JP Morgan, dünyanın önde gelen yatırım bankalarından... Bu dev kurum, geçtiğimiz günlerde “Avrupa’da Sanal Finans” (Online Finance Europe) adlı bir araştırma yayınladı. Bankacılıktan sigortaya, fin...
JP Morgan, dünyanın önde gelen yatırım bankalarından... Bu dev kurum, geçtiğimiz günlerde “Avrupa’da Sanal Finans” (Online Finance Europe) adlı bir araştırma yayınladı. Bankacılıktan sigortaya, finansal hizmetlerin her alanındaki son durumu analiz edip, geleceğe yönelik tahminler yapan araştırma, çok önemli sonuçlar içeriyor. Capital, bu araştırmanın başındaki Huw van Steenis ile görüştü, gelişmelerin Türkiye cephesini de kapsayan bir analiz hazırladı.
Birçok uzmana göre, “Yeni ekonomi” ciddi bir sınavdan geçiyor. Son dönemde internet şirketlerinin hisselerinin büyük değer kaybetmesi ve birçok start-up’ın batması, yeni dünyanın şirketlerinin geleceğiyle ilgili şüphelerin yoğunlaşmasına neden oldu. Özellikle B2C (Tüketiciye yönelik ebusines) tarafında işler, bazılarına göre hiç de yolunda gitmiyor.
Ancak, tüm bu olumsuz havaya rağmen genel inanış, bu durumun geçici olduğu yönünde. Bu yaklaşımı benimseyenlere göre belirli bir zaman geçtikten sonra taşlar yavaş yavaş yerine oturacak. İşte böyle bir ortamda özellikle bazı sektörler için sanal dünya büyük fırsatlar sunacak. Bu alanlardan birisi de finans.
Finansın geleceğiyle ilgili umutların temelinde “e-finans”ın bugüne gelinceye kadar hiç de yabana atılmayacak düzeyde bir performans göstermesi yatıyor. Ayrıca, bu sektörde yapı itibarıyla büyük miktarlarda paranın dönmesi, iyimserliğin bir başka nedeni.
Dünyanın en büyük yatırım bankalarından JP Morgan’ın hazırladığı ve bu alandaki en önemli çalışmalardan biri olan “Online Finance Europe (Avrupa’da Sanal Finans)” araştırması, bu gerçeği gözler önüne seriyor, sektörün geleceğiyle ilgili umutları güçlendiriyor.
Araştırma, e-finansın özellikle Avrupa’da bugünü, geleceği ve uygulanması gereken iş modelleri üzerinde duruyor. Tasarruf, yatırım fonu, kredi kartı, taşıt kredisi, bireysel kredi, ev kredisi, sigorta ve emekli ödemeleri gibi farklı finansal ürünlerin sanal ortamdaki bugünkü performansını ortaya koyuyor, geleceğe yönelik projeksiyonlar yapıyor.
E-finans neden cazip?
JP Morgan’ın araştırmasında e-finansın sunduğu avantajlar şöyle sıralanıyor: “Düşük maliyetler, istenildiği zaman ve yerde ulaşılabilirlik, tüketiciye verdiği güven hissi ve müşterilere çok fazla seçenek sunulabilmesi...”
Araştırmaya göre, e-finansın bankalar için en cazip yönü ise maliyetleri ciddi oranda düşürmesi. Buna göre, şubeden verilen bir finansal işlemin maliyeti ortalama 1 doların üzerindeyken, internette 0.2 sentin altına iniyor.
JP Morgan’da “Avrupa’da Sanal Finans” araştırmasının sorumlusu olan Huw van Steenis’e göre, tasarruf ve borsa işlemleri masrafları kısmak açısından en verimli hizmetler. Steenis, burada operasyonun karlı olması için, müşteri sayısının belirli bir rakamı geçmesi gerektiğini özellikle vurguluyor.
Bankalar için e-finansı cazip kılan bir başka neden ise sahip olduğu müşteri profili.Çünkü, zengin, genç ve iyi eğitimli kişiler, e-finans hizmetlerini ilk kullanan tüketici grubunu oluşturuyorlar. E-finans hizmetlerini alan tüketicilerin, normal tüketiciye göre 2-2.5 kat daha fazla karlı olması, bu grubun cazibesini de artırıyor.
20 milyon müşteri var
E-finans hizmetlerinin sunduğu cazibe, son yıllarda yaşanan yükselişi de açıklamaya yetiyor. Elektronik ticarete çok fazla ilgi göstermeyen Avrupalı tüketiciler, e-finans hizmetlerinden daha fazla yararlanma eğiliminde.
JP Morgan’a göre, geçtiğimiz yılın sonunda Avrupa’da internet kullanıcılarını sayısı 85 milyona yaklaştı. Bu sayı 2003 yılında tahmini olarak 144 milyona ulaşacak. Çalışmaya göre, Avrupalı internet kullanıcılarının yaklaşık 20 milyonluk bölümü sanal finansal hizmetlerini kullanıyor.
Türkiye için yapılan araştırmalara göre ise ülkemizde şu an 2 milyondan fazla internet kullanıcısı bulunuyor. Ayrıca, finans sektöründe faaliyet gösteren uzmanlar, Türkiye’de bugün aktif olarak 350 bin civarında kişinin sanal bankacılık servislerini kullandığını tahmin ediyor.
Gelecek parlak olacak
Uzmanlar, “e-finans”ın bugünkü durumunu mütevazi, geleceğini ise umut verici buluyorlar. JP Morgan’ın araştırmasına göre, 2003 yılında sanal finansal hizmetleri kullanan Avrupalıların sayısı 55 milyona ulaşacak. Bunun sonucunda perakende finans ürünlerinin satışı 401 milyar doları bulacak. Bu da finansal ürünlerin yüzde 15’inin sanal olarak satılması anlamına geliyor.
Türkiye’de ise bu süre içinde sanal finansal hizmetleri kullanan tüketicilerin sayısı 2 milyonu aşacak. Steenis, Avrupa’da yaşanacak bu gelişmenin en büyük etkenlerinden birisinin, yatırım fonları, kredi kartı ve sigorta gibi finansal ürünlerin pazarında ortaya çıkacak büyümenin olacağını söylüyor. Steenis’in bu konudaki saptamaları şöyle:
*Bugüne kadar e-finans pazarında geçici hesaplar, tasarruflar ve borsa işlemleri, pazarın çok büyük bir kısmını kapsıyordu. Bu hizmetler önümüzdeki dönemde de büyüyecek. Ancak, yatırım fonları, kredi kartı ve sigorta alanındaki gelişme daha hızlı olacak.
*Ev kredisi ve emeklilik ödemeleri gibi işlemler gelecek yıllarda internet üzerinde daha fazla ilgi görecek. Bu ürünlerin satışında internetin ciddi etkisi olacak. Yapılan araştırmalar, bu ürünlerinin satışının üçte ikisinde internet üzerinde yapılan aramaların önemli etkisinin olduğunu ortaya koyuyor. Ancak, sadece çok küçük bir bölümü internet üzerinden yapılıyor. Ama gelecek yıllarda, ürünlerin basitleştirilmesiyle birlikte, internet üzerinden satış da artacak.
2003 yılına yolculuk
JP Morgan’ın araştırmasında, yarının e-finans dünyası için önemli tahmin ve projeksiyonlar da yer alıyor. Bunlardan öne çıkanlar şöyle:
*Tüketiciler, sadece sanal ortamda faaliyet gösteren bankalar yerine, normal bankalarının sanal şubelerini tercih edecekler.
*Bugün e-finans ürünlerinin en gözdelerinden birisi olan tasarruflar önümüzdeki dönemde konumunu güçlendirecek. Buna göre geçtiğimiz yıl sonunda toplam tasarruf ürünlerinin yüzde 10’u internet üzerinden alındı. Bu oran 2003 yılında yüzde 33’e ulaşacak.
*1998 yılı sonu itibarıyla Avrupalı yetişkinlerde hisse senedi sahipliği yüzde 12 düzeyinde... JP Morgan uzmanları oranın uzun dönemde yüzde 30’a ulaşacağını tahmin ediyor. Bu 79 milyon potansiyel müşteri anlamına geliyor. Elbette bu artış sanal borsa işlemlerini kullanan tüketici sayısına da yansıyacak. Buna göre bugün 4 milyon düzeyinde olan sanal borsa işlemi yapan tüketici sayısı 2003 yılında 18 milyona yaklaşacak.
*Türkiye’ye baktığımızda bugün 2 milyondan fazla hisse senedi hesabı var. Yapılan araştırmalara göre ülkemizdeki 40 bin dolayında sanal hisse senedi hesabı bulunuyor. Uzmanlar, bu rakamın her yıl ortalama yüzde 50 dolayında artarak 130 bini aşacağını tahmin ediyor.
Pazarlama sanal ortama kayacak
JP Morgan’a göre bankalar önümüzdeki dönemde doğrudan pazarlamada interneti daha fazla kullanacaklar. Özellikle de kredi kartı pazarlamasında sanal dünyadan daha fazla yararlanılacak. Buna göre, geçtiğimiz yılın sonunda yüzde 3 olan kredi kartlarının sanal satışı önümüzdeki 2 yıl sonunda yüzde yüzde 19’lara ulaşacak. Yine bu süre içerisinde bireysel kredilerin yüzdesi de 0.5’lerden 11’lere çıkacak.
Doğrudan pazarlamanın etkili olduğu bir diğer finansal ürün taşıt sigortası. Steenis, kaskonun da sanal ortamda satılmaya oldukça uygun bir ürün olduğu inancında. Steenis, “Araştırmamıza göre 2000 yılında Avrupa’da toplam kasko satışlarının yüzde 1’i internet ortamında gerçekleşti. Biz bu rakamın 2003 yılında yüzde 13’e ulaşcağını tahmin ediyoruz” diyor.
Sigortayı neler bekliyor?
JP Morgan’ın araştırmasında, Avrupa’da şu an bazı sigorta şirketlerinin önemli başarılar sergilediklerine dikkat çekiliyor. Direct Line, başarı örneği olarak gösterilen şirketlerden biri. Avrupa’nın en büyük sigorta şirketlerinden Direct Line 2000 yılının ilk çeyreğinde yeni kontratların yüzde 8’ini internet üzerinde gerçekleştirdi.
Ev ve diğer genel sigorta ürünlerine bakıldığında ise durum biraz daha karmaşık görünüyor. Çünkü bu ürünlerin büyük kısmı ilişkili ürünlerle birlikte pazarlanıyor. Örneğin ev sigortası genel olarak konut kredisiyle birlikte satılıyor. Bu nedenle JP Morgan uzmanları, bu ürünlerin taşıt kredisi kadar olmamakla birlikte ciddi rakamlara ulaşacağını tahmin ediyorlar. Buna göre, 2000 yılında yüzde 0.5 olarak gerçekleşen bu ürünlerin penetrasyonu önümüzdeki iki yıl sonunda yüzde 7’ye ulaşacak.
Garanti Bankası Dağıtım Kanalları Müdürü Cenk Serdar, sigorta ürünlerinin sanal satışının şu anda Türkiye’de tam olarak yapılmadığını söylüyor. Ancak, 2 yıl sonra sigorta işlemlerinin yüzde 10’unun internet üzerinden gerçekleşebileceğini tahmin ediyor.
Yatırım fonlarında son tablo
JP Morgan’ın çalışmasına göre, yatırım fonlarının pazar hacmi 2003 yılında 922 milyar dolar olacak. Finansal ürünlerin toplam pazar hacminin 2 trilyon 647 milyar dolar olduğu göz önünde bulundurulduğunda, yatırım fonlarının finansal ürünler arasında ne kadar önemli bir yeri olduğu anlaşılıyor.
JP Morgan uzmanlarına göre yatırım fonları sanal ortamda en fazla büyüyecek alanlardan biri olacak. 2000 yılında Avrupa’da yatırım fonlarının yüzde 2’si sanal olarak satılırken bu oranın 2003 yılında yüzde 19’a ulaşması bekleniyor. Steenis, yatırım fonlarının bu denli büyük bir potansiyele sahip olmasını şu 3 önemli faktöre bağlıyor: “Teknolojide yaşanacak gelişmeler, e-finans müşterilerinin yüksek gelir düzeyde olmaları ve finansal hizmet kalitesinin artacağına yönelik beklentiler...”
Yatırım fonları, Türkiye’de de sanal olarak işlem gören bir finansal ürün. Türkiye genelinde durumu değerlendirmek için yeterli çalışma yok. Ancak, Garanti Bankası’ndan Cenk Serdar bu konuda şu bilgileri veriyor: “Ocak ayı itibarıyla Garanti internet şubesinde yapılan fon işlemlerinin bankadaki tüm fon işlemlerine oranı yüzde 25 dolayında. Bu oranın 2003 yılında yüzde 50’nin üzerinde olmasını bekliyoruz.”
“Doğru ürüne odaklanmalı”
JP Morgan’da “Avrupa’da Sanal Finans” araştırmasının sorumlusu olan Huw van Steenis, bu alanda başarıyı yakalamak isteyen banka ve şirketlere şu önerilerde bulunuyor:
*Önümüzdeki dönemde e-finansta karlı ve hızlı büyüyen ürün alanlarında faaliyet gösterenler başarılı olacak. Avrupa’da perakende finansal hizmetler alanında karların yüzde 70’i tasarruf ve yatırım ürünlerinden geliyor. Bu alanda büyük fırsatlar var.
*Bankaların başarılı olabilmesi için operasyonel maliyetlerinin düşük olması, belirli tüketici gruplarına odaklanmaları ve müşteri ilişkilerine özen göstermeleri gerekiyor.
*Pazarda oyuncu sayısı açısından ciddi bir büyüme yaşanacak. Ancak, bu oyuncuların çok küçük bir kısmı, e-finansın getirdiği fırsatları kazanca dönüştürebilecek.
*Son yıllarda finans sektöründe en önemli eğilimlerin başında ürün odaklı çalışmak geliyor. Yeni ekonomide geçmişe göre çok daha önem kazanacak ve bankaların faaliyetlerinde bu konuya dikkat etmeleri gerekecek.
“SIRF İNTERNETTEN SATILAN ÜRÜN TÜRKİYE’DE HENÜZ GELİŞMİŞ DEĞİL”
Fuat Erbil/Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı
Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Fuat Erbil, Türkiye’de e-finansın durumu ve yarınıyla ilgili olarak şu değerlendirmeyi yapıyor:
KREDİ KARTI YETERSİZ: Türkiye’de bir takım ürünlerin internetten satımı şu an tam olarak yok. Bu ürünlerden bir tanesi kredi kartı. İnternetten başvuru yapıp, internetten başvurunun değerlendirmesi Türkiye’de şu an tam anlamıyla uygulamada değil. Dolayısıyla, bu ürünün penetrasyonunu sıfır kabul edebiliriz.
DAHA ÇOK SERVİSE YÖNELİK: Türkiye’de, internet, finansal ürünlerde daha çok servis ağırlıklı kullanılıyor. Bankalar yapılan işlemlerin, şube yerine, internette gerçekleştirilmesi üzerine yoğunlaşıyorlar. Bugüne kadarki esas amaç, bankalara işlem yoğunluğu yaratan işlerin internette gerçekleştirilmesiydi. Dolayısıyla satış motivasyonuyla ortaya çıkan yeterli örnek bulunmuyor.
SADECE İNTERNET ÜRÜNÜ YOK: Sırf internet üzerinden ürün satan çok fazla örnek yok. Şu an Türkiye’de yatırım fonları ve hisse senedi ürünleri internet üzerinde bulunuyor. Diğerleri sıfır alınabilir.
“SANAL FİNANSIN GELECEĞİ ANADOLU’DAKİ İLGİYE BAĞLI”
Ertan Sevinç/Garanti Yatırım Genel Müdür Yardımcısı
Online yatırım bankacılığının Türkiye’de öncülerinden biri olan Garanti Yatırım Menkul Kıymetler’in genel müdür yardımcısı Ertan Sevinç, sanal finans hizmetlerinin geleceğiyle ilgili şu değerlendirmeleri yapıyor:
“Bankalar, internetin giderlerini azaltacağını bekliyorlar. Ancak, internette yatırım yapmak o kadar ucuz değil. Belirli teknolojik altyapıları sağlamak zorundasınız. Sanal bankacılığın avantajı şubeye göre eleman sayısının az olması. Yani üç dört sene sonra daha az giderimiz olacak diyebilmek. Ama 3-4 sene sonra yeni teknolojiler gelecek ve mevcut teknolojileri yenilemek gerekecek.
Aynı kalitede hizmeti vermek istiyorsanız, bu offline işlemlere göre çok daha az değil. İnternet işlemlerine yatırımcılar şu an çok alışmamış olsalar da, alışkanlık artınca yatırımcı bu ürünleri olmazsa olmaz diye talep edecek. Bu durumda bankalar bu hizmetlerin gideri nedir demek yerine, benim de olmalı diyecekler. Bankalar için bu kanalı karlı hale getirebilmek önemli.
2003 yılında bu piyasanın büyüme hızı bankaların pazarlama stratejileriyle orantılı. Benim görüşüm Anadolu’da yaygınlaştığı taktirde çok büyük büyümeler yakalayabilir.
Genç kuşakta sanal borsa işlemleri yüzdesinin daha yüksek olacağını düşünüyorum. Bugün üniversitede olan bu kişilerin birkaç sene sonra mezun olduklarında gelir düzeyleri otomatik olarak artacak. Bu da sanal borsa işlemlerine olumlu yansıyacak...”
“ÖNCE BASİT ÜRÜNLERDEN BAŞLAYIN”
JP Morgan’dan Huw van Steenis, önümüzdeki dönemde e-finans alanındaki rekabetin, bugüne göre çok daha büyük olacağını iddia ediyor. Steenis bu ortamda bankaların başarıya ulaşmaları için şu önerilerde bulunuyor:
“Gelecekte düşük maliyetli, yüksek otomasyona ve açık modele sahip bankalar başarıya ulaşacak. Şirketlerin ayrıca teknolojiye çok büyük önem vermesi, müşterilerine danışmanlık yapması ve kuvvetli bir maliyet yönetimine sahip olması gerekiyor.
Bankaların ayakta kalması için yaşanacak dönüşümde bazı noktalara dikkat etmeleri gerekiyor. Buna gore, bankalar müşterilerine her zaman ve her yerde hizmet ulaştırabilecek şekilde yapılanmalılar. Bu, bankaların bugünü tekrar ele almalarını gerektiriyor.
Örneğin teknolojik altyapılarına önem vermeliler. Ayrıca, şirketlerin teknolojik harcamalarıyla ilgili güçlü takımlar oluşturmaları gerekiyor. Bankalara başarılı olmaları için, ‘core’ fonksiyonlarla işe başlamalarını tavsiye ediyorum. Örneğin bugün ödeme gibi başit işlemlerle başlayıp gelecekte daha kompleks işlemlere yönelebilirler.
Müşterileri, hiçbir şey iyi çalışmayan ‘core’ hizmetler kadar rahatsız etmez. Bankaların unutmaması gereken bir başka nokta da e-finans hizmetlerinin büyük miktarlarda yatırım gerektirmesi ve belirli bir sayıdan az hesabın bankalar için karlı olmaması.
“XML VE OFX TEKNOLOJİLERİ E-FİNANSI İVMELENDİRECEK”
Uzmanlar, e-finans alanındaki gelişmelerin arkasındak en büyük etkenin, teknoloji olduğuna dikkat çekiyorlar. Dolayısıyla, bu alandaki gelişmeler, teknolojideki yeniliklere bağlı olarak yaşanacak. JP Morgan’dan Huw van Steenis, “Bugün e-finanstan bahsedebiliyorsak bu son on yılda özellikle komünikasyon teknolojisinde yaşanan inanılmaz gelişmeler sayesindedir” diyor. Huw van Steenis teknolojinin e-finansın gelişmesinde oynayacağı etkiyle ilgili olarak şunları söylüyor:
“E-finansın belirli bir noktaya ulaşmasında teknolojik gelişmeler oldukça önemli.Bu teknolojilerin başlıcaları XML ve OFX gibi açık veri standartları, ASDL ve kablosuz uydu gibi telekomünikasyon teknolojileri, çağrı merkezi ve e-posta gibi interaktif servisler ve sanal multi-medya gibi iletişimde kişiselliği sağlayacak hizmetler olarak gösterilebilir. Bunun yanında mobil telefon ve dijital interaktif televizyon bu servislerin daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlayacak.”
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?