İhracat şampiyonu şirket batabilir mi?

Evet, bir şirket ihracatı artarken cirosu hızla büyür ve kağıt üzerinde kâr ederken bile batabilir

1.10.2009 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
İhracat şampiyonu şirket batabilir mi?
Bir şirket büyürken çok da ihracat yaparken batar mı? Son yıllarda bu konuda epey kitap okudum, konuşma dinledim. Evet, bir şirket ihracatı artarken cirosu hızla büyür ve kağıt üzerinde kâr ederken bile batabilir.
Bunun son örneğini, bir bankacıdan dinledim. Şirket, Türkiye’nin bir dönem büyüklerindendi ve TV üretimi yapıyordu. Tanınmış dünya markalarından birini, Türkiye’de üretiyor ve buradan ihracat yapıyordu. İşleri de iyi gidiyordu.
Belki o dönemi yaşayanlar şirketi tahmin ettiler. Cihan Elektronik’ten söz ediyoruz. Şirket, dünyaca ünlü bir markayı Türkiye’de üretiyor ve dünyaya ihraç ediyordu. Şirketin ilk kurucuları bir Musevi aile idi, ardından yerli yatırımcılar şirketi devraldı. Uzun süre Tahir Güler’in sahipliğinde yoluna devam etti. Yöneticiliğini de bir dönem son derece popüler olan Maral Öztekin yapıyordu. Hatta sabahları işe, tıpkı Japonlarda olduğu gibi “Cihan Elektronik” marşı ile başlıyorlardı.
Dua ve marş da yetmedi!
Tango ezgileri taşıyan marşın bestecisi Atilla Özdemiroğlu’ydu. Marşın sözleri ise şöyleydi: “Coşku dolu yürektik/Heyecanla ürettik/ Yaptığımız her işte/Kaliteyi gözettik/En çok satan Cihan’dır/ Üretimde ve satışta rekor kıran Cihan’dır.”
Marş bitince de çalışanlar hep beraber şu duayı yapıyorlardı: “Yüce Allah’ım, yarattığın iyiliklere şükürler olsun. Ailelerimizin refahı, şirketimizin yücelmesi için çalışmalarımızı başarıya ulaştır. Amin.” Duanın ardından da çalışanlara adı “komando iksiri” olan vitamin hapı yutturuluyordu.
Fakat marşa ve duaya rağmen şirket, 1990’ların başında zora girdi ve 1996 yılında ise iflas bayrağını çekti. Oysa 1982 yılında İstanbul Sanayi Odası’nın İSO 500 listesinde 200’üncü sırada yer almış, 1991 yılında 61’inci sıraya kadar tırmanmıştı.
Bir dönem orada da çalışmış bankacı arkadaşım, bu şirketin batış öyküsünü anlatırken birkaç önemli noktaya dikkat çekti. Onun altını çizdiği bu başlıklar, aslında Türkiye’deki irili ufaklı çok sayıda şirketi yakından ilgilendiriyor. Çünkü bu tip şirketlerin hepsinde aynı sorunlar, dolayısıyla aynı riskler var.
İflasa götüren etkenler
Batış hikayesini şu başlıklarda özetlemek mümkün:
3 Bu şirket, kendine göre en iyi dönemde battı. Batarken, “En çok ihracat yapan” şirket ödülünü almıştı. Kazanırken ortadan yok oldu.
3 Bunun arkasında ise “İlla ihracat yapacağım” tutkusu vardı. İlk yıllarda ihracat yaptı, para kazandı. Ancak sonrasında sıkıntı ortaya çıkınca, fiyat düşürdü. Bir ara 250 dolara ürettiğini, 225 dolara satıyordu.
3 Olayın iktisadi temeli ortadan kalktı, ama onlar yine yollarına devam etti. Finans tarafını göz ardı edip sadece “İhracat artsın” diye tutturdular.
3 Herkes, “Ne güzel ihracatımız artıyor, şampiyon olduk” derken çok kısa süre sonra şirket iflas etti.
3 Benim gördüğüm kadarıyla bir anda üretim adedini ve ihracatı hızlı artırdılar. Kârı göz ardı ettiler, ciro artarken batma noktasına geldiler.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz