Ze Frank, Twitter gibi
platformların haberleri büyük bir
süratle yayma gücüne dikkat
çekiyor. Çıkabilecek bir haberin,
bir görüşün anında çığ gibi
büyüyebileceğine
dikkat çekiyor. Bu
yüzden sosyal
mecraları reklam
platformu olduğu
kadar bir hasar
kontrol alanı olarak
da görmek
gerekiyor. Frank,
internette yer alacak
şirketlere şu
tavsiyelerde
bulunuyor:
1. Büyük işler
yapmaya kalkmayın.
Yavaş ve küçük bir giriş yapın.
2. İnternette insanlar öyküler
anlatıyor, konuşuyor, bu arada da
fikirlerini değiştirebiliyor,
birbirlerinden etkileniyor ve anlık
tepkiler verebiliyorlar. Neyi ne
zaman beğenip beğenmeyecekleri
önceden kestirilemiyor. Bu
ortamda, şirketler tıpkı insanları
evine akşam
yemeğine davet eden
bir ev sahibi gibi
davranmalı.
Misafirlerinin
arasındaki konuşmayı
izlemeli, iyi bir
dinleyici olmalı.
3. Reklam
ajanslarında çok fazla
bürokrasi var.
Ajansların hızı ve
tepki verme becerileri
düşük. Bu yüzden
internette başarılı
olamıyorlar.
4. Reklamverenler işi ajansa
ihale edip kenara çekilmemeli.
İnsanlarla konuşma fırsatını
kaçırmak yerine, bazı çalışanlarını
projeye dahil etmeliler. Böylece
sanal dünyadaki insanların
algılarını, duygularını izleyebilirler.
Neler olduğunu anlama ve
öğrenme fırsatı bulabilirler.
5. Sosyal iletişim becerilerinizi
geliştirin ve her zaman uzun vadeli
bir ilişki kurmaya çalışın.
6. Konuşmaya başladığınızda
bunu nasıl sürdürebileceğinize kafa
yorun.
7. Her sosyal mecranın kendine
göre farklı bir tarzı vardır.
İnsanların bu mecralara nasıl cevap
verdiğine, tepkilerine dikkat edin.
8. Ne tür bir duruşunuz
olacağına karar verin.
9. Sorun olduğunda, anında
müdahale edin. Bazen bir özür
dilemek bile yeterli olabiliyor.
10. Eğlenceli olmayı,
bürokrasiye ve mükemmel
süreçlere tercih edin.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?