belki daha da uzatabilirsiniz. Ancak, mesaj aynı… 1999 yılındaki listeden oldukça çok sayıda şirket elenmiş.
Elenen şirketler arasında şu isimler dikkati çekiyor: AT&T, Bear Stearns, Aclan Inc, Countrywide Financial, Compaq, Enron, Lehman Brothers, Maytag, Merrill Lynch, Nortel Networks, Reebook, Tribune, Worldcom ve Wachovia… Bunlardan bazıları listeden aşağıya düştüler, bazıları da tamamen yok oldular.
Aynı şiddette olmasa bile, benzer bir elenme Türkiye’de de oldu, gelecekte daha fazla olabilir. Elenme ve katılmayı beraberinde getiren etkenler ise şöyle sıralanabilir:~
1. Kötü yönetim, özellikle CEO’ların başarısız stratejileri çok sayıda şirketi zora soktu, aşağılara çekti.
2. Bazı şirketler, ortaya çıkan yeni teknolojilere ayak uyduramayıp, müşteri ve cirolarını kaybettiler. “Nasılsa Pazar lideriyiz” diye düşünenlerden bile büyük kayıpla karşı karşıya gelenler oldu.
3. “Yeni iş modeli” yaratan şirketler, hızla büyüyüp, diğerlerini yok ettiler. Tıpkı Zara gibi… Ya da İngiltere ve Almanya’daki bazı perakendeciler gibi…
4. Bazı şirketlerin sahip ve yöneticileri, aşırı iştahlı ve açgözlülük yapıp, hızlı büyüme hastalığına yakalandılar. Krizde azalan finans olanakları, onları ortadan kaldırdı.
5. Son olarak yeni ülkelerden, yeni şirketler yükseldi. Çin, Hindistan gibi ülkelerden, yeni büyük şirketler, En Büyük 25 listesine girdiler.
6. Ve hepsinden önemlisi, büyük olasılıkla, 2020 yılına girildiğinde, bu listeden 10 ya da üstünde şirket yine elenmiş, yenileri girmiş olacak.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz