'Salgının etkisi çok olmaz'

Zurich Sigorta Genel Müdürü Yılmaz Yıldız ile hem korona virüsün sigortanın her alanında etkilerini hem 2020 için genel tabloyu konuştuk...

18.05.2020 11:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
'Salgının etkisi çok olmaz'

2019’u beklenenden iyi kapatan elementer sigortacılık, 2020’nin ilk iki ayında yüzde 19 büyüme yakaladı. Bugün ise sektörde korona virüsün pek çok branşta yarattığı belirsizlik hakim. Zurich Sigorta Genel Müdürü YILMAZ YILDIZ ise temkinli iyimser. Korona virüsünün yaza kadar etkisinin azalması, tedavisinin bulunması varsayımıyla bu yıl sonunda elementer tarafta yüzde 10-20 arası, hatta virüsün etkisi kısa sürerse yüzde 15-20 arası büyüme öngörüyor.

Elçin Cirik

[email protected]

Aslında sigortacılık, 2020’ye çok iyi bir başlangıç yaptı. Şubat ayı Türkiye Sigorta Birliği verilerine göre elementer sigortacılıkta yüzde 19 ve hayat tarafında ise yüzde 110 büyüme görüldü. Şimdi korona virüs etkisiyle tablo değişiyor. Sektörün öncü şirketlerinden Zurich Sigorta’nın genel müdürü Yılmaz Yıldız, temkinli iyimser. Yılmaz, korona virüsünün yaza kadar etkisinin azalması, tedavisinin bulunması varsayımıyla öngörüde bulunuyor. “İyimser tarafta olmaya çalışıyoruz” diyen Yılmaz, bu yıl sonunda elementer tarafta yüzde 10-20 arası, hatta korona virüsünün etkisi kısa sürerse yüzde 15-20 arası büyüme öngörüyor. Virüsün sigorta sektörüne etkilerine bakınca, işin başında sağlık sigortaları geliyor. Bugün korona virüs teşhisi konulan hastalar, devlet kontrolünde tedavi ediliyor. Bu bakımdan sağlık sigortalarına herhangi bir etkisi bulunmuyor. Yılmaz, “Eskiden soğuk algınlığı olduğunu düşünüp doktora gitmeyen insanlar şimdi virüs korkusuyla doktora gidecek, bu açıdan hasarlar artabilir” diyor. Zurich Sigorta Genel Müdürü Yılmaz Yıldız ile  hem korona virüsün sigortanın her alanında etkilerini hem 2020 için genel tabloyu konuştuk: 

Tüm dünyayı etkileyen korona virüsünün sigorta sektörüne etkileri nasıl olacak?

 Korona salgınını konuşmadan zaten bugünü konuşmamız mümkün değil… Uzun zamandır tüm dünyayı etkileyen bir salgın yoktu. Daha önce yaşadığımız Ebola, SARS, MERS gibi salgınlar bölgesel kalmıştı. Korona kısa vadede ciddi etki yaptı. Temel nedeni, bugün hastalığın yoğun etkilerini gelişmiş ekonomiler olan ABD ve Avrupa’da görmemiz. Umuyoruz en az can kaybıyla sonuçlanacak. Virüsün ekonomik etkilerini ise şimdiden görmeye başladık. Finansal piyasalarda volatilite çok yüksek. Bir süre daha bu etkileri yaşayacağız. İnsanların evde kaldığı, üretimin durduğu bir ortamda ekonominin küçülmemesi mümkün değil. Ben temkinli iyimserim. Korona virüsün çözümünün bulunacağını, etkilerinin yaza kadar süreceğini düşünüyorum. Sigorta sektörüne etkilerine bakınca, işin başta sağlık sigortaları boyutu var. Bugün korona virüs teşhisi konulan hastalar, devlet kontrolünde tedavi ediliyor. Bu bakımdan sağlık sigortalarına herhangi bir etkisi yok. Bu dönemde insanlar daha çok evde olduğu için ev kazaları artabilir. Eskiden soğuk algınlığı olduğunu düşünüp doktora gitmeyen insanlar, şimdi virüs korkusuyla doktora gidecek, bu açılardan hasarlar artabilir. Burada her sigorta şirketinin korona virüsü teminatlara dahil midir değil midir diye düşünmeden yapmaları gerekenleri yapacağını düşünüyorum. 

 Bu ortamda sigortalı sayısında düşüş olur mu? 

 Deprem olan yerlerde DASK alımlarında artış oluyor. Bu salgının da orta vadede normal şartlarda sağlık sigortalarına artış olarak yansıması beklenir. Sağlık sigortası olmayanlar almak isteyebilir. Şu an hem açıklanan rakamlardan hem şirket tarafındaki gözlemlerimizden sayılarda bir artış ya da azalma görülmüyor. Ama daha bu etkileri görmek için çok erken… Kendi satışlarımızdan bunu hissederdik, şu an herkes ne olduğunu anlamaya çalışıyor. 

Başka hangi branşlarda belirgin etkileri olur?

 Şirketlerin, teminatları varsa üretim tesislerinde bir iş durması ya da yavaşlaması nedeniyle kâr kaybı oluştuğunda sigorta şirketleri karşılıyor. Bugün sadece Türkiye’de değil tüm dünyada sigorta şirketleri bu kapsamda ne kadar sariskleri olduğunu inceliyor. Ancak ne boyuta ulaşacağını anlamak için daha çok erken. Şu an sadece sağlık tarafında tablo, biraz daha açık şekilde gözüküyor. Havayolları, otomotiv şirketleri üretimi durdurma kararı açıklıyor. Bu genele yayılırsa doğal olarak sigorta şirketlerine etkisi de çok olur. Ne kadar risk taşındığı konusunda teknik çalışmalar olacak. 

 Aslında bu yıl sektör için iyi başlamıştı. İlk iki ay nasıl bir görüntü çiziyor? 

 2020, hem dünya hem Türkiye’de çok iyi başlamıştı. Global ticaret savaşlarının azalması, FED’in faiz indirimi dünyada bir bahar havası estirdi. Türkiye de 2019 son çeyrek itibarıyla büyüme başlamıştı. Çok iyi bir 2020 yılı olur diye düşünüyorduk. Korona virüsünün etkileri sınırlı kalırsa Türkiye için hala bu öngörü geçerli. Türkiye Sigorta Birliği verilerine göre ilk iki ayda elementer tarafta prim büyümesi yüzde 19, reel büyüme yüzde 5,9. Tabii şimdi mart ayıyla işler yavaşlayabilir. Elementer tarafa hayat sigortalarıyla bir arada bakmak lazım. Özellikle oto ve konut talebinin yüzde 50’ye varan oranda artmasıyla bu alanlarda krediler ve dolayısıyla hayat sigorta poliçe satışları yükseldi. Ayrıca ihtiyaç kredilerindeki yüksek talep de hayat sigortalarına yansıdı. Şubat 2020 itibarıyla hayat sigortalarında prim üretimi büyümesi yüzde 110. Mart ayı ve sonrasında korona virüsü etkisiyle işlerde azalma olabilir. Ama hayat sigortalarında o kadar etki görmeyebiliriz. İhtiyaç kredileri dijital kanallardan da alınabildiği için evden çıkmadan ihtiyacı olanlar kredilerini ve dolayısıyla hayat sigortalarını almaya devam edebilir. 

Peki bu yıl hangi branşta nasıl bir gelişim bekliyorsunuz?

 Korona virüsünün yaza kadar etkisinin azalması, tedavisinin bulunması varsayımıyla konuşalım. Kimse bilemez ama iyimser tarafta olmaya çalışıyoruz. Bu takdirde 2020’de sigorta sektörünün büyümesinde çok büyük bir etkisi olacağını düşünmüyorum. Şöyle ki Türkiye’de sigortacılık 9 milyar dolarlık bir sektör ve yılın sonunda ben yine büyümenin yüzde 10-20 aralığında olacağını düşünüyorum. Büyüme tarafında yılbaşında beklediğimiz rakamlardan çok farklı sonuç olacağını düşünmüyorum. Elementer tarafta prim üretiminin yüzde 50’si oto sigortalarından geliyor. Korona virüsü, oto sigortalarının alımında büyük bir değişikliğe neden olmaz. Yani pazarın en azından yüzde 50’sinde büyük bir değişiklik öngörmek çok gerçekçi olmaz. Hatta salgın sonrası ikinci yarıda otomotivdeki artışlar sürerse sigortalara artı etkisi de devam edebilir. İkinci en büyük prim üretimi olan branş yangın. Burada da konut sayısı arttığından doğal olarak sigortalı sayısında artış beklemek yanlış olmaz. Ticari ve sanayi tesisler de üretimi durdursa bile yerlerinde duruyor. Yani sigorta poliçelerini iptal etmeleri ve ya satın almamaları söz konusu değil. Hatta sağlık sigortalarında duyarlılık artacağı için bu durumun artı etkisi olabilir, satışlar daha yukarı çıkabilir. Olumsuz etkilenecek iki alan var: Mühendislik ve nakliyat sigortaları. İnşaat tarafında zaten genel bir yavaşlama vardı, bu artabilir. Bu da mühendislik sigortalarını olumsuz etkiler. Bir de global ekonomik aktivitede yavaşlama durumunda, ithalat, ihracat ve lojistik hacimlerinde düşüş görebiliriz, bu da nakliyat poliçelerini etkiler. Ancak bu iki branşın toplam sigorta prim üretiminde payı yüzde 5-6’dır. Yani yıl sonunda elementer tarafta yüzde 10-20 arası, hatta korona virüsünün etkisi kısa sürerse daha iyi, yüzde 15-20 arası büyüme öngörüyoruz. 

Tamamlayıcı sağlık sigortaları çok iyi gidiyordu. Bu üründe nasıl bir tablo olur?

 Burada enteresan dinamikler var. Sağlık sigortalarında üç başlıkta, klasik özel sağlık, sadece yatarak tedavi veren acil sağlık ve tamamlayıcı sağlık ürünleri var. Sağlık sigortalarında 5 yıl önce klasik özel sağlığın payı yüzde 70’di, bugün yüzde 40’lara düştü. Bu alan içinde bir ürün diğer ürünü yiyor. Klasik özel sağlık sigortalılarının önemli bir bölümü fiyat hassasiyetiyle tamamlayıcı sağlık alıyor. Tamamlayıcı sağlıkta büyüme, bizim de içinde olduğumuz üç şirketten geliyor. Trend böyle sürer. Ayrıca acil sağlık ürünleri de evrim geçiriyor. Klasik özel sağlık ve tamamlayıcı sağlığın iyi taraflarını alarak teminatlarla içleri daha çok doluyor. 

Bunların ışığında, sektör için kârlılığın nasıl olacağını öngörüyorsunuz? 

 İnsanların daha çok evde olmaları, daha az seyahat etmeleri sonucu, oto tarafında kaza frekansının düşmesi ve dolayısıyla hasar/prim oranlarının azalması söz konusu olabilir. Korona virüs etkisiyle artı yazmak istemeyiz ama bu açıdan olumlu etkisi olabilir. Ancak ev kazaları ve virüs korkusuyla hastanelere gidenler artacağı için ferdi kaza ve sağlıkta hasarlar artabilir. Ayrıca ticari sigortalarda üretimin durması ya da yavaşlamasıyla kâr kaybı sonucu ödenen hasarlar söz konusu olabilir. Ancak toplama bakınca artılar/eksiler birbirini dengeler diye düşünüyorum. Bu yıl faizlerin düşük olması nedeniyle finansal kâr da az olacaktır. Kârlılık 2019 kadar iyi olmasa da 2020’de de iyi olabilir.


SAĞLIKTA AKTİFİZ

DENGELİ DAĞILIM 
Prim üretimimizin yüzde 30’u oto, yüzde 30’u yangın ve yüzde 25’i kaza/sağlık alanlarından geliyor. Dengeli bir dağılıma sahibiz. Yeni ürünlerle de bu dengeyi destekliyoruz. Sağlıkta tamamlayıcı ve acil sağlık alanlarında aktifiz. Önümüzdeki dönemde de çok aktif olacağız, acil sağlık tarafında yeni ürünlerimiz var. Siber sigortalarda yeni ürünler getirmeye devam edeceğiz. Klasik oto sigortalarında özellikle acente ve dijital kanalda sürprizlerimiz olacak.
“EN İYİSİ OLURUZ” Sektörün en büyüğü değil, en iyisi olmak istiyoruz. Bankasüransta yüzde 7,5, dar kasko tarafında yüzde 10’a yakın pazar payımız var. 2020 için hiçbir planımızı değiştirmedik, değiştirmeyi de düşünmüyoruz. 2020’nin bizim için hem büyüme hem kârda 2019 kadar iyi olacağını düşünüyoruz. Prim üretiminde sağlık, siber ve oto sigortalarında bu yıl sektörün iki katı, yani yüzde 40 büyümeyi istiyoruz. Poliçe sayısında da yüzde 25’lik artış öngörüyoruz.



ACENTA TARAFINDA BÜYÜYECEĞİZ

YÜZDE 70 BANKASÜRANS 
İşimizin yüzde 70’inden fazlası bankasürans tarafından geliyor. Son birkaç yıldır diğer iş ortaklıklarına odaklanıyoruz, 6 yeni iş ortağı edindik. Örneğin operasyonel ve finansal leasing öncelikli sektörümüz. Tüm şirketler bu sektörden çıkarken biz girdik, çünkü doğru olduğunu düşündük. Filo araç sigortalarında yüzde 30’a yakın pazar payımız var. Bu dönemde finans dışı iş ortaklıklarına yoğunlaşıyoruz.
DİJİTAL KANAL YOLDA Bunun yanında hala acenteler, elementer sigortacılıkta prim üretiminin yüzde 70’ini yapıyor. Acente tarafında bugüne kadar tutucu davrandık. Bu yıl klasik acente dağıtım kanalında büyüme planımız var. Gerekli altyapıyı hazırladık, büyümeye başlıyoruz. Ayrıca tamamıyla mobil üzerinden işleyecek ve bir müşterinin tüm sigorta ihtiyaçlarını, satış sonrası hizmetleri ve hasar süreçlerini sunabilecek kapsamlı bir dijital altyapıyı yakın zamanda devreye alacağız.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz