Anadolu'da büyüyeceğiz

6.01.2016 15:40:510
Paylaş Tweet Paylaş
Anadolu'da büyüyeceğiz
YUSUF ZİYA GÜNDÜZ/MULTINET UP CEO’SU
ANADOLU’DA BÜYÜYECEK
Multinet Up, sunduğu ödeme sistemleri ve akıllı hizmet çözümleriyle sektörün lider şirketlerinden biri... Bugün 21 bine yaklaşan kurumsal müşterisi, 870 binden fazla kart kullanıcısı ve 35 bine yakın üye işyeri bulunuyor. Kurumsal hayatta Multinet Up’ın sunduğu çözümler oldukça çeşitli. Örneğin şirket çalışanlarına yönelik Restonet, Passnet ve Gift ürünleriyle çalışanların yemek giderleri ve mesai kontrolünü tek sistem üzerinden yönetiyor. Multicar ve Petronet ürünleriyle şirketlerin filo ve akaryakıt ihtiyacını, uygun fiyat ve koşullarla karşılamayı vadediyor. Tedarik ve toplu satın alma paketinde ise Multiavantaj platformuyla kurumsal şirketlere tedarik ve toplu satın alma konusunda avantajlar sağlıyor. Geçtiğimiz yılı 1,4 milyar TL ciroyla kapatan Multinet Up’un bu yılki hedefi ise 1,5 milyar TL’ye ulaşmak. Yılın ilk üç çeyreğini değerlendiren Multinet Up CEO’su Yusuf Ziya Gündüz, “2015’in bizim için gayet iyi geçtiğini söyleyebilirim. Sunduğumuz ödeme sistemleri ve akıllı hizmet çözümleriyle şirketler ve kamu kuruluşlarına verimlilik ve maliyet avantajı sağlamaya devam edeceğiz. Bu açıdan 2015 müşterilerimizi destekleyerek büyüyeceğimiz bir yıl olacak” diyor. Gündüz, önümüzdeki döneme dair de şirketi daha fazla büyütme konusunda iddialı. Büyümede özellikle KOBİ segmentinde çok önemli bir potansiyel olduğunu düşünüyor. “Ülkemizde şirketlerin kurumsallaşma düzeyi arttıkça, konusunda uzman olan teknoloji şirketleriyle çalışma bilinci de gelişiyor. Şirketler asıl uzmanlık alanı olan işlere odaklanarak, yemek kartı, araç kiralama, seyahat, konaklama ve hediye kartı gibi tüm hizmetlerini Multinet Up’tan tek faturayla alarak hem vergi avantajı sağlayabiliyor hem verimlilik kazanabiliyor” diyor. Bu hizmetleri daha çok KOBİ ile tanıştırmanın kendilerine büyümeyi getireceğini açıklıyor.
İKİ ÜLKEYE GİRECEĞİZ Gündüz’ün kısa ve orta vadeli hedefi, Türkiye’de özellikle kamu sektörü ve Anadolu sanayi kentlerinde yenilikçi ürün ve hizmetlerle büyümek. Gündüz, “Daha uzun vadeli bir hedef olarak da şirketimizi Ortadoğu, Asya ve Afrika pazarları için güçlü bir kalkış noktası, bir üs yapmak istiyoruz. Bu yıl bitmeden en az iki ülkeye girme planımız var” diye konuşuyor.

TUNÇ TAŞMAN/BİMSA GENEL MÜDÜRÜ
“DİJİTALLEŞEMEYEN YOK OLUYOR”
BimSA, 40 yıl önce Sabancı Holding çatısı altında elektronik kontrol cihazları ve bilgisayar hizmetleri vermek üzere çalışmaya başladı. Bugün ise 20 farklı sektörden 300’e yakın şirkete hizmet veriyor. BimSA Genel Müdürü Tunç Taşman, şirketlerin, uygulama ve iş danışmanlığından kuruma özel uygulamalara, donanımdan yazılıma kadar tüm bilişim ihtiyaçlarını karşılamak üzere faaliyet gösterdiklerini söylüyor. “BimSA olarak müşterilerimize, uygulama geliştirme, SAP danışmanlığı, mobil uygulamalar, doküman yönetimi, sunucu işletimi ve barındırma gibi alanlarda rekabet avantajı sağlıyoruz” diyor. Taşman’a göre dijitalleşmeyle büyük veri kavramının hayatımıza girdiği bir dönemdeyiz. Dijital verilerin verimlilik alanında büyük olanaklar sağladığının altını çizen Taşman, finans ve telekomünikasyon sektörlerinin kendi işlerinin yapısı gereği bu konuda hızlı davrandıklarını, ancak üretim ve hizmet sektörlerinde dijitalleşmenin avantajlarının yeteri kadar kullanılmadığını belirtiyor. “Dijitalleşme, içinde yaşadığımız dünyanın kurallarını hızla değiştiriyor. Bu hızlı değişime uyum sağlayanlar yaşamaya ve ilerlemeye devam ederken, dijitalleşme sürecinin gerisinde kalanlar elenmeye veya gerilerde kalmaya mahkum oluyor” diyor. Peki bir şirketin dijitalleşmesi ne demek? Taşman, bu sorunun yanıtını da şöyle veriyor: “Bir şirketin dijitalleşmesi, müşteri deneyiminden üretime kadar tüm iş yapış şekillerini dijital platformlara taşımak demek. Dijitalleşmiş bir şirketseniz kaynaklara daha hızlı ulaşma, verimliliği artırma, stoklarınızı minimize etme imkanınız var.” BimSA Türkiye’deki şirketlerin dijitalleşme yolculuklarına eşlik etmeye çalışıyor. Sektörlerin ihtiyaç duyduğu teknolojik gereksinimleri ve en güncel bilgi teknolojisi çözümlerini sunduklarının altını çizen Taşman, “Dijitalleşme kapsamında bulut bilişimi müşterilerimize en iyi şekilde sağlayabilmek için altyapı platformlarımıza, Sabancı Center ve Kocaeli KentSA içinde bulunan veri merkezlerimize ve ürünlerimize yatırım yapmaya devam ediyoruz. Hedefimiz, Türkiye’de en önde gelen bilgi teknolojisi şirketlerinden biri olarak değer sağlamaya devam etmek” diye konuşuyor.
TAŞMAN’IN TUTKULARI BimSA Genel Müdürü Tunç Taşman, bugünkü pozisyonuna gelmeden önce 4 ayrı şirkette 7 farklı unvanla görev aldı. 2014 yılından itibaren de BimSA genel müdürlüğünü yürütüyor. Yelken ve basketbol onun hayatında önemli yeri olan iki hobi. Bu hobilerine ne kadar zaman ayırabildiğini ise şöyle anlatıyor: “Basketbol tutkum artık bir baba olarak kızıma verdiğim destekle hayatımdaki yerini koruyor. Yelken ise iş hayatında alıştığım ve hem özel hem profesyonel hayatta bana çok katkısı olan bir spor dalı. Bu sporlar disiplin ve takım çalışmasıyla başarı yolunu çizmeleri açısından çok değerli.”

 ASLAN DOĞAN/ETİYA KURUCU ORTAĞI VE CEO’SU
“CRM’DE YAZILIM BAĞIMLILIĞINI KALDIRDIK”
Etiya, 2004 yılında üç mühendis arkadaş tarafından kuruldu. CRM çözümleri başta olmak üzere kurumsal yazılım çözümleri sunan şirket, zaman içinde hızlı bir büyüme yolculuğu gerçekle��tirdi. Faaliyetlerini sadece yurtiçiyle sınırlamadı, yurtdışına da açıldı. Şimdi ise Etiya’nın hedefinde tüm dünyaya hizmet etmek var. Bugün şirketin kurumsal yazılım çözümlerinde Türkiye’nin lider kuruluşu olduğunu belirten Etiya Kurucu Ortağı ve CEO’su Aslan Doğan, uzmanlıklarıyla sadece Türkiye’de değil, uluslararası arenada da referans gösterilen çözümler sunduklarını söylüyor. Yurtdışı hedeflerini ve bu alanda şu ana kadar neler yaptıklarını da şöyle paylaşıyor: “Hedefimizi, global arenadaki faaliyetlerimizi artırmak ve bu alanda global rakiplerle de tüm pazarlarda rekabet edebilmek olarak belirlemiştik. Bu konuda ilk yatırımımız Singapur’ta açtığımız ofis oldu. Bu ofisle tüm Uzak Doğu’ya hizmet sunan bir şirkete dönüştük. Şimdi bunun bir adım ötesine geçiyor ve Etiya International ile tüm dünyaya hizmet sunmayı hedefliyoruz. Öncelikli planımız bu yeni yapılanmamızla APAC, CIS ve Kuzey Amerika ile Amerika’nın öncü şirketleri arasında yer almak.” Etiya Türkiye, Toronto ve Singapur ofislerinde 500’ün üzerinde mühendis istihdam ediyor. Yüzde 100 yerli bir şirket olarak AR-GE çalışmalarını, yerli mühendislerden oluşan bir ekiple sürdürüyor. Burada yapıp geliştirdikleri ürünleri dünyaya satıyor olmalarının Türkiye bilişim ihracatında önemli bir değer olduğunun altını çizen Doğan, “Telekom, enerji, medya ve finans gibi ana sektörlerde ülkemizin dışarıya olan yazılım bağımlılığını CRM açısından ortadan kaldırmış, rüzgarı tersine çevirmiş durumdayız” diye konuşuyor.
 KEŞİF SEYAHATLERİ YAPIYOR Aslan Doğan, ortalama 12 saat çalışıyor. Bu nedenle iş dışında hobilerine ayırdığı zaman kısıtlı. Fırsat bulduğunda en büyük tutkusu ise gezmek. Farklı ülke ve bölgelere keşif seyahatleri yapmayı sevdiğini söylüyor. “Bu gezileri çoğu zaman ailemle birlikte organize ederek, onlarla bu keyifli deneyimi birlikte yaşamayı tercih ediyorum. Okumak ve sinemada film izlemek ise benim için hobi değil, yaşamın olmazsa olmaz parçası” diyor.

FATİH KIRAL/FATİH KIRAL MOBİLYA YÖNETİM KURULU BAŞKANI
“YURTDIŞINDA ORTAKLIKLARA AÇIĞIZ”
Fatih Kıral, Türkiye’nin en köklü mobilya markalarından... İstanbullu olan Kıral Ailesi 150 yıldır mobilya işinde. Aile işinde birinci kuşak olan Hüsnü Kıral, 1954 yılındaki Kapalıçarşı’daki büyük yangından sonra İstanbul’un Üsküdar, Moda, Nişantaşı ve Tophane bölgelerinde mağazalar açarak büyümeyi tercih etti. Markanın bugüne taşınmasında büyük rol sahibi olan ikinci kuşak Fatih Kıral da Nişantaşı mağazasında çalışarak iş hayatına atıldı. Ağabeyleriyle birlikte başladığı mobilya işinde, 1980 yılında yoluna tek başına devam kararı alması ise onun için dönüm noktası oldu. Kendi adını taşıyan ilk mağazasını İstanbul Bağdat Caddesi’nde açan Kıral, ilerleyen yıllarda diğer mağazaları devreye aldı. Bugün Fatih Kıral Mobilya, 6 tanesi çocuk konseptli olmak üzere 13 mağazasıyla perakendede büyümeye devam ediyor. Geçtiğimiz yıl Ömerli’de 10 milyon dolar yatırımla 10 bin metrekare kapalı alana sahip yeni bir fabrikayı hayata geçiren şirket, bu yatırımla üretim kapasitesini 10 kat artırmış durumda. İlk üretim tesislerini Üsküdar Libadiye’de kurduklarını belirten Fatih Kıral Mobilya Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Kıral, “Artık oraya sığmıyorduk. Şimdi son teknolojilerle donatılmış bir tesise sahibiz. Üretim kapasitemiz en az 10 misli arttı. 200’ün üzerinde çalışanı olan tesisimizde mobilyayla ilgili her şeyi üretiyoruz. Otel ve çok konutlu projeler için de çok daha hızlı şekilde üretim yapabiliyoruz” diyor. Türkiye’de mobilya sektörü 9 milyar dolarlık bir hacme sahip. İrili ufaklı yüzlerce oyuncunun yer aldığı sektörde yeterli markalaşma henüz sağlanabilmiş değil. Bu ortamda kendi adıyla markalaşmanın kendisi için en önemli başarı olduğunu dile getiren Fatih Kıral, bulunduğu noktadan memnun. A Plus müşteri grubunda küresel markalarla yarıştıklarını ifade ediyor. Ancak memnun olmadığı noktalar da var. Yurtiçinde çok daha fazla büyümenin kendileri için bu aşamada mümkün olmadığını dile getiren Kıral, en çok markanın tüketici nezdinde pahalı olarak algılanmasından şikayetçi. Kalite olarak A Plus kategoride olmalarına rağmen Türkiye’de bulunan tüm markalara bakıldığında kendi fiyat skalalarının birçok markayla aynı olduğunu söylüyor. “Şirketimiz 50’ye yakın dünyaca ünlü mobilya markasının Türkiye distribütörü. O markaların koleksiyonlarını almak isteyen müşterilerimiz, tabii ki yerli üretimimize göre daha yüksek ödeme yapıyor. Ama Fatih Kıral Mobilya’nın kendi üretiminden mobilya almak isteyen herkese uygun ürünlerimiz var” diye konuşuyor.
HEDEF YURTDIŞI Fatih Kıral, önümüzdeki dönemde ağırlıklı yurtdışında büyüme planları yapıyor. Kıral yeni yol haritalarını şöyle paylaşıyor: “Yurtdışında proje bazlı işler gerçekleştiriyoruz. Azerbaycan’da Rixos Oteli’nin mobilyalarını biz yaptık. Birleşik Arap Emirlikleri başta olmak üzere Azerbaycan, Türkmenistan, Kazakistan, Irak ve bazı Avrupa ülkelerinde önemli ev ve otel projelerine imza attık. Önümüzdeki yıllarda bu tür projelere daha fazla ağırlık vereceğiz. Yine yurtdışında ortaklıklarla mağaza açma konusuna sıcak bakıyoruz.”

GÖKÇE MERİÇ / FERKO İNŞAAT YÖNETİM KURULU BAŞKAN YARDIMCISI
5 YENİ PROJE GELİYOR
Ferko İnşaat’ın temelleri 1990 yılında atıldı. 25 yıllık şirket bugüne kadar gayrimenkul ve inşaat alanında birçok önemli projeye imza attı. Kağıthane’de Papirus Plaza, Göktürk’te Gökmahal Residence, Bosphorus Palace Hotel, Kemerburgaz’da Kemermall AVM, Zekeriyaköy Villaları ve İMES Sheraton Four Point, şirketin yurtiçinde yaptığı projelerden birkaçı. Güçlü bir kimliğe sahip olan Ferko İnşaat, Türk Cumhuriyetleri, Libya, Sudan gibi ülkelere ilk giren Türk taahhüt şirketlerinden... Bugün de yurtdışında ağırlıklı olarak Azerbaycan, Türkmenistan, Afganistan ve Libya’da yol, altyapı, konut, villa, otel ve ofis projeleri gerçekleştiren şirketin gündemindeki en önemli proje ise İstanbul Levent’deki Ferko Signature projesi. İstanbul’un en değerli arazilerinden birinde konumlandırdıkları bu projenin tamamlandığında portföydeki en önemli işlerden biri olacağını belirten Ferko İnşaat Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Cemil Meriç, “Bölgeye ve projeye dahil olacak markalara prestij katacak Ferko Signature, iki ofis bloğu ve bunları birbirine bağlayan kent bahçesinden oluşacak. 127 bin metrekarelik inşaat alanı üzerinde yükselen projemize şu ana kadar 350 milyon dolarlık yatırım yaptık. Yüzde 60’a yakınını sattığımız projemizi, 2016 yılı sonunda bitirmeyi hedefliyoruz” diyor. Ferko İnşaat, ayrıca Ilgaz Dağı’nda yer alan Ferko Ilgaz Mountain Hotel&Resort projesinin de çalışmalarına devam ediyor. Meriç, toplam 12 bin 700 metrekare kapalı alana sahip projeyle bölgeye büyük bir katma değer kazandıracaklarını söylüyor. Önümüzdeki dönemde Ferko İnşaat, ağırlıklı olarak İstanbul’da projeler yapmayı planlıyor. İstanbul’da 4- 5 proje için arazi alımlarını gerçekleştirdiklerini anlatan Meriç, “Bu projelerden biri Cendere Yolu’ndaki ofis, ticari alan ve otelden oluşacak. Diğer iki projemiz ise Göktürk tarafında gerçekleşecek. Bu projelerden birini ticari diğerini ise konut olarak planlıyoruz. Yurtdışında ise devam eden ve başlayacağımız Libya ve Sudan’da bazı projelerimiz var. Ancak şu günlerde dünyada ve özellikle Ortadoğu’daki gelişmeler nedeniyle Türkiye’deki yatırımlarımıza ağırlık vermeyi tercih ediyoruz” diye konuşuyor.
 “TALEP HIZLI ARTIYOR” Gökçe Meriçten, inşaatın dinamik ve sürekli gelişen bir sektör olduğunu söylüyor. Gayrimenkul yatırımlarının önümüzdeki dönemde de en çok kazandıran yatırım olmaya devam edeceğini ifade ediyor. “Türk insanı gayrimenkule yatırım yapmayı seviyor. Yatırım eğilimi, kısa vadede en fazla getiri düşüncesiyle birleşince erişilebilir rakamlarla kısa zamanda kazandıran projelere talep artıyor. Aynı zamanda yabancılara gayrimenkul satışının önünün açılmasıyla birlikte Türkiye’ye büyük bir talep oluştu. Bu talebin önümüzdeki dönemde de sürmesini bekliyoruz” diyor.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


YAZARIN DİĞER YAZILARI TÜMÜNÜ GÖRÜNTÜLE

Yorum Yaz