Hisse, altın ve TL faiz ağırlıklı bir portföy dağılımı öneren Ergüder sorularımızı şöyle yanıtladı...
Talip Yılmaz
Ağustos ayında altın ve dövizde yeni rekor seviyeler görülürken borsada satış yaşandı. Sonbahara girerken Merkez Bankası’nın attığı sıkılaştırma adımlarının etkileri izlenecek. Garanti BBVA Yatırım Genel Müdürü UTKU ERGÜDER, bu dönemde hisse, TL faiz ve altın ağırlıklı portföy öneriyor. Ergüder, risklere rağmen borsada alım fırsatı olduğunu söylüyor.
Piyasalar, hareketli bir ağustos ayını geride bıraktı. Yurt içinde ve dışında piyasalar yüksek volatil bir hareket sergiledi. Dünyada altının ons fiyatı yeni rekor seviyeler gösterirken, Türkiye’de gram altın, döviz yeni rekor seviyeleri gördü. Borsalarda da volatil süreç devam etti. Bundan sonraki süreçte piyasaların odaklanacağı belki de en önemli konu, salgının yayılım hızı ve aşıya yönelik gelişmeler olacak. Yine salgına bağlı olarak iş yeri kapanışları ve kısıtlamaların ne ölçüde gündeme gelip gelmeyeceği izlenecek. Bununla beraber küresel büyümeye ilişkin veri akışı, ABD-Çin ilişkilerinin durumu ve ABD seçimlerine ilişkin anket sonuçları da piyasaların odağında olacak konuların başında gelecek. İç piyasada ise hızlı parasal genişlemenin ardından atılan sıkılaştırma adımlarının etkileri izlenecek. Burada özellikle döviz kurlarının seyri önemli olacak. Yine Libya, Suriye’deki gelişmeler ve son olarak Doğu Akdeniz’deki jeopolitik gerilimin boyutu da piyasaların odağında olacak. İşte böyle bir ortamda sonbahara girerken, Garanti BBVA Yatırım Genel Müdürü Utku Ergüder ile piyasaların seyrini ve yatırım stratejilerini konuştuk. Hisse, altın ve TL faiz ağırlıklı bir portföy dağılımı öneren Ergüder sorularımızı şöyle yanıtladı:
Borsanın gösterdiği performansı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Pandemi sürecinde oluşan olumsuz fiyatlamaların ardından mart ayı ortalarından bu yana hisse senedi piyasasında beklentimiz pozitif tarafta oldu. Ancak temmuz ayı sonunda ulaşılan seviyeler sonrasında kısa vadede düzeltme ihtimaline karşı risk-getiri dengesinin dikkatli ayarlanması gereken bölgeler olarak değerlendirdik. Yakın vadede gündeme gelebilecek olası düzeltmelerin, getiri arayışlarının gerek küresel gerekse de yurt içinde devam ettiği ortamda, yeni alım fırsatlarını gündemde tutmaya devam edeceğini öngörmüştük. Sonuçta bu geri çekilmeleri de gördük.
Peki bu geri çekilmeler hisse senedi piyasasında alım fırsatı yaratıyor mu?
Bu aşamada geri çekilmelerde alım fırsatlarının sürdüğü görüşümüz var. Bu görüşümüzü korumakla birlikte piyasa ajandasında yaklaşan bazı başlıklar nedeniyle gerek yurt dışı piyasalarda gerekse de yurt içi piyasalarda, dalgalı eğilimin ön plana çıkabileceğini düşünüyoruz.
Piyasalarda dalgalanmalara neden olabilecek başlıklar nelerdir?
Yurt dışı piyasalar açısından yaklaşan ABD seçimleri önemli. Yurt içinde ise gündeme gelebilecek büyük ölçekli halka arzlar, piyasalarda dalga boyutunu kısa vadeli olarak yükseltebilecek gelişmeler olarak görülebilir. Yılın ikinci yarısı adına özellikle küresel tarafta bir risk faktörünün fiyatlamalara dahil olmaması halinde, hisse piyasası yeniden destek bulabilir ve bu perspektifte BİST-100 Endeksi’nde TL bazlı zirvenin yenilenmesi gündeme gelebilir. Bu aşamada ise endekste beklentimiz önümüzdeki iki aylık süreçte 1.100-1.200 bandında bir hareketin olabileceği yönünde.
Kurda son hareketin ana nedenleri neler?
Pandemi döneminde ekonomik aktivitelerin desteklenmesi ve salgın nedeniyle oluşan talep koşulları değişikliğinin aşağı yönlü risk oluşturmaması için hem mali teşvik hem de para politikası destekleri ön plandaydı. TCMB, global ortamdaki düşen faizlere paralel olarak yıl sonu enflasyon tahmini doğrultusunda politika faizi indirimlerine devam etti. Buna ek olarak hedefli likidite imkanları kapsamında, piyasaya uygun maliyet ile fonlama sağladı. Faizlerdeki düşüş ile beraber artan talep, yanı sıra pandemi döneminde kapalı kalan ekonominin açılması ile fiyatlarda oluşan yükseliş, enflasyonda yukarı yönlü bir baskı oluşturdu. Ayrıca petrol fiyatlarının salgının ilk zamanlarındaki düşük seviyelerden yeniden yükselişe geçmesi, maliyet yönlü baskıları da gündeme getirdi. TCMB yıl sonu TÜFE tahminini bu sırada 150 baz puan yükselterek yüzde 8,9’a çekti. Devamında ağırlıklı ortalama fonlama maliyetini yaklaşık 200 baz puan yükseltti. Sıkılaştırıcı adımların da devam etmesini bekliyoruz. Ağırlıklı Ortalama Fonlama Maliyeti (AOFM) yüzde 9,5’i aşarak yıl sonu TÜFE tahmini olan yüzde 8,9’u geçti. Bankalardaki TL mevduat faizlerinin de arttığı izleniyor.
Peki bundan sonra kur tahminiz nedir? Kurun ateşi sönebilir mi?
Yıl sonu kur tahminimiz 7,50 seviyesinde. Çünkü FED üyelerinden bazıları, ekonomik teşvik ve hedeflenen yüzde 2 enflasyona ulaşılması için ilave destekler gerektiğini savunuyor. Dolayısıyla önümüzdeki FOMC toplantılarında daha güvercin bir FED göreceğiz. Buna bağlı olarak da dolar endeksinin zayıflamaya devam edeceği beklentimizle, kurda bir rahatlama yaşanabilir.
Fonlama faizleri yüksek kalmaya devam eder mi? Gösterge faizde beklentiniz nedir?
Enflasyonda hedeflenen düşüş patikasına yeniden dönülene kadar fonlama faizlerinin yüksek kalmasını bekleyebiliriz. Yurt dışında faizlerin uzun bir süre düşük kalacak olmasının da etkisi ile yurt içinde enflasyon görünümü zayıflamaya başlayınca, gösterge faizlerin de yeniden tek haneye indiğini görebiliriz. TCMB’nin ağustos PPK toplantısında politika faizini tek haneli seviyede sabit bırakması da faizlerin yeniden bu seviyelere dönmesi için bir işaret olarak algılanabilir. İki aylık süreçte ise gösterge faiz tarafında beklentimiz yüzde 11-12 bandında.
GARANTİ BBVA YATIRIM’IN HİSSE ÖNERİLERİ Arçelik: Yurt içi faaliyetlerinde normalleşme beklentileri ve 2020 ikinci çeyrekte bir defaya mahsus gelirlerin net kâra katkısı önemli. Aksigorta: Düşen hasar oranı ve artan teknik kâr öne çıkarıyor. Ford Otosan: Görece defansif ürün portföyü, kârlı maliyet yapısı ve alım garantili sözleşmeleri var. Koç Holding: Yüksek iskonto ve dengeli portföyü var. Turkcell: Sadeleşmiş ortaklık yapısı ve güçlü faaliyet kâr marjının devamı önemli. YKB: Kârlılıkta toparlanma ve iyi marj yönetimi öne çıkarıyor. |
TL CİNSİ VARLIKLARDA DENGE SAĞLANIYOR TCMB pandemi döneminde destekleyici politikalarıyla fonlama maliyetini oldukça düşürdü. Bunu takiben oluşan talep, enflasyonda bir miktar yukarı yönlü baskı oluşturduğu için TL’nin reel getiri avantajı kayboldu. Duruma müdahale eden TCMB ağırlıklı ortalama fonlama maliyetiniyaklaşık 200 baz puan yükselterek sıkılaştırıcı önlemler aldı. Ağustos ayı PPK toplantısında politika faizi sabit kaldı ancak sıkılaştırıcı hamlelerin devam edeceği belirtildi. Bu noktada yıl sonu TÜFE tahminlerinin bir miktar yükselmiş olması, tahvil piyasasında fiyatlanıyor. Piyasa faizlerinin de yükselmesi Türk Lirası cinsi varlıklarda denge sağlıyor. |
UTKU ERGÜDER’DEN DİKKAT ÇEKEN NOTLAR… Borsada geri çekilmeler alım fırsatı yarattı. Ancak ABD seçimleri ve içeride büyük halka arzlar endeksi etkileyebilir. Yurt dışında büyük riskler gündeme gelmezse TL bazında endeks yeniden zirve deneyebilir. Ağırlıklı Ortalama Fonlama Maliyeti (AOFM) yüzde 9,4’e yaklaşarak yıl sonu TÜFE tahmini olan yüzde 8,9’u geçti. Bankalardaki TL mevduat faizlerinin de arttığı izleniyor. Yıl sonu kur tahminimiz 7,50 seviyesinde. Çünkü FED üyelerinden bazıları, ekonomik teşvik ve hedeflenen yüzde 2 enflasyona ulaşılması için ilave destekler gerektiğini savunuyor. TCMB’nin ağustos PPK toplantısında politika faizini tek haneli seviyede sabit bırakması, faizlerin yeniden bu seviyelere dönmesi için bir işaret olarak algılanabilir. |
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?