Tarımda fırsat gördüler

Bir zamanlar uzak durulan hayvancılık sektörü son yıllarda belki de en gözde alanlardan biri.

1.06.2010 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Tarımda fırsat gördüler
Bundan on yıl öncesine kadar Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü FAO'nun raporlarında da yer aldığı gibi ‘tarım ve hayvancılık geleceğin en stratejik sektörü olacak’ diyenlere kuşkuyla bakılırdı. Bu söylemi kimi kehanet gibi görüyordu. Ancak bahsedilen şey gerçek oldu.  Artan nüfusu doyurmanın yolunu arayan ülkeler, çözümü tarım ve hayvancılıkta buldu. Kişi başına düşen et tüketiminin düşük olması, hayvan sayısının giderek azalması, sanayicilerin et ve süt hammaddesi bulmakta zorlanmaları ve modern çiftlik sayısının son derece az olması son yıllarda Türk girişimcilerinin de bu alana yönelmesine neden oldu. Küresel krizin de etkisiyle tarım sektörüne artan ilgiye paralel olarak sektör dışından pek çok girişimci de tarım sektörüne giriş yaptı. Yatırım için de en çok hayvancılık kolunu seçti. Koç Grubu, Saray Halı, Yaşar Grubu, Söktaş, Dimes, Doğan, Aksa, Ata-Sancak ise sektörün en büyükleri olarak öne çıkıyor. Son yıllarda et fiyatlarında artışın ve besi çiftliklerinin karlılığının yüksek olmasının sektöre girişleri artırdığını belirten sektör temsilcileri, hayvancılık yatırımlarının 4-5 yıl gibi bir sürede kendini amorti ettiğini ve bundan sonraki yıllarda da hayvancılık yatırımlarının devam edeceğini söylüyor.

Sek­tö­rün en bü­yü­ğü
Büyük grupların ve şirketlerin hayvancılık sektörüne yatırım yapmalarının birçok nedeni var. Ancak, Türkiye’nin hayvan varlığı bakımından her geçen gün gerilemesi, etkenler arasında ilk sırayı alıyor. 1980’ lerin başında Türkiye’ de 16 milyon adet sığır bulunuyorken 1990’larda bu rakamın 11 milyona düştüğü biliniyor. 2000’li yıllara gelindiğinde ise düşüşün devam ettiği, hatta 2002 – 2003 yıllarında büyükbaş hayvan varlığının en düşük seviyesi olan 9 milyon 900 bine kadar gerilediği gözleniyor. Sadece sığırlarda değil, diğer hayvan türlerinde de gerileme yaşanıyor. Dolayısıyla, özellikle et ve süt ürünleri üreten firmalar hammadde bulmakta güçlük yaşıyorlar. Bu gerçekten yola çıkan pek çok ismin de hayvancılık sektörüne giriş yaptığı gözleniyor.
Saray Halı’nın sahibi Necati Kurmel, sektörün en bilinen ismi. 1998 yılından 600 gebe düveyle faaliyete başlayan Saray Çiftliği bugün, hayvancılık sektöründe Türkiye’nin en büyüğü konumunda. Memleketi Kayseri Develi ve Yeşilhisar’dan sonra yatırımlarını Adana’ya da yönlendiren Kurmel,  Karataş yolu üzerinde 5 bin dönümlük alanda kurduğu dev çiftlikte 10 bin büyükbaş hayvan besliyor. Kayseri’deki 15 bin büyükbaş hayvanla birlikte toplam 25 bin hayvan kapasitesine sahip. Bu sayının 100 bin büyükbaş hayvana çıkarılması hedefleniyor.  Günlük 30 tonluk süt üretimi gerçekleştiren Kurmel, yakında tüm et mamullerini piyasaya çıkarmayı planlıyor.

Ka­pa­si­te­le­ri ar­tıyor
İş adamı Ethem Sancak da sektörü keşfedenlerden. 2003 yılında Koç ve Ata Grubu’nun Harranova’daki tesislerine 8 milyon dolarla ortak olarak adım adan Sancak, iki yıl süren ortaklığın ardından işletmenin tamamının Koç Grubu tarafından satın alınmasıyla yollarını ayırdı. Sancak yoluna Ata Grubu ile birlikte Denizli’de devam ediyor. Süt üretimine odaklanan Ata-Sancak Acıpayam Tarım İşletmesi’ne 2005 Haziran ayından bugüne kadar 50 milyon dolar yatırım yapıldı. 2 bin 400 sağmal hayvan kapasitesine sahip olan tesiste; günde 70 – 80 ton arasında çiğ süt üretimi gerçekleşiyor.
Koç Grubu ise 2005’e kadar Ata ve Sancak Grupları ile birlikte yürüttüğü tarım ve hayvancılık faaliyetlerine tek başına devam ediyor. Grubun, Tamek ve Maret için üretim yapan Harranova Besi ve Tarım İşletmeleri tesisi 13 bin 250 büyükbaş hayvan kapasitesine sahip. İşletmede; Holstein, Montofon, Simmental ve bu ırkların melezleri besiye alınıyor. ~
2006 yılında mevcut et ve besi faaliyetine ilave olarak salça üretim faaliyetine de girmeye karar veren işletme, Tat Konserve ile koordinasyon içerisine girerek 35 dekarlık bir alanda deneme amaçlı sınai domates ekimi gerçekleştirmiş. Başarılı sonuçlar alınması üzerine de 2008 yılından itibaren üretime geçilmiş. Kademli olarak 5 yıl içerisinde, 100 bin dekarlık alanda domates yetiştirilmesi ve beşinci yıl itibariyle yıllık 1 milyon ton domates üretimi gerçekleştirilmesi hedefleniyor. Böylece işletmenin dünyanın 5’nci büyük domates işleyen firması olması planlıyor.
Dimes de bu alana giriş yapan şirketlerden. 2003 Eylül ayından Tokat’ta faaliyete başlayan Kazova Vasfi Diren Tarım İşletmesi 5 bin 400 dekar alana sahip. Bin 400 büyükbaş hayvanın bulunduğu işlemenin yıllık 120 bin ton süt ve süt ürünleri kapasitesine sahip olduğunu belirten Dimes Pazarlama Müdürü Ceyda Paydaş, “Kazova Vasfi Diren Tarım İşletmesi’nde, süt sağımında dünyanın önde gelen hayvancılık işletmelerinin kullandığı ‘rotary sistemi’ kullanıyoruz. Verimli bir sağım gerçekleştiren bu modern sistemi Türkiye’de ilk olarak Dimes kullanıyor” diyor.
 
Ma­ni­sa'ya ya­tı­rım
Yaşar Holding'in besicilik ve süt hayvancılığı yapan şirketi Çamlı Yem, Manisa Beydere'de kiraladığı arazide bin başlık süt çiftliği kurmak için çalışmalarını sürdürüyor. Şirket, 1987 yılında, İzmir Kemalpaşa ilçesi Kuyucak Köyü’nde, toplam 155 dekar alan üzerinde kuruldu. İşletmede, Kuzey Amerika modeli açık sistem, her biri 250 baş kapasiteli toplam 25 besi padoğu bulunuyor.  Yıllık 12 bin baş hayvan besi periyoduna tabi tutulabilen tesisin karkas üretim kapasitesi ise yıllık 3 bin ton. Tamamen hijyenik ve kontrollü olarak yapılan üretimin tamamı Pınar Et’e satılıyor.  2004 yılından itibaren büyükbaş süt hayvancılığı da şirketin faaliyetleri arasında yer alıyor. Süt işletmesinde ise günlük 6 bin kg üretim yapılıyor. Süt üretiminin tamamı Pınar Süt’e satılıyor.

Do­ğan, or­ga­ni­ği seç­ti
Doğan Grubu’nun da Gümüşhane’nin Kelkit ilçesinde hayvancılık yatırımları bulunuyor. 2003 sonbahar döneminde 600 gebe düve ithalatı yaparak faaliyete başlayan Doğan Organik’in bugün bin 400 civarından hayvan varlığı mevcut. Ayrıca kontrolü altındaki organik süt üretimi yapan sözleşmeli çiftliklerinde de bin civarında hayvan bulunuyor. Organik sertifikasını aldığı 2005 yılında, yıllık 2 bin 400 tonluk organik süt üreten şirket bugün, yıllık 9 bin tonu geçen bir organik süt üretimi kapasitesine ulaşmış durumda.  İşletmeye ve projeye bugüne kadar 24 milyon TL’lik bir yatırım yapıldığını belirten Doğan Organik Genel Müdürü İlhan Başaran, geçen yıl 7 milyon lira ciroya ulaştıklarını, bu yıl sonunda ise 16 milyon lira ciro hedeflediklerini söylüyor.
Jeneratör ve enerji sektöründen tanıdığımız Aksa da,  2004 yılında TİGEM’den 30 yıllığına kiraladığı iki işletmeyle hayvancılık sektörüne adım attı.  Aksa Tarım, Samsun-Gelemen ve Tekirdağ-İnanlı Tarım İşletmeleri'nde AB standartlarına uygun olarak büyük kapasiteli süt ve et sığırcılığı işletmeciliği yapıyor. Şirket, Gelemen Tarım İşletmesi'nde yıllık ortalama 5 bin baş besi ile 2 bin 500 ana baş süt sığırı yetiştiriciliği için gerekli yatırımlara başlamış bulunuyor. Tekirdağ İnanlı İşletmesi’nin ana faaliyet konusu ise süt sığırcılığı.

60 mil­yon do­lar har­ca­dı
Söktaş Tekstil’in sahibi olan Kayhan Ailesi de, dedelerinin mirasına sahip çıkarak tarıma yatırım yaptı. Ailenin Ege’de Agrita ve Efeler adı altında iki çiftliği bulunuyor.~
 2000 yılında Sazlıköy’de süt hayvancılığı için yatırım yapan aile Amerika’dan 200 hayvan ithal ederek Agrita Tarım İşletmesi’ni kurmuş. Bu işletmede 700 büyükbaş hayvan bulunuyor. 2005 yılında temelleri atılan Efeler Çiftliği ise büyük bir kapasiteye sahip. 2008 yılında faaliyete başlayan Efe Çiftliği’ne 28 milyon dolarlık yatırım yapılmış bulunuyor. Bu işletme için toplam yatırım tutarının 60 milyon doları bulması planlanıyor. 5 bin 500 dişi hayvanın bulunduğu Efeler Çiftliği için Avustralya’dan 3 binin üzerinde damızlık hayvan ithal eden aile, bu işletmeden günlük 60 ton süt elde ediyor. Bu yatırımın tamamlandığında 7 bin 200 sağmal ineği, toplam 14 bin baş hayvanı, yıllık 75 bin ton süt üretimi olan, düve satan dev bir işletme olacağı belirtiliyor. Çiftlik ayrıca bulunduğu bölgedeki çiftçilerle sözleşmeli yem bitkisi üretimi de yapıyor. Yaklaşık 17 bin dönüm arazide fiğ, yonca, mısır silajı ve diğer yem bitkileri yetiştiriliyor.

Tu­rizm­ci çift­lik kur­du
Antalya’daki dört oteli ile turizm sektöründe faaliyet gösteren Sezer Group’un sahibi Yılmaz Sezer de hobi olarak başladığı çiftlik yatırımını bugün farklı bir boyuta taşımış. 1994 yılında otellerine taze süt üretmek ve hobi amaçlı başlayan çiftlik serüvenini 30 çeşit peynir üretimi, organik tarım ve angus cinsi hayvan besiciliğine kadar götüren Sezer, “Bir çiftlik kurmak hep hayalimdi. Bu işi için 20 milyon doların üzerinde yatırım yaptım. Bu işe harcadığım enerjiyi başka bir iş için harcasam bunun 20 katı gelir elde ederdim. Ama benim tek hedefim Türkiye’nin ithal peynir bağımlılığını azaltmak. Edam, Maasdam, Emmantel, Mozarella ve Cheddar gibi ithal peynir çeşitlerinde ‘Rani’ adıyla markalaştık. 2005 yılında üretilmeye başlanan Rani markalı ürünler bugün Macrocenter’dan Şütte’lere kadar birçok ünlü market ve şarküterinin raflarında. Ayrıca Akaretler’de Raci Organik adlı bir butik mağazamız var” diye anlatıyor.  Antalya’nın Manavgat ilçesinde 180 bin metrekare alana kurulu Rani Çiftliği’ndeki peynir tesislerinin yılık üretim kapasitesi 200 ton. Çftliklerinde bin büyükbaş, bin de küçükbaş (keçi) hayvan yetiştiren grup,  iki yıl önce ABD’den 100 adet Angus cinsi büyükbaş hayvan getirtmiş. Bu hayvanların sayısı bugün 280’e ulaşırken iki ay içinde kırmızı et işine girilmesi, yılık 25 bin ton kırmızı et satışı yapılması planlanıyor.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz