ABDİ İBRAHİM 500 BİN TL AYIRIYOR
İlaç sektörünün en büyük oyuncularından Abdi İbrahim, atık yönetimi konusuna duyarlı yaklaşıyor. Çevre politikası gereği atıkların kaynağında azaltılması, ayrı toplanması ve en uygun yöntemlerle bertaraf edilmesini hedefleyen şirket, atık yönetimi için yıllık 500 bin TL'lik bütçe ayırıyor. Atık tesisleri için de bugüne kadar 100 bin TL civarında yatırım yapmış durumda. Abdi İbrahim Genel Müdürü Tevfik Bilge, "Hem Abdi İbrahim Tower'da hem üretim tesisleri ve ARGE merkezimizde, her bir atık türü için toplama kutularımız ve torbalarımız var. Topladığımız atıklarımızı yine özel olarak tasarlanmış, her bir atık türü için ayrı bölümlere sahip modern atık depomuzda geçici depoluyoruz" diyor. Abdi İbrahim'in yıllık atık miktarına gelince... Bilge, bu konuda şu bilgilendirmede bulunuyor: "2010 yılında 350 bin 835 kilo kağıt, 118 bin 960 kilo plastik, 31 bin 680 kilo cam, 30 bin 485 kilo metal, 66 bin 564 kilo ambalaj malzemesi ve 8 bin 579 kilo elektronik atığı geri dönüşüme kazandırdık. 213 bin 707 kilo tehlikeli atığımızı da yine yönetmeliklere uygun olarak bertaraf ettik. 2008 ve 2010 yılları arasında kağıt ve karton ürünlerin geri dönüşüme kazandırılması konusunda oranımız yüzde 74, plastikte geri dönüşüm oranımız yüzde 193, metallerin geri dönüşüme kazandırılması oranımız yüzde 342 arttı."
KÜTAHYA SERAMİK'İN PLANLARI
Kütahya Seramik, 2007 yılından itibaren çevrenin korunması amacıyla daha az gaz yakmaya çalışıyor. Özellikle fırın bacalarındaki atık havanın geri kazanımı ile ilgili olarak fırınlardan gelen sıcak havayı kurutucularda kullanarak enerji verimliliği sağlıyor. Kütahya Seramik Fabrikalar Genel Müdürü Celal Üstündağ, bu şekilde fırınlarda gaz kullanımını düşürerek yüzde 25 enerji tasarrufu elde ettiklerini söylüyor. Üstündağ, "İlki duvar karosu üretimlerimizde yapılan bu yatırım, 2010 yılında yer karosu üretimlerimizde de gerçekleştirildi ve enerji kazanım sistemi ile yüzde 17 enerji tasarrufu sağlandı" diyor. Kütahya Seramik 2008 yılında yeni tasarımı yapılan frit fırını sayesinde gaz tüketimini yüzde 86azalttı. Bu uygulama ile birlikte çevreye aylık 198 bin m3 daha az gaz salınımı gerçekleştiğini belirten Üstündağ, "Çevresel atıkların azaltılması yönünde diğer bir çalışma da şekillendirme bölümümüzde yapıldı. Preslerimizde kullanılan hidrolik yağ yerine sentetik yağ kullanımına geçilerek yıllık yağ değişimi 1 yıldan 5 yıla çıkarıldı ve 64 ton atık yağ oluşumunun önüne geçildi. 2011 yılında da frit tesisimizde oksijenli yanma sistemi frit fırını yatırımlarımız devam edecek" diye konuşuyor.
NOVARTIS'İN PERFORMANSI
İlaç sektörünün bir başka güçlü oyuncusu Novartis Türkiye de bünyesinde yer tüm sahalarda, tesisler ve ofislerde sürdürülebilir çevresel yönetim prensiplerini uyguluyor. Örneğin şirketin Kurtköy üretim tesisinde, kaynağında katı atık ve atık su ayrıştırma altyapıları, ileri düzey atık işleme prosesleri ve kontrol üniteleri oluşturulmuş durumda. 2009 yılında yeni Novartis merkez ofisinin tüm altyapısı da ileri düzey sürdürülebilir çevresel prensipler paralelinde önemli bütçeli yatırımlar ile projelendirildi. Söz konusu çevresel yatırım ve projelerin finansal boyutunun oldukça önemli düzeyde bir rezerv ifade etiğini belirten Novartis Türkiye Başkanı Güldem Berkman, "Sürdürülebilir çevresel performansımız sadece yatırım ve proje bütçeleri ile değil, verimlilik kazanımları ile de önemli destek almakta. Örneğin Kurtköy üretim tesisimizde, 2006 yılında geliştirilen ileri düzey atık yönetimi programı ile her yıl maliyet düşüşü olarak kazanım hanemize, yaklaşık 65 bin Euro'luk performans yazılıyor" diyor. Berkman, atık yönetimine ilişkin hedeflerini de şöyle özetliyor: "Katı, sıvı ve emisyon atıklarımızın kaynağında önleme ve etkin yönetim projeleri ile global ölçekte, son 5 yıl içerisinde atmosfere salınan sera gazı miktarını yüzde 66 oranında azalttık. Bu yönde çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyor olacağız. İleri düzey atık yönetim uygulamalarımızı ısrarla sürdüreceğiz."~
PETKİM'İN BÜYÜK YATIRIMI
Petkim, tehlikeli atık yakma tesisini kurmak, geçici depolama alanlarının yapılması ve atık giderme ünitesinin rehabilitasyonu için bugüne kadar toplamda 30 milyon dolarlık yatırım gerçekleştirdi. Ayrıca verimliliği artırmak ve atık miktarını düşürmek amacıyla yeni jenerasyon katalizörlere geçildiğini belirten Petkim Genel Müdürü Hayati Öztürk, "Böylelikle hammadde ve enerjide sağlanan verimliliklerin yanı sıra ortaya çıkan standart dışı ürün, solvent ve çamur gibi atıkların oluşmasında önemli oranda düşüş sağlandı" diyor. Petkim'de atık yönetimine ilişkin yatırımlar bunlarla da bitmiyor. Öztürk, bu konuyla ilgili olarak da şu bilgiyi veriyor: "Çevresel içerikli PTA çamurunun arıtılması, klor alkali fabrikasında çamur arıtma sistemi kurulması için de yaklaşık 8 milyon dolar civarında bir yatırım planlandı ve yatırım 2010 yılında başladı. Toplamda ise Petkim'in 2010 yılında atık yönetiminin toplam maliyeti 12 milyon TL oldu." Petkim üretim süreçlerinde atıkları en aza indirmek amacıyla her yıl 50 milyon dolar civarında yenileme yatırımları da gerçekleştiriyor. "Endüstriyel atıklarımızın yönetiminde başarılı bir atık yönetim planı uyguluyoruz" diyen Öztürk, yapılan uygulamaların sonuçlarını da şöyle paylaşıyor: "2010 yılı için yaklaşık 200 ton ambalaj atığı İZGEP'e (İzmir Geri Kazanım Projesi) ücretsiz olarak verildi."
TÜPRAŞ'IN ATIK STRATEJİSİ
Tüpraş'ın atık yönetimindeki temel ilkesi, öncelikle atık miktarının azaltılması, katı, tehlikeli veya tıbbi atıkların kaynağında ayrıştırılması, geri kazanım işlemi yapılamayan atıkların lisanslı şirketler tarafından bertaraf edilmesi. 2009 yılında tehlikeli atıkların bertarafı için yaptıkları ödeme tutarının7,6 milyon TL olduğunu belirten Tüpraş yetkililerinin açıklaması şöyle: "2010 yılında Kurumsal Kaynak Planlama sistemimize entegre olan Atık Yönetim Programı devreye alındı. 2010 yılında tehlikeli atıkların yüzde 97,6'sını geri kazanım amacıyla lisanslı tesislere gönderilerek İzmit, İzmir, Kırıkkale ve Batman rafinerilerimizde tehlikeli ve tehlikesiz atık sahalarının yenilenmesi amacıyla 3,9 milyon TL harcama gerçekleştirildi. 2010'da atıkların rafineri sahası içinde toplanarak atık sahalarına taşıma işi için 731 bin TL, atıkların lisanslı tesislerde bertaraf ve geri kazanımı için ise 9,8 milyon TL ödeme yapıldı." Tüpraş yetkililerine göre, etkin bir atık yönetimi için öncelikle atığın oluşumu engellenmeli, mümkün olmadığı durumda ise arıtma uygulamaları devreye alınarak öncelikle atığın geri dönüşümü sağlanmaya çalışılmalı, bertaraf ise en son çare olarak düşünülmeli.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?