Estée Lauder Şirketleri: Pembe Kurdeleyle Umudu ve Gücü Yaymak

1992’de Evelyn H. Lauder’in öncülüğünde başlayan ve pembe kurdele ile simgelenen Estée Lauder Şirketleri Meme Kanseri Kampanyası, erken teşhis ve dayanışma mesajıyla milyonlarca kadına umut veriyor. Estée Lauder Şirketleri Türkiye Genel Müdürü Nazlı Koruyan Altıpat sorularımızı yanıtladı.

9.10.2025 17:35:110
Paylaş Tweet Paylaş
Estée Lauder Şirketleri: Pembe Kurdeleyle Umudu ve Gücü Yaymak

1.Estée Lauder Şirketleri, Meme Kanseri Kampanyasını uzun yıllardır sürdürüyor. Sizce şirketin bu alandaki öncülüğü kadınların hayatında nasıl bir fark yarattı?
1992 yılında Evelyn H. Lauder’in liderliğinde başlatılan Estée Lauder Şirketleri Meme Kanseri Kampanyası, onun pembe kurdelenin eş tasarımcısı olmasıyla simgesel bir anlam kazandı. Bugün hepimizin tanıdığı pembe kurdele, milyonlarca kadının hikâyesinde umut, cesaret ve dayanışmayı temsil eden evrensel bir sembole dönüştü.  Şirketimizin en büyük küresel kurumsal sosyal etki programı olma özelliği taşıyan kampanya kapsamında, Estée Lauder Şirketleri ve Estée Lauder Şirketleri Yardım Vakfı, bugüne kadar dünya çapında meme kanseri girişimleri için 144 milyon dolardan fazla fon sağladı.

Dünya genelinde 60'tan fazla kurumu destekleyen Meme Kanseri Kampanyamız, Şirketimizin kadın sağlığı, eğitimi ve ilerlemesine yönelik taahhüdünün temel taşlarından biri olmaya devam ediyor.

Meme Kanseri Kampanyamız ile  kadınların, kendi sağlıklarını önceliklendirmelerini, erken teşhisin önemini ve dayanışmanın iyileştirici etkisini çok daha güçlü bir şekilde fark etmelerini istiyoruz. Bu öncülük, toplumda sadece farkındalık değil, aynı zamanda harekete geçme bilinci yarattı. Kadınlara yalnız olmadıklarını hissettirmek, onları bilgilendirmek ve desteklemek, bu kampanyanın en derin etkilerinden biri oldu.

2. Kampanya kapsamında bugüne kadar Türkiye’de yürütülen projelerden sizin için en gurur verici olan hangisi oldu?
Lokal çapta yürüttüğümüz en gurur duyduğumuz projelerden biri hiç kuşkusuz PinkLine platformu oldu. 2022 yılından bu yana Pembe İzler Kadın Kanserleri Derneği ile yürüttüğümüz bu çevrim içi destek ağı, kanser tedavisi gören kadınlara psikolojik destek, beslenme ve güzellik danışmanlığı gibi çok yönlü hizmetler sunuyor.

PinkLine, kanser tedavisi gören kadınlara yönelik çevrim içi bir destek hizmeti ve psikolojik destek, beslenme danışmanlığı ve eğitimli güzellik danışmanlarımızla bire bir güzellik seansları sunmak üzere tasarlandı. Danışanların güzellik ve bakım tüyolarıyla kendilerini daha iyi hissetmeleri için neler yapabileceklerinin aktarıldığı, kişisel cilt bakımı veya makyaja dair sorularına cevap bulabilecekleri online seanslar organize ediyoruz. 30 dakika süren bire bir çevrim içi seanslarda, kemoterapi sürecinde yaşanan kaş, kirpik ve saç kaybının yarattığı psikolojik etkileri hafifletmek için kaş kaleminin doğru ve etkin kullanımı, göz kalemi ile kirpik etkisi verme, cildi daha aydınlık gösterme gibi çeşitli yöntemler, danışanlara Estée Lauder Şirketleri markalarının ilgili ürünleri hediye edilerek uygulamalı olarak anlatılıyor.

Bugüne kadar 3000’den fazla kadına ulaşıp 7800’ün üzerinde seans gerçekleştirdik. Özellikle kemoterapi sürecinde yaşanan fiziksel degişimlerle başa çıkarken, kadınların kendilerini yeniden güçlü ve özgüvenli hissetmelerine katkı sunmak bizim için tarif edilemez bir onur.

3. Marka olarak yalnızca güzellik değil, sağlık ve toplumsal dayanışma alanında da sorumluluk üstleniyorsunuz. Bu misyonun Estée Lauder Şirketleri’nin kurumsal değerleriyle bağlantısını nasıl tanımlarsınız?
Estée Lauder Şirketleri’nin etki stratejisi şirketimizin küresel değer sistemi olan “Güzellikten İlham, Değerlerinden Güç Alan” ilkesine dayanıyor. Bu etki stratejisi; sürdürülebilirlik, sosyal etki, kadınların gelişimi ve ilerlemesi olmak üzere üç temel sütun üzerine inşa edilmiştir. Çevresel ve toplumsal sorumluluklara duyduğumuz bağlılık, yalnızca iş kararlarımızı değil, aynı zamanda uzun vadeli hedeflerimizi de şekillendiriyor. Kadınların fiziksel görünümlerinin ötesinde; sağlıklı, güçlü ve desteklenmiş hissetmeleri bizim için çok önemli.

4. Meme kanserinde erken teşhisin önemi herkesçe biliniyor. Estée Lauder Şirketleri Türkiye kampanyaları, kadınlara bu farkındalığı aşılamak için nasıl bir iletişim dili kullanıyor?
İletişim dilimizde en çok önem verdiğimiz değerler, şefkat, empati, samimiyet ve kapsayıcılıktır. Bu yılki "Sarılarak Saralım" kampanyamız, Estée Lauder Şirketleri’nin 1992 yılından bu yana başlattığı küresel Meme Kanseri Kampanyası’nın yerel bir yansıması olarak, pembe kurdelenin gücünden ilham alıyor. Ancak bu kampanya, sadece bir farkındalık oluşturma çabası değil; aynı zamanda erken teşhisin hayat kurtardığını vurgulayan, mücadele eden kadınlara umut ve dayanışma mesajı veren güçlü bir çağrı.

Özellikle meme kanseri gibi zorlu bir mücadelede, bir kadına yalnız olmadığını hissettirebilmek son derece kıymetlidir. “Sarılarak Saralım” kampanyamızda yer alan Çağla Şıkel, Şebnem Bozoklu ve Tuvana Büyükçınar gibi güçlü, duyarlı kadınlarla birlikte, sarılmanın yalnızca fiziksel bir eylem olmadığını, duygusal bir destek, empati ve güven duygusu taşıdığını anlatmayı, erken teşhisin hayati rolünü hatırlatarak, toplumsal dayanışmanın gücünü paylaşmayı hedefliyoruz.

5. Önümüzdeki dönemde kampanyada hangi yeni adımlar ya da topluma dokunacak hangi projeleri göreceğiz?
Estée Lauder Şirketleri Türkiye olarak, kadınların gelişimi, sürdürülebilirlik ve sosyal etki gibi temel önceliklerimiz doğrultusunda, topluma dokunan projelerimizi güçlendirerek devam edeceğiz. Bu değerler, sadece günlük iş süreçlerimizi değil, aynı zamanda sosyal sorumluluk ve gönüllülük alanındaki çalışmalarımızı da şekillendiriyor. Çalışan bağlılığımız, bu etkiyi büyütmemizdeki en büyük gücümüz. Gönüllülük inisiyatiflerimizle, ekip arkadaşlarımızı sadece iş başarılarına odaklanmaya değil, aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitliği, sürdürülebilirlik ve kapsayıcılık gibi evrensel değerlere katkı sağlamaya da teşvik ediyoruz.

Genç kadınların kariyer yolculuklarına güçlü bir başlangıç yapmalarını sağlamak ve toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda gelişimlerini desteklemek amacıyla Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG) iş birliğiyle, "Adımlarınla Parla – Genç Kadınlar İçin Gelişim Programı" adlı yeni bir projeyi hayata geçirdik.

Program kapsamında; genç kadınların hem kişisel hem de profesyonel becerilerini geliştirmeye yönelik eğitim oturumları, iş hayatına dair farkındalık artırıcı etkinlikler ve toplumsal cinsiyet eşitliği odağında kendi proje fikirlerini hayata geçirebilmeleri için fon desteği sunuluyor. Ekip arkadaşlarımız da TOG uzmanlarıyla eşliğinde, genç kadınlara yönelik ilham buluşmalarına ve eğitim programlarındaki derslere alan uzmanlıkları doğrultusunda katkı sağlıyor; bilgi ve deneyimlerini paylaşarak gençlerin gelişim yolculuğuna eşlik ediyorlar.

Önümüzdeki dönemde, sürdürülebilirlik ve çevreye duyarlı projelere olan bağlılığımızı daha da derinleştirerek, çevresel etkiyi minimize eden çözümler geliştirmeye devam edeceğiz. Bu bağlamda, çalışanlarımızın aktif katılımıyla çevre dostu uygulamaları ve eğitim atölyelerini yaygınlaştıracağız. Ayrıca, kapsayıcılık, çeşitlilik ve eşitlik konularındaki çalışmalarımıza hız kesmeden devam edeceğiz. Bu projelerdeki artan ilgi ve katılım, bizim için bu değerlerin yalnızca birer hedef değil, tüm organizasyon kültürümüzün bir parçası olduğunu kanıtlıyor.

Biz güzelliği sadece dış görünüşle sınırlı görmüyoruz; bizim için güzellik, iyi olma hali, sosyal etki ve gezegene saygıyı da kapsayan bütüncül bir kavramdır. Bu kapsamlı bakış açısıyla, daha aydınlık bir geleceğe öncülük etmeyi hedefliyoruz.

Bu bir reklamdır.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz