Peki yurt içinde ve yurt dışındaki mevcut bu tablo kimler için nasıl bir fırsat yaratıyor?
Son 5 yılda dünyada varlık fiyatları birçok sektörde yükselişteydi. Pandemi ise bazı sektörlerde dengeleri değiştirdi. Birleşme ve satın almalar durdu, talebin azaldığı turizm, hava yolu, otomotiv ve akaryakıt gibi sektörlerde varlık fiyatları inişe geçti. Türkiye’de ise aslında pandemiden bağımsız olarak 5 yıldır tersi bir durum yaşanıyor. Çok büyük katma değer ve teknolojiye sahip olmayan her sektörde değerler neredeyse yarıya düşmüş durumda. Peki yurt içinde ve yurt dışındaki mevcut bu tablo kimler için nasıl bir fırsat yaratıyor?
Nilüfer Gözütok Ünal
Ekim 2020 tarihli sayıdan
Bugün satma zamanı değil, her şeyin değeri çok düşmüş durumda. Bugün alma zamanı. Lufthansa borcu düşürmek için devletten 9 milyar Euro para alıyor yetmiyor, 100 uçağını satışa çıkardı. Virgin Air iflas etti. Bütün fonlar kruvaziyer ve hava yolu şirketlerinin hisselerini satın alıyor. Önümüzdeki yıl dünyada birçok limanın el değiştireceğini görüyoruz. Bu Türkiye’de de olabilir yurt dışında da... Bu alıcı için bir fırsat.” Bu sözler Yıldırım Group Yönetim Kurulu Başkanı Yüksel Yıldırım’a ait. Yıldırım’ın dikkat çektiği varlık fiyatlarındaki düşüş aslında bugün bazı iş insanlarını kaygılandırırken bazıları için yeni fırsat penceresi açıyor. İçinde bulunduğumuz dönemde dünyada varlık fiyatlarında yaşanan düşüşün ana nedeni COVID- 19 pandemisi olarak gösteriliyor. EY Türkiye Kurumsal Finansman Bölümü Ortağı İlhami Koç da bu yönde görüş belirtiyor. Ekonomideki durgunluğun ya da canlılığın doğrudan varlık fiyatlarını etkilediğini, durgunluk döneminde varlık fiyatlarının düştüğünü belirten Koç, pandeminin yol açtığı krizin neredeyse tüm dünyayı etkisi altına aldığını ifade ediyor. Koç, “Bu dönemde belirli sektörler bu durgunluktan ciddi şekilde olumsuz etkilendi. En olumsuz etkilenen sektörler ise turizm ve taşımacılık oldu. Sektörün her aşamasındaki varlık değerleri örneğin, uçak şirketleri, taşıyıcı ve üreticiler, havaalanları, seyahat acenteleri, oteller son yılların en düşük değerlerine indi. Yine bununla bağlantılı olarak başta petrol olmak üzere enerji fiyatları ve bununla ilgili varlıkların değerleri olumsuz etkilendi” diye konuşuyor.
DEĞER YOLCULUĞU
Pandemi öncesine kadar varlık fiyatlarında çok farklı bir tablo vardı. Dünyada son 5 yılda likiditenin hızlı bir şekilde artması, gelişmiş ülkelerin merkez bankalarının enflasyon yaratmadan para basması ve bu şekilde ekonomilerini desteklemeyi tercih etmeleri yani enflasyon yaratmayan para genişlemesi, varlık fiyatlarında artışlara yol açtı. Likiditenin bir yerlere akması gerektiği için altın, gayrimenkul, hisse senetlerinde önemli değer artışı oluştu. Oaklins Inhera Capital Yönetici Ortağı Levent Bosut, son 5 yılda Amerikan borsalarında S&P’nin yüzde 62, Dow Jones’un yüzde 62, teknoloji şirketlerini kapsayan NASDAQ’ın yüzde 143 büyüdüğüne dikkat çekiyor. “Aynı dönemde altın yüzde 64 değer kazandı. Tüm bu artışlar Amerikan Doları bazında gerçekleşti” diyor. Öte yandan New York Üniversitesi Stern İş Okulu’ndan değerlemeler konusunda uzman Prof. Aswath Damodaran’ın yaptığı hesaplamalara göre aynı dönemde yazılım sektöründe yüzde 106, bilgi hizmetlerinde yüzde 84,4, eğlencede yüzde 61,5, eğitimde yüzde 61, sağlık sektöründe yüzde 47,3’lük bir değer artışı yaşandı.
TÜRKİYE’DEKİ TABLO
Peki dünyada her şeyin değer kazandığı bu süreçte Türkiye’de varlık fiyatlarının seyri ne oldu? Değer artışı Türkiye’de dünyaya paralel bir seyir izlemedi. Hem dünyada hem Türkiye’de parasal genişleme olmasına rağmen Türkiye’de varlık fiyatları reel anlamda son 5 yılda neredeyse tüm sektörlerde ucuzladı. Türkiye’de şirket değerleriyle ilgili fikir sahibi olabilecek mecranın borsa olduğuna dikkat çeken Levent Bosut, “Halka açık olan şirketlerin değerlerini borsadaki değerlerinden net olarak takip etmek mümkün. Türkiye borsa indeksi BIST100, 5 yılda TL bazında yüzde 39,2 arttı. Bunu güncel dolar kuruyla düzeltirsek, aslında Amerikan Doları bazında Türkiye’de borsa, yatırımcısına 5 yılda yüzde 46 değer kaybettirmiş oldu.” Alfa Investment Yatırım Yönetim Grubu Ortağı Dr. Necip Uludağ ise yaptıkları çalışmalara göre Türkiye’de son 5 yılda değerleme çarpanlarındaki değişimi şöyle ortaya koyuyor: “Türkiye’de sağlık sektöründe şirket değerleme çarpanları 12’den 9’a, otomotivde 7’den 5’e, mobilya, hızlı tüketim ve turizmde 8’den 6’ya, çelikte 6’dan 5’e, inşaatta da 7’den 6’ya düştü.” Ventura Partners Ortağı Kerim Kotan da geride bıraktığımız 5 yılda Türkiye’de işlem ortalamalarında çarpanların genel olarak 9-10’lardan 7-8’lere gerilediğini ifade ediyor.
DÜŞENLER VE ÇIKANLAR
Tüm dünyada varlık fiyatları değerlenirken Türkiye’deki bu tablonun nedenlerine gelince… Uzmanlara göre, TL’nin değer kaybı, düşen alım gücü ve yatırımcı ilgisindeki azalma değer düşüşündeki ana etkenler oldu. Kerim Kotan, demir çelik, petrol-gaz üretim veya kağıt ürünleri gibi sektörlerdeki değer düşüşünü, daha az katma değer üretmelerine ve yavaş büyümelerine bağlıyor. “Potansiyel alıcıların satın alma radarında olmayan bu sektörlerin değeri düştü” diyor. Ayrıca pandemi nedeniyle yeme içme, turizm, eğlence ve hava yolu sektörlerinde son 1 yılda ciddi değerleme kaybının söz konusu olduğuna da değiniyor. Bu sektörlerdeki değer düşüşünü arz talep dengesine bağlayan Kotan, “Sektörlerin kendi aralarındaki kârlılıkları ve büyümeleri de önemli bir etken” diyor. E-ticaret, teknoloji, gıda ve kimya sektörleri ise son 5 yılda Türkiye’de varlık değeri yükselen sektörler arasında. Bu sektörlerde çarpanlar e-ticarette 16, teknolojide 12, gıdada 13’e ulaşıyor. Levent Bosut, her sektörde kazanan ve kaybedenlerin olduğunu söylüyor. Değer artışını olumlu olarak ayrıştıran tek özelliğin şirketlerin teknolojiye yakınlığı olduğunu dile getiriyor. “Örneğin otomotiv şirketlerinin çoğu yerinde sayarken teknoloji ağırlıklı otomotiv şirketi Tesla prim yapmaya devam ediyor” diyor.
FIRSATIN ADRESİ
Varlık fiyatlarında düşüş yaşayan sektörler alım fırsatı da yaratıyor. A&S Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Akkuş, pandemiyle birlikte perakende ve turizm sektöründe değer bazında düşüş yaşanırken bu sektörlerde birçok alım fırsatı doğduğunu söylüyor. Deloitte Finansal Danışmanlık Hizmetleri Direktörü Özlem Ulaş, şu anda genel anlamda, belli bir risk seviyesini kabul eden her yatırımcı için alım fırsatı olduğunu dile getiriyor. “Birkaç yıl önce gelişmekte olan ekonomiler daha cazip olarak nitelendirilirken, şimdilerde gelişmiş ekonomilerde belli olgunluk seviyesindeki şirketlerin de yatırımcılar tarafından güvenli liman olarak kabul edilip ilgi çektiğini görüyoruz” diyor. Alfa Investment Yatırım Yönetim Grubu Ortağı Dr. Necip Uludağ, Türk iş dünyası için yurt dışındaki yatırımlarda en cazip ülkenin İngiltere olduğunu orta gelirli ülkeler arasında Rusya, düşük gelirli ülkeler kategorisinde ise Azerbaycan’ın ilk sırayı aldığını belirtiyor. KPMG Türkiye Birleşme ve Satın Alma Hizmetleri Şirket Ortağı Gökhan Kaçmaz ise konuya biraz daha farklı bir açıdan bakıyor. COVID-19 sonrasında satın almalarda iki önemli yaklaşımın ortaya çıkacağına değiniyor. Bu yaklaşımları şöyle açıklıyor: “Birincisi salgından ciddi hasar almış sektörlerin toparlanma sürecinde finansal yeniden yapılandırmayla beraber sermaye girişine yönelik olarak şirket birleşme ve satın almalar önemli rol oynayacak. Bu sektörler, turizm, havacılık, deniz ulaşımı, gayrimenkul, otomotiv ve diğer sanayi sektörleri olacak. Ayrıca salgın sonrası ülkelerin tarım, temel gıda, medikal malzeme ve ilaç üretiminde yatırımları artırması kaçınılmaz olacak.”
EN BÜYÜK ENGEL
Peki Türkiye’deki şirketler fırsatı nerede görüyor? Kimler özellikle varlık fiyatları düşen sektörlerde alıma geçmeye hazırlanıyor? Her ne kadar belli sektörlerde yurt içi ve yurt dışında varlık fiyatları düşmüş olsa da kurlardaki artış nedeniyle hala fiyatlar Türk şirketleri için çok da fırsat olarak görülmüyor. Pandemi nedeniyle yaşanan belirsizlik de şirketlerin fırsatları değerlendirmesinin önünde en büyük engel. Canovate Group CFO’su Zafer Akay da bu doğrultuda konuya yaklaşıyor. “Yurt dışında alım fırsatı olduğunu düşünmüyoruz, çünkü bu alımlar döviz cinsinden olacağı için yerel para cinsinden yükselen döviz kuru etkisi bir fırsat yaratmıyor. Öte yandan COVID-19 salgını nedeniyle hem yurt içinde hem yurt dışında alımlar için uygun bir zemin olduğunu düşünmüyoruz” diyor. Doğanlar Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı Davut Doğan, 2018 yılının ikinci yarısından itibaren Türkiye’de dövizin aşırı değer kazanmasıyla şirket değerlerinde ciddi düşüşler olduğunu söylüyor. Mevcut koşulların yurt dışından gelecek yatırımcılar için bir fırsat yarattığını belirten Doğan, “Şirket değerleri yarıya düştü. Ancak bizim yurt içinde enerji yatırımlarımız devam ettiği için herhangi bir alım planımız yok” diyor. Uğur Akkuş’a göre turizm, perakende ve finans sektöründe hem yurt içinde hem yurt dışında fırsat var. Ancak Akkuş da pandemi nedeniyle önümüzdeki 2 yılı net olarak görememenin bu fırsatları değerlendirmenin önünde engel olduğunu düşünüyor. “Bu riski göze alarak yatırım yapmak çok cesurca bir girişim olur” diye konuşuyor. Orge Elektrik Yönetim Kurulu Başkanı Nevhan Gündüz, Türkiye’de birçok şirketin TL’deki değer kaybı nedeniyle değer kaybettiğini ifade ediyor. Yabancı para cinsinden geliri olanlar için bunun fırsat olarak değerlendirilebileceğini söyleyen Gündüz, “Bununla birlikte pandemi nedeniyle bu tip operasyonların bir süre ertelenmesi olası” diyor.
HAREKETE GEÇMEK İSTEYENLER
Ancak her şeye rağmen gerek yurt içi gerek yurt dışında oluşan fırsatları değerlendirmek niyetinde olan şirketler de var. CMS Jant ve Makine Yönetim Kurulu Başkanı Ünal Kocaman, uygun maliyetin üstüne çıkan bir sinerji olursa bunu değerlendirebileceklerini söylüyor. “Orta-Doğu, Avrupa ve Rusya yakından mercek altına aldığımız bölgeler” diyor. Onko Türkiye’de yatırımı cazip buluyor. Onko İlaç İcra Kurulu Başkanı Tuğçe Koç, “Türkiye hem konum olarak Avrupa ve Orta Doğu’nun komşusu hem yüksek kalitede ürün üretebilen tesisler mevcut. Son yıllarda yaşanan TL’deki değer kaybından dolayı birçok ülkeye göre üretim maliyetlerimiz daha düşük seviyede. Stratejik yatırımlara da her zaman açığız” diye konuşuyor. Penti Yönetim Kurulu Başkanı Sami Kariyo, mevcut durumda fırsat olabilecek yatırım imkanlarının ortaya çıkabileceğini ifade ediyor. “Bugün olmasa bile normalleşmenin izleyeceği seyre bağlı olarak veya olası ikinci pandemi dalga etkilerinin net olarak öngörülebildiği önümüzdeki 6 aylık süreç içinde özellikle Avrupa’da doğabilecek yatırım fırsatları değerlendirilebilir” diyor. Erham Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Hamdullah Ceylan, önümüzdeki dönemde döviz yükümlülüklerinden kaynaklanan sorunlar yaşanabileceğini dile getiriyor. Kendilerinin de şirket olarak yatırım fırsatlarını izlediklerini belirten Ceylan, “Yenilenebilir enerji üretim kaynaklarına ilgimiz devam ediyor” diyor. Faydasıçok Holding Yönetim Kurulu Başkanı Naci Faydasıçok, yurt dışındaki fırsatlarla ilgileniyor. “Özellikle ürettiğimiz mamulleri satabileceğimiz Avrupa ülkelerinde dağıtım ve pazarlama şirketleri alım için uygun olabilir. Bunun dışında Türkiye dışında üretimi pek düşünmüyoruz. Çünkü Türkiye’de artan döviz fiyatlarıyla üretim daha mantıklı ve rekabetçi hale geldi” diye konuşuyor.
“5 YILDA TÜRKİYE UCUZLADI” LEVENT BOSUT / OAKLINS INHERA CAPİTAL YÖNETİCİ ORTAĞI KÜÇÜLMENİN BOYUTU Türkiye’de konut fiyat indeksi Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası verilerine göre son 5 yılda mayıs ayı itibarıyla yüzde 71,9 arttı. Ancak aynı dönemde dolardaki değer artışı dikkate alındığında bu artış dolar bazında yüzde 32,9’luk bir küçülmeye denk geliyor. Yani konuta 5 yıl önce yatırılan her 100 dolar, 5 yıl sonra 67,1 dolara düştü. Halbuki bu dönemde konut fiyatları Avrupa ve Amerika’da yüzde 40 civarında artış gösterdi. Yani 5 yıl önce Avrupa’da aynı paraya alınan bir gayrimenkul değeri şimdi Türkiye’dekinin 2 misli. SATIN ALMA PARİTESİ Dolayısıyla hem konutlarda hem hisselerde Türkiye’ye aynı miktarda yatırım yapmış bir yatırımcının varlıkları dünyada yatırım yapmış yatırımcıya kıyasla tam yarı yarıya denebilir. Dünyada aynı dönemde 100 dolar, en az 150 dolar olmuşken, Türkiye’de bu değer 60 dolar civarına düşmüş durumda. Türkiye’deki bu düşüş satın alma paritesine baktığımızda da aynı resmi veriyor. Türkiye’de 5 yılda tükettiğimiz yiyecek, kıyafet, servislerin hepsini içeren paket de 5 yılda reel olarak geriledi yani Türkiye ucuzladı. |
“STRATEJİMİZ AVRUPA’DA FIRSATLARI DEĞERLENDİRMEK” NEŞE GÖK / İNCİ HOLDİNG CEO STRATEJİK ORTAKLIK Her kriz döneminde olduğu gibi bu dönemde de krizi çevik ve başarılı bir şekilde yöneten kuruluşlar için çok önemli fırsatlar olacağını düşünüyoruz. Biz de bu bakış açısıyla faaliyet alanlarımız için özellikle hedef pazarlarımız olan Avrupa ülkelerindeki gelişmeleri, hem o bölgede hem stratejik ortaklıklarla Türkiye’de yapılabilecek yatırımlar açısından yakından takip ediyoruz. Bu sürecin güçlü finansal yapımız ve global iş birliklerindeki 30 yıllık tecrübemizle grup portföyünü farklı stratejik iş birlikleriyle büyütmek için ciddi fırsatlar getirebileceğine inanıyoruz. ODAKTAKİ ALANLAR Stratejimiz, öncelikli olarak Avrupa’da olmak üzere mevcut faaliyet alanlarımızla sinerji yaratabileceğimiz yeni alanlardaki yatırım fırsatlarını değerlendirmek. Bu alanları da enerji depolama, otomotiv teknolojileri ve mobilite olarak belirledik. Bunun yanında, ağırlıklı olarak yeni teknolojilerin doğduğu coğrafyalarda İngiltere ve Almanya’da erken aşama teknoloji şirketlerine yatırım yapılması için holdingin stratejik yatırımcılığını yaptığı Vinci adını verdiği, Hollanda merkezli bir girişim sermayesi fonu kuruldu. Bu fonla aktif olduğumuz; mobilite ve otomotiv teknolojileri, endüstri 4.0, tedarik zinciri/lojistik çözümleri ve enerji yönetimi/depolama alanlarında gelişen yeni teknolojileri takip edebilme yetisi güçlenmiş oldu. |
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?