Darüşşafaka Cemiyeti Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Öktem: Darüşşafaka’nın verdiği bu eğitimi sürdürmesi ve daha çok ihtiyacı olan çocuğa ulaştırması için daha çok kurumsal bağışçıya ihtiyacı var.
Nilüfer Gözütok Ünal
Türkiye’nin neresinde olursa olsun anne ya da babasını kaybetmiş, üstelik maddi yoksunluk çeken yetenekli çocuklar için hayattaki tüm bu dezavantajları verdiği nitelikli eğitimle gidermeye çalışan çok değerli bir STK Darüşşafaka. 157 yıl önce Türkiye’nin ilk eğitim STK’sı olarak hayata geçen kurum, zaman içinde yaşanan savaşlara, ekonomik krizlere ve değişen yönetimlere rağmen misyonunu sürdürürken itibarını da hep daha yükseğe taşımayı başardı. Bu başarıda kurumun şeffaflık konusuna gösterdiği özen önemli bir rol oynuyor.
Darüşşafaka Cemiyeti Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Öktem, ilk olarak 2013 yılında kendilerini bir şirket gibi bağımsız bir kuruma denetlettirmeye başladıklarını ve bunu yapan ilk STK olduklarını belirtiyor. Kurumsal yönetişim konusunda neler yaptıklarını şöyle paylaşıyor:
"Her yıl faaliyet raporlarıyla şeffaf bir şekilde faaliyetlerimizi paylaşıyoruz. Kurumsal yönetişim puanımız son olarak 10 üzerinden 9,54 olarak ölçüldü. Bizim yönetim kurulumuz Türkiye’deki en güçlü ve aktif yönetim kurumlarından biri. 15 asil ve 5 yedek üyemiz var. Toplantılarımıza 20 kişi katılıyor, kararları birlikte alıyoruz. Yönetimde kristalizasyon olmaması için her başkan 3 artı 3 yıl olmak üzere toplam 6 yıl hizmet ediyor, her yıl yönetim kurulunun 3’te 1’i de yenileniyor."
Darüşşafaka, yarısı kız yarısı erkek olmak üzere Türkiye’nin dört bir yanından gelmiş 1.000 öğrenciyi eğitiyor. Kurum, eğitiminin kalitesi ve misyonuyla da öne çıkıyor. Öktem, "Amacımız mutlu, teknolojiye, yabancı dile, adab-ı muaşerete hakim, dünya vatandaşı, laik Atatürkçü çizgide fikri hür, vicdanı hür insanlar yetiştirmek" diyor.
Ancak Darüşşafaka’nın verdiği bu eğitimi sürdürmesi, kalitesini artırması ve daha çok ihtiyacı olan çocuğa ulaştırması için özellikle daha çok kurumsal bağışçıya ihtiyacı var. Düzenli bağışçılarının sayısını artırmaya ve kurumsal yeni bağışçılar edinmeye çalıştıklarını söyleyen Öktem, “Verilen miktarın azı, çoğu fark etmiyor. Bizim her yıl eylül başında taksimetremiz sıfırdan başlıyor. Her yıl belli miktarda öğrencimizi okutacak paramızın olması lazım. Sürdürülebilirliğin en önemli teminatı da eğitim dönemi başlamadan önce gereken bütçeyi toplamak” diyor. Öktem, gereken desteğin sağlanması durumunda önceliklerinin daha nitelikli bir eğitimle daha çok ihtiyacı olan çocuğa dokunmak olduğunun da altını çiziyor.
DARÜŞŞAFAKA’NIN KATKISI
Tayfun Öktem de bir Darüşşafakalı. Darüşşafaka Lisesi'ni 1982’de dereceyle bitiren Öktem, AFS kültürel değişim programlarıyla 1 yıl ABD’de okudu. 1986'da Boğaziçi Üniversitesi İş İdaresi Bölümü'nden onur öğrencisi olarak mezun oldu. Ardından tam burslu olarak Minnesota Üniversitesi’nden lisansüstü-MBA derecesi, Harvard Business School’dan Stratejik Pazarlama Yönetimi eğitimi aldı. İş hayatında Unilever, ReckittBenckiser, Ülker International, Alliance Healthcare gibi uluslararası şirketlerde yurt içi ve yurt dışında global sorumlulukla üst düzey profesyonel yöneticilik yaptı.
Öktem, Darüşşafakalı olmanın kendisine kattıklarını da şöyle paylaşıyor:
"Darüşşafakalı hayatta kalma iç güdüsü ve vefa duygusu güçlü bir insandır. Öğrenmeye açtır. Yeterli kaynağa ulaştığında başarıyı yakalar. Darüşşafaka’nın bana verdiği üstün eğitim sayesinde çok iyi bir İngilizcem ve Almancam oldu. Çok uluslu şirketlerde çalıştım. Ekonomik özgürlüğümü kazandım. Bu sayede şu an genç sayılabilecek bir yaşta kuruma tam zamanlı hizmet verebiliyorum."
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?