Borsa sert düştü, altın ve kur zirve yaptı. Son yalanan sorunların temelinde AB kaynaklı sorunların yattığını ve bu tarz dalgalanmaların devam Bedeceğini söyleyen Akbank Özel Bankacılıktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı SALTIK İGALATALI, Türkiye piyasalarındaki hareketliliğin ise gereğinden fazla olduğunu belirtiyor. 'İMKB'de değerlemeler çok düştü, kurlar da belli seviyelere geldi" diyen Galatalı, mevduat, finans ağırlıklı hisse, korumalı altın fonu ve opsiyon ürünlerini öneriyor. Piyasalar oldukça sert hareketlerin yaşandığı ağustos ayını geride bıraktı. Yurtdışı piyasalar kaynaklı dalgalanma neticesinde İMKB, 50.000'lerin altına geriledi. Dolar kuru, 1,80'leri gördü, altının ons fiyatı 1.850 doların da üzerine çıktı. Gösterge faiz ise Merkez Bankası'nın faiz indirimleri sonrasında yüzde 8 seviyesinin altında seyrediyor. "Sorun ağırlıklı olarak Avrupa Bölgesi'nden kaynaklanıyor" diyen Akbank Özel Bankacılıktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Saltık Galatalı, Amerika'da not indirimi gerçekleşmesine rağmen, ABD tahvillerinin hala güvenli liman ve en fazla ralli yapan enstrüman olduğunu belirtiyor. Türkiye'nin yaşanan gelişmelerden gereğinden fazla etkilendiği düşüncesinde olan Saltık Galatalı ile piyasaların seyrini ve yatırımcılara tavsiyelerini konuştuk.
Capital: AB'de bu sıkıntılı durum devam edecek mi?
- ABD tahvilleri not indirimine rağmen neden ralli yapıyor? Çünkü Amerika'nın gerektiğinde o bonoları alan bir merkez bankası var. Ancak AB'de silahlar giderek azalıyor. Bize bu krizin gösterdiği, Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) çözümün ortaya konulmasında veya sıkıntıların azaltılmasında yeteri kadar aktif olamadığıydı. İnsanların yaşadığı belirsizlik ve güvensizlik, piyasaya da yansımış oldu ve bu durum önümüzdeki günlerde de yaşanacak. AB tarafı, ABD gibi hızlı karar alıp uygulayamıyor. Kısa vadede de AB tarafının sorunlarının çözümü yok. Problem giderek daha akut bir duruma geliyor. Piyasa bu tip durumları test etmeyi sever. Bu durumu 'kan kokusu almış köpekbalığına benzetebiliriz. Spekülatörler kan kokusunu aldığı zaman hisselerde ya da tahvillerde kısa pozisyon alarak veya CDS satın alarak bu durumun üzerine gitmeyi sever. Sonuç olarak Avrupa kaynaklı dalgalı hareketler yıl sonuna kadar devam edecek.
İMKB, ağustos dalgalanmasına fazla tepki verdi
"İMKB'de yabancı saklama oranı yüzde 72'lere kadar çıkmıştı. Bugün gelinen noktada yüzde 62'ler seviyesine geriledi. Ciddi miktarda yerli yatırımcı pozisyonu var artık. Yerli yatırımcı ile yabancı yatırımcı arasında pozisyonların elde tutulması süresi çok farklı. Yerliler, daha kısa vadeli işlem yapıyor. Bu da İMKB'de dalgalanmanın artmasını beraberinde getirdi. Artık İMKB'de hisse senedi değerlemelerinin olması gerekenin altına gelmeye başladığını söyleyebiliriz. Bundan sonra yurtdışı hareketlere daha fazla tepki vermiyor olmamız lazım. Çok büyük, mali yapısı güçlü, şirketlerde bile dolar bazında değer kayıpları yüzde 40-45'leri buldu. Bu şirketlerin iş hacimleri o kadar küçülmedi ve küçülmeyecek."~
Capital: Yurtdışında yaşanan olumsuz havanın Türk piyasalarına yansımasını nasıl değerlendirmek lazım?
- İhracatımız Avrupa ağırlıklı olduğundan, AB ekonomisi bizim için çok önemli. İhracat talebinin daralması, cari açığı olan bir ülke olarak elbette bizi olumsuz etkiler. Finansal piyasalar olarak ise çok da etkileyeceğini düşünmüyorum. Türkiye ekonomisi, artık kendisini ispat etmiş bir ekonomi. Ancak, bunun dışında Türkiye'ye gelen fonlar açısından bu noktadan sonra etkisi oldukça az olur.
Capital: Neden fonlar açısından etkisi az olur?
- Çünkü zaten bizim döviz sepetimiz (yüzde 50 dolar, yüzde 50 Euro) 2,17 seviyesine geldi. Geçen yıl bu zamanlarda 1,90'lardaydı, hatta bir ara 1,80'lere kadar gerilemişti. Üç yıl öncesinde de 1,40'lardaydı. Biz zaten TL'de yüzde 40'lar civarında bir değer kaybı gördük. Bu durum da bizim rekabetçiliğimizi artırıyor. İhracat ve turizm için önemli bir avantaja sahibiz artık. Öte yandan Avrupa Birliği'nde turizmden yüksek gelir sağlayan ülkeler var ama Euro değeri düşmediği için, hatta dolar karşısında değer kazandığı için, bu ülkeler Türkiye gibi rekabet açısından avantaj sağlayamadı.
Capital: Türkiye, bundan sonra krizden nasıl etkilenecek?
- MB'nin aldığı aksiyonlar, TL'nin eskisi kadar değerli olmasına izin vermeyecek. MB, bunun sinyalini net olarak verdi. İhtiyatlı konuşmak lazım ama MB, 1,7'nin altına dövizin inmesine izin vermeyecektir. Çünkü bu zorluklarla sağlanan bir kazanım. TL, eskisi kadar değerli olmadığından AB'deki çalkantılara karşı kendini biraz daha korunaklı hale getirdi. TL'nin değer kaybı çok önemli bir avantaj. Çünkü dünyada büyüme, eskisi kadar yüksek oranlarda olmasa da devam edecek. 2012'de dünyada yüzde 3, gelişmekte olan ülkelerde yüzde 5-6 oranında büyüme olacak. Çünkü global likidite bol ve yine bizim gibi ülkeler, kendi iç talepleriyle de büyüme rakamlarını yukarı taşıyor. TL'nin de değer kaybı buna eklenince, Türkiye global çalkantılardan daha az etkilenecek.
2 yılda 2kat büyüyeceğiz
5 bin civarında müşteri ve 6 milyar liralık bir portföye sahip olduklarını söyleyen Saltık Galatalı, yeni dönem için planlarını şöyle anlatıyor: "2 yıl içinde 10 bin müşteri 10 milyar lira portföy büyüklüğüne ulaşmayı hedefliyoruz. Türkiye'de bu potansiyel var. Yeni ürünler geliştireceğiz. Özellikle daha aktif yönetilen anapara korumalı fonlar oluşturacağız. Mevduat bazlı, piyasalardaki hareketlere göre getirisi olan yeni inovatif ürünler geliştireceğiz. Yurtdışı piyasalarda işlem gören ürünleri de yatırımcılarımızla buluşturacağız. Özel bankacılık hizmeti almayı bir kulübe üye olmak gibi görüyoruz. Özel bankacılık hizmetini yatırım hizmetinden sanatsal faaliyetlere kadar değişen bir platforma getirmek istiyoruz."
Capital: MB'nin uyguladığı politikaları değerlendirir misiniz? Yerinde kararlar mı?
- Ağustos ayı başında PPK'nın acil toplantısında aldığı faiz indirimi kararı sürprizdi. Bu kararın doğru olup olmadığını 2-3 ay sonra anlayacağız. Ama Aralık 2010'da faiz indirimiyle TL'nin değerini düşürme politikasının bugün gelinen noktada başarılı olduğunu görüyoruz. Çünkü global konjonktürde kriz haberleri yokken TL'ye değer kaybettirildi ve son yaşanan gelişmeler karşısında TL'deki hareket sınırlanmış oldu.
Capital: Altında beklentiniz nedir? Yatırımcıya ne tavsiye edersiniz?
- Son dönemin balonu altın ve İsviçre Frangı oldu. Bu seviyelerden altın veya İsviçre Frangı almanın bir cazibesi yok. Altında bundan sonra fiyat yükselmez diyemiyorum ama 1.800 dolar üstü seviyelerinden de yatırım tavsiye etmiyorum. Eğer 1.500-1.600 dolar seviyelerine gerilerse düzeltmelerde altın alımı yapılabilir. Çünkü uzun vadede altındaki yükselişin devam etmesini bekliyoruz. Sadece fonlar değil, Merkez Bankaları da artık altın alıyor.~
Saltık Galatalı'dan portföy önerisi BORSA (Yüzde 20-40)
Hisse senedi piyasasında yüzde 20-40 arasında yatırım yapılabileceğini düşünüyorum. Hisse senedinin bir kısmı hisseye dayalı anapara korumalı fon olabilir. FAİZ (Yüzde 30-55)
Bono tarafında ise bireysel yatırımcı için çok fazla bir cazibe yok. Burada mevduat daha iyi bir alternatif ve portföyün ana bölümünü oluşturabilir. DÖVİZ (Yüzde 5-10)
Döviz tarafında portföylerin minimum seviyelere çekilmesi gerekir. Çünkü MB politikaları, kurun daha fazla yukarı gitmesine izin vermez. Yüzde 5-10'dan fazla portföyde döviz tutmanın anlamı yok. TL'de kalmanın getirisi daha iyi olacaktır. OPSİYON (Yüzde 20) Bunun yanında daha sofistike yatırımcılar için opsiyon, ters tarzı araçlarla da yüzde 20 seviyelerinde taşınarak portföyler çeşitlendirilebilir.
Capital: Faizlerde düşüş süreci devam eder mi?
- MB'nin faiz indirimi devam edebilir de etmeyebilir de... Ama artış ihtimali yok. Ağustos ayındaki olağanüstü toplantıda yüzde 5,75 seviyesine çekilen MB faizleri, yüzde 5 seviyesine kadar gerileyebilir. Faizde yüzde 5'in altını gerçekçi bulmuyorum. Faizlerin bu seviyenin de altına düşmesi, TL'nin çok daha fazla değer kaybetmesine sebep olur, bu da enflasyon olarak geri döner ve ekonomi politikalarındaki ince ayar kaçar. Bu nedenle faiz indiriminde marj çok fazla kalmadı.
Capital: TL daha fazla değer yitirir mi ya da tekrar dolar/TL 1,50 seviyelerini görür mü?
- Sepet kurda 2,17 seviyesine kadar geldik. Burası tarihi en yüksek seviyeler ve TL'nin yüzde 40 oranında değer kaybettiği noktalar. Bundan sonra TL'nin değer kaybetmeye devam etmesi için başka şartların oluşması lazım. Kurların son hareketlerine bakıldığında da 1,80'in üzerinde hareket gözlenmiyor. Burada artık döviz almak isteyen yatırımcı sayısı azaldı. Yabancı yatırımcıda TL yok. Çünkü TL sattı çıktı. Yerli yatırımcı geçmiş tecrübelerden dolayı artık döviz almak istemiyor. Sadece ithalat yapan şirketler, döviz almak durumunda. Onlar da mümkün olduğu kadar bu alımları erteliyor. Aşağıda 1.50'yi bırakın 1,70'in altı bile bence yok. Çünkü TCMB, buna izin vermeyecek. Faiz indirerek, zorunlu karşılıkları artırarak TL'nin değerlenmesini engelliyor. Sepet bazında da 2,10 seviyelerinin altını öngörmek şu aşamada zor. Hele 2'nin altına MB, hiçmüsaade etmeyecektir.
Capital: IMKB'de yeni bir dip bekliyor musunuz?
- Türk hisse senedi piyasasında son 6 aylık dönemde yerli yatırımcıların payı arttığı için dalgalanma da çok artmış durumda. 49.000 seviyelerinin altında 45.000 seviyelerini de görmemiz mümkün. Ancak mevcut seviyeleri ucuz buluyorum. Hele olası bir gerileme halinde 45.000 endekste İMKB daha da ucuz. Hisse senedi piyasasının cazibesi arttı. Piyasalarda yeni kırılma dalgaları da bu ortamda güçlü radikal tedbirler almakta zorlanan AB'den gelir.
Capital: Endekste 70.000 zirve seviyeleri tekrar ne zaman gündeme gelir?
- Endekste yeniden 70.000 seviyelerini görmemiz için ise 2012'nin ikinci yarısını bekleyebiliriz. Çünkü 2012'de piyasalar sorunları önemli ölçüde aşacak. Önümüzü daha net göreceğiz. Yabancı yatırımcı açısından Türkiye'ye girmek yeniden cazip hale gelmeye başlayacak. Yabancı yatırımcı yurtdışında volatilite azalıp Türkiye'de kurlar istikrara kavuşursa, tekrar Türkiye piyasalarına yönelecek. Yüzde 62'ye kadar gerileyen İMKB, yabancı takas saklama oranı bir yıl içinde yüzde 67-68 seviyelerine gelir. Kurlar bu seviyelerde iken gelmek yabancı yatırımcı için cazip. Gelişmekte olan piyasalar endeksiyle İMKB Endeksi'ne yıl başından bu yana dolar cinsinden bakıldığında İMKB'nin yüzde 18 daha fazla değer kaybettiğini görüyoruz. Yurtdışında bunu gören bir trader, Türkiye'de cari açığın stabilize olduğunu ve kurların dengeye oturduğunu gördüğü anda Türk piyasasına yönelir. İlk global rahatlamada bu anlamda Türk piyasası daha hızlı yükselir. 70.000 seviyeleri de yeniden görülebilir.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?