Lüks turizm ve reaksiyonlar

2012 yılı turizm sezonu bütün hızıyla devam ediyor.

1.09.2012 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Lüks turizm ve reaksiyonlar
Ben üniversitede öğrenciyken ülkemizin turistlere sunduğu yatak sayısı sadece birkaç yüz bindi ve kalite de çok kötüydü. Geçtiğimiz 40 yıllık dönemde turizmde yapılan büyük atılım, ülkemize gelen ve konaklayan yabancı turist sayısını 250 binden 30 milyona çıkardı. O zamanlar önemli turizm destinasyonları arasında Türkiye’nin adı bile geçmezdi. Şimdi ise Türkiye, turizmde yıldız ülkeler arasında yerini alıyor. Bir dostum koca Brezilya’ya yılda 2,5-3 milyon turist geldiğini anlattığında ülkemizin bu konudaki ağırlığını daha iyi anlamıştım. Ülkemize gelen turistlerde birinciliği Almanlar, ikinciliği Ruslar alıyor. Özellikle Antalya ve çevresinde turizm faaliyeti gerçekten çok etkileyici bir tempoda sürüyor ve gelişiyor. Benim önceden beri eleştirdiğim konu ise çok ucuza, “her şey dahil” olarak insanı şaşırtan fiyatlarla turizm yapılması. Bu da herhalde ihtiyaçtan kaynaklanıyor diye düşünerek bu çalışmayı yapan kuruluşlara da saygı duyuyorum. Turizmde en önemli ekonomik hedef, birim turist başına ülkemize getirdiğimiz gelirin en yüksek seviyeye çıkarılabilmesidir. Biz bu konuda çok geri kalmış bir görünüm sergiliyoruz. Her şey dahil anlaşmaların etkisiyle birim turist başına düşen turizm geliri çok düşük. Burada marifet birim turist başına geliri katlayarak artırmak. Güney Fransa sahillerini, yani Cote d’Azur’u, İtalya Rivierası’nı inceleyince görülüyor ki amaç lüks turizmle kişi başına getiriyi yükseltmek. Tabii bunu da toplam sayıları düşürmeden yapmak gerekiyor. Oralarda sadece bir turizm tesisinin muhteşem olması yetmiyor. Yolların, ulaşımın iyiliği, çevrenin temizliği ve korunması, ulaşılabilecek kaliteli alışveriş ve eğlence hayatının turizmi tamamlaması, hatta kaliteli şarapların varlığı gibi yüzlerce etken rol oynuyor. Ülkemizde şahane tesislerin yanında kötü yollar, kirli çevre ve yetersiz kalitede alışveriş imkanı olmasını geçmişte hep eleştirdik. Bu konuda büyük adımlar atılarak ulaşım, yollar ve diğer ihtiyaçlar kaliteli bir şekilde karşılanabilecek duruma geldi, geliyor. Dünyaca ünlü bazı tesislerimiz, lüks turizme
büyük katkı yaparak ülke ekonomisine büyük katkı sağlıyor. Bu tesislerde kalan yabancı turistler, gelişen yollar, ulaşım, alışveriş imkanları, marinalar ve huzurlu ortamdan yararlanıyor. Yeni yeni açılan lüks eğlence yerleri ise bu denklemi tamamlıyor. Bence bu büyük ve yararlı bir gelişme. Ama bakıyorum birkaç yıldız gazete köşe yazarı dışında hemen büyük çoğunluk bu lüks tesislerde uygulanan fiyatları acımasızca eleştiriyor. Örneğin Maçakızı Hotel’indeki yemek fiyatlarına takılıp lahmacunun çok pahalı olduğundan dem vuruyorlar. Bence bu ucuz kahramanlık. Bizim lüks turizm alanında gelişmemiz ve ülkemize daha büyük katkılar sağlayabilmemiz için lüks konaklama yerlerimiz, eğlence mekanlarımız ve lüks lokantalarımızın olması gerekli. Örneğin Maçakızı Hotel’inin gelirlerinin yüzde 65’i yabancı turistten. Ben orada bulunduğum zamanlarda Miami’deki ünlü Setai otelinin sahibi, NewYork, Londra ve Miami’de Soho House kulübünün sahibi ve senatörler gibi dünyada kendi konusunda öne çıkmış çok önemli işadamları ile karşılaştım.~

Bize böyle tesisler gerekli. Maçakızı’nı doğayı bozmadan muhteşem bir tesisi başarıyla götürdüğü için alkışlamamız lazım. Değil lahmacunu yermek, eleştirmek, alkışlamalıyız. Yemek ve konaklamanın bedelleri bütçemize uymadığı zaman ise gitmemeliyiz ama yabancı turiste bunu sunmalıyız. Marifet “35 Euro’ya her şey dahil” diyerek turisti bir hafta ağırlamak yerine 1.000 Euro oda bedeliyle en kaliteli yemekleri büyük kâr marjı ile satabilmektir. İşte bu, ülkemiz ekonomisine daha büyük katkı sağlar. Varlık ve lüks düşmanlığını bırakmamız gerekir. Ucuz kahramanlıklarla eleştirmek yerine sayısı daha az, getirisi misli misli fazla lüks turistleri çekmek için çaba gösterenleri savunmamız gerek. Türkbükü koyuna bu yıl gelen onlarca lüks dev yat bu tesislerde kaliteli zaman geçirmek için demirliyor. Bu konuda bakışımızı daha da genişletmemiz şart. Bence sansasyonel haber peşinde olan gazetecilerimiz. Türkbükü’nde veya başka yazlıklarda plastik balon içine ateş yakarak göğe uçmaya bırakılan fenerlerin tehlikesini, bir orman yangınına ya da felakete neden olmadan yazıp duyurursa ülkemiz için çok daha faydalı olur diye düşünüyorum.

Türkiye ve d��nya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz