ANA FİKİR Basitçe sunum
yapmayın. İkna edin, ilham
verin ve kendinizi gösterin.
Araştırmalar, akılda kalan bir
sunumun izleyicilerinizin
zekasına hitap ederken
onların duygularını da
harekete geçirmenin bir
bileşimi olduğunu
göstermektedir. Bu yazarlar
ekibi, sadece bunu yapan ve
katılımı, ilhamı ve izleyiciyi
harekete geçirecek teknikler
geliştirdi. Yaratıcı teknikleri
TD Ameritrade, Mattel,
Fisher-Price, Merrill Lynch,
Siemens ve Pfizer gibi
Fortune 500 şirketleri tarafından son 10 yıldır
kullanılıyor. Bu etkin yöntem size şunları getiriyor:
Gösteri tekniklerini izleyicinin katılımını ve hareketini
sağlayacak şekilde ortaya koyan ödüllü bir oyuncu.
Mesajınızı güç, inanılırlık ve özgünlükle nasıl
ileteceğinizi gösteren bir TV ve sinema filmleri
yönetmeni. Hafıza ve sahne korkusunda uzmanlaşmış
ve bu korkunun nasıl üstesinden gelineceği ve
dinleyicinin dikkatinin ve hafızasının nasıl harekete
geçirileceği konusunda uzmanlaşmış bir psikolog.
BU KİTABA NEDEN İHTİYACINIZ VAR?
Bu kitap, size her zaman izleyicilerinizin dikkatini çekecek sunumlar
üretmenizi sağlayacaktır ve projenize ortak olmalarını! Gösteri
tekniklerini ve bilişsel bilimi, psikoloji alanındaki en iyi araştırmayla
birleştiren “Odayı ele Geçirin”, size her türden sunumu yapmanızda,
endişeyi yönetmenizde ve izleyicilerin sizi ve mesajınızı hatırlamasını
sağlayacak bir rehber sağlıyor.
NİYET
Niyet, konuşmacıların tanımlaması ve kullanması gereken en incelikli
konseptlerden birisidir. Niyetinizi tanımlamak, amaç belirlemek
bakımından hayati önem taşır. Gelecek kararları almanız için yol
haritanızı ve sayı tabelanızı oluşturur.
- Doğrudan sizin kontrolünüzde olan amaçlar koyun. Kendi
eylemlerinizle neyi yerine getirebileceğinizi gerçekçi olarak tanımlayın.
- Spesifik olun, böylece hangi amacınızı ne zaman
gerçekleştirdiğinizi anlarsınız. Amaçlarınıza ulaştığınızda bunu ölçülebilir
eylemlerle sınayın. Bunların arasında kendiniz için belirli tarihlere göre
belirlediğiniz görevleri yerine getirmek de vardır.
Niyeti, bir yelkenin en önemli kenarı gibi düşünün: Gergin ve odaklı.
Gelen rüzgarı alan yelken gibi niyet de sizi amacınıza doğru kaldırır ve
götürür. Hızınız ve verimliliğiniz yelkeninizi ya da niyetinizi doğru
belirlemenize bağlıdır. Bir niyet seçin ve ona adanın. Bunu açıklamak ve
başarmak için yaratıcı yollar geliştirin. Akıntılar ve kayalar zorluk
çıkarabilir, ama güçlü bir niyetle her zaman güvenli bir limana
ulaşırsınız.
Bir kez negatif niyetlerin etkisi altında kalırsanız, şu sonuçlar doğar:
- İlave malzemelere saldırmak ve ortamı bunlarla boğmak dinleyiciye
sunumunuzla ilgili bir odağınız ya da ana noktanız olmadığını gösterir.
- Dinleyiciyle temas konusunda yeterli arzuyu göstermemek
rahatsızlık ve güven eksikliği, hatta sıkıntı yaratır.
- Sunumu tamamen kendi üzerinize kurmanız size dinleyicileri
kaybettirir, çünkü kendilerini önemsiz ya da kullanılmış hissederler.
- Daldan dala atlamak, bir odak ve hazırlık eksikliğini gösterir.
- İzleyicileri veriye boğmak mesajınızı karmaşıklaştırır ve niyetinizin
değerini küçültür.
Herhangi bir sunumun çekirdeğinde yer alan açık ve güçlü bir niyet,
başarının temelini oluşturur. Eğer sunum yolundan çıkıyorsa kendinize
niyetinizi hatırlatın ve böylece iletmek istediğiniz mesaj tekrar açıklık ve
güç kazanacaktır.
ROLLER
İster bir aktör isterse de bir meslek profesyoneli tarafından yapılıyor
olsun bir rol, her bakımdan ele alınmalı ve büyük bir dikkatle
gerçekleştirilmelidir. Üstelik bu rol, başkalarıyla birlikte oynanıyorsa
spesifik ve farklı olmak bakımından daha fazla bir dikkat gerektirir.
Azami düzeyde verimli olabilmek için sunum yapanlar, gerek izleyici
önünde gerekse müşteriyle ilişkide daima belirli bir rol benimsemelidir.
Seçtiğiniz rol, sadece niyetiniz tarafından değil, aynı zamanda
izleyiciler ve içinde bulunduğunuz ortam tarafından da belirlenir.
Rollerin kuralları
- İlk telaffuz edilen sözcükten itibaren diliniz ve davranışınız
benimsediğiniz role uygun olmalıdır. - Yalnızca tek bir rol benimseyin ve bunun ��zelliklerini tüm
sunumunuz boyunca sergileyin.
- Tamamen rolünüze odaklanın ve sunum sırasında bu rolün
gereklerini asla bozmayın.
- Her rol uzmanlık gerektirir, ancak, bir konuyla ilgili olarak bilimsel
ya da derinlemesine analiz bilgisine sahip olmadan ya da bu bilgiye
sahip bir uzmana danışmadan asla teknik bir uzman rolünü oynamayın.
Bir konu seçin ve yaratmak istediğiniz algıyı oluşturmak için o rolde
istikrarlı olun. Ve Kabuki örneğini unutmayın: Davranışınız ve diliniz
uyumlu olsun, dirseklerinizi bir kral gibi havaya kaldırın, böylece hep
göz önünde olursunuz.
GALA
Sıkıcı bir açılış, sıkıcı bir sunumun işaretini verir. Açılışınızı daha
dinamik, ciddiye alınır ve nihayet ikna edici kılabilirsiniz.
Açılışınızda güçlü bir çerçeve yaratın, böylece takip eden içeriği bu
yapının içine kurabilirsiniz.
Aynı zamanda, kişisel betimleme yoluyla duygulara temas
edebilirsiniz. İyi bir açılış izleyicinizin hayal gücünü tetikleyebilir ve
dinleyicileri daha dikkatli hale getirebilir.
- Uygun bir tetikleyici seçtiğinizde daha güçlü bir açılış yapmanın
koşullarına bakabilirsiniz. - Sunumunuza grafik unsurlar ya da metaforlar ekleyin. İnsanlar
hayal güçlerini harekete geçirecek karşılaştırmaları sever.
- Uzun açılışlara izin vermeyin. Açılışların çoğu 2 dakikadan az bir
sürede bitirilebilir.
- Beş duyuya uygun davranın
- Sunumun temel konusuna geçerken soluklanma noktaları ekleyin.
Burada anahtar, konudan sapmamaktır. En iyi açılış, hayal gücünü
tetikleyen ve dinleyicide konunuza dair akıllıca bir bağlantı
24 uyandırandır.
İletişim psikologu Mark Leary, bir izleyiciyi konuya katmanın
önemine işaret etmektedir.
Bunun için sunumunuzun açılışında 3 şeyi
dikkate almanızı önermektedir:
1. Konuşmanızı her bir izleyiciye göre ayarlayın. İhtiyaçları, bakış
açılarını ve dinleyicilerinizin beklentilerini anladığınızı hissettirmeniz,
onların neyle ilgilendiğini ve bunlarla ilgili olarak en önemli, zorlayıcı
öyküleri, anekdotları ve örnekleri seçmenizi sağlar.
2. Kişisel değerlerinizi ortaya koyun. İzleyici kitlesini harekete
geçirmek ve sunuma dahil etmek için sizi motive eden ve ilham veren
şeylerden söz edin. Bunlarla hemfikir olmasalar bile kendi düşüncenize
erişmeleri bakımından bir pencere açmış olursunuz. İkna ve etki artık
daha fazla mümkündür, çünkü dinleyicileriniz artık sizi tanıdıklarını
düşünmektedir.
3. Konuyla ilgili kendi bakış açınızı ortaya koyun. Kendi bakış açınızı
belirtmek, izleyicinin sizin niyetinizi, bağlamınızı ve tutumunuzu
anlamasını sağlar.
FİNAL
Tüm sunumunuz bitişe işaret eder tarzda olmalıdır. Eğer izleyicinizin
bir şey hissetmesini, düşünmesini ya da daha önemlisi yapmasını
istiyorsanız, sunumunuzun bunu sağlamalısını garantilemelisiniz.
Kapanış yapmanın bir dizi etkin yolu vardır. Burada açıklanan 7’si,
niyetinizi yerine getirmenizde ve sunumunuzu başarılı bir şekilde
sonlandırmanızda yardım edecektir.
1. Çağrı yapmak: Bu kapanış aracı, özellikle de
amacınız izleyiciyi belirli bir şey yapmak için motive etmek ise işe yarar.
Bir eylem çağrısı satıştan daha ikna edicidir. Bir eylem çağrısında vurgu
müşteride ya da izleyicidedir. Eylem çağrınızı ne kadar iyi yapılandırır
ve özgün kılarsanız, izleyiciniz de bunu o kadar takip edecektir. Görev
ne kadar kolay olursa izleyici de tavsiye ettiğiniz değişimi
gerçekleştirmek için o kadar istekli olacaktır. Eylem çağrınız basit ve
doğrudan olmalıdır. Kapanışta eylem çağrısı kullanırken özlü ve cesur
olun.
2. Başa dönmek: Güçlü bir kapanış metodu da başa dönmek ve
açılışınıza gönderme yapmaktır. Başa dönmek, özellikle kapanış
hazırlamamışsanız, unutmuşsanız ya da zamanınızı doldurmuşsanız işe
yarar. Bir çözümleme ve tamlama duygusu yaratır.
3. Özetlemek: Özetlemek izleyicilerin dikkatini odaklamanın ve
yönlendirmenin etkin bir yoludur. Başarılı bir kapanış, niyetinizi
belirleyen unsurları özetler. Merkezi unsurları ya da fikirleri özetleyin.
İzleyicileriniz inandığınız önemli noktaları özetlemenizi takdir edecektir.
Özetlerken tasarruflu ve kestirmeci davranın.
4. Bir ilham cümleciği vermek: İzleyicinin hayal gücünü harekete
geçirmek için kapanışı ilham dolu bir cümle ile yapın. Tanınmış birinin
sözlerini mesajınızla ilişkilendirdiğinizde, o cümleciğin ne kadar işe
yarayacağını görmek sizi şaşırtacaktır. Uzun süre önce ölmüş ve kötü bir
ünü olmayan birinden alıntı yapın, izleyicilerin bu şahsın hayat tarzı ya
da politik görüşleri konusunda kötü bir fikri olmasın, yoksa mesajınız
lekelenecektir. Ya da bu alıntıyı gerçek ya da hayali aile üyelerinizden
birisi söylemiş gibi aktarın.
5. Üçlemeler kullanmak: Bu, birbirini izleyen ifadelerin,
cümleciklerin başında bir sözcüğün tekrarlanmasıdır. Üçlemelerin
kullanımı, duygusal bir tepkiyi harekete geçirir. Üçlemeler kullanılırken
en iyisini en sona saklayın. Üçlenen ifadelerin önemini
oluşturduğunuzda, sonuncusu geri ödeme tekrarı olacaktır. Aynısı,
iletmek istediğiniz şey için de doğrudur. Vurguyu, içeriğinizin artan
gücüne uygun olarak inşa edin. Bir üçleme kullanmak mesajınızı güçlü
kılmanın harika bir yoludur.
6. Temanıza tekrar dönmek: Konuşmada tema, kolaylıkla
tekrarlanabilir bir ifade olmalıdır. Şunun gibi: Zorunu deniyoruz.
Sunumlardaki temalar, çekirdek ya da merkezi fikirdir. Konuşmanızı
temanıza tekrar dönerek bitirmek, “akılda tutmanızı istediğim şey bu”
der. Temalar kısa ve hoş olduğundan hatırlanmaları kolaydır. Bir temayı
tekrar ele aldığınız her seferinde tam olarak tekrarlayın, varyasyonlarıyla
iletin ya da izleyicinin hayal gücünü harekete geçirmek için yeni bir şey
ekleyin. Kapanışı temanızla yaptığınızda izleyici tatmin olmuş
hissedecektir. Temalar, genellikle ilham vermek ve motive etmek için
kullanılır. Metnin içine gömülmesi yerine güçlü ve vurgulu biçimde
iletilmelidir. İzleyiciye iletmek istediğiniz temalar güçlü olmalıdır.
7. Kişisel bir anekdot ya da vaka anlatmak: En güçlü şekilde ikna
edici kapanışlar, kendi kişisel tecrübenizden gelmektedir. Kişisel bir
anekdot aktarmak, neye yatırım yaptığınızı, anlayışınızı ve empatinizi
gösterir. Kapanışta bir öykü anlatmanın diğer bir avantajı da
sunumunuzun kilit unsurlarını birbiriyle ilişkilendirmesidir. Öykü
anlatıcılığı, genel kavramları açıklamanın ve onları spesifik kılmanın en
iyi yoludur. Ayrıntıları sadece tamamlayıcı görüntülerle birlikte
verildiğinde hatırlarız. Kişisel bir öykü ile kapanış yaptığınızda mesajı
izleyicinin uzun vadeli hafızasına kazırsınız. Herhangi bir sunumun hem
açılışında hem de kapanışında açık ve güçlü olun.
PROVA ALTINI
Sahne korkusunu azaltmanın en iyi yollarından birisi, pratik
yapmaktır. Birçok insan provayı stresli bulduğundan yapmamakta ve
ihmal etmektedir.
Sğklğk Diğer taraftan, aşırı prova yaparsanız da performansınız
bayatlama riskiyle karşı karşıya kalır. İşin hilesi sunumunuzu hep aynı
şekilde prova etmemenizdir.
Gerçeklişe yakğnlğk Gerçek oyun koşullarında pratik yaptığınızda
daha iyi performans göstereceğinize dair bir araştırma bolluğu vardır.
Buna “duruma bağlı öğrenme” adı verilmektedir. Aynı zamanda, bir
sunum yapmadan önce sunum yapacağınız yerin fiziksel durumu
hakkında bulabildiğiniz kadar veri bulmanız, sürprizleri ve endişeyi
asgariye indirecektir.
Sunum yeriyle ilgili temasta olduğunuz kişiye,
şunları sorun ya da bizzat kendiniz kontrol edin:
- Sunuma kaç kişi katılacak?
- Mikrofon ve ses düzeni olacak mı?
- Sunumdan önce sizi tanıtacaklar mı?
- Bir sandalyede mi oturacaksınız, bir kürsünün arkasında mı
duracaksınız? Yoksa serbestçe gezinebilecek misiniz?
- Diğer noktalar ve detaylar nelerdir?
Dikkat daşğtarak eşitim Dikkat dağılması sizi, içsel düşüncelere
sevk ederek sunumunuzdan uzaklaştırabilir. Dikkatinizi dağıtma ve
tekrar toplama alıştırmaları yapın. Her seferinde nerede kaldığınızı
bulmaya çalışın ve sonra devam edin.
Kendinizi alğştğrğn Birkaç pratik yapma oturumunda, soluksuz
kalana, kalp atışınız hızlanana ve avuçlarınız terleyinceye kadar birkaç
dakika için durun ve koşun.
Umulmayanğ umun Çoğumuz için hazırlıklı olmak ve bizden ne
beklendiğini bilmek endişeyi azaltır. Bununla birlikte sürprizler
konuşmacı için kargaşa yaratabilir, özellikle de en kırılgan ilk birkaç
dakikada. Bir sunum nadiren sizin planlandığınız gibi yürür.
EKİP OLARAK SUNUM YAPMAK
Ekipçe sunum, tipik olarak birden fazla konuşmacı olarak gibi
düşünülür ve bunların her birinin içeriğin bir bölümünü sunacağı ya da
bir kişinin liderliğinde diğerlerinin çok az katıldığı bir sunummuş gibi
düşünülür. Bu senaryoların hiçbiri yeterli değildir.
Gerçek ekip sunumu, birbirimizle fikir ve kavramlarımızı
paylaştığımız gündelik konuşmalarımız gibidir. Bir dizi monologdan
ziyade bir diyaloga daha yakındır.
Zayıf yapılan ekip sunumları, iş kaybına neden olabilir. Bir koro gibi
çalışmak ekibinizi ve ekip üyelerini başarılı yapacaktır.
Bir ekip olarak sunum yaparken izleyici, her bireyi dinler ama
bundan fazlasını alır. Dinleyiciler birlikte nasıl çalıştığınızı gözlemler.
Paslaşmalarınız düzgünse birbirinizi sevdiğinizi ve saydığınızı
gösterirseniz, her biriniz net olarak tanımlanmış bir role sahipse
izleyicinizin de hepinizin işi aynı tarzda yaptığınız genellemesine
varması kaçınılmazdır.
Ekipçe sunum, uyumlu bir kuruluş imajı verebilir ve şirketinizdeki
yeteneklerin ortaya çıkmasını sağlamanın da bir yoludur.
Bir yaptıklarını bir daha yapmaya çalışırken başarısız olan ya da
yavaşlayanlar, yalnızca atletler değildir.
Aşağıda akıllı şirketlerin ekip
sunumlarında iş kaybetmeleriyle ilgili olarak
yaptıkları 10 aptalca şey yer
almaktadır:
1. Hazırlık zamanının çoğunu sunum için içerik hazırlamaya
harcamak ve iletilecek mesaja ya da ekip içi paslaşma provasına çok az
zaman ayırmak
2. Firmanın en kıdemli kişiye sunumun önemli bir bölümünü
yaptırmak
3. Sunuma, münferit kısımların uyumu ve becerisini gösteren bir ekip
üretimi olarak bakmayı becerememek
4. Kıdemli bir ekip üyesi sunumu yaparken masanın kenarında
sessizce oturan meslektaşlar ya da genç ekipten birilerinin olması
5. Bu ekibin hangi spesik amaç için bir araya geldiğini unutup her
şahsın masaya kendi yeteneklerini koyması
6. Gündemi yönetecek, müşterinin katılımını hissedebilecek,
yorumları yönetecek ve soruları aydınlatacak birine ihtiyacın göz ardı
edilmesi
7. Sunumu şirketinizin hizmetlerini ve uzmanlığını ayrıntılarıyla
açıklayarak başlamak
8. Fikri anlatmak için ipucu veren bir araç olarak PowerPoint slaytları
oluşturmak ve her şeyin anlatıldığından emin olma kaygısıyla slaytları
sözcük sözcük okumak
9. O anda konuşmayan birisinin müşteriye bakmasına ve tepkilerini
ölçmeye çalışmasına izin vermek
10. Ekip üyelerinin, kendilerine belirlenmiş roller verilmeksizin,
sunum sırasında birbirlerinin fikirleriyle çatışmaya düşmeleri
FİZİKSEL DİL
Sizin için doğal ve doğru olan herhangi bir hareketi kullanın. Tıpkı
sunumuzun kişisel tarzınıza mümkün olduğu kadar yakın ve karşılıklı
konuşkan olması gerektiği gibi hareketleriniz de normal davranışınızı
yansıtmalıdır.
Unutmayın, pratik yapmak daha fazla doğallık sağlar. Shakespeare,
yerel bir oyun topluluğuna Hamlet’i oynarken abartmamalarını, böylece
de daha inanılır olacaklarını tavsiye etmişti. Şöyle diyordu: “Eylemi söze
uygun kılın; bu özel tutumla doğanın dürüstlüğünü aşmamış olursunuz.”
1500’lerin sonunda yazılmış olsa bile bu hala büyük bir tavsiyedir.
Aşağıdaki hareketler, kendi tarzınıza uygun kılınmalı ve sadece bir
ifade, cümle ya da düşünce alıntılarken kullanılmamalıdır.
Konuşmacı hareketleri Eğitimsiz konuşmacıların eğilimi, ayrım
gözetmeden davranmak yönündedir. Dengelenmemiş hareketler ve
tekrarlayan jestler, izleyicinin dikkatini mesajdan uzaklaştırır. Açık ve
tasarruflu davranışlar, odağı mesajda tutar, bu nedenle bu tarz davranış
her zaman tercih edilir.
Kötü alğşkanlğklarğ yenmek Ellerinizin iki yanda serbestçe
durmasını sağlayarak başlayın. Başlangıçta tuhaf görünebilir, ama
ellerinizi başka herhangi bir yere koyma isteğinize direnin. Konuşmanın
daha ilk saniyelerinde ellerinizi kullanmaya başlayabilirsiniz, çünkü
serbest ve jest yapabilecek durumdadırlar. Konuşurken elleri
kullanmanın doğru ya da yanlış yolu şudur denemez. Size doğal gelen
neyse onu yapın. Burada tek uyarı şu ki eğer tekrarlayan jestler
kullanırsanız, sadece tek bir elinizi kullanmak gibi izleyicinin bunu fark
edeceğini unutmayın. Hareketin kendisi dinleyicinin dikkatini çeker ve
odağı mesajınızdan uzaklaştırır.
Fiziksel nötr Konuşmadan önce fiziksel olarak nötr halde olun.
‘Birçok kadın, bir balerinin dördüncü pozisyonunda, bir ayak hafifçe
dışa dönük olarak durur.’ Yine de size daha doğal geliyorsa böyle
durabilirsiniz. Güçlü bir duruş, sizi izleyici nezdinde açık ve erişilebilir
kılar ve savunmacı bir konumda olmadığınızı gösterir. Bu nötr duruş,
aynı zamanda güven yollar ve kendinizi ifade etmek için ellerinizi daha
iyi kullanmanızı sağlar. Fiziksel olarak açık ve ulaşılabilir olmak
izleyiciyi ve müşteriyi fikrinizi benimseme konusunda teşvik eder.
Tema Kendinizi tanıtır ya da konunuzu aktarırken alanın ortasında
durun.
Haykırış noktası Önemli bir noktaya işaret etmek isterken en etkin
hareket, sahneden inmek ve izleyicilerinize dönmektir. İfadenize bir
ünlem koyun, enerjik biçimde geçiş yapın veya bir sessizlik ya da daha
güçlü bir ses gücü kullanın ve öyle bir jest yapın ki önemin iletildiği
kesin olsun.
Hem hareket hem de ifade dinamik olduğu için şu anda izleyici
üzerindeki etkinizi ikiye katladınız. Bu aracın en güçlü kullanımı,
hareketi ifadenizle aynı zamanda sonlandırdığınızda olur. Her iki
ayağınızı da salondan kürsüye dönerken güçlü biçimde basın. Eğer
mevcut konumunuzdan geri dönüş mesafesini biliyorsanız, kürsüye
yüzünüz izleyicilere dönük olarak çıkın.
Konuşmacğyla birlikte düşünülmesini saşlamak Sahnede ileri
geri yürümek izleyiciyi “sizinle birlikte düşünmeye” davet eder.
Yer deşiştirerek konuyu farklğlaştğrmak Eğer bir geçişi
güçlendirmek istiyorsanız, sahnenin farklı bir yerine geçin. Böylece son
sözünüzü söylediğiniz yerden uzaklaşmış olursunuz. Yeni konunuz daha
taze görünecektir.
Yakınlık yaratmak
İzleyiciye yakın hareket etmek, kişisel ya da
içten bir şey paylaşılmak istendiği duygusu yaratır.
POWERPOINT GÖSTERİMİ
PowerPoint sanatla bilimin evliliğini gerektirir. Teknoloji son birkaç
yılda hızla gelişmiş olsa da birçok sunumdaki eğilim slayt gösteriminin
merkezde ve önde olması eğilimindedir ve bu durumda konuşmacı arka
planda kaybolur.
Bu denklemi, konuşmacının önde olacağı bir halde korumalı ve
PowerPoint desteğiyle içeriği aydınlatmalı ve göstermeliyiz. Bir resim (ya
da slayt) binlerce sözcüğe değer olabilir. Ya da binlerce sözcüğün
anlatamayacağı kadar karışık olabilir.
PowerPoint sunum yapanlar tarafından kullanılan en popüler
multimedya programıdır. Eğer kullanmak isterseniz ya da kullanmaya
zorunluysanız, slayt gösterimini hazırlarken akılda tutmanız gereken bazı
noktalar şöyledir:
- PowerPoint sunum yaratmaz; slaytları yaratır. Sunumu siz
yaparsınız.
- PowerPoint sıkıcı olmak zorunda değildir.
- PowerPoint en iyi şekilde storyboard olarak kullanılır. Slayt
oynatıcınıza tek tek slaytlar yerleştirin ve bunları güçlü bir akışa ve
ivmeye sahip bir anlatım ifade eden bir düzende yerleştirin. Eğer bir
slayt öyküyü ilerletmiyorsa onu çıkarın.
- PowerPoint bilgisinin mesajını ileten ya da yorumlayan sizsiniz. Bu
kapasiteyle her bir izleyicinizin her bir slaytınızdan almak isteyebileceği
tek bir fikri göz önüne alın.
- Söyledikleriniz ve gösterdikleriniz birbiriyle çatışmamalıdır.
- Daha çok grafik ve daha az yazı olsun. Grafiklerin yüksek kalitede
olduğuna emin olun. Resimlerin nerede sözcüklerden daha değerli
olacağını belirleyin ve buna uygun kullanın.
- PowerPoint sunumunuzda sihirbazlık yapmaya kalkmayın.
- Bir örnek ya da anekdot vermek istediğinizde araya boş bir sayfa
yerleştirin. Ekranı karartmak için B tuşunu ya da beyaz yapmak için W
tuşunu kullanabilirsiniz.
- Herhangi bir slaytta çok fazla yazı olmasına izin vermeyin. İzleyicinin dikkatini her bir slayt için tek bir mesaja yönlendirin.
- Belirtmek istediğiniz birden fazla nokta varsa bunları bir seferde
verilecek ya da farklı slaytlarla verilecek şekilde düzenleyin.
- Slaytları başlıklar yukarıda, yan yana ya da birbirinin etrafında
olacak şekilde oluşturun ve bunların birbirleriyle ilişkisini grafik olarak
gösterin.
- Her slaytta bunları tekrarlamak yerine, içeriğe işaret eden kısa
başlıklar yaratın.
- Slaytlarınızı basit ve görsel olarak çekici kılın. Dikkatin merkezinde
siz varsınız. PowerPoint sizin destekçiniz ve tamamlayıcınızdır.
- İzleyicilerinize slaytları okumak basitçe çok sıkıcı ve PowerPoint’in
gücünü yıkıcıdır.
- Slaytlarınızda bir ya da en fazla iki yazı karakteri kullanın.
- Bir geçiş tarzı bulun ve ona bağlı kalın.
- Müziği tutumlu kullanın.
- Sunumcu her zaman öncelikli oyuncudur ve PowerPoint desteğiyle
içeriği netleştirir ve gösterir.
SON SÖZLER
İyi bir iletişimci olmak akışkan bir süreçtir. Zayıf yanlarınızın yanı
sıra güçlü yanlarınızı da fark ettiğinizde bunları bir sonraki sefer için
düzeltebilir ya da değiştirebilirsiniz. Amaç, mükemmel olmak değildir.
Amaç, samimi ve müdahil olmak, konuşmaktan keyif almaktır.
Konuşmaktan bir kez keyif almaya başladığınızda, dünya artık
sizindir. Sevdiğiniz bir sporda olduğu gibi oyununuzu geliştirecek yeni
yetenekler edineceksiniz. Araç paletiniz genişledikçe, oyuncuların bir
açılış gecesinde ya da sahnede dinamik bir performans akışı sırasında
hissettikleri heyecanı hissedeceksiniz. Ve işinizin büyümesi ödülünüz
olsa bile aynı zamanda başkalarını bir insanın en temel araçlarıyla
harekete geçirmenin içsel tatminini yaşayacaksınız, bedeniniz, beyniniz
ve sesiniz.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?