Letven Capital Genel Müdürü Kamil Kılıç, Türkiye’deki birçok fonun exit döneminin 2026 yılında başlayacağını, bu dönemin ekosistem için kritik olduğunu söyledi.
Nilüfer Gözütok Ünal - CAPİTAL
Türkiye’de 60’ a yakın portföy şirketi faaliyet gösteriyor. Bunlardan yaklaşık 40’ını girişim sermayesi fonu yönetiyor. Hali hazırda SPK’dan izni olan 390’a yakın da girişim sermayesi fonu var. Türkiye’nin en büyük girişim sermayesi fonlarından Letven Capital’in de 8 adet girişim sermayesi fonu bulunuyor. Letven Capital Genel Müdürü Kamil Kılıç, “8 fonumuz içinde Milres Türkiye’nin en büyük ikinci fonu konumunda” dedi.
Ülkemizdeki GSYF fonlarının büyüklüğü 2024 yılının ikinci çeyreği itibarıyla 271 Girişim Sermayesi Yatırım Fonu’nun yaptığı 955 yatırımla 217 milyar TL’ye ulaştı. Letven Capital’in de 2024 yılının üçüncü çeyrek rakamlarıyla 200 milyon dolar toplam portföy büyüklüğü var.
Girişim ekosistemini değerlendiren Kamil Kılıç’ın önemli saptamaları var: Türkiye’de exit edememe sorunu olduğunu belirten Kılıç, birçok fonun exit döneminin 2026’da başladığını ve bu dönemin ekosistem için kritik olacağını ifade etti.
Öte yanda ülkemizin teknoloji ve üretim anlamında büyük potansiyeli olduğuna dikkat çeken Kamil Kılıç, “Türkiye’nin üretim gücü kuvvetliyken ülkenin inovasyon kanadı zayıf. İnovasyonu kuvvetli olan Avrupa’ dan buraya inovasyonu getirerek üretim gücüyle birleştirmek gerekiyor” dedi. Letven Capital Genel Müdürü Kamil Kılıç, sorularımızı şöyle yanıtladı:
Sizin girişimci ve sonrasında yatırımcı olma süreciniz nasıl gelişti?
Girişimcilik her zaman hayatımdaydı. Aileden gelen bir girişimcilik geleneği var; tüccar bir aileden geliyorum. Girişimci olabilmek için konfor alanınızdan çıkmanız gerekiyor. Hayat bir şekilde beni bu konfor alanımdan çıkardı. Türkiye şartlarında girişimci olabilmenin zorluklarını yaşadım. Dördüncü girişimimden sonra yatırımcı olmaya karar verdim. Nitelikleri girişimleri destekleyerek daha ileriye taşımak amacıyla bu yola çıktım. Yatırım sektöründe büyük bir boşluk yaşandığını görerek bu alanda bir girişimi hayata geçirme imkanı buldum. Yatırımcı olmanın da girişimci olmak kadar zorlukları var. 2021’e kadar yatırım bulamadık. Türkiye’nin önde gelen 2 bin 500’ün üzerinde iş insanıyla görüştüm ve işi anlattım. Genel olarak şöyle bir eğilimin olduğunu deneyimledim: Türkiye’de herkes garanti para istiyor. Belli bir servet elde etmiş kişiler, o serveti kaybetmek istemiyor, risk almak istemiyor. 2 bin 500 kişiden yalnızca 5 kişi cüzi bir miktarla bu işe yatırım yaptı. Ancak ben işime inanmaktan vazgeçmedim ve pes etmedim. Pandemi dönemi ile yaşadığımız süreç daha da katlandı. Bir miktar kredi buldum ve hatta eşimi ikna ederek evlerimizi ipotek ettirdim. Eşimin desteği ve işime olan inancımla tüm şartları zorladım ve gidebileceğim son noktaya kadar gittim; hatta SPK bile bu duruma şaşırdı. İnancın ve pes etmemenin sonunda bireysel emeklilik fonlarından yatırım aldım, bu yatırım Letven Capital’in bugüne gelen yolculuğunda önemli bir kilometre taşı oldu. Bu sayede Türkiye’nin mücevher değerinde bir gruba yatırımlar yapmaya başladık. Altınay Teknoloji Grubu’na yaptığımız yatırım çerçevesinde Altınay Robot, Altınay Savunma Teknolojileri ve Altınay Elektromobilite’nin belli oranlarda yatırımcısı olduk. Bu birliktelik ile Letven Capital’in hikayesi güçlenmeye başladı.
Letven Capital’in büyüme süreci nasıl gerçekleşti?
150 bin lira yatırım yapamayacak durumdayken artık milyonluk rakamları konuşacak büyüklüğe ulaştık. Bireysel emeklilik fonlarının yanı sıra Türkiye’nin en büyük şirketlerinden yatırım almaya başladık. Yeni yatırımlarla hem tarım tarafında hem robotik otomasyon ve enerji sektörlerinde büyümeye devam ettik. Fintek, gayrimenkul teknolojileri, yeşil teknoloji alanlarında yatırım yaparak portföyümüzü çeşitlendirdik. Yatırım yaptığımız şirketlerden dönen finansal kazancımız 2,5 kata ulaştı. Örneğin Altınay Savunma Teknolojileri geçtiğimiz mayısta halka arz oldu. Yatırımlarımızı katlayarak ve doğru şekilde gerçekleştirerek Letven Capital’in hikayesini büyüttük. Ben bir yatırımcıyım ama girişimci ruhu olan yatırımcıyım.
Letven Capital 2024’ü nasıl geçirdi? 2025 hedefiniz nedir?
Şu anda iştiraklerle birlikte 30 şirkete yatırım yapmış bulunuyoruz. 8 fonumuzun aktif olarak 4’ünde kaynak var; diğerlerini de geliştirmeye devam ediyoruz. 7 milyar TL fon büyüklüğümüzle yatırımlarımızı hızlandırmayı da sürdürüyoruz.
2024’te Altınay Savunma Teknolojileri’nin halka arzını gerçekleştirdik. Bunun yanı sıra mobilite alanında potansiyeli yüksek projelere yatırım amacıyla kurduğumuz PREO GYSF ile ACTIO Mobilite Teknolojileri’ne 120 milyon TL’lik yatırım yaptık. Elektromobilite alanına yeni bir iş modeli geliştirmek istiyoruz. Türkiye lojistik sektöründe yüksek cirolar yapıyor ama bunu kazanca dönüştüremiyor. İşin en büyük insan kaynağını oluşturan kuryeler oldukça mutsuz. Bu sistemi iyileştirerek çözümler üretmek gerektiğine inanıyoruz. Yatırımcısı olduğumuz mobilite sisteminde kuryenin taşıdığı yük üzerinden gelir paylaşımı yapacağız. Sistemi mutlu ve sürdürülebilir yaparken aynı zamanda da kazanç sağlayacak şekilde bir kurgu oluşturuyoruz. Ayrıca Türkiye’nin en iyi tasarımcılarıyla özel kıyafetler dizayn ettirerek bu işe değer kazandırmayı hedefliyoruz. Örneğin kış şartlarında kalın giyinmeye gerek kalmadan ısıtan ve hareket kabiliyetini kısıtlamayacak kıyafetlerle güven ve dayanıklılık sağlayacağız. Önümüzdeki dönemde odağımızda yine insana değer katabileceğimiz işlere yatırım yapmak olacak. 2025’te ise yaklaşık 35 milyon dolar yatırım yapmayı hedefliyoruz. Yatırımlarla büyüyen bir yapı kurmaya çalışıyoruz.
Ne tür girişimlere yatırım yapıyor onlara nasıl bir katkı sağlıyorsunuz?
Yatırım yaptığımız şirkete hem vizyon ve insan kaynağı hem entelektüel sermaye olarak katkı sağlıyoruz. Para bu işin yalnızca bir basamağı. Akıl, emek ve sermaye olarak bakıyoruz ve bunu şirketlerimize de aktarıyoruz. Dünya artık 10 yıl önceki olduğu gibi değil. Artık büyük kurumsal firmalar kendi Ar-Ge bütçeleriyle kurum içerisinde kendilerini tazeleyemeyecek. Bu tazelemeyi ancak dışarıdan yapabilecekler. Dünyada üç tip şirket kalacak; teknolojiyi bilen, akıl yönetenler ve emek yönetenler. Bu üç tip şirkete Letven Capital olarak yatırım yapıyoruz. Onun için start up’lar, insan kaynakları konusunda uzmanlaşanları temsil eden turuncu yakalılar ve girişimciliğe yakın profesyoneller çok değerli.
Ülkemizin teknoloji ve üretim anlamında potansiyeli büyük. Türkiye’nin üretim gücü kuvvetliyken ülkenin inovasyon kanadı zayıf. İnovasyonu kuvvetli olan Avrupa’ dan buraya inovasyonu getirerek üretim gücüyle birleştirmek gerekiyor.
Yılda kaç girişimciyle görüşüyorsunuz?
Yaklaşık 500 girişimci ile görüşüyoruz ama bunun içinde sadece yüzde 2’lik kısma yatırım yapabiliyoruz. Dünya ortalaması da bu şekilde, bizde yüzde 2 bile çıkmayabiliyor. Girişimcilere; deneyebileceği, hata yapabileceği, cesaretini gösterebileceği ve güvenle hareket edebileceği alanlar açmamız gerekiyor. Nitelikli girişleri büyüterek bir değer sermayesi üretmek hem ülkeye hem hayata katkı sağlar. İşine inanan mücadeleci girişimciler başarılı olma fırsatı yakalar. Letven Capital olarak, yaptığı işe inanan ve pes etmeyen nitelikli girişimcilerin girişimlerine yatırım yapıyoruz. Hem insan kaynağına yatırım yapmış oluyor hem bir değer üretme köprüsü kurmuş oluyoruz.
Bir girişim için fonun en fazla yüzde kaçını yatırabiliyorsunuz?
Bir sınır yok; 300 bin dolar, 1 milyon dolar ya da 5 milyon dolar yatırımımız da var. Genellikle 2 milyon doların üstüne çıkmıyor. Fonun içindeki paranın yüzde 70’ini seri A’nın üstündeki şirketlere, yüzde 20’sini başlangıç aşamasındaki girişimlere, yüzde 10’unu da kitle fonlama aşamasındaki şirketlere yatırıyoruz.
Yurt dışı yatırımlarınız var mı?
Yurt dışında da yatırımımız var; Belçika’da bir fon kuruyoruz. Temel amacımız Avrupa’daki inovasyonu Türkiye’ye getirmek. Türkiye’nin kısa vadede inovasyon seviyesinde dünyada fark yaratabilecek bir kabiliyete hızla hızla ulaşması gerekiyor. İyi uygulama ve örneklerle Türkiye için bir çekim alanı oluşturmalıyız. Biz bu konuda aktif bir şekilde ilerliyoruz, tarım, gıda, ulaşım ve lojistik sektöründe inovasyonla öne çıkacağız.
Yatırımcılara vaadiniz nedir?
Dünyada dolar bazında 7 yılda 5 katına ulaşırsınız. Türkiye’de geçmişe yönelik bir rapor henüz oluşmadı. 2026 bunun patladığı dönem olacak; çünkü kurulan birçok fonun exit dönemi 2026’da başlıyor. Türkiye de çok fazla start up olacak. Gerçek yatırımcı bu durumu anlayacaktır. Exit edememe sorunu var. Kitle fonlama, melek yatırımcılık, girişim sermayesi fonları gibi ekosistemlerle bunun iyileştirilmesi gerekiyor.
Siz aynı zamanda GİSED (Girişim Sermayesi Fonları Derneği) Başkanısınız. Türkiye’de girişim sermayesi fonlarının büyüklüğü ve geldiği seviye nedir?
Ülkemizde 5 milyon nitelikli yatırımcı bulunmasına rağmen tüm girişim sermayesi yatırım fonlarında yaklaşık 7 bin 800 nitelikli yatırımcı bulunuyor. Ülkemizdeki GSYF fonlarının büyüklüğü 2024 yılının ikinci çeyreği itibarıyla 271 GSYF’nin yaptığı 955 yatırımla 217 milyar TL’ye ulaştı. Dünyada değişen ve gelişen trendler girişim ve start up’ları da çeşitlendirerek artırmaya devam ediyor. Özellikle teknolojinin diğer alanlara da entegre olmasıyla girişimlerin temel motivasyonunda geleneksel iş modellerine göre daha verimli, tasarruflu ve sürdürülebilir bir yapı oluşturmak bulunuyor. Girişim Sermayesi Yatırım Fonları, girişim ve iş modellerini teşvik edip geliştirme misyonuyla hem küresel çerçevede hem ülkemizde birçok sürdürülebilir iş modelinin hayata geçmesine vesile olmaya devam ediyor. GİSED olarak da toplumun sosyal, kültürel, ekonomik ve bilimsel olarak daha sürdürülebilir bir gelişim sağlamasını nitelikli girişimlerle destekleyerek ekosistemi büyütmek istiyoruz.
Potansiyel nedir?
Tüm dünyada yaşanan sıkıntılar girişim sermayesi yatırımlarını da olumsuz etkiliyor. Türkiye’de de bu yatırımlarda bir düşüş söz konusu. Özellikle 2024’ün ilk çeyreğinde girişim sermayesi yatırımlarında gerileme yaşandı. Yüksek faiz oranları ve jeopolitik belirsizlikler gibi temel koşullar, girişim sermayesi yatırımcılarını daha temkinli davranmaya yönlendiriyor. Ancak bu koşullar aynı zamanda çok daha verimli ve sürdürülebilir iş modeli üreten nitelikli girişimleri de ortaya çıkarmaya devam ediyor. Bu bağlamda, yatırımcıların geleceğe yönelik bir vizyonla bu girişimleri destekleyeceğine ve ülkemiz için de potansiyelin artacağına inanıyoruz. Türkiye’deki girişimci potansiyeli yüksek. Nitelikli ve yeni çağa uygun sürdürülebilir girişimleri daha ileri taşıyarak teşvik etme göreviyse öngörülü yatırımcılara düşüyor. Özellikle yapay zeka ve teknoloji alanındaki gelişmelere yönelik yatırım fonlarında küresel olarak bir artış var. Bu artışın diğer alanlara da yayılacağına ve Girişim Sermayesi Yatırım Fonları’nın gelecekte de etki alanını genişleteceğine inanıyoruz.
2026 sonrası ne olur ve süreci nasıl yönetmek gerek?
Piyasalarla aslında entegre olmamız lazım. Dünyada GİSED gibi olan 80 tane dernek var. 2017’ye kadar Türkiye’de sektörü toplayacak bir dernek oluşumu yoktu. 2018’de kuruluşuna öncülük ettiğim GİSED olarak ekosistemi inovasyonun odağında bir modelle büyütmeyi hedefliyoruz. Hedeflerimiz arasında AB ile birlikte Erasmus programı başta olmak üzere Türkiye’de MT olarak seçeceğimiz profesyonelleri Belçika, Almanya gibi Avrupa ülkelerine eğitime göndermek var. Bu şekilde Türkiye’ye entegrasyon ve bakış açısını getirmeyi hedefliyoruz. Amacımız, Avrupa’nın entegre olduğu bir girişim sermayesi fonu programını hayata geçirmek. Türkiye’yi ve İstanbul’u bir girişim sermayesi paydası yapmak istiyorsak GSYF tarafında profesyonellere ihtiyaç var. Bizim çok hızlı şekilde insan kaynağı yatırımı yapmamız ya da yurt dışından tersine beyin göçüyle insan kaynağını Türkiye’ye getirmemiz gerekiyor.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?