"AR-GE bütçemizin yarısı çevre dostu teknoloji için"

Bosch, dünyanın AR-GE’ye en fazla kaynak ayıran şirketlerinden. Geçen yıl şirketin araştırma ve geliştirme harcamaları yaklaşık yüzde 9 artarak 5 milyar Euro'ya ulaştı. Böylece cirosunun yüzde 10,1’ini ARGE’ye ayırmış oldu. Bosch Yönetim Kurulu Başkanı Volkmar Denner, AR-GE harcamalarının neredeyse yarısını çevre dostu teknolojilere ayırdıklarını belirtiyor. Denner, “Geleceğin teknolojisi elektrikli araçlar için her yıl ortalama 400 milyon Euro harcıyoruz. 2007’de kendimize 2020 yılına kadar karbondioksit emisyon seviyesini yüzde 20 azaltma hedefi belirlemiştik. Geçtiğimiz yıl bu hedefimizi neredeyse gerçekleştirdik ve bu oran yüzde 19,9 oldu” diyor.

25.08.2015 12:20:420
Paylaş Tweet Paylaş
"AR-GE bütçemizin yarısı çevre dostu teknoloji için"
Bosch Grubu, 2014’te yaklaşık olarak 290 bini aşkın çalışanıyla 48,9 milyar Euro ciroya ulaştı. Grup mobilite çözümleri, sanayi teknolojileri, enerji ve bina teknolojileri ve dayanıklı tüketim malları olmak üzere 4 ana sektörde faaliyet gösteriyor. Yaklaşık 150 ülkede temsil edilen global devin iki temel hedefi, sürdürülebilirlik ve yenilikçilik. Bosch Yönetim Kurulu Başkanı Volkmar Denner, 2014 yılında dünya çapında 4 bin 600 patent başvurusunda bulunduklarını söylüyor. Etkileyici ürün ve hizmetler tasarlayarak, hem inovatif hem faydalı çözümler sunarak yaşam kalitesini artırmayı amaçladıklarını belirtiyor. Bosch, dünyanın AR-GE’ye en fazla kaynak ayıran şirketlerinden biri. Şirketin araştırma ve geliştirme harcamaları 2014’te yaklaşık yüzde 9 artarak 5 milyar Euro'ya ulaştı. Böylece cirosunun yüzde 10,1’ini AR-GE’ye ayırmış oldu. Denner, AR-GE harcamalarının neredeyse yarısını ise çevre dostu teknolojilere ayırdıklarını belirtiyor. Denner, “Geleceğin teknolojisi elektrikli araçlar için her yıl ortalama 400 milyon Euro harcıyoruz. 2007’de kendimize 2020 yılına kadar karbondioksit emisyon seviyesini yüzde 20 azaltma hedefi belirlemiştik. Geçtiğimiz yıl bu hedefimizi neredeyse gerçekleştirdik ve bu oran yüzde 19,9 oldu” diyor. Bosch Grubu Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Dr. Volkmar Denner, Almanya Stuttgart’taki merkezinde sorularımızı yanıtladı: 
*2014’te önemli bir büyüme kaydettiniz. Geçen yıl çevreye ne gibi katkılar sağladınız?
* Bosch olarak üründe, hizmette ve attığımız her adımda, “Yaşam İçin Teknoloji” vizyonuyla ilerliyoruz. Tüm eylemlerimizde doğa, toplum ve gelecek nesillere karşı sorumluluklarımızın bilinciyle hareket ediyoruz. İnsan sağlığına ve güvenliğine saygıyı, doğal kaynakları ekonomik kullanmayı, daha doğal ve temiz bir çevrede çalışmayı iş politikamızın temel prensibi olarak görüyoruz. 2007 yılında kendimize 2020 yılına kadar karbondioksit emisyon seviyesini yüzde 20 azaltma hedefi belirlemiştik. Geçtiğimiz yıl bu hedefimizi neredeyse gerçekleştirdik ve bu oran yüzde 19,9 oldu
* Bosch’un çevre ve sürdürülebilirlik vizyonunun temelinde neler var? Bu stratejinizi kısaca özetler misiniz? 
*Mutluluk ve yaşam kalitesi arasında bir ilişki varsa mutluluk ölçülebilir demektir. İktisadi Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) bu bağlamda Daha İyi Yaşam Endeksi’ni oluşturdu. Bu model ekolojik, ekonomik, beşeri ve sosyal faktörleri parlak bir geleceğin göstergeleri olarak inceliyor. 11 farklı göstergenin arasında kişisel güvenlik, eğitim, iş ortamı ve çevresel koşullar da yer alıyor. Bu göstergeler doğru yolda olup olmadığımıza da ışık tutuyor. Örnek olarak sensörlerimizin başarı öyküsünden bahsedebilirim. 1990’larda araç güvenliğini artırmak için MEMS sensörlerini kullanan ilk şirketlerden biri olduk. Sistematik araştırma ve geliştirme çalışmalarımız sayesinde bu teknolojiyi daha ucuz ve geniş bir uygulama gamına uygun hale getirmek için durmaksızın çalıştık. MEMS sensörlerinin lider küresel üreticisi olarak, şu anda günde 4 milyon adet üretiyoruz. Bunun yanı sıra bu alanda 1.000’den fazla patentimiz bulunuyor. Bosch sensörleri, geleceğin bağlantılı dünyasına giden yolu çiziyor. Hayatı daha konforlu hale getiriyor.
~
* Sensörler çevreye nasıl katkı sağlıyor? 
* Hem evde hem yolda güvenliğimizi artırıyor. Sensörler şirketimizin kârını artırmakla kalmıyor ayrıca sosyal ve çevresel sorumluluklarımıza bağlılığımızı ve yaşam kalitesinin artmasına sağladığımız katkıyı da gösteriyor. Çevre alanında yıllık hedefler ve sistematik çevresel takip uygulamaları sayesinde, dünyanın dört bir yanındaki tesislerimizde kaynak tüketimini ve atıkları azaltıyoruz. Ürettiğimiz ürünlerin malzeme ve enerji verimliliğini artırmak için sürekli çalışıyoruz. Bosch dünyanın ARGE’ye en fazla kaynak ayıran şirketlerinden biri. ARGE harcamalarımız 2014’te yaklaşık yüzde 9 artarak 5 milyar Euro'ya ulaştı. Böylece cironun yüzde 10,1’ini AR-GE’ye ayırmış olduk. AR-GE harcamalarımızın neredeyse yarısını da çevre dostu teknolojilere ayırıyoruz. Örneğin geleceğin teknolojisi elektrikli araçlar için her yıl ortalama 400 milyon Euro harcıyoruz. Bosch Grubu olarak iş ortaklarımızı da kapsayacak şekilde çeşitlilik içeren takımlar halinde çalışmayı destekliyoruz. Bunun yenilik getirdiğine ve katma değeri güçlendirdiğine inanıyoruz. 
* Pek çok yenilikçi çalışma yürütüyorsunuz. Bunların sürdürülebilirliğe katkısını açıklar mısınız? 
* İster elektrifikasyon, ister otonom, ister bağlanabilirlik olsun her üç gelişme yolu da kişisel mobiliteyi hem sürdürülebilir hem çekici bir hale getiriyor. Bu hem “yeşil dünya” hem “herkes için eğlence” kavramlarıyla ve geleceğin zıt resimleriyle de uyumlu oldukları anlamına geliyor. Ama bundan daha fazlası var: Üç yol birbirini tamamlıyor. Sadece en yakın park etme alanını değil, aynı zamanda en yakın şarj noktasını da bulmak ve rezerve etmek için interneti kullanabileceğini bildiklerinden, sürücülerin işi daha da kolay bir hal alacak. Otomasyon, araçların kavşaklarda sınırlı görüş mesafesi veya ilerideki tıkanmayla ilgili olarak birbirlerini uyarmasını sağladığında sürüş çok daha güvenli olacak. Gerçekleştirmekte olduğumuz gelişmeler geleceğe uygun olmaktan daha fazlasını yapıyor ve uyumlu bir şekilde birbirlerine bağlanıyor. 
* Bosch odağına sürdürülebilirliği koyan şirketlerden biri. Dünyaya bu konuda nasıl örnek oluyorsunuz? Bu konudaki en önemli hedefleriniz neler? 
* Bosch, sadece teknolojik olarak değil, aynı zamanda ticari olarak daha şimdiden başarı elde ediyor. Bu da üç geliştirme yolunun tamamında dikkatinizi çekebileceğim bir şey. İlk olarak, insanların ne gibi beklentileri olursa olsun, elektromobilite geliyor. Bu, altyapının yaygınlaşmasının yanı sıra teknoloji alanında elde edilen ilerlemeyle yansıtılıyor. 2020 yılından itibaren batarya maliyetlerini yarıya indirmek istiyoruz. O zamana kadar 2013 yılının neredeyse 10 katı olmak üzere dünyanın dört bir yanında yaklaşık 3 milyon şarj noktası kurulmuş olacak. Bu, pazara önümüzdeki 10 yıl içinde büyüme için yeterli bir alan sağlıyor. 2025 yılı itibarıyla tüm yeni araçların yüzde 15'i elektrikli güç aktarma organlarına sahip olacak. Bu aynı zamanda, önümüzdeki 10 yıl içinde yanmalı motorun etkin mobilite için bir dayanak olarak kalmaya devam edeceği anlamına da geliyor. Özellikle dizel motorlarda yakıt tüketimini yüzde 10 ve benzinli motorlarda ise en fazla yüzde 20 daha düşürebileceğimizden bu dayanağı geliştirmeye devam edeceğiz. Ve elektrikli motorlarla birleştirildiğinde, yanmalı motor verimliliğinin tepe noktasına ulaşılacak. Özellikle güç aktarma organlarının bu hibridizasyonu söz konusu olduğunda, Bosch’un geniş bir uzmanlığı var. Bu uzmanlık, pek çok çözümün ortaya çıkmasını sağlıyor. On adedi premium plug-in hibrit araçlar için olmak üzere, sürüşü elektriklendirmek için 30 üretim siparişini daha şimdiden tamamladık. Orta ölçekli segmentte ekonomik bir giriş seviyesi hibrit üzerinde çalışıyoruz. Burada, büyük ölçekli üretim hacmi için sipariş almış durumdayız. 
~
* Sürücü destek sistemleri alanındaki çalışmalarınız nasıl gidiyor? 
* Otonom sürüş daha şimdiden çok hızlı büyüyor. Bosch’un bu pazardaki satışları, her yıl üçte bir oranında artış gösteriyor. Radar ve video sensörleri satışlarımız 2014’te olduğu gibi 2015 yılında bir kez daha 2 kat arttı. Radar sensörlerinde dünya lideriyiz. Geçtiğimiz yıl ilk kez tamamı sürücü destek sistemleri için olmak üzere 50 milyondan fazla sensör sattık. Ancak gelişme burada son bulmuyor. Bu yıl uzaktan kontrol ile park etme, trafik sıkışıklıkları, kaçış manevrası ve karşı yönden gelen trafiğe karşı dönüşü kapsayan bir dizi yeni sürücü destek sistemlerinin üretimine başlıyoruz. 2020 yılında da otobanlarda otomatik sürüş için bir otoyol pilotu üretmek istiyoruz. Bosch’ta yaklaşık 2 bin mühendis bu fonksiyonlar üzerine çalışıyor. Bu 2 yıl öncesine göre 700 kişilik bir artış demek. ZF Lenksysteme’yi satın almamız, beklentilerimizi bir kez daha artırdı. Bosch teknolojisi, geleceğin otomobillerin sadece bağımsız bir şekilde hızlanmasını veya fren yapmasını değil, aynı zamanda direksiyonu kumanda etmesini de sağlayacak. 
* Sürücü destek sistemlerinde başka ne gibi yeni projeleriniz var? 
* Üçüncü olarak ağa bağlı sürüş, daha şimdiden pilot proje aşamasının ötesinde bir ilerleme kaydetti. Bu yılın sonu itibarıyla önleyici bakım için randevu oluşturulması veya daha az yakıtın nasıl kullanılabileceğiyle ilgili ipuçları için bunların kullanılmasıyla Bosch, sadece bu işlevler için yaklaşık 200 bin aracı birbirine bağladı. Bu şekilde, kiralama ve sigorta şirketlerinin araç filolarını yönetmesine yardımcı oluyoruz ve ayrıca kendi mobilite portalımız Drivelog üzerinden sürücülere destekleyici hizmetler sunuyoruz. Buna ek olarak, şehir içi ulaşım için tamamen yeni çözümler geliştiriyoruz. Başlangıç noktalarından bir tanesi mikromekanik sensörler. Bunları web tabanlı hale getiriyoruz ve park yerlerine göze çarpmayacak şekilde yerleştiriyoruz. Burada bir park yerinin kullanılıp kullanılmadığını tespit edebiliyoruz. Böylece gerçek zamanlı bir online park yeri haritası oluşturuyoruz. Bu, şehir içi sürüşün en az yüzde 30’unu oluşturan park yeri aramak için harcanan süreyi önemli ölçüde azaltacak. Aynı zamanda, çeşitli ulaşım yöntemlerini birbirine bağlıyoruz. Stuttgart Services, araba ve motosiklet paylaşım hizmetlerine, trenlere ve otobüslere erişim için kullanılabilen ve aynı zamanda yüzme havuzları veya kütüphaneler için giriş kartı olarak çalışan tek çipli kart sunan bir pilot proje. Yazılım çözümünü biz geliştirdik. Yarının ulaşım hizmetlerinin neye benzeyeceğini bize gösteriyor. 
* Siemens’in beyaz eşya bölümünü satın almanızın sizin sürdürülebilirlik çalışmalarınıza ne gibi katkısı olacak? 
* Dayanıklı tüketim sektörümüzü güçlendirmek adına şirketimizin gelecek vizyonuna uygun olarak BSH’nin yüzde 100 hissesini satın aldık. BSH’nin yüzde 100 bir Bosch şirketi olması sürdürülebilir büyümemiz adına önemli bir adım oldu. Bu satın almayla birlikte, sensör teknolojisi ve elektronik alanlarında BSH uzmanlığı ve Bosch’un teknik bilgisini daha iyi entegre edeceğiz. Bu, ağa bağlı evlere yönelik trendin getirdiği fırsatlardan yararlanmamıza da imkan verecek.
~
KİŞİSEL MOBİLİTE NE GETİRECEK?
BÜYÜMEYE DEVAM
Kişisel mobilite dünya genelinde büyümeye devam edecek. Daha sıkı bir şekilde düzenlenecek. Her iki şekilde de güç aktarma organları elektriklendirilecek ve sürüş otonom ve ağa bağlı olacak. Her üç gelişmenin nedenlerini de özetlemek gerekirse:
ÇEVRECİLİĞİN ÖTESİ İlk olarak elektromobilite, daha katı verimlilik ve emisyon yönetmelikleri olmak üzere yanmalı motorlar konusunda ilerlemeler sağlayan mevzuatla desteklenecek… Ancak bu, aynı zamanda sürüş keyfini de artırması nedeniyle çevreci yaklaşımın ötesini temsil ediyor. Örneğin elektromobilite, düşük hızlarda bile hızlanma için mükemmel. 
OTONOM SÜRÜŞ İkinci olarak otonom sürüş, kara yolu trafiğini daha etkin ve daha güvenli bir hale getiriyor. Bugün meydana gelen on kazadan dokuzunun ana nedeni olan insan hatalarını ortadan kaldırıyor. Sürücü destek sistemleri dur-kalk giden trafikte sürücüyü rahatlatıyor. Bir başka değişle sürüşün hiç eğlenceli olmadığı trafikte sürücülerin üzerindeki yükü alıyor. Ve otomatik pilotlu araba ise tamamen yeni bir sürüş deneyimi sunuyor, hareket halindeyken eviniz haline geliyor. 
TASARRUF SAĞLANACAK Üçüncü olarak ağa bağlı sürüş de tasarruf sağlamaya yardımcı olabilir. İlk bakışta internetin en büyük etkisinin araç içi eğlence sistemlerini geliştirmesi olduğunu düşündürebilir. Ancak aynı zamanda trafik sıkışmalarını önleyebilecek gerçek zamanlı bilgiler sunabilir veya trafiğin mevcut durumuna bağlı olarak hibrit araçların şarj etme yolunu da gösterebilir. 

NESNELERİN İNTERNETİ HAYATIMIZI NASIL DEĞİŞTİRECEK?
DAHA BASİT VE GÜVENLİ BİR YAŞAM
Önümüzdeki dönemde sürücü yolda evine doğru giderken, kombisi bunu algılayıp soğuk havada otomatik olarak çalışmaya başlayacak. Kısacası nesnelerin interneti sayesinde gelecek nesiller daha etkin, basit ve güvenli bir yaşama sahip olacak.
MÜKEMMEL PİŞEN KEKLER Mutfaklarda bulunan yeniliklerin kökeni ise otomobillerde kullanılan teknolojilere dayanıyor. Yeni nesil fırınların içinde yer alan sensörler yemeklerin nem seviyesini sürekli olarak ölçerek keklerin mükemmel bir şekilde pişmesini sağlıyor. Bu teknoloji üç yönlü katalitik konvertörlere yönelik lambda sensörlerinden elde ediliyor. Bu gibi entegrasyonlar gelecekte daha fazla kullanılacak. 
TÜM EV ALETLERİ AKILLANACAK Home Connect otonom uygulaması ile BSH Ev Aletleri, fırınların ve bulaşık makinelerinin uzaktan kontrol edilmesini daha şimdiden mümkün kılıyor. Buzdolabı, kurutucu ve çamaşır makineleri gibi daha fazla ağa bağlı ev aleti bu yıl akıllı ev aletlerinin arasına katılacak. 
ENERJİ TASARRUFU VE VERİMLİLİK Esnek çalıştırma programı gibi çok sayıda yeni işlev sunacaklar. Çamaşır makinesine veya kurutucuya geçmeden önceki hava koşullarının dikkate alınmasını, böylece mümkün olduğunca fazla güneş enerjisinin kullanılmasını sağlayacak. Bu da enerji maliyetlerinden tasarruf etmemizi sağlayacak. 
~
DÖRT KOLLU ÇEVRE STRATEJİSİ
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
Şirketimizin kurucusu Robert Bosch’un fikirleri doğrultusunda iş hayatında kalıcı başarımızın sağlıklı bir toplum ve çevreye bağlı olduğuna inanıyoruz. Yani sürdürülebilirlik hedefi şirket stratejimizin belirginleşmiş bir parçası. Bu hedefe dört koldan ilerliyoruz: Çevre, ürünler, iş ortakları ve toplum.
KAYNAK TÜKETİMİNİ AZALTIYORUZ Yıllık hedefler ve sistematik çevresel takip uygulamaları sayesinde, dünyanın dört bir yanındaki tesislerimizde kaynak tüketimi ve atıkları azaltıyoruz.
ÇEVRE DOSTU TEKNOLOJİ Ürünlerimizin malzeme ve enerji verimliliğini arttırmak için sürekli uğraşıyoruz. Dahası, AR-GE harcamalarımızın önemli bir kısmı çevre dostu teknolojilere ayrılıyor. 
İŞ ORTAKLARI Çeşitlilik içeren takımlar halinde çalışılmasını destekliyor, bunun yenilik ve katma değeri güçlendirdiğine inanıyoruz. 
TOPLUM Her şey bir kenara, yardım faaliyetlerimiz eğitim projelerine ve genç bilim insanlarını destekleyen inisiyatiflere odaklanmış durumda. 

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz