Finansın yıldızının parladığı 1990’larda çok sayıda sigorta şirketi kuruldu, sektörde sıkı bir rekabet yaşandı. Sonuçta büyük şirketlerin Pazar payı geriledi, küçükler kendine yer edindi. Ancak, ya...
Finansın yıldızının parladığı 1990’larda çok sayıda sigorta şirketi kuruldu, sektörde sıkı bir rekabet yaşandı. Sonuçta büyük şirketlerin Pazar payı geriledi, küçükler kendine yer edindi. Ancak, yaşanan krizden sonra tersine bir eğilim gözleniyor. Küçük şirketlerin yaşadığı sıkıntılar ve bu dönemde yaşananlar, büyüklerin işine yaradı. Onların payı son 4 yılda yüzde 63’den yüzde 76’ya kadar çıktı. Üstelik bu eğilimin devam etmesi bekleniyor.
Sigortacılık sektörünün ikinci büyük şirketi Axa Oyak Sigorta’nın genel müdürü Cemal Ererdi, çok önemli bir gelişmeye dikkat çekerken şu değerlendirmeyi yapıyor: “Sigorta sektöründe son 3 yılda konsolidasyon yaşandı. İşin ilginç yanı, bunu yapan resmi otorite değil, sigortalılar, yani müşterilerimiz idi”.
Ererdi’nin değerlendirmesini, rakamlar da destekliyor. Gerçekten sigortacılık sektöründe ciddi bir konsolidasyon var. Örneğin, hayat dışı branşlarda faaliyet gösteren en büyük 10 şirketin prim üretimindeki payları son 4 yılda 13 puan artış gösterdi. Bu şirketlerin piyasa payları, 1998 sonundaki yüzde 63.4 düzeyinden, 2002 yıl sonunda yüzde 76’ya yükseldi. Koç Allianz Sigorta’nın genel müdürü Kemal Olgaç, “Zamanında bizden haksız bir şekilde alınan paylar, şimdi geri dönmeye başladı” şeklindeki sözlerle gelişmeyi değerlendiriyor.
Olgaç’ın dikkat çektiği “haksız pay alma” süreci, 1990’ların başında yaşandı. Bu dönemde çok sayıda sigorta şirketi kuruldu ve agresif pazarlama yöntemleri ile sektöre girdiler. 1998 sonuna kadar devam eden bu süreçte büyük şirketler pazar paylarını kaybettiler. Acımasız rekabet nedeniyle bazı branşlarda zararına poliçe kesildiği de görüldü.
Dönüş 1998’de başladı
Yeni şirketlerin girişi sonrasında büyük şirketlerin payı geriledi. Örneğin, 1997’de 10 büyük şirketin piyasa payı yüzde 67 idi. 1998’de ise dip yaptı ve yüzde 63.4’e kadar geriledi. Güneş Sigorta Genel Müdürü Mehmet Aydoğdu, “Düşük sermayelerle kurulan şirketler, fiyatları düşük tuttular, acentelere büyük tavizler verdiler. Biz de sürekli olarak pay kaybettik” diyor.
Ancak, 1998’den itibaren sektörün en büyük 10 şirketi yeniden piyasa paylarını artırmaya başladı. 2001’de yüzde 75’e yükselen 10 büyük şirketin pazar payı, 2002’de de artmaya devam etti ve 76.6’ya ulaştı.
Hayat branşında faaliyet gösteren şirketlerde de benzer şekilde bir gelişmenin olduğu dikkat çekiyor. Şu anda emeklilik şirketine dönüşen ve piyasa payı en büyük 5 şirketin aldığı pay, 1998’deki 62.4 düzeyinden, 2002 sonunda yüzde 69.3’e yükseldi. Sektörün en büyük şirketi konumundaki Anadolu Hayat Emeklilik Genel Müdürü Mustafa Su, “Hayat branşındaki yapı, eskiden beri daha konsantre. İlk 5 şirket, piyasanın önemli bir bölümüne hakim” diyor.
Çok sayıda şirket elendi
Büyükleri ön plana çıkaran gelişmenin arkasında ise doğal olarak azalan şirket sayısı var. Bir ara 63’e kadar yükselen sigorta şirket sayısı, faaliyetlerini durduranlar bir yana bırakıldığına, 45’e kadar gerilemiş durumda.
Mali yapısı bozulan, acente ve müşterilerini kaybetmeye başlayan bazı şirketlerin faaliyetleri Hazine Müsteşarlığı tarafından durdurulurken, diğer şirketler, düşük sermaye, ekonomik kriz, yoğun rekabetten dolayı faaliyetlerini en aza indirmek zorunda kaldı. Son duruma bakıldığında, Hazine’nin 10 sigorta şirketi ve 1 reasürans şirketinin faaliyetleri durdurulmuş durumda. Bu şirketler ise şunlar: “Akdeniz Sigorta, Emek Sigorta, Emek Hayat Sigorta, Universal Sigorta, Universal Hayat Sigorta, Merkez Sigorta, Şeker Hayat Sigorta, GIC Sigorta, Inter Sigorta, EGS Sigorta ve İstanbul Reasürans”.
Bu şirketlerin dışında, Kapital Sigorta’nın poliçe kesme yetkisi iptal edildi. Sanko Sigorta işlerini tasfiye yolunda. Demir Sigorta’da ise faaliyetler askıya alındı.
Ayrıca, bir de BDDK bünyesinde bulunan ve faaliyetlerini en az indiren şirketler var. Onlar ise şöyle sıralanıyor: “Toprak Sigorta, Ege Sigorta, Bayındır Hayat Sigorta”.
Daha önce BDDK bünyesinde bulunan Toprak Hayat Sigorta ise Global Menkul Kıymetler’e satılmıştı. Şirketin adının değiştirilerek yeniden faaliyetlerini canlandırması bekleniyor.
Bu tablodan etkilenen çok sayıda acente ve sigortalı, yönlerini büyüklere doğru çevirdi. Doğal olarak onların piyasa payları da artış eğilimine girdi.
Konsolidasyon devam edecek
Sigortacılara göre, son 4 yılda yaşanan “büyüklere yönelme” eğilimi, gelecekte de devam edecek. Axa Oyak Sigorta Genel Müdürü Cemal Ererdi, “Serbest rekabetin doğal sonucunu, sigortalı belirledi ve tercihini yapmış oldu. Şimdi, mevcut şirketlerin mali güçlerini ve hizmet kalitelerini artırmaları gerekiyor” diyor.
Güneş Sigorta Genel Müdürü Mehmet Aydoğdu da, büyüklere yönelimin artacağı düşüncesinde. Aydoğdu, sektördeki konsolidasyon sürecinin devam edeceğini söylüyor ve sözlerine şöyle devam ediyor:
“Önümüzdeki 2-3 yıl içerisinde hayat şirketleri dahil sektörde 20-25 şirket kalacak, elemeler devam edecek. Çünkü, eskisi gibi kimse zararına satış yapamayacak. Patronlar da artık sermaye koymak istemiyorlar. Yeni dönemde şirketleriyle daha fazla ilgilenecekler”…
Benzer eğilimin hayat ve emeklilik şirketlerinde yaşanacağı öngörüsü var. Anadolu Hayat ve Emeklilik Genel Müdürü Mustafa Su, bu konuda şu tahminde bulunuyor:
“Bizim alanda yönü belirleyecek temel gelişme, bireysel emekliliğe ilginin düzeyi olacak. Eğer beklentilerin üzerinde fon birikimi ve katılımcı sayısını yakalarsak, yabancı sermayeli yeni şirketler piyasaya girebilir, dolayısıyla şirket sayısı artabilir. Ama değilse, şu andaki 11 emekli şirketi de kalmaz. Emeklilik şirketleri arasında da 4-5 büyük şirketin çok daha fazla ağırlığı olacaktır.”
Yapı Emeklilik Genel Müdürü Giray Velioğlu da aynı görüşte. Velioğlu, “Sektördeki ilk 5 şirket, ön plana çıkacak. Özellikle direkt satış ekibi güçlü, banka satış ağına sahip şirketlerin daha öne çıkacağını düşünüyorum” diyor.
“BÜYÜKLERİN PAYI DAHA DA ARTACAK”
Kemal Olgaç / Koç Allianz Sigorta Genel Müdürü
“Son 10 yılda kurulan şirketlerin hepsi yok oldu. Sadece Commercial Union Sigorta kaldı. Son 10 yıl kimseye yaramadı. Bu şirketler düşük sermayelerle işe başladılar. Rekabette öne geçmek için kötü fiyatlara başvurdular. Sonuçta, bizlerden pazar payı aldılar, ama şimdi ödünç alınan pay bize geri geliyor.
Bence sektörde eleminasyon devam edecek. İlk 10 şirketin piyasadan aldığı pay daha da yükselecek. Aslında, normale dönüyoruz. Çünkü, bizim piyasa o kadar küçük ki, bütün şirketlerin prim üretimi 2 milyar Euro civarında.
Bu gelişmeyi sadece sigortalının tercihi ile açıklayamayız. Bunun yanında piyasanın dinamikleri de büyükleri destekliyor. Mağdur olan sigortalılar, artık büyüklere gidiyor. Keşke, AB normlarında yasalarımız, denetim sistemimiz, sermaye yeterliliğimiz olsaydı ve tüketici bu acı deneyleri yaşamasaydı. Yasa koyucu, denetimleri iyi yapabilirdi ve 10 binlerce mutsuz sigortalı olmazdı.
Ayrıca, iyi denetim yapılmış olsa, bu şirketler sisteme girmeyebilir veya bu kadar şirketin kurulmasına izin verilmeyebilirdi.”
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?