Zegna, 100 Yılı Nasıl Yakaladı?

Dünyanın önde gelen lüks erkek giyim markası Ermenegildo Zegna, bu yıl 100’üncü yılını kutluyor. Asırlık şirketin 4’üncü kuşak yöneticisi Gildo Zegna, az sayıda şirketin erişebildiği bu başarının s...

1.03.2010 02:00:000
Paylaş Tweet Paylaş

Dünyanın önde gelen lüks erkek giyim markası Ermenegildo Zegna, bu yıl 100’üncü yılını kutluyor. Asırlık şirketin 4’üncü kuşak yöneticisi Gildo Zegna, az sayıda şirketin erişebildiği bu başarının sırrını kaliteli üretim, doğru insanlarla çalışma ve finansal sağlamlık olarak özetliyor. Aile şirketlerinde demokratik yönetime inanmadığını söyleyen CEO, “Biz şirketimizi askeri disiplinle yönetiriz. Değişmez kurallarımız vardır ve daima bu kurallara uyarız” diye konuşuyor.

Ömür Uzatan 4 Kritik Etken

 

hedAile şirketleri çok uzun soluklu olmaz. Genellikle hemen ikinci kuşakta aile bireyleri arasında çatışma başlar. Bu çatışma şirketi sıkıntıya sokar ve çoğu kez sonun başlangıcı olur. Dünyada uzun yaşayan aile şirketlerinin sayısı, bu nedenle çok fazla değildir. Az sayıdaki örneklerinin ise hep çok başarılı olduğu görülür.

İtalyan lüks erkek giyim markası Ermenegildo Zegna, işte bu örneklerden biri. Bu yıl 100’üncü yaşını kutlayan şirket, 4 kuşaktır aile bireylerince yönetiliyor.

Şirketin şu andaki CEO’su Gildo Zegna, görevi babası Aldo Zegna’dan devralmış. Ona göre Zegna’nın başarısının ardında kaliteli üretim, doğru insanlarla çalışma ve finansal sağlamlık olmak üzere 3 temel etken var. Ayrıca her zaman disiplinli çalışmaya inanmalarının ve kuşaklar boyu süregelen yenilikçilik ve girişimcilik ruhunun da başarıda büyük katkısı olduğunu düşünüyor. Gildo Zegna, “Ben iş hayatında her zaman demokrasiye inanmam” diye konuşuyor. İtalyan Zegna’daki yönetim anlayışının Alman tarzı olduğuna dikkat çeken yönetici şöyle devam ediyor: “Disiplin ve çok çalışma DNA’mızda var. Karar süreçlerinde yazılı kurallarımızı dikkate alırız. 10 yıldır bir anayasamız var. Burada yazılanlar asla tartışmaya açık değildir ve yönetimdeki herkes uymak zorundadır.”

Ermenegildo Zegna bugün 86 ülkede 500’ün üzerinde mağaza ile hizmet veriyor. 2008 cirosu 870 milyon Euro olarak gerçekleşen dev şirket, 2009 yılında krize rağmen büyümesini sürdürdü.

Gildo Zegna, kendisinden sonra aile bireylerinden kimin CEO’luğu devralacağını bilmiyor. “Henüz bir adayım yok” diye konuşuyor. Yeni kuşağı işe hazırlamak için de özel bir çalışma yapmadıklarına dikkat çekiyor. Sadece tecrübe aradıklarının altını çiziyor. Bu tecrübenin Zegna bünyesinde olması gerekmediğini söyleyen Gildo Zegna, “Bizim işimiz aile bireylerini işe yakın tutmak ve onlara fırsat tanımak. Ama kimseyi bu şirkette çalışmaya mecbur tutmuyoruz. Sadece aileye saygılı olmalarını bekliyoruz” diye konuşuyor.

Gildo Zegna ile asırlık Ermenegildo Zegna’nın başarısının sırlarını, aile şirketi yönetmenin inceliklerini konuştuk:

*Dünyada 100 yıl yaşayan çok fazla aile şirketi yok. Zegna’nın başarısının ardındaki sır nedir?
Aslında çok fazla sır yok. Birincisi, işimizi iyi yapıyoruz. Kaliteden asla ödün vermiyoruz.

İkincisi, doğru insanlarla çalışıyoruz. İşte başarıyı yakalamak için doğru insanları seçmek ve onları motive etmek çok önemli. Her zaman çalışanlarımızı yüksek performanslarından ötürü ödüllendiririz. Performansı düşük olanla ise çalışmak istemeyiz.

Diğer yandan çalışanlarımızı her zaman dünyada neler olup bittiği ile ilgili bilgilendiririz. Onları daima işin içinde tutarız.

Başarımızın ardındaki üçüncü etken de finansal sağlamlık. Şirket olarak hep likit kalmayı tercih ettik. Bugün aldığınız bir kararı hemen hayata geçirebilmek için likidite çok önemli. Likit olmak büyük bir esneklik ve hız kazandırıyor.

Büyükbabam yenilikçi biriydi. Risk almayı severdi. Bu açıdan kelimenin tam anlamıyla bir girişimciydi. Bu özelliklerini de bize miras bıraktı. Dördüncü etken olarak da bunu sayabiliriz.

Ailenin her ferdinin sahip çıktığı bu mirasın da başarımızın itici gücü olduğunu düşünüyorum. Büyükbabam 1938’de Amerika pazarına açıldı. Çin’e ilk yatırım yapan lüks marka olduk. 1991’de gittiğimiz bu pazar bugün en büyük pazarımız konumunda. Dünya genelindeki toplam 550 adet mağazamızın 73’ü Çin’de. Yine 2005’te Hindistan pazarına ilk yatırım yapanlardan biriydik. Türkiye pazarında da çok uzun yıllardır hem üretici hem perakendeci olarak varız.

*Zegna kaç kuşaktır aile bireylerince yönetiliyor?
Biz 4’üncü kuşağız. Hikayemiz 19. yy’ın ikinci yarısında büyükbabamın babası Angelo Zegna ile başlıyor. Angelo, 10 çocuklu bir ailenin en küçüğü. Saat imalatçısı olarak işe başlıyor. Sonrasında 4 atölye ile yün kumaş üretimine giriyor.

Asıl işi yaratan, yani bir aile şirketinin temellerini atan ise büyükbabam Ermenegildo Zegna oluyor. 18 yaşında genç bir girişimci olarak işe başlıyor. 1910’da Milano yakınlarındaki Biella Alpleri eteğindeki Trivero’da ilk fabrikayı kuruyor ve burada kendi deyimiyle dünyanın en güzel kumaşlarını üretiyor. Büyükbabam evrensel bir vizyonla önce Amerika’ya açılıyor. Ardından Zegna’nın ihracatı 40 ülkeye ulaşıyor.

1960’ların ortalarında babam Aldo ve amcam Angelo üçüncü kuşak olarak işi devralıyor. 1968’de Novara’daki fabrikayı açıyorlar. Ardından İspanya ve İsviçre başta olmak üzere dünyaya açılımı hızlandırıyorlar. Bugün işimizin çok önemli bir bölümünü oluşturan “kişiye özel üretim”, onların döneminde başlıyor. Zegna’nın kumaş üretiminden perakendeye geçişi de yine babam ve amcamın yönetiminde oluyor. Onların ardından da bizim kuşak göreve geldi.

*Şu anda aileden kaç kişi yönetimde yer alıyor. Bu kişiler hangi sorumlulukları üstleniyor?
Ben şirketin CEO’suyum. Kuzenim Paola Zegna, yönetim kurulu başkanı olarak görev yapıyor. Kız kardeşim Anna, şirketin kreatif direktörü.

Ayrıca biz dizi sosyal sorumluluk projesini hayata geçirdiğimiz Zegna Vakfı da onun yönetiminde. Ailenin bir diğer ferdi Benedetta da yine tasarım tarafında yönetici olarak görev yapıyor.

Büyükbabam Ermenegildo Zegna, aynı zamanda bir ekolojistti. Fabrikamızın bulunduğu Biella eteğindeki Trivero kasabasını bizzat kendisi inşa etti. Buraya hastane, okul, spor tesisleri yaptırdı.

Bunların yanı sıra Biella ile Trivero arasında 14 kilometrelik bir panoramik yol inşa etti. Bu yolun geçtiği vadiye de yüzlerce çeşit ağaç ekti. Şimdi bu bölge Zagna Vadisi olarak biliniyor. Buranın yönetimi de Paola’nın ablası, kuzenim Laura’ya emanet.

Reneta Zegna da yönetim kurulumuzda görev yapan bir diğer aile ferdi.

*Öyle anlaşılıyor ki her yeni kuşak işi bir adım ileriye taşımayı başarmış, şirkete yeni açılımlar katmış. Sizin yönetiminizde Zegna bugün nasıl bir konuma ulaşmış durumda?
Bizim ailede bir söz vardır. Her yeni kuşak binaya bir kat çıkar. Ben kendimi, o dönem şirketimizin zayıf olduğu pazarlama alanında geliştirdim ve şirkete bu alanda yeni bir ufuk açtım diyebilirim. Bunun dışında biz de şirketin global arenadaki varlığını güçlendirmek için çalıştık. Global bir lüks marka vizyonuna katkı sağladık. Bugün toplam 86 ülkede faaliyet gösteriyoruz. Dünya genelinde 550 mağazamız bulunuyor. Bunların 300 tanesinin doğrudan sahibiyiz. Dünya çapında 7 binin üzerinde çalışanımız var. 2008 yılında ciromuz 870 milyon Euro düzeyinde gerçekleşti. 2009’da krize rağmen tek haneli bir büyüme yakaladık.

*Hiç kurumsal yönetimi ya da halka açılmayı düşündünüz mü?
Bizim yönetim anlayışımız çok Alman tarzıdır. Disiplin ve birbirine karşı saygı hep ön planda tutulur. Azim ve titiz çalışma vazgeçilmezdir. Ben kişisel olarak iş hayatında her zaman demokrasiye inanmam. Bazen askeri düzen gerekir. Bizim de şirkette askeri bir düzenimiz var. Kurallarımız belli. Daima bu kurallara göre hareket ederiz. Bir kural bir kere yazıldığında artık tartışılmaz ve uyulması gerekir. Halka açılmayı hiç düşünmedik. Bundan sonrası için de düşünmüyoruz.

*Aile şirketlerinin anayasaları oluyor. Sizin de var mı?
Evet en az 10 yıldır yazılı bir anayasamız var. Bu anayasayı hazırlarken danışmanlık aldık. Yönetim kurulumuzda bugün de birkaç tane çok iyi bağımsız üye yer alıyor. Bağımsız kurul üyelerini çok önemsiyoruz. Bu süreci babam başlattı, ben tamamladım diyebilirim.

“Hedef Açıksa Çatışma Olmaz”

Karar Mekanizması Nasıl Çalışıyor?
Açıkçası karar vermek benim işim. Ben karar veriyorum ve uyguluyoruz. Elbette yeni fırsatları, gelişmeleri birlikte konuşup tartışıyoruz. Üzerinde hep birlikte çalışıyoruz. Ancak sonuçta şirketin CEO’su olarak kararı ben veriyorum. Söylediğim gibi kurallarımız belli. Ben de karar alırken bu kurallar dahilinde karar alıyorum, kendi fikirlerimi ön planda tutmuyorum. Hedef açıksa aramızda anlaşmazlık olmuyor. Zaten genellikle de net hedefler koyuyoruz. Sadece zaman zaman hedefe giden yol konusunda anlaşmazlık olabiliyor. Bunları da yine birlikte tartışıp çözümlüyoruz.

“Akıl Hocam Karımdır”
İş hayatımda akıl hocam karımdır. Bana çok yardımcı oluyor çünkü son derece objektif. İşin içinde değil ama işimizden anlıyor. Ayrıca beni de çok iyi tanıyor. Onun dışında yönetim kurulundaki bazı bağımsız üyelere de danışırım. Büyükbabamdan her zaman en iyisini başarmayı, insanlara karşı toleranslı olmayı, başarıyı takdir etmeyi öğrendim. Bunlar bana yönetici olarak hep çok yardımcı oldu. Büyükbabam ayrıca çok hayırsever bir insandı. Ailecek onun bu yönünü de aldığımızı düşünüyorum. Ama rol modeliniz kim diye sorarsanız, babam derim. Babam tanıdığım en zeki insandır.

Yeni Kuşak Nasıl Hazırlanıyor?

Beni Babam Hazırladı
Babam benim gerekli deneyimi nasıl edineceğimle ilgili çok somut fikirlere sahipti. Londra’da ekonomi okudum. Bir süre Amerika’da kaldım. Berlin’de ilk iş tecrübemi edindim. Pazar araştırması yapmak üzere bir süre İspanya’da bulundum. 1982’de New York’a gittim ve 4 yıl boyunca Zegna’nın Amerika’daki operasyonunu yönettim. Benim deneyimim hep işimizle ilgili konularda oldu.

Tecrübe Çok Önemli
Şimdi yeni kuşak için özel bir hazırlık yaptığımızı söyleyemem. Herkes kendi kendini hazırlıyor diyebilirim. Ancak mutlaka eğitimlerini tamamlamaları ve tecrübe kazanmaları gerekiyor. Bu tecrübeyi mutlaka Zegna bünyesinde kazanmalarını beklemiyoruz. Sadece insanları nasıl yöneteceklerini bilmelerini, kendi hayatları kurmalarını bekliyoruz. Kimseyi şunu ya da bunu yap diyerek zorlamıyoruz.

Yeni Ceo Kim Olacak?
Bizim işimiz fırsat vermek. Aile bireylerini işe yakın tutmak. Bu nedenle herkese fırsat veriyoruz ama kimse bu işin içinde olmak zorunda değil. Ancak her zaman aile işine saygı duymaları gerekiyor. Henüz benim yerime aile bireylerinden kimin geçeceği belli değil. Bir adayım da yok. Olsaydı söylerdim. Şu anda benim dönemim devam ediyor. Benim yerime kimin geçeceğine ben işimi tamamladıktan sonra karar vereceğiz.

Hande D.Süzer
[email protected]


 

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz