Sektörün CEO okulu

Özel bankaların genel müdür ve yardımcısı pozisyonlarına getirilen danışmanlık kökenli yöneticilerin sayısı giderek artıyor.

1.03.2013 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Sektörün CEO okulu
Hakan Binbaşgil, Temel Güzeloğlu, Pınar Abay ve Çim Güzelaydınlı... Bu genel müdürlerinin ortak bir noktası var: Hepsi kariyerine danışmanlık şirketinde başladı ardından bankacılığa geçti. Bugün bankalarda McKinsey, Ernst&Young gibi danışmanlık şirketlerinde yetişen, sayıları 20’yi geçen üst düzey yönetici var. Genellikle finans, mali işler ve bireysel bankacılıkta görev alıyorlar. Uzmanlara göre bankacılıktaki yenilikçi bakış açısı arayışı, bu trendi destekliyor. Onlara göre bankaların danışmanlık şirketlerinden yetenek alma alışkanlığı gelecekte de sürecek. Akbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil, Finansbank Genel Müdürü Temel Güzeloğlu ve ING Bank Türkiye Genel Müdürü Pınar Abay’ın ortak bir noktası var. Üç rakip de kariyerlerine danışmanlık şirketinde başlayıp sonra bankacılığa geçiş yaptı. Son yıllarda özel bankaların genel müdür ve yardımcısı pozisyonlarına getirilen danışmanlık kökenli yöneticilerin sayısı giderek artıyor. Öyle ki genel müdür yardımcısı düzeyinde Yapı Kredi Bankası’nda 5 ve Akbank ve Finansbank bünyesinde ise 4 isim görev alıyor. Garanti, HSBC ve Tekstilbank da danışman transfer etmeyi seven bankalardan... Yönetim danışmanları, bu trendin son 10 yılda giderek tırmandığı görüşünde. Danışmanlık tarafından gelen yöneticiler, ağırlıkla McKinsey’den yetişmiş. Aynı şekilde bankacılık sektöründe Ernst&Young ve iflas eden Arthur Andersen’dan yetişmiş isimler de var. Unida Danışmanlık Kurucu Ortağı Saide Kuzeyli’ye göre bu trendin arkasında yeni bir lider tipi arama isteği bulunuyor. Kuzeyli, “Bankalar eskiden ağırlıklı teftiş kurulları ve MT kanalıyla ya da transferlerle yaptıkları yetenek hazırlama ve lider yetiştirme politikalarını 2000’den başlayarak çeşitlendirdi. Yeni bir lider tipine yönelme zorunluluğu duydular” diyor.

Tabloyu görmek için görsele tıklayın.
FARKLI BAKIŞ AÇISI
Danışmanlık kökenli olmak, bankacılıkta yeni kan anlamına geliyor. Akbank İnsan Kaynaklarından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Bade Sipahioğlu Işık, “Danışmanlık kökenli olmak, farklı bakabilmek ve proje yönetimi özelliğini geliştirmiş olmak demek. Değişik sektörlerde bambaşka dinamiklerde çalışmış olmanın getirdiği doğal bir sonuç bu” diyor. Finansbank İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı Hakan Alp da Işık ile aynı fikri paylaşıyor: “İşletme körlüğü olarak tabir edilen alışkanlıkları taşımadıkları ve danışmanlıkları sırasında farklı sektörlerde farklı projelerde çalıştıkları için bankamıza araştırıcı ve yenilikçi bakış açıları kazandırıyorlar.” Egon Zehnder International Kurucu Ortağı ve Yönetim Danışmanı Murat Yeşildere de danışman kökenlilerin bankalara, özellikle küresel iyi uygulamaların yaygınlaştırılması ve stratejik düşünme konusunda katkı sağladıklarını düşünüyor. Yeşildere, “Sektörün dışından gelen yöneticilerin radikal değişim projelerini uygulama ve tamamlama kararlılığı, içeriden gelen ve zaman zaman duygusal bağları olan yöneticilere göre daha fazla oluyor” diyor. MY Executive Kurucu Ortak Müge Yalçın ise “Danışmanlık sektörü çok titiz bir seçim yapıyor, en iyileri işe alıyor. Kariyerleri sırasında rekabetçi bir ortamda çalıştırarak, pek çok eğitimle destekleyerek geliştiriyor. Bu da iş hayatında avantaj sağlıyor” diye konuşuyor.~

HANGİ ALANLARDA YOĞUNLAŞIYOR?
Bugün 9 özel bankanın genel müdür yardımcılığı koltuğunda oturan 19 yönetici, danışmanlık kökenli. Bu isimler, daha çok finans, mali işler ve bireysel bankacılık alanlarında çalışıyor. Finans tarafında bu özelliğiyle öne çıkanlar arasında Akbank Finansal Koordinasyondan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Atıl Özus, Finansbank CFO’su Adnan Menderes Yayla ile HSBC Türkiye Finanstan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Neslihan Alankuş Erkazancı’yı saymak mümkün. Erkazancı, şunları söylüyor: “Bu isimler, bankacılık faaliyetleri dışında organizasyon ve iş akışlarında geçmiş deneyimlerini kullanarak operasyon yönetimi, yeniden yapılanma, gelir gider dengesinin iyileştirilmesi gibi konularda katkı sağlıyor.” Garanti Bankası Bireysel Bankacılıktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Onur Genç, 2012’de McKinsey Türkiye’nin genel müdürlüğünden ayrılarak bankacılığa transfer oldu. Finansbank’ta da bireysel bankacılıktan sorumlu iki genel müdür yardımcısı Kunter Kutluay ve Erkin Aydın McKinsey’de yetişti. Kendi de danışmanlık kariyerine sahip HSBC İnsan Kaynakları’ndan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Şengül Demircan “Bu isimlerin daha çok iş performansı, stratejik planlama, değişim yönetimi, finans ve BT alanlarında görev yaptığını söylemek mümkün” diyor.

DANIŞMANLIK NE KATTI?
Geçmişte danışman olarak çalışmak yöneticiye farklı artılar getiriyor. Akbank Direkt Bankacılıktan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Orkun Oğuz bu artıyı, “Danışmanlıkta kısa sürede, odaklı şekilde proje yürütmek, yurtiçi ve yurtdışı en iyi örnekleri alıp düzenli iyileşmeye odaklanmak bir iş yapış tarzı” şeklinde açıklıyor. Finansbank Genel Müdür Yardımcısı Menderes Adnan Yayla, danışmanlık deneyimlilerin farklı sektördeki tecrübeleriyle geniş ve farklı perspektiften baktıklarına inanıyor. Akbank Bilgi Teknolojilerinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Turgut Güney de aynı fikirde: “Farklı müşterilerle farklı projeler yapmış olmak, kişiye çözüm üretme ve bütünsel resmi görebilme açısından önemli yetkinlikler kazandırıyor” diyor. Finansbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Kürşad Demirkol, “Özellikle yönetim danışmanı, bir müşteriyle çalışacağı süre boyunca proje amacına uygun doğru soruları sormak, doğru verileri toplamak, bunlarla analizler yapmak ve de bu analizlerden birtakım sonuçlara gitmek durumunda. Problem çözme hayat döngüsünün temel adımları bunlar” diye konuşuyor

LİDER YETİŞTİRMEDE SORUN MU VAR?
İşte tüm bu özellikler nedeniyle bankaların danışmanlara ilgisi süreceğe benziyor. Zaten Finansbank İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı Hakan Alp da, “İhtiyaçlar çerçevesinde piyasada farklı kurumların bu transferleri sürdürdüğünü biliyoruz” diyor. Finansbank’ın genel müdür yardımcılarından Adnan Menderes Yayla ve Kunter Kutluay da ekiplerinde danışmanlık kökenli kişilerle çalışmayı uygun gördüklerini belirtiyor. Adnan Yayla, “En azından birkaç arkadaşım danışmanlık kökenli olur” diyor. Ama tabii bu, bankalar kendi içlerinde yönetici yetiştiremiyor anlamına gelmiyor... Ernst&Young’da yetişen Akbank Finansal Koordinasyondan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Atıl Özus, “Ara sıra ihtiyaç duyulan uzmanlık alanları veya proje bazlı konular nedeniyle bankalarda boşluk oluşuyor. Ama bankalar içeriden yönetici yetiştiremiyor gibi bir sonuca ulaşılmaması gerekir görüşündeyim” diye konuşuyor. Akbank İnsan Kaynaklarından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Bade Sipahioğlu Işık da bunun kanıtı olarak 2012’de banka içi terfi oranlarının yüzde 97 olduğunu açıklıyor.

PINAR ABAY / ING BANK TÜRKİYE GENEL MÜDÜRÜ
MASANIN KARSI TARAFINA GEÇTİM"
“BANKACILIK BİLDİĞİM BİR ALANDI”

McKinsey’de geçirdiğim 13 yıl boyunca Avrupa ve Türkiye’de birçok banka ve finans kurumunun kritik stratejilerinin oluşturulmasında rol oynadım. Değişim süreçleri, satın alma projelerinin yürütülmesinde ve farklı pazarların araştırılmasında yoğun çalıştım. Dolayısıyla bankacılık sektörü bildiğim bir alan. Ancak şimdi danışmanlık hizmeti verdiğim masanın, artık karşı tarafında, yani bankacılık tarafındayım.~
“FARKLI PERSPEKTİF KAZANDIM”
McKinsey’de yaptığım işin bana farklı bir perspektif ve stratejik bakış açısı kazandırdığına inanıyorum. Danışmanlık sektörü, tüm dinamiklere farklı bir açıdan bakıp süreçleri daha analitik ve sonuca odaklı analiz edebilme yetisi kazandırıyor. Rekabetin dinamiklerine çok iyi hakim oluyorsunuz ve oyun planınızı kurarken birçok parametreyi bir arada değerlendiriyorsunuz. Bu tecrübeyle bankacılıkta kısa vadede kârlılık için adım atarken uzun vadede de sürdürülebilir büyüme yaratabiliyorsunuz.
“EKİPTE SİNERJİ ÖNEMLİ”
Ekip oluştururken danışman kökenli olmalı gibi çok net bir kriterimiz yok. Sektörün içinden gelen ve işin bankacılık tarafına hakim kişilerin yanı sıra kesişen farklı sektörlerdeki kişilerin de olmasının avantaj sağlayacağını düşünüyorum. Buradaki en kritik nokta, yaptığı işe farklı açıdan bakabilen arkadaşlarımın bir ekip olarak sinerji yaratmasıdır. Başarıda özü sözü bir, özünde iyi insan olan, takım çalışmasına yatkın, her gün heyecanla işe başlayan kişilerle çalışmanın fark yarattığına inanıyorum.

ÖZGÜR TANRIKULU / MCKİNSEY TÜRKİYE GENEL MÜDÜRÜ
"BU KADAR İSİM BİR TESADÜF DEĞİL"
İŞ HAYATINA 150 YÖNETİCİ KATTIK

Türkiye'nin önemli bankalarının yönetiminde olan isimlerin pek çoğunun McKinsey kökenli olması bir tesadüf değil. Şu anda dünyada en büyük 1.000 şirketin 170'ten fazlasının CEO'ları McKinsey kökenli. Bu başarılar, McKinsey olarak işe aldığımız ve yetiştirdiğimiz insanların yüksek standartlarının bir aynası. Bu Türkiye için de geçerli. Son 15 yıl gibi kısa bir süre içinde iş dünyasında önemli roller üstlenen 150'den fazla profesyonel yetiştirdik.
FİNANSI YAKINDAN TANIYORUZ
Finansal sektör, dünyada ve Türkiye'de en çok deneyim sahibi olduğumuz, en yakından tanıdığımız sektörlerin başında geliyor. Son yıllarda hızla gelişen ve artık başka ülkelere örnek olmaya başlayan Türk bankacılık sektörünün global piyasaları ve pratikleri iyi bilen parlak, deneyimli ve enerjik yöneticileri var. Sektör hızla bu profile uyan başka liderleri cezbediyor. Bizim ekibimiz için sorumluluk alabilme, süreçlere objektif ve kritik bakabilme yetisi olmazsa olmaz. Bu özellikler, başarılı yöneticilerde aranan özelliklerle birleştiği için ekibimiz yoğun talep görüyor.

BANKACILIĞA GEÇMEK ÇOK KOLAY MI?
GEÇİŞ ÇOK KOLAY DEĞİL

Danışmanlık kökenli yöneticiler, bankacılığa geçiş sürecinin çok da kolay olmadığına dikkat çekiyor. Finansbank Genel Müdür Yardımcısı Kunter Kutluay, “Danışmanlıktan iş yönetimine geçiş, bankacılık ya da başka bir alanda olsun çok kolay bir şey değil. Zira artık sadece projeler değil, yönetilmesi gereken büyük bir gemi var. Ben ilk dönemde, bankada da danışmanlıkta da uzmanlık alanım olan analiz teknolojileri sorumluluğunu üstlendim” diyor.

“YAP O ZAMAN”

HSBC İnsan Kaynaklarından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Şengül Demircan, Kutluay ile aynı fikirde: “Hiç unutmuyorum masanın diğer tarafına ilk geçtiğim hafta, ‘Yapmak lazım’ diye bir öneri cümlemi tamamladığımda birlikte çalıştığım genel müdür “Tamam, yap o zaman’ diye yanıt vermişti. Bu cümle bana, iki tarafın öğretileri doğru birleştirilirse çok önemli bir avantaj olduğunu hep hatırlattı.”



Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz