İşte 20 sektörün 6 büyük kriz ve sonrası büyüme karnesi

Türkiye, 1945 yılından bu yana 11 ekonomik krizden geçti. Peki sektörler, bu krizlerin ardından yaralarını ne kadar sürede sardı?

1.06.2021 19:51:000
Paylaş Tweet Paylaş
İşte 20 sektörün 6 büyük kriz ve sonrası büyüme karnesi

Büyüme cephesinden baktığımız bu sorunun yanıtı çeşitlilik içerse de en kötü yılın 16 sektörün küçülme yaşadığı 2001 krizi olduğu görülüyor. Bu sektörlerin 12’sinin bir yıl içinde yaralarını sarıp büyümeye geçmiş olması da dikkat çekici. Sektör uzmanlarının çoğu, pandeminin ardından bu kadar şanslı olunamayacağı görüşünde. Onlara göre özellikle 2018 krizindeki yaralar henüz iyileşmediği ve pandeminin süresi bilinmediği için toparlanma daha uzun yıllara yayılabilir.

Özlem Aydın Ayvacı

[email protected]

Mayıs 2021 sayısından

Aslında Türkiye ekonomisi pandemi yılına çok da güçlü ekonomik parametrelerle girmedi. Sektörlerin çoğu, 2001 krizinin ardından yaralarını hızlı sarsa da 2008 yılındaki dalgalanma ve 2018 yılındaki döviz krizinin yarattığı zayıflıkla mücadeleyi sürdürüyordu. Bu konjonktürde global pandemi krizine maruz kalan sektörlerin ne zaman toparlanabileceği ise şu an en önemli soru. Bu sorunun yanıtına Capital olarak büyüme performansı cephesinden baktık. Son 30 yılda Türkiye ekonomisinde yaşanan krizlerde 20 önemli sektörün büyümesini inceledik. Bu sektörlerin bir sonraki yıl nasıl performans gösterdiğini tablolaştırdık. 

Yaptığımız araştırmaya göre 20 sektörün 16’sının önemli küçülmeler yaşadığı 2001, en kötü kriz yılı olarak ön plana çıkıyor. Ancak küçülen bu 16 sektörün 12’sinin bir yıl gibi kısa bir sürede büyüme göstermesi dikkat çekici. 2018 döviz krizinde ise 20 sektörden 12’si küçülürken, bir yıl sonra bu sektörlerden sadece birinin toparlandığı görülüyor. Hatta çoğu uzmana göre 2018 krizinin etkileri bugün de devam ediyor. 

Pandemi krizinin etkilerine gelince… Henüz bu sorunun yanıtı için erken olsa da analizini büyüme cephesinden yaptığımız 6 krizde, “örneklemde” önemli değişiklikler ön plana çıkıyor. En büyük fark; geçmiş krizlerde önemli küçülmeler yaşamış bazı sektörlerin büyümüş olması. Özellikle Çin’le rakip sektörlerde talebin kayması ihracatta pek çok sektörü büyüten bir sonuç doğurdu. Yine talebin evde yaşam ihtiyaçlarına yönelmesiyle beyaz eşya, küçük ev aletleri, bilgisayar gibi pek çok sektörde büyüme görüldü. Otomotiv, traktör gibi alanlarda da rekor büyümelere imza atıldı.

 Öte yandan geçmişteki ekonomik krizlerde güçlü kalmayı başaran turizm, havayolları ve yeme-içme sektörüyse tarihinin en önemli krizini yaşıyor. Tabii halen pandeminin uzaması durumunda en zor toparlanılacak krizin bu olacağı konusunda da pek çok uzman hemfikir. 

2018’İN ETKİSİ SÜRÜYOR

Türkiye’de inşaat, pek çok ana sanayiyi etkileyen dev bir sektör. İnşaat sektörü en büyük daralmayı 2001 krizinde yaşadı. 2018 döviz kriziyle yüzde 1,9 küçülen sektör hala daralmaya devam ediyor. 

Workindo’nun CEO’su Erhan Kocabaş, 2018 krizinin inşaat için en zor kriz olduğunu ve etkisinin hala sürdüğünü söylüyor. 

Sabancı Holding Yapı Grubu Başkanı ve TÜRKÇİMENTO Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Tamer Saka, ekonomik krizlerin çimento sanayisine etkisini şöyle anlatıyor: “2008 krizinden çimento tüketimi çok etkilenmedi. Hükümetin inşaat odaklı büyüme felsefesinin de etkisiyle 2009’un ikinci yarısında kayıp geri kazanıldı. 2018 kriziyse sektörümüzde ciddi yara açtı. Sektörün 2017 yılı seviyesine gelmesinin 2025 yılını bulabileceğini düşünüyoruz.” 

Çimento sektörünün 2020 yılında pandemiye rağmen yüzde 23 büyüdüğünü belirten Saka, telafisi en zor krizinse 2018 olduğunun altını çiziyor. Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracatçılar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Erdem Çenesiz, çimento sektörünün salgın yılında ikinci çeyrek hariç kriz yaşamadığı gibi 2018 krizinin de etkilerinden kurtulma olanağını pandemide bulduğunu belirtiyor. Çenesiz, toplam cam ihracatınınsa 2020 yılında yüzde 3,4 düştüğünü ifade ediyor. 

PANDEMİ ETKİSİ DERİN 

Konut sektörü için de 2018 döviz krizinin etkileri hala sürüyor. Mesa Mesken Yönetim Kurulu Başkanı Mert Boysanoğlu, şunları söylüyor: 

“2013-2017 yılları arasında gayrimenkul satışlarında artış yaşandı. Ancak 2018 yılının ikinci yarısı itibarıyla tüm teşviklere rağmen hızlı bir düşüş oldu. Bu dönemde yüksek kur artışının neden olduğu zorluklar yaşandı. Kamu bankaları 2019 yılının son çeyreğinde sektörel olarak düşük maliyetli ve uzun vadeli işletme kredisi sağlamaya başlamıştı. Yine de 2019 satış rakamları 2018’i yakalayamadı.” 

Boysanoğlu, telafisi en zor krizinse pandemiyle geldiğini düşünüyor. 

Türkiye Müteahhitler Birliği Başkanı Erdal Eren, COVID-19 krizinin 2. Dünya Savaşı’nın yol açtığı krizden sonra yaşanan en büyük kriz olarak tanımlanan 2008 krizini bile geride bıraktığını söylüyor. Eren, “2021 yılı için öngörüm, küresel ölçekteki pandeminin etkisiyle inşaat maliyetlerinin emtia fiyatları ve enflasyonist etkilerle yüzde 30-35 oranında artacağı yönünde. Önümüzdeki yıl ayrıca sektörün orta-üst sınıf projelere yöneleceği beklentisindeyim” diyor. 

Orge Elektrik CEO’su Nevhan Gündüz de sektörlerinin tamamen inşaata paralel ilerlediğini belirtiyor ve “2018’deki daralma 2019’da artarken 2020’de hız kesti, ancak hala devam ediyor. 2008 ve 2009 yıllarındaki daralma 2010 ve 2011 yıllarında telafi edilebilmişti. 2001’deki daralma da 2002’de telafi edilmişti. Sektör ortalama 2 yılda krizden çıkıyor” diyor. 

HER KRİZDE ZORLANIYOR 

Temel ihtiyaç olması nedeniyle daha az etkilendiği düşünülen gıda sektörü, her krizde farklı zorluklar yaşıyor. Nuh’un Ankara Makarnası Pazarlama Direktörü Nihat Uysallı, 1994’teki döviz krizinin özellikle yatırım aşamasında olan makarna sektörünü bir anda dörde katlanan döviz kuru yüzünden büyük sıkıntılarla yüzleştirdiğini söylüyor. O dönemde ihracatın bugünkü kadar olmaması nedeniyle 1994 krizini 3 yılda telafi edebildiklerini belirtiyor. Uysallı, bugüne kadar yaşadıkları en zor krizinse pandemiyle geldiğini dile getiriyor. “Pandemiyle birlikte başlayan lojistik problemi, toplam bedeli çok yüksek olmayan ürünlerimizin yüksek lojistik bedelleri nedeniyle ihracatta çok zor günler geçirmemize sebep oluyor” diyor. 

Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçıları Birliği Derneği (BESD-BİR) Başkanı Naci Kaplan, canlıyla yapılan ve en az 2-2,5 yıl planlama gerektiren bir üretim sektörü olmaları nedeniyle, kriz atlatma sürelerinin uzun olduğunu söylüyor. “2018’de başlayan ekonomideki daralmanın ardından pandemi koşullarını aynı sürecin devamı olarak kabul edebiliriz. Bu olumsuz süreci bizim son 3 yıldır üretim rakamlarımızın sabit kalmasından da görebiliriz” diyor. Sektör için en zor krizin 2005-2006 kuş gribi olduğunu hatırlatan Kaplan, “Ancak bir yıl sonra sektör, hızla toparlanarak üretimini yüzde 17,7 oranında artırdı” diyor. 

TELAFİ SÜRESİ TAHMİN EDİLEMİYOR

Pandemi telafi süresinin tahmin edilememesi başlı başına zorlayıcı bir faktör. Bonfilet Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Akkoyun, pandeminin daha önce yaşanan krizlerle hiçbir açıdan benzerliğinin bulunmadığını söylüyor. Pandemide gıda üreticileri için önemli bir satış kanalı olan HORECA’nın neredeyse tamamen faaliyetlerini durdurmasından kaynaklanan bir daralma etkisinin zincir halinde diğer parametreleri de olumsuz etkilediğini ifade ediyor. 

Akkoyun, “Önceki krizlerde toparlanma 2-3 yıllık bir dönemi kapsardı. Sığır eti fiyatı, 2020’de yüzde 13,8 ile gıda enflasyonunun oldukça altında bir artış göstermesine rağmen üretimde ve satışlarda miktarsal yaşanan daralma, yıl koşullarının ne kadar sert olduğunu gösteriyor. 2021’de en az 2020’deki kadar daralma öngörüyoruz” diyor. 

Gıda Perakendeciler Derneği Başkanı Galip Aykaç, modern gıda perakendesinin son 3 yıldır her yıl en az yüzde 20 büyüdüğüne dikkat çekerken geçmiş krizlerle pandemi arasındaki farkları şöyle değerlendiriyor: “Önceki krizler temelde mali kaynaklı krizlerdi. Doğru yatırımlarla, verimlilik çözümleriyle, nakit akışını düzgün kontrol ederek krizden çıkmayı başardık. Ortalama 100 yılda bir gerçekleşen küresel salgın, doğal olarak gıda perakendesini de vurdu. Maliyetlerimiz çok yükseldi, ürün adetlerimiz düştü. Sektör, enflasyon kaynaklı fiyat artışlarının etkisiyle cirosal anlamda iyi görünebilir. Bu krizden çıkış hızımızın diğer krizlere göre daha yavaş olacağını öngörüyoruz. Yeni normale adapte olmamız gerekecek.” 

DEMİR ÇELİK NASIL TELAFİ ETTİ? 

Çelik sektörü 2020 yılında yüzde 6,1 oranında büyüdü. Bu oranın 2021 yılında yüzde 10 seviyesini aşması bekleniyor. Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) Genel Sekreteri Dr. Veysel Yayan, “Bu yönüyle sektörümüz kriz döneminde, önceki yıllardaki kayıplarını telafi etme becerisini gösterdi” diyor.

Yayan, diğer zor yılları şöyle anlatıyor: 

“2012-2015 yılları arasında, dünya ekonomisinde yaşanan durgunlukta çelik sektörü, büyük üretim ve ihracat kayıplarına uğradı. Bu krizin telafisi 4 yıl sürdü. Pandemideyse yüzde 0,9 oranında gerileyen çelik üretimine ve ağırlaşan şartlara rağmen başarılı olduk. Türkiye, Almanya’yı geride bırakarak, Avrupa’nın en büyük, dünyanın ise 7’nci büyük ham çelik üreticisi konumuna yükseldi. 2021 yılında geçmiş yıllardaki kayıpların tümüyle telafi edilmesi bekleniyor.” 

Detaş Finans Koordinatörü Hakan Genç, son 5 yılda yaşanan volatilitelerden hep pozitif ayrıştıklarını söylerken nedenini şöyle açıklıyor: 

“Çünkü 2-3 yıl önce döviz kredilerimizi sıfırladık, satışlarımızı ağırlıklı peşine çevirdik, yatırımlarımızı kesmedik. Pandemi sürecinde muafiyet tanınan ve çalışmalarına hiç ara vermeden devam eden sektörlerden birisi olduk. Büyümeye devam ediyoruz.”

PANDEMİDE BÜYÜDÜ 

1994 krizinde yüzde 25, 2001 krizinde yüzde 57,6, 2018 yılında yüzde 35,4 oranında daralan bilgisayar sektörünün en zor krizleri bu 3 yılda gerçekleşti. IDC Türkiye Araştırma Müdürü Aslı Koçkal, IDC verilerine göre özellikle son 12 yıllık sürece baktıklarında en zor yılın 2018 olduğunu söylüyor. Koçkal, şöyle değerlendiriyor:

 “2018’de yaşanan zorlu ekonomik süreçte sektörde dolarla belli bir süre fatura kesilememesi, genel ekonomik gidişatın kötü gitmesi ve seçim gibi nedenlerle pazar, çok derinden etkilendi. 2019 yılında lokalizasyon sürecinin kaldırılması ve baskılanan talebin geri gelmesiyle pazar büyüdü. Pandemi bilgisayar ve tablet pazarı rakamlarına çok olumlu yansıdı. Pandemide evden eğitim ve çalışmayla pazardaki arz, bilgisayar talebine yetişemedi.” 

Index Grup Şirketleri İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Atilla Kayalıoğlu, bilişim sektörü için hiç tartışmasız en zorunun 2001 krizi olduğunu söylüyor. “Kur şokları, faizlerin hayal bile edilemeyen seviyelere yükselmesi ve bankacılık sisteminin zayıflığı krizi çok ağır yaşattı ve zor atlatılmasına sebep oldu” diyen Kayalıoğlu, o zamanki şirketlerin kur riskini neredeyse hiç hedge etmemelerinden dolayı 2001 krizinden pahalı fakat çok önemli dersler alındığını hatırlatıyor. 2001 krizinin ancak üç yıl sonra 2004’te kriz öncesi büyüklüğe gelebildiğini ifade eden yönetici, sektörün ürünlerinin COVID hariç tüm krizlerde ilk tasarruf edilecek harcama olarak görülmesi nedeniyle tüm krizlerde küçüldüklerini belirtiyor. 

SON 30 YILIN EN DERİN KRİZİ

Arzum Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kolbaşı, “Son 30 yılda Türkiye’de bizim gördüğümüz en önemli krizler, 1994 ve 2001... 1994 krizinde dolar aşağı yukarı bir ay içinde üçe katlandı. 2001 krizi 1994’ten de ağır, son 30 yılın en büyük kriziydi. Şubat 2002’ye gelindiğinde Türkiye’de hikaye değişmeye başladı. Bir çıkışa geçildi. Ondan sonra da yaraları sardık” diyor. 

Seramik sektörünün krizlerden genellikle 2 yılda çıkabildiğini belirten İbrahim Polat Holding CEO’su Baran Demir, 2001 krizinin telafisi en zor kriz olduğunu hatırlıyor. 2008 krizinden de önemli ölçüde etkilenildiğine dikkat çeken Demir, bu krizi pandemiyle şöyle karşılaştırıyor: 

“Pandemi bizim sektörümüze iç pazarda çok sıkıntı yaratmakla birlikte özellikle 2020 yılı ikinci yarısı ve 2021’in ilk çeyreğinde ihracat anlamında çok yararlı oldu. Çin’e olan talep Türkiye’ye kaydı. Bu da sektör kapasite kullanımlarının artmasını sağladı. Pandemi telafi süreci anlamında hızlı bir kriz oldu.”

İpragaz CEO’su Eyüp Aratay, LPG sektörü için en zor krizin 2001 yılında yaşandığını ve sektörün kayıplarını 3 yılda telafi edebildiğini belirtiyor. Pandemiyle birlikte yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Daha önce yaşanan tüm krizler ekonomik daralmaya bağlı talep azalması olarak görülürken bu krizde konut segmentinde bir büyümeden söz edebiliriz. Ancak endüstriyel ve ticari işletmelerde tüketim düşüşü ve sokağa çıkma kısıtlamaları nedeniyle otogaz segmentinde ciddi satış kayıpları görülüyor. 2022’de 2019 seviyesine gelebileceğimizi düşünüyoruz.” 

3 YILDA TELAFİ EDİLDİ 

TürkTraktör Genel Müdürü Aykut Özüner, 2019 yılında traktör satışlarının son 10 yılın en düşük seviyesi olan 25 bin 839 adede indiğini, bu sert düşüş sonrasında, mücadele verilen pandemi sürecine rağmen Türkiye traktör pazarının 2020 yılında yüzde 87 oranında bir büyümeyle, 2018 yılı adetlerinin üzerine çıkmayı başardığını söylüyor. Son 30 yılda sektörün en büyük krizinin 2001-2002 yılları arasında yaşandığını ifade eden Özüner, telafinin 3 yılda gerçekleştiğini hatırlatıyor. Özüner, traktör sektörünün pandemide rekor büyümesine dairse “Tarımsal verimlilik ön plana çıkmaya başladı. Bu durum da traktöre talebi artırdı” diyor. 

Erkunt Traktör CEO’su Tolga Saylan da yorumlarını şöyle paylaşıyor: “Pandemi süreci, hepimiz için zor ve daha karmaşık. Belirsizliklerin ekonomik yansımalarının yanında, hayata tutunma çabalarımız kriz önceliklerimizi tamamen değiştirdi. Hem ekonomik hem sosyal açıdan telafisi en zor krizin COVID-19 olduğunu düşünüyorum. Sürecin sonlanması için verilen mücadeleye karşın hala devam etmesi, ekonomik gelişmelerdeki dalgalanmalar ve belirsizlikler telafi sürecini maalesef daha da uzatacak.” 

DEĞİŞİM YILI

Reklamcılar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Volkan İkiler, en çok etkilendikleri krizlerin 1994, 2001 ve 2008 yıllarında yaşandığını söylüyor. 2008 krizinin etkisinin 2009’da yüzde 15’lik küçülmeyle daha da derinleştiğini belirtiyor. 2010 yılında kriz öncesi 2007 medya planlama ve satın alma bütçelerinin üzerine çıkılarak telafi gerçekleştirdiklerini ifade eden İkiler, COVID-19 kaynaklı krizi şöyle anlatıyor: 

“Tüketici davranışı olarak evde geçirilen süre TV ve dijital mecraların tüketim değerlerine olumlu yansıdı. 2020 yılında Türkiye medya yatırımları yüzde 24’lük bir büyüme elde etti. 2021 yılı için büyüme rakamlarının yüzde 15 civarında olacağını tahmin ediyoruz.”

 Ogilvy İstanbul CEO’su Emine Çubukçu ise salgının reklam sektöründe yapısal dönüşümü hızlandırdığını söylüyor. Çubukçu, “Dijital reklamcılığın büyüme serüveni, 2021 ve sonrasında daha da heyecan verici bir hikâyeye dönüşme potansiyeline sahip” diyor.

 Açıkhava ve Endüstriyel Reklamcılar Derneği (ARED) Başkanı Ahmet Özdemirel, 2018 ve 2019 yıllarındaki sıkıntılı sürecin ardından pandemiyle çok zor bir döneme girdiklerini dile getiriyor. Özdemirel, şöyle açıklıyor: “Son 30 yılın en sıkıntılı döneminden geçiyoruz. Türkiye ekonomisine yıllık 9 milyar dolarlık katkı sağlayan ve 125 bin kişiye iş imkanı sunan sektörümüz için 2021 yılının yüksek enflasyonla karşı karşıya kalacağımız, işsizliğin ve cari açık gibi kronik sorunların büyüdüğü bir yıl olmasından endişeliyiz.”


GÖKHAN SIĞIN - BSH TÜRKİYE CEO’SU
BEYAZ EŞYADA TABLO NASIL?


2008 VE 2018 ZORLADI GfK verilerine göre beyaz eşya pazarında 2008 ve 2018’deki büyük daralmaların ardından gelen yıllarda da hızı düşse de daralma devam etti. Bu dönemlerdeki devalüasyonun, maliyet ve fiyatları artırması sonucu tüketicilerin alım güçleri azaldı ve talep düştü. Büyümenin pozitife dönmesi ancak 2 yıl sonra gerçekleşti.

2021 BEKLENTİSİ 2020
sektörümüze bir kriz yılı olarak yansımadı. İç pazar ve ihracatı karşılayacak üretim yapılabildi. 2021 ilk yarıda pandeminin 2020’de yarattığı etkilerin devamını ve pazarın dalgalansa bile canlılığını koruyacağını ve ikinci çeyrekte büyüyebileceğini öngörüyoruz. Toplamda sektörün 2020 seviyesine yakın bir performans göstermesini bekliyoruz.

ALİ KİBAR - KİBAR HOLDİNG YÖNETİM KURULU BAŞKANI
“SANAYİ EN ÇOK 1994 VE 2001’DEN OLUMSUZ ETKİLENDİ”


EN ZORU Üretimdeki kapasite kullanım oranlarının yüzde 10’un üzerinde düşüş göstermesi nedeniyle imalat sanayisinin en çok etkilendiği krizlerin 1994 ve 2001 krizleri olduğu söylenebilir. 2001 krizi finans sektörü kaynaklı olduğundan, yüksek enflasyon ve kurlarda yaşanan yüksek artışlar üretim şirketlerine operasyonel ve finansal yönetim anlamında büyük güçlük yaşattı. 2001-2009 arası dönemde büyüme olsa da işsizlik oranları olumsuz etkilendi.

TELAFİSİ DAHA UZUN
Küresel finansal piyasalarda yaşanan depremle tetiklenen 2008-2009 kriziyle beraber küresel bir talep düşüşü meydana geldi. Bu dönemde diğer krizlerden farklı olarak Türkiye’nin ihracatı yüzde 22,6 düşüş gösterdi ve işsizlik oranları yüzde 14 seviyelerine yükseldi. Bu oran 2020’de yüzde 13,2 seviyesinde. 2001 krizi gibi 2009 yılı sonrasında da cari açık arttı. 2008 krizinin toparlanması bir çeyrek daha uzun sürdü.

GÖRECE AZ ETKİLENDİ
Pandemi her sektörü etkiledi. Özellikle lojistik yavaşlamaların olduğu ve kısıtlamaların artarak ülkeler arası sınırların kapalı olduğu dönemler; otomotiv, lojistik gibi sektörleri derinden etkiledi. Alüminyum, gıda ve ambalaj sektörleri krizden görece az etkilendi. Üretim ve istihdamda sürdürülebilirliği sağlarsak pandeminin önceki krizlerden daha ağır bir tablo yaratacağını düşünmüyorum.

AKADEMİSYENLERE GÖRE EN ZORLU KRİZLER

“2018 10 YIL KAYBETTİRDİ”
Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. ATA CAN BERTAY, 2018 yılında yaşanan döviz krizi nedeniyle gerek dış borç stokunun ulusal gelire oranının 2001 krizi seviyesini aşması gerek işsizliğin son 20 yıla göre bile yüksek seviyelerde seyretmesi nedeniyle ağır seyrettiğini belirtiyor. Bertay, “Hisse senedi fiyatları dolar cinsinden 2009’da yaşanan resesyondaki değerlere oldukça yakın. Yani kayıp bir 10 yıldan bahsedebiliriz” diyor.

“TOPARLANMA HIZLI OLMAYACAK” Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. FATMA AYANOĞLU, ‘Kara Çarşamba’ olarak bilinen 2001 krizinin Türkiye’nin en büyük ekonomi krizi olduğunu düşünüyor. Ayanoğlu, şöyle devam ediyor: “Pandemiyle dünya, Büyük Buhran’dan bu yana en büyük durgunluğa sürüklendi. Toparlanma, güçlü veya hızlı olmayacak. 19’uncu yüzyılın ortalarından bu yana en kötü mali krizlerin hepsinde, kişi başına düşen GSYİH’nin kriz öncesi düzeyine dönmesi ortalama 8 yıl sürdü. Pandeminin yarattığı ekonomik durgunluğun sona ermesi için önümüzde en az 8 yıl gözüküyor.”







Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz