Yetenekleri elde tutma sanatı

Yetenekli çalışanları, birkaç yıl çalıştırdıktan sonra elde tutmak her zaman o kadar kolay olmaz.

1.06.2013 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Yetenekleri elde tutma sanatı
Yeni bir şirket kurduğunuzda ekibinize dahil etmek için piyasadaki en harikulade, en parlak ve en istekli insanları keşfedip cezbetmeniz gerekir. Ancak bu yetenekli çalışanları, birkaç yıl çalıştırdıktan sonra elde tutmak her zaman o kadar kolay olmaz. Genellikle onlar, kendi kendilerini motive edebilen, bağımsız insanlar olduklarından, sizinle birlikte çalışmayı kendi işini kurmanın sıçrama tahtası olarak görüyor olabilir,

İş hayatında ileri görüşlülük çok önemlidir. İşe alma kararınızın bir parçası olarak öncelikle bir çalışanın, hedefleri ve onu mutlu eden şeyler hakkında düşünmeye başlayın ve sakın onun size gelip de işten ayrılmaya hazır olduğunu söyleyeceği güne kadar beklemeyin. Müstakbel bir yeteneğe iş teklifi götürmeden önce kariyer planlarının sizin şirketinizin hedefleriyle ne kadar uyuştuğu hakkında iyice düşünün. Eğer arada gerçekten bir uyuşmazlık varsa o zaman kendisiyle uzunca bir süre birlikte çalışma ihtimaliniz yok denecek kadar azdır.
Sizin en değerli aktifleriniz aslında azimli ve hevesli çalışan takım üyeleridir. Bu yüzden eğer bir çalışanınızın hedefi, kariyerinde atılım yapmaksa o zaman ona sunabileceğiniz zorlu proje fırsatları arayın. Eğer bir başkasının hedefi, hayatında iş-yaşam dengesini tutturmak ise o zaman onun gerçek ihtiyaçlarını tespit edin ve onları sunmaya çalışın. Çalışanlarınızla sürekli olarak dirsek teması halinde olun ve nasıl ilerleme kaydettiklerini takip edin. Çünkü onlar kendi hedeflerini tutturdukça ve kendilerine yeni hedefler belirledikçe sizin de bu planı tekrar değiştirmeniz gerekecektir.

Eğer şirketinizden alışılmadık sayıda insanın işten ayrıldığına şahit oluyorsanız, o zaman kendinize bunun nedenini sormak isteyebilirsiniz. Belki de çalışanlarınız kendilerine yeterince değer verilmediğini hissediyordur. Şayet öyleyse daha önemli roller ve daha fazla sorumluluk isteklerini tatmin etmenin yolları muhakkak vardır.

Burada işin püf noktası, elemanlarınızın kendilerini yeterince yetkilerle donatılmış hissetmelerini sağlamakta yatar. Ekip üyeleriniz, kendi işlerine giderek daha fazla hakim oldukça onlara gerçek sorumluluklar verin. Bunun için size saygı duyacak ve her türlü meydan okumanın altından kalkabilmek için ellerinden geleni yapacaklardır. Ve şirketiniz büyüdüğünde bu sayede Virgin’in başarabildiklerini siz de yapabileceksiniz. Virgin Records, yeterince büyüdüğünde onu farklı insanların işlettiği iki ayrı şirkete böldük. Bunun pek çok faydasını gördük. Ancak en önemli olanı ise çalışanların kendi projelerinin sorumluluğunu üstlenmesi ve dahili kırtasiyeyle, bürokratik işlemlerce engellenmemeleri olmuştu.~

Çalışanlarınıza, yaratıcı olmaları, kendi fikirleriyle ortaya çıkmaları ve onları hayata geçirmeleri için gereken özgürlüğü vermeniz gerekir. Eğer birisi size yeni bir iş fikriyle gelirse neden ondan o konuda yeni bir şirket kurmasını istemeyesiniz ki? Yıllar boyunca çalışanlarımızın fikirlerinden yeni şirketler kurmak konusunda faydalandık. Bu sayede yepyeni pazarlara girdik ve büyük bir sıklıkla başarılı olduk. Hevesli çalışanlar için şirketinizin bir engeller duvarı değil, bir sıçrama tahtası olması gerekir.

Ancak kadronuzdan biri, gerçekten kendini çok iyi geliştiriyorsa o zaman kendi işinin patronu olma aşamasını hak ediyor olabilir ve size de kimseyi suçlamak düşmez. Bütün girişimcilerin dediği gibi kendi işinizin başında olmak gibisi yoktur. Bu aslında şirketiniz için bir aksilik değil bilakis bir fırsattır. Saflarınıza yeni insanlar katmak, kendi işiniz hakkında yepyeni perspektiflere sahip olmak ve kendi ekibinizin becerileriyle yeteneklerine katkıda bulunmak fırsatına sahip olmak anlamına gelir.

Şirketinizden ayrılan bir insanla ilişkiyi koparmamaya çalışın. Zira ileride bir gün onunla tekrar birlikte çalışmak isteyebilirsiniz. AirAsia’nın CEO’su Tony Fernandes gibi eski Virgin çalışanlarından bazıları, muhteşem başarılara imza attı. Bir finansal müfettiş olarak Tony’nin bize muazzam katkısı olmuştu. Bizden ayrıldıktan kısa bir süre sonra kendi anavatanı olan Malezya’dan gelen bir iş teklifini kabul etmiş, ardından AirAsia’nın yönetimini üstlenmiş ve onu uygun fiyatlı bir havayolu şirketine dönüştürmüştü. Yıllar boyunca dostça bir rekabetin keyfini çıkarmıştık ve hatta 2010 yılı Formula One yarışında, kimin takımının daha iyi performans göstereceği üzerine iddiaya bile girmiştik. Kaybeden ben olmuştum! Bu yıl ise benim iddiada verdiğim sözü tutmamı sağlayacak bir etkinlik yapmaya karar verdik. Yani 12 Mayıs tarihinde özel bir AirAsia uçuşunda bir hostes olarak çalıştım ve bacaklarım traşlı, yüzüm makyajlı halimle mini etekli hostes üniforması giydim. Burada elde edilecek hasılatın önemli bir kısmı hayır işlerine gidecek.

İster rakip bir şirket uğruna olsun isterse de kendi işini kurmak amacıyla eğer bir çalışanınız sizden ayrılıyorsa o zaman yapılacak en iyi şey kendisine candan “İyi şanslar” dilemektir.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz