Tarım sigortası diğer sigorta branşlarından çok farklı prensiplere sahip, son derece zor, kısıtlı ve spesifik bir sigorta dalı. Bu sebeple dünyadaki pek çok ülkede fazla gelişememiş. Devlet Destekli Tarım Sigortaları yani Tarsim’in devreye girdiği 2006 yılından beri çiftçiye çok özel avantajlar sağladıklarını belirten Tarsim Genel Müdürü A. Bülent Bora, “Uzun vadede gerekli, tarım sektöründe üretimi sekteye uğratan tüm risklerin sigorta sistemi kapsamına alınması üzerinde çalışıyoruz” diyor. Tarsim Genel Müdürü A. Bülent Bora, Capital’in sorularını yanıtladı.
Tarsim’in kuruluşu ve çalışmaları hakkında bilgi verir misiniz?
2003 yılından itibaren çiftçilerimizi tüm doğal afetlere karşı güvence altına alarak gelirlerinde istikrarı sağlayabilecek, geniş kapsamlı, sürdürülebilir bir tarım sigortası sisteminin kurulabilmesi için çalışmalara başladık. Dünyadaki benzer sigorta modelleri incelendi. Bu doğrultuda tarım sektörünü tehdit eden risklerin teminat altına alınabilmesi amacıyla Tarım Sigortaları Kanunu 21 Haziran 2005 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Kanun kapsamına alınan risklerle ilgili olarak yapılacak sigorta sözleşmelerinde standardın sağlanması, riskin en iyi koşullarda transferi için uygun ortam oluşturulması, oluşacak hasarlarda tazminatın tek merkezden ödenmesi ve tarım sigortalarının geliştirilmesi, yaygınlaştırılması amacına yönelik olmak üzere de Tarım Sigortaları Havuzu kuruldu. Tarım Sigortaları Havuzu Yönetim Kurulu; Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ve Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı’ndan 2’şer, Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği’nden ve Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nden 1’er ve İşletici Şirket’ten 1 olmak üzere toplam 7 üyeden oluşuyor. Havuz’un tüm iş ve işlemleri, sisteme katılan 23 sigorta şirketinin kurmuş olduğu İşletici Şirket tarafından gerçekleştiriliyor.
Kimler sigortalarınızdan faydalanabiliyor? Sigortanın kapsamı nedir?
Öncelikle tarımsal üretimle iştigal eden tüm üreticilerimizin sistemin sunduğu olanaklardan faydalanabilmesi için Çiftçi Kayıt Sistemi’ne kayıt olması gerekiyor. Devlet Destekli Tarım Sigortası Sistemi 5 farklı branştan oluşuyor. Bitkisel Ürün Sigortası, Sera Sigortası, Kümes Hayvanları Hayat Sigortası, Hayvan Hayat Sigortası (Süt Sığırları Sigortası) ve Su Ürünleri
Tarsim bugüne kadar kaç üreticiyi sigortadan faydalandırdı?
Sistemin başlangıcı olan 2006 yılından bu yana, 19 milyon dekar açık alan ve 300 bine yakın süt sığırı sigortalandı. 400 milyon TL’ye yakın prim üretimi gerçekleşti. Bu yılın hasarları hariç üreticimize 185 milyon TL’lik hasar ödemesi yapıldı.
Dünyadaki örnekleri ile Türkiye’deki tarım sigortalarını karşılaştırabilir misiniz?
Tarım sigortası diğer sigorta branşlarından çok farklı prensiplere sahip. Son derece zor, kısıtlı ve spesifik bir sigorta dalı. Bu sebeple dünyadaki pek çok ülkede fazla gelişemediğini söyleyebiliriz. Kurum bazında, tarım sigortası büyüklüğünde Tarsim, Avrupa’da 4’üncü sırada yer alıyor. Birinci sırada ise; İspanya’daki Agroseguro adlı kurum var. Tarsim benzeri bir sigorta havuzu. İspanya’daki havuz sistemi 30’uncu yılını dolduruyor ve 750 milyon Euro gibi bir prim hacmine sahip durumda. Sonra Fransa ve İtalya geliyor. Almanya’da sadece dolu sigortasına karşı 3-4 şirket tarım sigortası alanında faaliyet gösteriyor. ~
Yıllar bazında sigortalanan arazi miktarlarını bizimle paylaşabilir misiniz?
2006 Haziran ayında başladığımız uygulamada gittikçe yükselen miktarlarda sigortalama yaptık. Örneğin 2006 yılında 129 bin 802 dekar açık alan sigortalanırken 2010 yılında Mayıs ayında bu rakam 4 milyon 799 bin 515 dekara çıktı. Toplam 18 milyon 703 bin 346 dekar açık alanı sigortaladık.
Bundan sonraki hedefleriniz neler?
Öncelikle bu bilincin üreticilerimiz arasında yaygınlaşması için eğitim ve tanıtım çalışmalarımıza ilçe, belde ve köy bazında aralıksız devam edeceğiz. Dünyadaki tarım sigortaları ile ilgili gelişmeleri yakından takip ediyoruz, bu konuda gelişmiş olan ülkeleri örnek alıyoruz, gelişmekte olan ülkelere ise deneyimlerimizi aktarıyoruz. Ayrıca tarım sektöründe yer alan tüm kurum ve kuruluşlarla etkin işbirliği sağlama, diğer tarımsal desteklerle olabilecek çapraz pazarlama modelleri gibi konular üzerinde çalışıyoruz. Gerekli altyapı çalışmalarının tamamlanması sonucunda, tarım sektöründe üretimi sekteye uğratan tüm risklerin sigorta sistemi kapsamına alınması uzun vadeli hedeflerimiz arasında yer alıyor. Bunun yanı sıra; hasar operasyonlarının hızlandırılması, ekspertizlerin daha kısa sürede tamamlanması ve bürokratik işlemlerin azalarak üreticilerimizin işlerinin olabildiğince kolaylaştırılması gibi sürecin iyileştirilmesine yönelik çalışmalar için teknik altyapımızı da güçlendirmeye devam edeceğiz.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?