Sabancı Üniversitesi Finans Mükemmelliyet Merkezi Direktörü Doç. Dr. Yiğit Atılgan, sermaye yapısı ve fon kaynaklarına erişimde sıkıntı yaşamayan bankacılığın önünde, riskler de bulunduğunu söyledi.
Capital Dergisi’nin Nisan sayısındaki ‘En büyük kayıp nerede?’ araştırmasına katılan Yiğit Atılgan, görüşlerini şöyle paylaştı:
Pandeminin damgasını vurduğu 2020’de Türkiye bankacılık sektöründe toplam aktifler, krediler ve alacaklar, mevduat gibi kalemlerde nominal cinsten yüzde 30 civarında bir artış gerçekleşti. Ekonomi yönetimi ve makro politikalarda değişimlerin yaşandığı dalgalı bir dönemde bankaların, dijital olanakların da sayesinde, kredi ve likidite teminatı, ödeme sistemleri, nakit akışı döngüsü gibi alanlarda iyi bir performans gösterdiğini söylemek mümkün. Öte yandan, sermaye yapısı ve çeşitli fonlama kaynaklarına erişim açısından sıkıntılı bir görüntü sergilemeyen bankacılık sektörünün önünde, çeşitli riskler de bulunuyor.
AKTİF KALİTESİNDEKİ DÜŞÜŞ MASKELENMİŞ DURUMDA
Bankaların aktif kalitesindeki düşüş, kredilerin yakın izleme ve sorunlu alacak sınıflandırma sürelerindeki değişimler sebebiyle maskelenmiş durumda. 2020’de gerçekleşen kredi genişlemesi sebebiyle takipteki ve sorunlu kredilerin oranının yükselmesi, bu tür kredilerin yol açtığı karşılık yükünün kârlılığı olumsuz etkilemesi, öz kaynakların yeterince beslenmemesi nedeniyle de sektörün kredi kapasitesinin düşmesi muhtemel. Son dönemde görülen faiz artışları ve sıkılaştırma hamleleri nedeniyle bankaların net faiz marjlarındaki olası düşüşler ve faiz dışı gelirlere dair regülasyonlar da ek risk unsurları.
2021 BEKLENTİLERİ
Faiz artışları sonucu kredi maliyetlerinin yükselmesi nedeniyle TL kredilerde düşüş yaşanacak. Bu sebepten 2020’de gözlenen bilanço büyümeleri 2021’de aynı oranda gerçekleşmeyecek. Öte yandan, ülkeye yabancı para girişlerinin arttığı, cari açığın kontrol altına alındığı ve dolarizasyon sürecinin tersine döndüğü bir senaryoda yabancı para cinsinden kredilerde artış gözlenebilir. Bu olumlu gelişmeler de ancak aşı sürecinin hızlandığı ve öngörülebilir makro politikalarla güven ortamının tahsis edildiği koşullarda gerçekleşebilir.
(Nisan 2021 sayısından alınmıştır)
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?