Doruk Un Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Gürsel Erbap, deprem bölgesinde tarıma devam eden çiftçilere bedelsiz tohum ve mühendislik desteğine hazır olduklarını söyledi.
Tüm Türkiye’yi derinden etkileyen deprem felaketi sonrasında toparlanma sürecinde, bölgede tarım faaliyetlerinin durumu önem kazanıyor. Türkiye’nin en verimli tarım arazilerinin bulunduğu Harran Ovası, Amik Ovası ve Çukurova bölgesi, depremde gördüğü zararın ardından gıda değer zincirinin yeniden inşasını bekliyor.
Türkiye’nin en büyük buğday unu üreticilerinden ve ihracatçılarından Doruk Un’un Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Gürsel Erbap, bölgede kalifiye ve mevsimlik işçi gereksinimlerine dikkat çekerken, asbest sorununun ve yeni yapılacak konutların tarım alanlarına uzak olması gerektiğinin altını çiziyor. Bölgede tarıma devam eden çiftçilere bedelsiz tohum ve mühendislik desteğine hazır olduklarını belirten Erbap, Türkiye’deki toplam bitkisel üretimin yüzde 25’ini oluşturan deprem bölgelerinin tarımsal üretime devam etmesinin önemine vurgu yapıyor.
"Bölgede tarımsal kalkınma için kışlık ekim bakımlarının ve bahar ekimlerinin aksamadan başlaması önemli"
Türkiye’deki toplam tarım arazilerinin yaklaşık yüzde 15’i yani 23,9 milyon hektar arazinin 3,6 milyon hektarı Şanlıurfa, Diyarbakır ve Adana başta olmak üzere deprem bölgesindeki illerde yer alıyor. Deprem bölgesindeki kayıtlı tarımsal işletme ve çiftçi sayısı ise 270 bin civarında. Yine toplam bitkisel üretimin yaklaşık yüzde 20'si bu illerde üretilirken, hayvan varlığının yaklaşık yüzde 15’i de bu illerde bulunuyor. Tahıllar ve diğer bitkisel ürünleri içeren tarla bitkilerinin ekildiği arazilerin 10 ildeki toplam büyüklüğü Türkiye toplamının yüzde 15,5’ine sahip. Diğer taraftan Türkiye’nin tarım ve ormancılık ürünleri ihracatının yaklaşık yüzde 20’si deprem bölgesinden yapılıyor. Deprem bölgesinin tarımsal ihracatının yarısından fazlası Gaziantep ilinden gerçekleştiriliyor. Bitkisel üretim dönemi olmadığı için arazilerde meydana gelen kaymalardan veya ekim, çapa, bakım ve hasat gibi üretim süreçlerinin aksamasından dolayı fazla bir kayıp söz konusu olmayacağını belirten Erbap, bozulan gıda değer zincirinin yeniden inşası için deprem bölgesinde kışlık ekim bakımlarının zamanında yapılması ve bahar dönemindeki ekimlere aksamadan başlanması için araziye çıkılmasını öneriyor.
Bölgede tarıma devam eden çiftçiye bedelsiz tohum ve mühendislik desteği
Bölgedeki iş gücünün olumsuz etkilenmesine neden olan depremler, tarımsal faaliyetlerde önemi büyük olan tarım ve iş makinalarının de kaybına neden oldu. ‘Deprem ve özellikle de en son bölgenin bazı illerinde görülen sel felaketlerinden dolayı görülecek tarımsal üretim kayıplarından daha önemlisi ise hayatını kaybeden ve göç eden insan gücü eksikliği olacak. Bu bölgelerimizde tarımsal üretimlerin yanında tarıma dayalı sanayi ve iş kollarında çok önemli kayıplar yaşanacağını düşünüyoruz. İş gücü kaybı hem kalifiye hem de mevsimlik işçilik gereksinimlerinin yoğun olduğu bölgede sürdürülebilir gıda zinciri döngüsüne zarar verecektir. Bu zararları en aza indirmek ve bölgede tarımın yeniden canlandırılması adına Doruk Un olarak bölge halkımızın ve çiftçimizin yanındayız. Bölgede tarıma devam eden çiftçiye bedelsiz tohum ve mühendislik desteğiyle bir nebze olsun desteğimizi hissettireceğiz.’ diyen Erbap, tarımda kullanılan makinelerin de zarar gördüğünü belirterek bölgede finansman eksikliğine karşı dayanışmaya çağırıyor.
Asbest tehlikesi ve kontrolsüz konutlaşma gıda zinciri döngüsüne zarar verebilir
Depremde yıkılan veya dönüşüm sebebiyle yıkılıp yeniden inşa edilecek olan binaların molozlarının asbest tehlikesi doğurduğuyla ilgili açıklama yapan Erbap, bu molozların tarım arazilerine ve su havzalarının olduğu alanları dökülmemesi gerektiğini belirtiyor. Özellikle solunum yoluyla vücuda alındığında kanser başta olmak üzere birçok hastalığa neden olan asbest, cilde uzun süreli temas ettiğinde ciltte yaralara neden olabiliyor. Tarımsal alanlardaki asbest tehlikesi insan sağlığının yanı sıra gıda güvenliğini de tehdit ediyor. Asbestin toprağa ve yer altı sularına karışması ile birlikte uzun vadeli bir tehlike de söz konusu olacak ki toprak zehirlenmesi, su zehirlenmesi gibi tehlikeler gelecek on yıllarda bölgede farklı bir felakete sebep olacak. Tüm bunların yanı sıra şehirlerin yeniden inşa sürecinde doğru planlamaya dikkat çeken Erbap’a göre yıkılan konut ve iş yerlerinin yeniden inşa sürecinde deprem riski az bölgelerin seçilmesi gerektiği gibi tarımsal alanlardan uzaklığın da dikkate alınması gerekiyor.
Üretimden depolamaya, lojistikten özel ürün geliştirmeye kadar entegre süreç
Teknolojik tarımsal verileri ve ar-ge çalışmalarını çiftçilerle buluşturan Doruk Un, tohum, ekim, ilaçlama, gübre ve hasat aşamalarında oluşabilecek kayıpları tespit ederek çözüm önerileri sunuyor. Türkiye un ihracatında en büyük şirketleri arasında yerini alan Doruk Un, yıllık 438 bin ton buğday kırma kapasitesi, yıllık 350 bin ton un üretimi, 20 bin m2 ileri teknoloji tesisi, her geçen yıl genişleyen satış & dağıtım ağı ile büyümesini sürdürüyor. Afrika, Asya, Güney Amerika ve Orta Doğu bölgelerindeki 41 ülkeye ihracat gerçekleştiren Doruk Un, kaliteli ürün ve hizmet yaklaşımı ile üretimden depolamaya, lojistikten özel ürüne güçlü bir entegre yapılanmaya sahip. Doruk Un, evsel kullanımdan fırın ve restoranlara, otellerden baklava ve hamurculara kadar geniş bir skalada ihtiyaca ve kullanım amacına özel ürünler geliştiriyor.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?