Mısır, yağ, şeker ve un gibi birbirine zıt ürünleri bağrından çıkarabilen tek ürün...
Mısır nişastası ve unu ile gıda sanayinde kendine tartışmasız bir yer edinmiş durumda. Yan ürünferiyse savunma sanayinden tekstile ilaca kadar birçok sektörün hammaddesi... 2010 ciroları 50 milyar dolara yaklaşan bu sanayileri şahlandıransa mısırı işleyerek katma değerli ham maddeye dönüştüren Nişasta bazlı şeker sanayi... Nişasta ve Çfikoz Üreticileri Derneği Başkanı Rint Akyüz sektörlerini "yarattığı katma değer açısından dünyanın en önde gelen sanayisi" olarak tanımlıyor. Akyüz, tamamen yerli mısır kuffanan sektörlerinin, hemen her yıl üretimin rekolteye göre yüzde 20 ila 25'ini satın aldığını açıklıyor. Tarihte pek çok ülke varlığını mısıra borçlu. Yeni Dünya'nın sembolü olan bu bitki, Eski Mısır Uygarlığı ile boy ölçüşebilecek hatta ondan daha uzun bir tarihe sahip. Yaklaşık 9 bin yıldır yetiştirildiği tahmin ediliyor. Orta Amerika medeniyetleri adeta mısır bitkisi ile yoğrulmuş. Eski Maya tapınaklarında baş köşe mısır tanrısına ayrılırmış... inanışa göre yarı tanrı Quetzalcoatl mısır bitkisini Azteklere armağan etmiş. Bu doğru mudur bilinmez ama insanlığa armağan olduğu bir gerçek. Çünkü, mısır yeryüzündeki en yararlı ve en fonksiyonel tarım ürünlerinden biri. Mısırdan birbirinden tamamen farklı pek çok ürün elde edilebiliyor. Yağ, şeker ve un gibi birbirine zıt ürünleri bağrından çıkarabilen başka bir ürün yok gibi. Mısırözü yağı, mısır şekeri, mısır unu ve nişastası. Mısırdan elde edilen bu ürünler, gıda sanayinde kendine tartışmasız bir yer edinmiş durumda. Yan ürünleri ise savunma sanayinden tekstile yem sanayinden ilaca kadar ekonomimizin can damarı birçok sektörün ham maddesi olarak kullanılıyor... 2010 ciroları 50 milyar dolara yaklaşan bu sektörleri şahlandıran ise mısırı işleyerek katma değerli ham maddeye dönüştüren Nişasta bazlı şeker sanayi... Nişasta ve Glikoz Üreticileri Derneği (NUD) Başkanı Rint Akyüz, sektörlerini "yarattığı katma değer açısından dünyanın en önde gelen sanayisi" olarak tanımlıyor. Akyüz, şu anda tek hammaddelerinin mısır olduğunun altını çizerek 2010 yılında yüzde 1,4 artışla 4 milyon 310 bin ton mısır üretiminde ve 2000'li yılların en yüksek düzeyinin yakalanmasında sanayi olarak düzenli alımlarının büyük payı olduğunu vurguluyor. "Gıda konusunu ele alıyorsak öncelikle tarımdan başlamalıyız" diyen Akyüz, tamamen yerli mısır kullanan sektörlerinin hemen her yıl üretimin rekolteye göre yüzde 20 ila 25'ini satın aldığını, "çiftçiden yaptıkları düzenli alımlar nedeniyle de ülkemizdeki mısır tarımının en büyük destekçisi" olduklarını söylüyor. Türkiye'de mısırdan 250 çeşit ürün üretildiğine belirten Akyüz, "Gıdada ilaçta, tekstilde, kağıt, boya, hatta savunma sanayinde bile mısır kullanılıyor" diyor. Kotalı üretim yaptıklarına da dikkat çeken NUD Başkanı, kotalı üretimin nişasta ve mısır şekerini hammadde olarak kullanan piyasaların daralmasına yol açtığını, kota nedeniyle gıda sanayimizin ihtiyacı kadar mısır şekeri üretemediklerini de sözlerine ekliyor. Özellikle gıda ve içecek sanayinin, 6,7 milyar dolarlık ihracatı ve pozitif dış ticaret dengesi ile ön planda olduğunu söyleyen Akyüz, "Bu, Türk gıda sanayinin gücünü gösteriyor. Bu nedenle gıda ve tarım sektörlerimize daha rekabetçi yapı kazandırılmalı, bunu sağlamak için de sektörümüzün kotalı üretimi kaldırılmalı" görüşünü dile getiriyor. Mısır şekerine ilişkin olarak son dönemlerde ortaya atılan iddiaların tüketicilerde yarattığı kafa karışıklığına da değinen Akyüz, NUD desteğiyle hazırlanan misirsekeri.com adlı web sitesinin kısa bir süre önce yayınına başladığını kaydediyor. Akyüz "misirsekeri.com ile tüketicilerimizin 'bilimsel gerçeklerle' bilgilenmesini amaçlıyoruz. Mısırdan elde edilen ve doğal bir tahıl ürünü olan mısır şekerine ilişkin efsaneleri ve bilgi kirliliğini ortadan kaldırmayı hedefliyoruz" diyor.~
GIDA SEKTÖRÜNDE TERCİH EDİLİYOR
Nişasta bazlı şeker sanayinin hammaddesi olan mısırın modern tesislerde işlenmesiyle doğal nişasta ve mısır şekeri üretiliyor. Bu ürünlerin yanı sıra mısır kepeği, mısır proteini ve mısır özü gibi ilave ürünler elde ediliyor. Mısır özü, rafine edilerek sofralarımıza mısırözü yağı olarak gelirken, geriye kalan küspesi et ve süt için beslenen sığırlara kaliteli bir yem kaynağı oluyor. Mısır kepeği de aynı şekilde hayvan beslenmesinde yem rasyolarına katılıyor. Yüksek derecede protein ve enerji kaynağı olan mısır proteini ise kümes hayvanlarının beslenmesinde kullanılıyor. Gıda ve içecek sanayi tarafından un, nişasta, mısır şekeri, yağ, endüstriyel alkol, alkollü içkiler ve yem üretiminde kullanılıyor. Türkiye'de mısır nişastası ve bu nişastadan üretilen mısır şekeri, gıda sanayimizin çok önemli iki hammaddesini teşkil ediyor. Mısır şekeriyle ise şekerlemeler, şekerli maddeler, unlu mamuller, baklava, helva, dondurma, reçel, alkollü ve alkolsüz içecekler, sakız gibi gıda maddeleri üretiliyor. Pancarı şekeriyle karşılaştırıldığında mısır şekeri yüksek kaliteli bir ürün ve gıda sanayinde birçok alt sektör tarafından ham madde olarak tüketiliyor. Gıda sanayi, üretiminde sağladığı kolaylıklar ve ürüne getirdiği bazı özelikler nedeniyle, mısır şekerini tercih ediyor. Hatta şekerleme gibi bazı ürünlerde kullanımları teknik bir zorunluluk... "Yüksek Fruktozlu Mısır Şurubu" gibi kafa karıştıran bir isme sahip olan mısır şekerinin, halk arasında çay şekeri olarak bilinen pancar şekerine ikame olduğu yönünde bazı iddialar sıkça gündeme gelse de birçok gıda ürünü, her ikisi bir arada olmadan yapılamıyor. Çikolata ve şekerleme sektörleri buna en iyi örneği teşkil ediyor. Üstelik bu sektörler Türkiye'de üretilen pancar şekerinin neredeyse dörtte birini kullanıyor. Ama gıda ve içecek sanayi için tek ölçü bu değil tabii... Üreticiler, gıda ve içecekleri tüketicinin ihtiyaç ve tercihleri doğrultusunda formüle ediyor. Tüketici beklentilerinin en başında tat yer alırken, bunu besleyicilik, kullanım kolaylığı, ulaşılabilirlik ve fiyat takip ediyor. işte mısır şekeri, tatlandırıcı özelliğinin yanı sıra tüketicinin bu beklentilerine cevap vermek için kullanılıyor. Peki, mısır şekeri bunu nasıl karşılıyor? Örneğin, içeceklerde ve fırıncılık ürünleri dolgularındaki aromayı kararlı kılarak birçok meyve ve baharatın aromasını zenginleştiriyor. Ya da su aktivitesini düşürerek mikrobiyal bozulmayı engelliyor ve ürününün raf ömrünü uzatıyor. Ayrıca konserve edilmiş meyvelerin sıkı yapısını koruyarak daha taze kalmalarını sağlıyor. Bunların yanı sıra ürünlerde yumuşak yapı oluşması, fermente olabilirlik ve ürün kararlılığının sağlanması gibi aşamalarda üreticiye kolaylık sağlıyor.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?