Kar Satışlarıyla Yükseliş Devam Eder

Emir Sarpyener / Park Raymond James Araştırma Müdürü    Park Raymont James Araştırma Müdürü Emir Sarpyener, borsadaki hareketin bu kez güçlü olduğunu söylüyor. Kar satışlarıyla birlikte...

1.10.2003 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Emir Sarpyener / Park Raymond James Araştırma Müdürü  
 
Park Raymont James Araştırma Müdürü Emir Sarpyener, borsadaki hareketin bu kez güçlü olduğunu söylüyor. Kar satışlarıyla birlikte yükselişin devam edebileceğini, yatırımcıların düşüşleri alım fırsatı olarak değerlendirebileceğini belirtiyor. Ona göre, özellikle özelleştirme ve IMF görüşmeleri borsa için kritik önemde. Buralardan çıkacak olumlu mesajlar, endeksi daha da yukarı taşır. Sarpyener, “Biz hisse bazında bakıyoruz. Ancak, endeks yıl sonunda 1.2 sente ulaşabilir” diye konuşuyor.  
 
Ağustos ayıyla birlikte borsa yatırımcılarının da yüzü gülmeye başladı. Çünkü, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası Endeksi, uzun süren sessizliğini bozarak, hızlı bir yükselişe geçti ve 14 bin puana dayandı. Şimdilerde ise borsa yatırımcıları bu yükselişin daha ne kadar süreceğine yönelik tahminler yapmaya çalışıyor.  
 
Park Raymond James Araştırma Müdürü Emir Sarpyener’e göre, ilk etapta kar realizasyonları yaşansa da, borsadaki yükseliş devam edecek.  
 
Emir Sarpyener, yıl sonunda endeksin 1,2 sente ulaşacağını düşünüyor. Bu nedenle de kar amaçlı satışların fırsata çevrilmesinde yarar olduğunu söylüyor. Ona göre, bu dönemde, en doğru strateji hisse bazında seçimler yapmak. Tercihlerin, son yükselişe katılmayan ve mali yapısı güçlü şirketlerden yana kullanılmasını öneriyor.  
 
Ayrıca, olası düzeltmelerde bir miktar değer kaybedecek, endeksin lokomotif hisselerini de izlemekte yarar olduğunu söylüyor. Akbank, Garanti Bankası, Sabancı Holding, Doğan Holding, Aksigorta ve Trakya Cam ise önerdiği hisse senetleri arasında yer alıyor.  
 
Park Raymond James Araştırma Müdürü Emir Sarpyener, borsa ve favori hisse senetlerine ilişkin beklentilerini Capital’e anlattı:  
 
Borsada ağustos ayından bu yana yükseliş trendi içinde. Size göre bu trend devam edecek mi? Kısa vadede kar realizasyonları yaşanır mı?  
 
Olumlu beklentiler şu anda fiyatlara ağırlıklı olarak yansımış durumda ve bir takım hisseler hedef değerlerine oldukça yaklaştı. Bunlar arasında lokomotif hisseler de var. Özellikle yükselişin lokomotifi olmuş hisselerde bir takım kâr satışları gelebilir.  
 
Bundan sonraki dönemde yükselişin devam etmesi için, bazı yeni katalistlerin (Catalyst-Katalizör) olması gerektiğini düşünüyoruz. Bunların başında da bir-iki ay içerisinde yapılacak özelleştirme uygulamaları geliyor. En fazla etkileyecekler ise Tüpraş ve Tekel’in özelleştirilmesi olacak. Özellikle Tekel tarafında, ihalede oluşacak fiyat açısından olumlu bir sürpriz çıkma ihtimali oldukça kuvvetli. Bu da piyasaları olumlu etkileyecek bir gelişme olacak. Dolayısıyla, özelleştirmede atılacak olumlu adımlar ve Avrupa Birliği’nden (AB) gelecek olumlu mesaj piyasayı yılın son aylarında daha yüksek bir noktaya taşıyabilir.  
 
Yıl sonu için endeks hedefiniz nedir?  
 
Yıl sonu için hedefimiz 1,2 sent civarında. Bu sene sonu faiz beklentimiz olan yüzde 30 a paralel bir beklenti. Ama kısa vadede DEHAP davasıyla ilgili bir takım belirsizlikler var. Her ne kadar olumsuz bir gelişme çıkması beklenmese de, bu piyasanın önünde bir risk faktörü olarak duruyor.  
 
Ayrıca ekim ayı başında TBMM’nin açılacak olması ve tezkere konusunda oluşacak bir takım sıkıntılar, kâr realizasyonu amacıyla kullanılabilir. Şu anda IMF’le ilişkiler ve 6. gözden geçirmede problem yaratabilecek herhangi bir konu gözükmüyor. Sadece 19 bin 400 kamu çalışanının işten çıkarılması konusu var. Buradaki tam rakam gerçekleşmese bile, hükümetin IMF ile bu konuda da uzlaşacağına inanıyoruz. Gözden geçirmenin sonuçlanması zaman alsa da, biz olumlu bir şekilde tamamlanacağı görüşündeyiz.  
 
O zaman genel olarak bakıldığında hava olumlu diyebiliriz…  
 
Genel olarak beklentimiz, piyasada bir miktar kar realizasyonu yaşandıktan sonra trendin olumlu olacağı yönünde.  
 
Peki bu seviyeler yeni alım için uygun mu?  
 
Bence artık bu noktadan sonra hisse senedi bazında bakmak lazım. Çünkü, bazı hisseler son dönemde yaşanan yükselişe katılmadı. O hisselerde bu seviyelerde de alım yapmak mümkün. Ama onun dışında bazı hisseler beklentilerin üstünde performans gösterdi. Bu hisselerde alım yapmak için de düzeltme hareketinin beklenmesinde fayda olacağını düşünüyorum.  
 
Hisse senedi seçerken nelere dikkat etmek gerekiyor? Fiyat buradaki tek kriter mi?  
 
Biz genelde kurum olarak, makrodan mikroya giderek hisse senetlerini belirliyoruz. İlk önce o dönemin yatırım temalarına bakıyoruz. O temaların ışığı altında ön plana çıkacak sektörleri belirliyoruz. Bu sektörler içerisinde hem likiditesi olan hem de değerleme olarak diğerlerine göre ucuz olan şirketleri ön plana çıkarmaya çalışıyoruz.  
 
Bu değerlendirmeye göre, önümüzdeki dönemde ön plana çıkacak hisse senetleri hangileri olacak?  
 
Bizim şu anda en beğendiğimiz hisse senetleri, Akbank, Sabancı Holding, Doğan Holding, Aksigorta ve Trakya Cam.  
 
Akbank son yükselişte de hareketli hisse senetlerinden biriydi. Hâlâ yükseliş potansiyeli var mı?  
 
Akbank’ı beğeniyoruz. Çünkü, diğer büyük bankalarla karşılaştırıldığında bir takım temel üstünlükleri var. Bunların başında da yüksek kârlılığı geliyor. Bu, daha kuvvetli sermaye ve bilanço yapısının bir sonucu.  
 
Ayrıca, bono portföyünden dolayı faizlerdeki düşüşe oynamak için en cazip hisselerden bir tanesi. Bankalar arasında bu özelliğiyle de ön plana çıkıyor. Sadece bu özelliği nedeniyle Akbank’a yatırım yapan yabancı yatırımcılar da var. Şu anda baktığımızda da yüzde 15 civarında bir yükseliş potansiyeli olduğunu düşünüyoruz.  
 
Ayrıca, banka için bir başka olumlu faktörde, MSCI Türkiye endeksinde en fazla ağırlığa sahip hisse olması.  
 
Bankacılık sektöründe Akbank dışında yükseliş potansiyeli taşıyan banka yok mu?  
 
Garanti Bankası’nda da bir getiri potansiyeli olabilir. Değerleme modelimize göre yüzde 18 civarında getiri sağlayacak gibi gözüküyor. Garanti Bankası yönetimi, yurtdışından gelecek birleşme teklifine, diğer bankalara göre çok daha açık ve istekli gözüküyor. Türkiye’nin iyileşen makro dinamikleri göz önüne aldığımızda, böyle bir teklifin önümüzdeki dönemde gelme şansının olabileceğini düşünüyoruz. Böyle bir gelişme de banka açısından oldukça iyi bir katalist olur. Şu anda beklenen defter değeri civarında işlem görüyor. Böyle bir gelişme olması halinde fiyatı defter değerinin ciddi bir şekilde üstünde olacaktır.  
 
Yatırım stratejisi açısından Akbank’la Garanti Bankası arasında bir tercih yapmaktansa sepet yapmak daha doğru olabilir. Akbank’ın getiri potansiyeli biraz daha azken, temel olarak daha kuvvetli bir hisse. Garanti Bankası ise bir takım gelişmelere bağlı olarak daha yüksek getiri sağlayabilecek bir hisse.  
 
Ayrıca şunu belirtmeyelim ki yüzde 18’lik yükseliş beklentimize, yabancı bir bankayla birleşme potansiyeli dahil değil. Böyle bir olay olması halinde ise getiri potansiyeli daha artacaktır.  
 
Sabancı Holding’deki beklentiniz nedir?  
 
Sabancı Holding’in ucuz olduğunu düşünüyoruz. Şirket iştiraklerinin hedef değerlerine göre hesaplanan net aktif değerine yüzde 25 civarında iskontolu işlem görüyor. Üstelik son çıkış hareketine de tam olarak katılmadığını düşünüyoruz. Ayrıca, özelleştirme ihaleleriyle ilgilendikleri yönünde açıklamalar geldi. Bu da hisse açısından katalist olacak bir etken.  
 
Koç Holding’de özelleştirmelerle ilgileniyor. Özelleştirme rüzgarından etkilenmeyecek mi?  
 
Koç Holding’in de fiyat hareketi olarak özelleştirme ile ilgili gelişmelerden faydalanabileceği inancındayız. Değerleme açısından Koç ve Sabancı’yı yan yana koyduğumuzda, Sabancı bir parça daha ön plana çıkıyor. Koç ve Sabancı için de bir yatırım sepeti yapılabilir.  
 
Doğan Holding’in ucuz olmasına rağmen riskli bulanlar var. Siz buna katılmıyor musunuz?  
 
Doğan Holding’in değerleme olarak oldukça ucuz bir seviyede olduğunu düşünüyoruz. Evet, hisse ile ilgili borçlu olmasından kaynaklanan bir takım riskler var, fakat biz bu risklerin hissenin fiyatına yansımış olduğu görüşündeyiz. Bundan sonraki dönemde kağıdın yukarı doğru bir hareket yapma potansiyelinin yüksek olduğu inancındayız. Doğan Holding, şu anda iştiraklerinin hedef değerine göre hesaplanmış net aktif değerine göre yüzde 35 civarında iskontoyla işlem görüyor.  
 
Aksigorta’daki beklentiniz iştirak yapısından mı kaynaklanıyor?  
 
Aksigorta’nın cazip bir hisse olduğu görüşündeyiz. Akbank’taki yüzde 1,25 hissesini sattı. Zaten beklenti açıklama öncesi kısmen fiyata da yansımıştı. Satış olayının gerçekleşmesinin ardından hissede de kâr satışları yaşandı. Bizce önümüzdeki dönemde  Aksigorta elindeki Akbank hisselerinden bir miktar daha satabilir veya böyle bir beklenti oluşabilir. Bu da hisse için bir katalist olacaktır.  
 
Ayrıca, Akbank’ın 1,25’lik hissesinin satışından elde edilen 50 milyon dolar civarındaki gelirin sigorta sektöründe büyüme amacıyla kullanılma ihtimali kuvvetli. Net aktif değerine göre şirket yüzde 25 iskontolu işlem görüyor. Hem potansiyel katalistler hem de şirketin ucuz olduğu düşünülürse, yatırım için son derece cazip olduğu söylenebilir.  
 
Peki Trakya Cam neden cazip?  
 
Trakya Cam’ı da genel değerleme açısından beğeniyoruz. Ayrıca, Rusya, Ukrayna ve İran’dan gelen düz cam ithalatına, hükümet ikinci yarıdan itibaren bir anti damping uygulaması başlattı. Bunun da yılın ikinci yarısından sonra Trakya Cam’ın satışlarına artış olarak yansıyacağını düşünüyoruz. Sonuçta hem ucuz hem de antidamping nedeniyle kârlılığında ciddi bir artış olması bekleniyor. Bu nedenle beğeniyoruz.  
 
“TÜPRAŞ UZUN VADELİ DÜŞÜNÜLMELİ”  
 
Özelleştirmelerin borsa için önemli bir katalist olacağını söylediniz. Özelleştirme kapsamında olan Tüpraş’la ilgili beklentileriniz neler?
 
 
Tüpraş, son bir ay hariç kuvvetli bir fiyat performansı gerçekleştirdi. Tüpraş’la ilgili özelleştirmesine ilişkin tekliflerin toplanmasına yakın, fiyatta yukarı doğru bir hareket olabilir. Ancak, yatırımcılarda, “Özelleştirme fiyatı piyasa fiyatının altında olabilir mi?” diye bir korku var. Bu da hisse senedi üzerinde baskı yaratıyor. Tüpraş bizim uzun vadede beğendiğimiz bir hisse.  
 
Özelleştirmeden sonra özel yönetim altında şirketin operasyonel performansı oldukça iyiye gidebilir. Böyle bir gelişme şu anda hiçbir analistin beklentisine yansımış değil. Bu uzun vadeli bir beklenti, ama göz ardı edilmemeli. Bu nedenle özel yönetimle çok daha prim yapma şansı var. Çünkü, sektörüyle ilgili başka konularda da faaliyet gösterme potansiyeli var. Bu da şirketin fiyatını uzun vadede pozitif etkilemesi gereken bir faktör. Bu nedenle Tüpraş’ta uzun vadeli yatırımcı olmakta fayda olabilir görüşündeyim.  
 
“YABANCI İLGİSİ DEVAM EDİYOR”  
 
Yabancı yatırımcıların Türkiye’ye bakışı değişti mi? Önümüzdeki dönemde borsaya ilgileri devam edecek mi?
 
 
Yabancılar ağustos ayı başından beri Türkiye’ye olumlu yaklaştılar diye düşünüyorum. Bunu borsadaki günlük işlem hacimlerine baktığımızda da görmek mümkün. Ağustos ayında net alıcıydılar. Özellikle bankalar, Tüpraş ve büyük holdinglerde ciddi alım yaptılar. Bu ilgi ağustos ayındaki kadar fazla olmamakla birlikte halen devam ediyor. Eğer fiyatlarda bir miktar düzeltme olursa da ben bu ilginin yeniden artabileceğini düşünüyorum.  
 
Burada özelleştirmelerin ve AB’nin Türkiye’ye vereceği mesajların yabancıların Türkiye görüşü açısından önemli katalistler olacağını düşünüyorum. 2004 bütçesi de ekim ayında ana hatlarıyla belli olacak. Bu bütçenin inandırıcı olması ve hükümetin disiplinli maliye politikasını sürdüreceğinin mesajını vermesi yabancıların orta vadede Türkiye’ye bakışını etkileyecek faktörlerden olacak.  
 
Ayrıca, 8,5 milyar doların ve IMF borç ertelemesinin de yabancılar açısından çok büyük önemi var. Çünkü, bu şekilde 2004 finansman ve ödemeler dengesi ile ilgili bir takım sıkıntılar ortadan kaldırılmış oldu. Bu nedenle 8,5 milyar doların taksitlerinde problem olmaması çok önemli.  
 
“TEB’İN TEMETTÜ GETİRİSİ YÜKSEK”  
 
Genelde büyük ölçekli bankaları şanslı görüyorsunuz. Borsada işlem gören daha küçük ölçekli bankalar riskli mi?
 
 
Küçük ölçekli bankalardan bir tek Türk Ekonomi Bankası’nı takip ediyoruz. Banka şu anda defter değerinin yüzde 40’ında işlem görüyor. Ayrıca, geçtiğimiz dönemde yeni bir temettü politikası açıkladılar. Buna göre, dağıtılabilir kârın minimum yüzde 30’unu dağıtacaklar. 2003 yılında beklediğimiz kâr, aşağı yukarı 35 milyon dolar. Bunun da yüzde 95’lik kısmı dağıtılabilir kâr. Yüzde 30’unun da dağıtılacağını düşünürsek, 10 milyon dolar civarında bir temettü ortaya çıkıyor.  
 
Bankanın piyasa değeri 100 milyon dolar seviyesinde. Yani kendi piyasa değerinin yüzde 10’u civarında temettü dağıtma potansiyeli var ki, bu Türkiye standartlarında oldukça yüksek bir oran. Bu da bankayı yabancı yatırımcılar açısından cazip kılacak önemli faktörlerden biri. Çünkü yabancı yatırımcılar temettü getirisine çok dikkat ediyorlar. Türkiye’deki şirketler de genel de bu açıdan çok cazip değil.  

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz