Girişimcilik ve okul hayatı

Ancak bu aynı zamanda çok zor bir tercih de olabilir. Bilhassa da iyi niyetli aile üyelerinin ve arkadaşlarınızın bir an önce okulunuzu bitirmek yönünde size telkinde bulundukları bir zamanda. Ama unutmayın ki içlerinde benim de olduğum çok sayıda başarılı şirket lideri, bu yolu izlemiş ve asla dönüp arkalarına bakmamıştı.

Sonuçta ne tür bir şirket kuracak olursanız olun, ebeveynlerinizi zaman içinde pazarlanabilir becerilerinizi öğreneceğinize ikna edebilirsiniz. Bir şirket kurmak için 16 yaşında okulu bıraktıktan sonra arkadaşlarım ve ben, bir sınıfta kapabileceğimizden çok daha fazlasını öğrenmiştik. O günden bu yana sıklıkla başlangıçta çok az veya hiç bilgimiz olmadığı alanlarda, Virgin o kadar çok sayıda şirket kurdu ki, bana sanki
eğitim hayatı hiç bitmemiş gibi geldi. (Elbette yakın bir gelecekte bir roket bilimi sınavına girmeyeceğim, ancak Virgin Galactic çalışanlarıyla birlikte yaptığım son araştırmalar sayesinde bu alanda da bilgimi fevkalade artırdım.)

Aileniz size eğitim hayatına neden devam etmiyorsun diye sorabilir. Peki bir girişimci için iyi bir eğitimin temelleri nelerdir? Ben şahsen yaşam deneyiminden daha iyisini bulamadım. Hatalar yapan ve onları telafi etmenin yollarını arayan tomurcuklanma aşamasındaki bir girişimcinin öğrendiği derslerin, kendi gelişiminde paha biçilmez bir değeri vardır.

Eğer kendi işinizi hemen kurmak istiyorsanız, kendinizi ailenize planlarınız ve stratejileriniz hakkında konuşmak için çok iyi hazırlamalısınız. Küçük şirketler için başlangıç sermayesi desteği sunan yerel programlara bakın. Mesela Britanya’da, hükümetin Yeni Kurulmuş Teknoloji Şirketlerine Kredi programı, girişimcilere tıpkı öğrenci kredileri tarzı krediler sunuyor. (Bu programın yürütülmesine Virgin Money de katkıda bulunuyor.) Veya okuduğunuz üniversite, girişimci olmak isteyen öğrencileri potansiyel yatırımcılarla bir araya getirmeye destek veriyor olabilir. Bazı örnek vakalarda, kendi öğrencileri tarafından başlatılan yeni kurulmuş teknoloji şirketlerine yatırım yapmalarıyla meşhur üniversite sayısı hiç de az değil.

Alternatif bir yol olarak, hem kendi şirketinizi kurabilir hem eğitim hayatınıza devam edebilirsiniz. Bugünlerde bazı üniversiteler, sırf kendi işini kurmak için okulu bırakmak isteyen öğrencilerine uygun gördükleri takdirde kendi öğrenimlerini sürdürmeleri için daha makul fırsatlar sunabiliyor.~
Geçenlerde kendi işini kuran öğrencilere çevrimiçinden destek sunmanın yollarını araştıran London School of Business&Finance’in temsilcileriyle karşılaşmıştım. Bu sayede kendi öğrencilerine yılların deneyimine sahip akıl hocalarının rehberliğinde kendi işlerini nasıl kurmaları gerektiği yönünde paha biçilmez tavsiyelerde bulunacaklar. Bu aslında sizin hedeflerinize uyabilecek türden programlara fevkalade iyi bir örnek.

Eğer okulu hepten bırakmayı tercih ediyorsanız, o zaman gerçek anlamda seyahatlere çıkarak da kendi kendinizi eğitebilirsiniz. Ancak burada keyif için yapılan seyahatleri kastetmiyorum. Farklı şehirlerde kalıp yaşayarak, deneyimler edinerek, kendinizi yeni kültürlerin içine batırarak ve gençken farklı işlere bulaşarak kazanacağınız özgürlüğü başka hiçbir yerde bulamazsınız. Eğer kendi ürün veya hizmetlerinizi hangi ülkelerde satabileceğinizi veya hangilerinden yedek parçalar alabileceğinizi iyi biliyorsanız, o zaman işe başlamanız için buraları en ideal yerler olabilir.

Oğlum Sam’in son birkaç yıldır yeni girişimlerde bulunmak için birtakım seyahatlere çıkmasını görmekten son derece memnun olmuştum. Daha gençken Avustralya’da biraz zaman geçirmişti. Yakın geçmişte ise global ısınmanın etkileri hakkında bilgi sahibi olmak için bir Arktik araştırmasına katılmış, uyuşturuculara karşı verilen ama iflas etmiş savaş hakkındaki bir filmi araştırmak için Latin Amerika’da birkaç ülkeyi ziyaret etmişti. Birlikte çevreci projeler uğruna Antarktika ile Madagaskar’a gitmiştik. Sam bugünlerde bir film yapım şirketinin başında ve kendi deneyimlerinin yanı sıra dünyanın dört köşesindeki arkadaşlarını da işin içine katarak kariyerinde inanılmaz başarılar yaşıyor.

Siz de ebeveynlerinizi kariyerinizde bir noktada klasik eğitim dışında kendinizi eğitebileceğinize ikna edebilirsiniz. Çünkü öğrenmenin yeri ve zamanı yoktur, Elemanlarınıza eğitim vermesi için bir uzman getirtmekten, bir veya iki saatliğe çevrimiçinden ders almaya kadar yayılan çeşitli seçenekler yelpazesine, bütçenize hangisi uyuyorsa bakabilirsiniz.

SOSYAL GİRİŞİMCİLER
Girişimciliğin bir şeyler satmakla hiçbir alakası yok. O, insanların hayatlarını kolaylaştırmanın inovasyoncu yollarını bulmakla ilgili. Çok yakın zamana kadar iş hayatındaki insanların çoğu, tüketicilere cazip gelecek ürün ve hizmetlere odaklanırdı ve bunun sonucunda çok sayıda büyük şirket ortaya çıktı ve muazzam iş olanakları sağlandı. Ancak son zamanlarda yeni bir girişimci kuşağı, sosyal ve çevresel sorunlara çözüm bulmak için ticaret dünyasının yaklaşımlarını, teknolojilerini kullanıyor. ilgilendikleri alanlar da eskiden hükümet ajanslarının ve hayırseverlik kuruluşlarının bir hayli aktif oldukları alanlar.~
İngiliz Bakanlar Kurulu, sadece bu ülkede insanlara, topluluklara ve çevreye yardım amacıyla kurulmuş 70 binden fazla sosyal girişim olduğunu söylüyor. Bu şirketler ve organizasyonlar, 2012 yılında ekonomiye 54,9 milyar sterlinden fazla katkıda bulunmuş ve neredeyse 1 milyon insana istihdam olanağı yaratmışlar ki daha işin çok başındalar.

Yapısı ister kâr amaçlı olsun veya olmasın ya da her ikinin karışımı olsun, bu gibi girişimci çözümler, şimdiye kadar sahip olmadığımız alanlarda katılımcılık, iş imkanları ve ümitler sunuyor. Strive Masiyiwa önderliğindeki Econet Wireless örneği, benim en çok beğendiklerimden biri. Güney Afrika merkezli birtelekom şirketi olan Econet, birkaç yıl önce bu bölgede cep telefonlarını, akülü lambaları ve benzer diğer cihazları şarj etmek için güneş enerjisine dayalı şarj istasyonları kurmak amacıyla faaliyete geçmişti. Bu istasyonlar, elektrik arzının istikrarsız olduğu kırsal kesimlerde yaşayan insanların yaşamlarını kolaylaştırmalarına yardımcı oluyor.

Econet, bir yandan gezegenin ve insanların hayatını iyiye doğru dönüştürecek diğer yandan da bol kazançlı yeni bir gelir akışı yaratacak şekilde kendi iş modelini geliştirmeyi başardı. Bu gelişim sayesinde şirketin önünde yepyeni alanlar açıldı: Yerel topluluklara yönelik aşıların saklandığı buzdolaplarına elektrik sağlayacak şarj istasyonları gibi.

Aslında iş dünyasının ve hükümetlerin, sağlık, eğitim, iklim değişikliği ve sosyal hizmetler gibi sorunlu alanlara odaklanacak mevcut girişimcileri ve genç yetenekleri teşvik etmesi gerekir. Peki biz bu süreci nasıl hızlandırabilir ve etkisini nasıl daha güçlendirebiliriz? Anlaşılıyor ki sosyal girişim işine yeltenecek müteşebbislerin önünde yüzleşebilecekleri 3 tane kilit engel var:

1- FON BULMAK: PARA NEREDE?
Finansal anlamda olağanüstü getirileri olabileceği gerçeğine rağmen sosyal girişimler için sermaye bulmak, ticari akranlarına kıyasla çok daha zor bir iş olduğundan girişimciler, sıklıkla bu gibi girişimlere başlangıç sermayesi bulmakta fevkalade zorlanıyor. Eğer yeni kurulmuş bir teknoloji şirketi, İngiltere'nin 87 milyar sterlinlik sosyal hizmetler sektörünü radikal anlamda değiştirme potansiyeline sahip sosyal bir girişim yaratma taahhüdünde bulunuyorsa o zaman ufacık bir sadaka parası değil ama önemli miktarda sermaye koyabilecek insanların kendisini ciddiye almasını hak ediyor demektir.~
İngiltere'de dünyanın en çetrefilli sorunlarına teknoloji aracılığıyla çözüm bulabilecek kâr amacı gütmeyen kuruluşların her birini destek hedefiyle 500 bin sterlinle ödüllendirmek amacıyla kurulmuş Google'ın Global Impact Challenge gibi girişimleri ve yarışmaları daha fazla cesaretlendirmemiz gerekiyor. Bu yarışmaya katılanların kalitesi muazzam hayranlık uyandırıcıydı ve kazananları da çocuklara bilgisayar programı yazmayı öğreten CDI Apps for Good'dan tehlike altındaki vahşi yaşamı takip etmek ve korumak için gözlemleme cihazlarından faydalanan Zoological Society of London'a kadar geniş bir yelpaze içinde yer alıyordu.

Bu türden müteşebbisler sayesinde sosyal girişimler sektörü üzerine ışık tutulacak ve çok daha fazla miktarda fonlama ile iyi fikrin ortaya çıkması sağlanacak.

2- AĞ KURMAK: SİZİN TANIDIĞINIZ BİRİ
Hükümetlerin ve şirketlerin teknoloji girişimcileriyle sosyal dönüşüme liderlik yapanlar arasında bağlar kurması çok önemli. Çevrimiçinde bağış platformlarından, matematiksel iş analizleri eğitimine kadar yepyeni fikirleri ortaya çıkaracağından ve nihayetinde insanlara iş imkanları sağlayacağından, teknoloji konusunda becerikli olanlarla sosyal sektörde çalışanlar arasında işbirliğini teşvik etmek finansal bakımdan çok anlamlıdır.

Bu soruna bulunacak çözümlerin illa da çok pahalıya patlaması veya aşırı derecede emek gerektirmesi gerekmez. Bu iki sektör arasındaki bağların kuvvetlenmesi için çevrimiçi forumlar, ağ odaklı etkinlikler ve konferanslar da pekala yeterli olabilir.

3- AKIL HOCALIĞI: TAVSİYE ALMAK
Yeni kurulmuş her teknoloji şirketinin ekibinin bir akıl hocasına ihtiyacı olur: Yani başlangıçta ekip üyelerinin kurnazlık isteyen konuları kavramalarına yardımcı olacak ve ardından büyüme sürecinde onlara koçluk yapacak birilerine. Sosyal bir girişimi büyütmek için iş dünyasının becerilerinden faydalanmak, çok yeni bir fikir olduğundan bu gibi yeni kurulmuş teknoloji şirketleri sahiplerinin sorunları çözmekte ve yapılması gereken işlerin yapılmasında muhakkak yardıma ihtiyaçları olur.

Bu yüzden başarılı teknoloji girişimcilerinin, sosyal alanda faaliyet gösteren girişimcilere akıl hocalığı yapması yönünde teşvik edilmeleri gerekir. Tekrar edelim ki bu çözümler son derece basit olabilir ve mevcut ağ kurma araçları üzerine inşa edilebilirler. Eğer siz de sosyal işler sektörüyle ilgilenmek istiyorsanız, dönüp kendi şirketinize veya çalıştığınız şirkete bir göz atın: Sizde ve ekibinizde diğerlerine yardım etmeye değecek kadar beceri ve enerji var mı? Eğer var ise yeni ortaklar bulmalı ve yeni bir sektöre girmeli misiniz? Genç bir kâr-amaçlı olmayanın, ilk birkaç yılını atlatmasına yardımcı olacak kadar boş vaktiniz var mı?