Odayı ele geçirin

İkna eden katılım sağlayan ve sonuç veren iş sunumları.

17.07.2015 20:48:250
Paylaş Tweet Paylaş
Odayı ele geçirin
ANA FİKİR Basitçe sunum yapmayın. İkna edin, ilham verin ve kendinizi gösterin. Araştırmalar, akılda kalan bir sunumun izleyicilerinizin zekasına hitap ederken onların duygularını da harekete geçirmenin bir bileşimi olduğunu göstermektedir. Bu yazarlar ekibi, sadece bunu yapan ve katılımı, ilhamı ve izleyiciyi harekete geçirecek teknikler geliştirdi. Yaratıcı teknikleri TD Ameritrade, Mattel, Fisher-Price, Merrill Lynch, Siemens ve Pfizer gibi Fortune 500 şirketleri tarafından son 10 yıldır kullanılıyor. Bu etkin yöntem size şunları getiriyor: Gösteri tekniklerini izleyicinin katılımını ve hareketini sağlayacak şekilde ortaya koyan ödüllü bir oyuncu. Mesajınızı güç, inanılırlık ve özgünlükle nasıl ileteceğinizi gösteren bir TV ve sinema filmleri yönetmeni. Hafıza ve sahne korkusunda uzmanlaşmış ve bu korkunun nasıl üstesinden gelineceği ve dinleyicinin dikkatinin ve hafızasının nasıl harekete geçirileceği konusunda uzmanlaşmış bir psikolog.

BU KİTABA NEDEN İHTİYACINIZ VAR?
Bu kitap, size her zaman izleyicilerinizin dikkatini çekecek sunumlar üretmenizi sağlayacaktır ve projenize ortak olmalarını! Gösteri tekniklerini ve bilişsel bilimi, psikoloji alanındaki en iyi araştırmayla birleştiren “Odayı ele Geçirin”, size her türden sunumu yapmanızda, endişeyi yönetmenizde ve izleyicilerin sizi ve mesajınızı hatırlamasını sağlayacak bir rehber sağlıyor.

NİYET

Niyet, konuşmacıların tanımlaması ve kullanması gereken en incelikli konseptlerden birisidir. Niyetinizi tanımlamak, amaç belirlemek bakımından hayati önem taşır. Gelecek kararları almanız için yol haritanızı ve sayı tabelanızı oluşturur.
- Doğrudan sizin kontrolünüzde olan amaçlar koyun. Kendi eylemlerinizle neyi yerine getirebileceğinizi gerçekçi olarak tanımlayın.
- Spesifik olun, böylece hangi amacınızı ne zaman gerçekleştirdiğinizi anlarsınız. Amaçlarınıza ulaştığınızda bunu ölçülebilir eylemlerle sınayın. Bunların arasında kendiniz için belirli tarihlere göre belirlediğiniz görevleri yerine getirmek de vardır. Niyeti, bir yelkenin en önemli kenarı gibi düşünün: Gergin ve odaklı. Gelen rüzgarı alan yelken gibi niyet de sizi amacınıza doğru kaldırır ve götürür. Hızınız ve verimliliğiniz yelkeninizi ya da niyetinizi doğru belirlemenize bağlıdır. Bir niyet seçin ve ona adanın. Bunu açıklamak ve başarmak için yaratıcı yollar geliştirin. Akıntılar ve kayalar zorluk çıkarabilir, ama güçlü bir niyetle her zaman güvenli bir limana ulaşırsınız. Bir kez negatif niyetlerin etkisi altında kalırsanız, şu sonuçlar doğar:
- İlave malzemelere saldırmak ve ortamı bunlarla boğmak dinleyiciye sunumunuzla ilgili bir odağınız ya da ana noktanız olmadığını gösterir.
- Dinleyiciyle temas konusunda yeterli arzuyu göstermemek rahatsızlık ve güven eksikliği, hatta sıkıntı yaratır.
- Sunumu tamamen kendi üzerinize kurmanız size dinleyicileri kaybettirir, çünkü kendilerini önemsiz ya da kullanılmış hissederler.
- Daldan dala atlamak, bir odak ve hazırlık eksikliğini gösterir.
- İzleyicileri veriye boğmak mesajınızı karmaşıklaştırır ve niyetinizin değerini küçültür. Herhangi bir sunumun çekirdeğinde yer alan açık ve güçlü bir niyet, başarının temelini oluşturur. Eğer sunum yolundan çıkıyorsa kendinize niyetinizi hatırlatın ve böylece iletmek istediğiniz mesaj tekrar açıklık ve güç kazanacaktır.

ROLLER

İster bir aktör isterse de bir meslek profesyoneli tarafından yapılıyor olsun bir rol, her bakımdan ele alınmalı ve büyük bir dikkatle gerçekleştirilmelidir. Üstelik bu rol, başkalarıyla birlikte oynanıyorsa spesifik ve farklı olmak bakımından daha fazla bir dikkat gerektirir. Azami düzeyde verimli olabilmek için sunum yapanlar, gerek izleyici önünde gerekse müşteriyle ilişkide daima belirli bir rol benimsemelidir. Seçtiğiniz rol, sadece niyetiniz tarafından değil, aynı zamanda izleyiciler ve içinde bulunduğunuz ortam tarafından da belirlenir.

Rollerin kuralları
-
İlk telaffuz edilen sözcükten itibaren diliniz ve davranışınız benimsediğiniz role uygun olmalıdır.
- Yalnızca tek bir rol benimseyin ve bunun ��zelliklerini tüm sunumunuz boyunca sergileyin.
- Tamamen rolünüze odaklanın ve sunum sırasında bu rolün gereklerini asla bozmayın.
- Her rol uzmanlık gerektirir, ancak, bir konuyla ilgili olarak bilimsel ya da derinlemesine analiz bilgisine sahip olmadan ya da bu bilgiye sahip bir uzmana danışmadan asla teknik bir uzman rolünü oynamayın. Bir konu seçin ve yaratmak istediğiniz algıyı oluşturmak için o rolde istikrarlı olun. Ve Kabuki örneğini unutmayın: Davranışınız ve diliniz uyumlu olsun, dirseklerinizi bir kral gibi havaya kaldırın, böylece hep göz önünde olursunuz.

GALA

Sıkıcı bir açılış, sıkıcı bir sunumun işaretini verir. Açılışınızı daha dinamik, ciddiye alınır ve nihayet ikna edici kılabilirsiniz. Açılışınızda güçlü bir çerçeve yaratın, böylece takip eden içeriği bu yapının içine kurabilirsiniz. Aynı zamanda, kişisel betimleme yoluyla duygulara temas edebilirsiniz. İyi bir açılış izleyicinizin hayal gücünü tetikleyebilir ve dinleyicileri daha dikkatli hale getirebilir.
- Uygun bir tetikleyici seçtiğinizde daha güçlü bir açılış yapmanın koşullarına bakabilirsiniz.
- Sunumunuza grafik unsurlar ya da metaforlar ekleyin. İnsanlar hayal güçlerini harekete geçirecek karşılaştırmaları sever.
- Uzun açılışlara izin vermeyin. Açılışların çoğu 2 dakikadan az bir sürede bitirilebilir. - Beş duyuya uygun davranın
- Sunumun temel konusuna geçerken soluklanma noktaları ekleyin. Burada anahtar, konudan sapmamaktır. En iyi açılış, hayal gücünü tetikleyen ve dinleyicide konunuza dair akıllıca bir bağlantı 24 uyandırandır. İletişim psikologu Mark Leary, bir izleyiciyi konuya katmanın önemine işaret etmektedir.

Bunun için sunumunuzun açılışında 3 şeyi dikkate almanızı önermektedir:
1.
Konuşmanızı her bir izleyiciye göre ayarlayın. İhtiyaçları, bakış açılarını ve dinleyicilerinizin beklentilerini anladığınızı hissettirmeniz, onların neyle ilgilendiğini ve bunlarla ilgili olarak en önemli, zorlayıcı öyküleri, anekdotları ve örnekleri seçmenizi sağlar.
2. Kişisel değerlerinizi ortaya koyun. İzleyici kitlesini harekete geçirmek ve sunuma dahil etmek için sizi motive eden ve ilham veren şeylerden söz edin. Bunlarla hemfikir olmasalar bile kendi düşüncenize erişmeleri bakımından bir pencere açmış olursunuz. İkna ve etki artık daha fazla mümkündür, çünkü dinleyicileriniz artık sizi tanıdıklarını düşünmektedir.
3. Konuyla ilgili kendi bakış açınızı ortaya koyun. Kendi bakış açınızı belirtmek, izleyicinin sizin niyetinizi, bağlamınızı ve tutumunuzu anlamasını sağlar.

FİNAL

Tüm sunumunuz bitişe işaret eder tarzda olmalıdır. Eğer izleyicinizin bir şey hissetmesini, düşünmesini ya da daha önemlisi yapmasını istiyorsanız, sunumunuzun bunu sağlamalısını garantilemelisiniz. Kapanış yapmanın bir dizi etkin yolu vardır. Burada açıklanan 7’si, niyetinizi yerine getirmenizde ve sunumunuzu başarılı bir şekilde sonlandırmanızda yardım edecektir.
1. Çağrı yapmak: Bu kapanış aracı, özellikle de amacınız izleyiciyi belirli bir şey yapmak için motive etmek ise işe yarar. Bir eylem çağrısı satıştan daha ikna edicidir. Bir eylem çağrısında vurgu müşteride ya da izleyicidedir. Eylem çağrınızı ne kadar iyi yapılandırır ve özgün kılarsanız, izleyiciniz de bunu o kadar takip edecektir. Görev ne kadar kolay olursa izleyici de tavsiye ettiğiniz değişimi gerçekleştirmek için o kadar istekli olacaktır. Eylem çağrınız basit ve doğrudan olmalıdır. Kapanışta eylem çağrısı kullanırken özlü ve cesur olun.
2. Başa dönmek: Güçlü bir kapanış metodu da başa dönmek ve açılışınıza gönderme yapmaktır. Başa dönmek, özellikle kapanış hazırlamamışsanız, unutmuşsanız ya da zamanınızı doldurmuşsanız işe yarar. Bir çözümleme ve tamlama duygusu yaratır.
3. Özetlemek: Özetlemek izleyicilerin dikkatini odaklamanın ve yönlendirmenin etkin bir yoludur. Başarılı bir kapanış, niyetinizi belirleyen unsurları özetler. Merkezi unsurları ya da fikirleri özetleyin. İzleyicileriniz inandığınız önemli noktaları özetlemenizi takdir edecektir. Özetlerken tasarruflu ve kestirmeci davranın.
4. Bir ilham cümleciği vermek: İzleyicinin hayal gücünü harekete geçirmek için kapanışı ilham dolu bir cümle ile yapın. Tanınmış birinin sözlerini mesajınızla ilişkilendirdiğinizde, o cümleciğin ne kadar işe yarayacağını görmek sizi şaşırtacaktır. Uzun süre önce ölmüş ve kötü bir ünü olmayan birinden alıntı yapın, izleyicilerin bu şahsın hayat tarzı ya da politik görüşleri konusunda kötü bir fikri olmasın, yoksa mesajınız lekelenecektir. Ya da bu alıntıyı gerçek ya da hayali aile üyelerinizden birisi söylemiş gibi aktarın.
5. Üçlemeler kullanmak: Bu, birbirini izleyen ifadelerin, cümleciklerin başında bir sözcüğün tekrarlanmasıdır. Üçlemelerin kullanımı, duygusal bir tepkiyi harekete geçirir. Üçlemeler kullanılırken en iyisini en sona saklayın. Üçlenen ifadelerin önemini oluşturduğunuzda, sonuncusu geri ödeme tekrarı olacaktır. Aynısı, iletmek istediğiniz şey için de doğrudur. Vurguyu, içeriğinizin artan gücüne uygun olarak inşa edin. Bir üçleme kullanmak mesajınızı güçlü kılmanın harika bir yoludur.
6. Temanıza tekrar dönmek: Konuşmada tema, kolaylıkla tekrarlanabilir bir ifade olmalıdır. Şunun gibi: Zorunu deniyoruz. Sunumlardaki temalar, çekirdek ya da merkezi fikirdir. Konuşmanızı temanıza tekrar dönerek bitirmek, “akılda tutmanızı istediğim şey bu” der. Temalar kısa ve hoş olduğundan hatırlanmaları kolaydır. Bir temayı tekrar ele aldığınız her seferinde tam olarak tekrarlayın, varyasyonlarıyla iletin ya da izleyicinin hayal gücünü harekete geçirmek için yeni bir şey ekleyin. Kapanışı temanızla yaptığınızda izleyici tatmin olmuş hissedecektir. Temalar, genellikle ilham vermek ve motive etmek için kullanılır. Metnin içine gömülmesi yerine güçlü ve vurgulu biçimde iletilmelidir. İzleyiciye iletmek istediğiniz temalar güçlü olmalıdır.
7. Kişisel bir anekdot ya da vaka anlatmak: En güçlü şekilde ikna edici kapanışlar, kendi kişisel tecrübenizden gelmektedir. Kişisel bir anekdot aktarmak, neye yatırım yaptığınızı, anlayışınızı ve empatinizi gösterir. Kapanışta bir öykü anlatmanın diğer bir avantajı da sunumunuzun kilit unsurlarını birbiriyle ilişkilendirmesidir. Öykü anlatıcılığı, genel kavramları açıklamanın ve onları spesifik kılmanın en iyi yoludur. Ayrıntıları sadece tamamlayıcı görüntülerle birlikte verildiğinde hatırlarız. Kişisel bir öykü ile kapanış yaptığınızda mesajı izleyicinin uzun vadeli hafızasına kazırsınız. Herhangi bir sunumun hem açılışında hem de kapanışında açık ve güçlü olun.

PROVA ALTINI
Sahne korkusunu azaltmanın en iyi yollarından birisi, pratik yapmaktır. Birçok insan provayı stresli bulduğundan yapmamakta ve ihmal etmektedir. Sğklğk Diğer taraftan, aşırı prova yaparsanız da performansınız bayatlama riskiyle karşı karşıya kalır. İşin hilesi sunumunuzu hep aynı şekilde prova etmemenizdir. Gerçeklişe yakğnlğk Gerçek oyun koşullarında pratik yaptığınızda daha iyi performans göstereceğinize dair bir araştırma bolluğu vardır. Buna “duruma bağlı öğrenme” adı verilmektedir. Aynı zamanda, bir sunum yapmadan önce sunum yapacağınız yerin fiziksel durumu hakkında bulabildiğiniz kadar veri bulmanız, sürprizleri ve endişeyi asgariye indirecektir.

Sunum yeriyle ilgili temasta olduğunuz kişiye, şunları sorun ya da bizzat kendiniz kontrol edin:
-
Sunuma kaç kişi katılacak?
- Mikrofon ve ses düzeni olacak mı?
-
Sunumdan önce sizi tanıtacaklar mı?
- Bir sandalyede mi oturacaksınız, bir kürsünün arkasında mı duracaksınız? Yoksa serbestçe gezinebilecek misiniz?
-
Diğer noktalar ve detaylar nelerdir? Dikkat daşğtarak eşitim Dikkat dağılması sizi, içsel düşüncelere sevk ederek sunumunuzdan uzaklaştırabilir. Dikkatinizi dağıtma ve tekrar toplama alıştırmaları yapın. Her seferinde nerede kaldığınızı bulmaya çalışın ve sonra devam edin. Kendinizi alğştğrğn Birkaç pratik yapma oturumunda, soluksuz kalana, kalp atışınız hızlanana ve avuçlarınız terleyinceye kadar birkaç dakika için durun ve koşun. Umulmayanğ umun Çoğumuz için hazırlıklı olmak ve bizden ne beklendiğini bilmek endişeyi azaltır. Bununla birlikte sürprizler konuşmacı için kargaşa yaratabilir, özellikle de en kırılgan ilk birkaç dakikada. Bir sunum nadiren sizin planlandığınız gibi yürür.

EKİP OLARAK SUNUM YAPMAK
Ekipçe sunum, tipik olarak birden fazla konuşmacı olarak gibi düşünülür ve bunların her birinin içeriğin bir bölümünü sunacağı ya da bir kişinin liderliğinde diğerlerinin çok az katıldığı bir sunummuş gibi düşünülür. Bu senaryoların hiçbiri yeterli değildir. Gerçek ekip sunumu, birbirimizle fikir ve kavramlarımızı paylaştığımız gündelik konuşmalarımız gibidir. Bir dizi monologdan ziyade bir diyaloga daha yakındır. Zayıf yapılan ekip sunumları, iş kaybına neden olabilir. Bir koro gibi çalışmak ekibinizi ve ekip üyelerini başarılı yapacaktır. Bir ekip olarak sunum yaparken izleyici, her bireyi dinler ama bundan fazlasını alır. Dinleyiciler birlikte nasıl çalıştığınızı gözlemler. Paslaşmalarınız düzgünse birbirinizi sevdiğinizi ve saydığınızı gösterirseniz, her biriniz net olarak tanımlanmış bir role sahipse izleyicinizin de hepinizin işi aynı tarzda yaptığınız genellemesine varması kaçınılmazdır. Ekipçe sunum, uyumlu bir kuruluş imajı verebilir ve şirketinizdeki yeteneklerin ortaya çıkmasını sağlamanın da bir yoludur. Bir yaptıklarını bir daha yapmaya çalışırken başarısız olan ya da yavaşlayanlar, yalnızca atletler değildir.

Aşağıda akıllı şirketlerin ekip sunumlarında iş kaybetmeleriyle ilgili olarak
yaptıkları 10 aptalca şey yer almaktadır:
1.
Hazırlık zamanının çoğunu sunum için içerik hazırlamaya harcamak ve iletilecek mesaja ya da ekip içi paslaşma provasına çok az zaman ayırmak
2. Firmanın en kıdemli kişiye sunumun önemli bir bölümünü yaptırmak
3. Sunuma, münferit kısımların uyumu ve becerisini gösteren bir ekip üretimi olarak bakmayı becerememek
4. Kıdemli bir ekip üyesi sunumu yaparken masanın kenarında sessizce oturan meslektaşlar ya da genç ekipten birilerinin olması
5. Bu ekibin hangi spesik amaç için bir araya geldiğini unutup her şahsın masaya kendi yeteneklerini koyması
6. Gündemi yönetecek, müşterinin katılımını hissedebilecek, yorumları yönetecek ve soruları aydınlatacak birine ihtiyacın göz ardı edilmesi
7. Sunumu şirketinizin hizmetlerini ve uzmanlığını ayrıntılarıyla açıklayarak başlamak
8. Fikri anlatmak için ipucu veren bir araç olarak PowerPoint slaytları oluşturmak ve her şeyin anlatıldığından emin olma kaygısıyla slaytları sözcük sözcük okumak
9. O anda konuşmayan birisinin müşteriye bakmasına ve tepkilerini ölçmeye çalışmasına izin vermek
10. Ekip üyelerinin, kendilerine belirlenmiş roller verilmeksizin, sunum sırasında birbirlerinin fikirleriyle çatışmaya düşmeleri

FİZİKSEL DİL
Sizin için doğal ve doğru olan herhangi bir hareketi kullanın. Tıpkı sunumuzun kişisel tarzınıza mümkün olduğu kadar yakın ve karşılıklı konuşkan olması gerektiği gibi hareketleriniz de normal davranışınızı yansıtmalıdır. Unutmayın, pratik yapmak daha fazla doğallık sağlar. Shakespeare, yerel bir oyun topluluğuna Hamlet’i oynarken abartmamalarını, böylece de daha inanılır olacaklarını tavsiye etmişti. Şöyle diyordu: “Eylemi söze uygun kılın; bu özel tutumla doğanın dürüstlüğünü aşmamış olursunuz.” 1500’lerin sonunda yazılmış olsa bile bu hala büyük bir tavsiyedir. Aşağıdaki hareketler, kendi tarzınıza uygun kılınmalı ve sadece bir ifade, cümle ya da düşünce alıntılarken kullanılmamalıdır. Konuşmacı hareketleri Eğitimsiz konuşmacıların eğilimi, ayrım gözetmeden davranmak yönündedir. Dengelenmemiş hareketler ve tekrarlayan jestler, izleyicinin dikkatini mesajdan uzaklaştırır. Açık ve tasarruflu davranışlar, odağı mesajda tutar, bu nedenle bu tarz davranış her zaman tercih edilir. Kötü alğşkanlğklarğ yenmek Ellerinizin iki yanda serbestçe durmasını sağlayarak başlayın. Başlangıçta tuhaf görünebilir, ama ellerinizi başka herhangi bir yere koyma isteğinize direnin. Konuşmanın daha ilk saniyelerinde ellerinizi kullanmaya başlayabilirsiniz, çünkü serbest ve jest yapabilecek durumdadırlar. Konuşurken elleri kullanmanın doğru ya da yanlış yolu şudur denemez. Size doğal gelen neyse onu yapın. Burada tek uyarı şu ki eğer tekrarlayan jestler kullanırsanız, sadece tek bir elinizi kullanmak gibi izleyicinin bunu fark edeceğini unutmayın. Hareketin kendisi dinleyicinin dikkatini çeker ve odağı mesajınızdan uzaklaştırır. Fiziksel nötr Konuşmadan önce fiziksel olarak nötr halde olun. ‘Birçok kadın, bir balerinin dördüncü pozisyonunda, bir ayak hafifçe dışa dönük olarak durur.’ Yine de size daha doğal geliyorsa böyle durabilirsiniz. Güçlü bir duruş, sizi izleyici nezdinde açık ve erişilebilir kılar ve savunmacı bir konumda olmadığınızı gösterir. Bu nötr duruş, aynı zamanda güven yollar ve kendinizi ifade etmek için ellerinizi daha iyi kullanmanızı sağlar. Fiziksel olarak açık ve ulaşılabilir olmak izleyiciyi ve müşteriyi fikrinizi benimseme konusunda teşvik eder. Tema Kendinizi tanıtır ya da konunuzu aktarırken alanın ortasında durun. Haykırış noktası Önemli bir noktaya işaret etmek isterken en etkin hareket, sahneden inmek ve izleyicilerinize dönmektir. İfadenize bir ünlem koyun, enerjik biçimde geçiş yapın veya bir sessizlik ya da daha güçlü bir ses gücü kullanın ve öyle bir jest yapın ki önemin iletildiği kesin olsun. Hem hareket hem de ifade dinamik olduğu için şu anda izleyici üzerindeki etkinizi ikiye katladınız. Bu aracın en güçlü kullanımı, hareketi ifadenizle aynı zamanda sonlandırdığınızda olur. Her iki ayağınızı da salondan kürsüye dönerken güçlü biçimde basın. Eğer mevcut konumunuzdan geri dönüş mesafesini biliyorsanız, kürsüye yüzünüz izleyicilere dönük olarak çıkın. Konuşmacğyla birlikte düşünülmesini saşlamak Sahnede ileri geri yürümek izleyiciyi “sizinle birlikte düşünmeye” davet eder. Yer deşiştirerek konuyu farklğlaştğrmak Eğer bir geçişi güçlendirmek istiyorsanız, sahnenin farklı bir yerine geçin. Böylece son sözünüzü söylediğiniz yerden uzaklaşmış olursunuz. Yeni konunuz daha taze görünecektir.

Yakınlık yaratmak

İzleyiciye yakın hareket etmek, kişisel ya da içten bir şey paylaşılmak istendiği duygusu yaratır.

POWERPOINT GÖSTERİMİ
PowerPoint sanatla bilimin evliliğini gerektirir. Teknoloji son birkaç yılda hızla gelişmiş olsa da birçok sunumdaki eğilim slayt gösteriminin merkezde ve önde olması eğilimindedir ve bu durumda konuşmacı arka planda kaybolur. Bu denklemi, konuşmacının önde olacağı bir halde korumalı ve PowerPoint desteğiyle içeriği aydınlatmalı ve göstermeliyiz. Bir resim (ya da slayt) binlerce sözcüğe değer olabilir. Ya da binlerce sözcüğün anlatamayacağı kadar karışık olabilir. PowerPoint sunum yapanlar tarafından kullanılan en popüler multimedya programıdır. Eğer kullanmak isterseniz ya da kullanmaya zorunluysanız, slayt gösterimini hazırlarken akılda tutmanız gereken bazı noktalar şöyledir:
- PowerPoint sunum yaratmaz; slaytları yaratır. Sunumu siz yaparsınız.
-
PowerPoint sıkıcı olmak zorunda değildir.
- PowerPoint en iyi şekilde storyboard olarak kullanılır. Slayt oynatıcınıza tek tek slaytlar yerleştirin ve bunları güçlü bir akışa ve ivmeye sahip bir anlatım ifade eden bir düzende yerleştirin. Eğer bir slayt öyküyü ilerletmiyorsa onu çıkarın.
- PowerPoint bilgisinin mesajını ileten ya da yorumlayan sizsiniz. Bu kapasiteyle her bir izleyicinizin her bir slaytınızdan almak isteyebileceği tek bir fikri göz önüne alın.
- Söyledikleriniz ve gösterdikleriniz birbiriyle çatışmamalıdır.
- Daha çok grafik ve daha az yazı olsun. Grafiklerin yüksek kalitede olduğuna emin olun. Resimlerin nerede sözcüklerden daha değerli olacağını belirleyin ve buna uygun kullanın.
- PowerPoint sunumunuzda sihirbazlık yapmaya kalkmayın.
- Bir örnek ya da anekdot vermek istediğinizde araya boş bir sayfa yerleştirin. Ekranı karartmak için B tuşunu ya da beyaz yapmak için W tuşunu kullanabilirsiniz.
- Herhangi bir slaytta çok fazla yazı olmasına izin vermeyin. İzleyicinin dikkatini her bir slayt için tek bir mesaja yönlendirin.
- Belirtmek istediğiniz birden fazla nokta varsa bunları bir seferde verilecek ya da farklı slaytlarla verilecek şekilde düzenleyin.
- Slaytları başlıklar yukarıda, yan yana ya da birbirinin etrafında olacak şekilde oluşturun ve bunların birbirleriyle ilişkisini grafik olarak gösterin.
- Her slaytta bunları tekrarlamak yerine, içeriğe işaret eden kısa başlıklar yaratın.
- Slaytlarınızı basit ve görsel olarak çekici kılın. Dikkatin merkezinde siz varsınız. PowerPoint sizin destekçiniz ve tamamlayıcınızdır.
-
İzleyicilerinize slaytları okumak basitçe çok sıkıcı ve PowerPoint’in gücünü yıkıcıdır.
- Slaytlarınızda bir ya da en fazla iki yazı karakteri kullanın.
- Bir geçiş tarzı bulun ve ona bağlı kalın.
- Müziği tutumlu kullanın.
- Sunumcu her zaman öncelikli oyuncudur ve PowerPoint desteğiyle içeriği netleştirir ve gösterir.

SON SÖZLER
İyi bir iletişimci olmak akışkan bir süreçtir. Zayıf yanlarınızın yanı sıra güçlü yanlarınızı da fark ettiğinizde bunları bir sonraki sefer için düzeltebilir ya da değiştirebilirsiniz. Amaç, mükemmel olmak değildir. Amaç, samimi ve müdahil olmak, konuşmaktan keyif almaktır. Konuşmaktan bir kez keyif almaya başladığınızda, dünya artık sizindir. Sevdiğiniz bir sporda olduğu gibi oyununuzu geliştirecek yeni yetenekler edineceksiniz. Araç paletiniz genişledikçe, oyuncuların bir açılış gecesinde ya da sahnede dinamik bir performans akışı sırasında hissettikleri heyecanı hissedeceksiniz. Ve işinizin büyümesi ödülünüz olsa bile aynı zamanda başkalarını bir insanın en temel araçlarıyla harekete geçirmenin içsel tatminini yaşayacaksınız, bedeniniz, beyniniz ve sesiniz.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz